Tesettürlü model Halima Aden ilk başörtü koleksiyonunu İstanbul’da tanıtacak

Tesettürlü model Halima Aden ilk başörtü koleksiyonunu İstanbul’da tanıtacak
TT

Tesettürlü model Halima Aden ilk başörtü koleksiyonunu İstanbul’da tanıtacak

Tesettürlü model Halima Aden ilk başörtü koleksiyonunu İstanbul’da tanıtacak

Halima Aden’in başörtüsü kreasyonu, İstanbul Muhafazakar Moda Haftası’nda görücüye çıkacak.
The Independent'tan Sarah Young'ın haberine göre, Somali asıllı ABD’li model, 2016’da başörtüsü ve tesettür mayosu giydiği ABD’deki Miss Minnesota güzellik yarışmasını kazanarak dikkatleri üzerine çekti.
Bu tarihten sonra Max Mara, Alberta Ferretti ve Kanye West's Yeezy gibi önemli markalar için podyuma çıkan Aden, 2018’de İngiliz Vouge dergisinin 102 yıllık tarihinde kapağı süsleyen ilk tesettürlü model oldu.
Kariyerine bir de “moda tasarımcılığı”nı ekleyen 21 yaşındaki Aden, bugünlerde 27 parçadan oluşan koleksiyonunu tanıtmaya hazırlanıyor.

İstanbul Muhafazakar Moda Haftası için Türk muhafazakar giyim markası Modanisa ile anlaşan Aden, 20-21 Nisan 2019 tarihlerinde gerçekleşecek etkinlikte tasarımlarını katılımcıların beğenisine sunacak.
Koleksiyonla ilgili ayrıntılar henüz bilinmese de Aden’in yaptığı son açıklama, hayranlarına neyle karşılaşacaklarına dair bir fikir sunuyor.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Halima (@halima)'in paylaştığı bir gönderi ()

Aden, Paper dergisine yaptığı açıklamada, muhafazakar modayla ilgilenen kadınlara bazı ipuçları verirken, bunlardan birinin “nude tonlar” kullanmak olduğunu söyledi.
Öte yandan kişisel tarzıyla ünlenen modelin Instagram hesabında, kırmızı, mavi, fuşya pembesi ve leopar gibi canlı ve parlak renkler de göze çarpıyor.
Aden, son olarak New York Moda Haftası’nda giydiği neon çizgili takım elbise ve parlak başörtüsüyle gündeme gelmişti.

Dergiye yaptığı açıklamada moda piyasasındaki başarısının gelecek kuşaklara cesaret vermesini umduğunu belirten Aden, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Kadınları kendi başarı hikayelerini yaratmaları için teşvik etmek istiyorum. Tesettürlü kadınları Met Gala’da ya da başrollerde görmek istiyorum. Orada bir yerlerde çok fazla ‘ilk kadın’ var. Büyük hayaller kurmalarını sağlamak için ne yapabilirim?”



İran asıllı ABD'liler Trump'ın saldırılarını destekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

İran asıllı ABD'liler Trump'ın saldırılarını destekliyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Donald Trump, ABD'nin İran'a yönelik son askeri saldırılarının ardından İranlı Amerikalılardan büyük destek topladı. Birçok kişi, bu saldırıların Ayetullah Ali Hamaney'in iktidarını devirmeye katkıda bulunabileceğini umut ediyor.

Salı sabahı ABD Başkanı'nın arabuluculuğunda Tahran ve Tel Aviv arasında ateşkes anlaşması imzalanmadan önce, ABD'deki İranlı topluluklar hafta sonu önemli nükleer tesislere düzenlenen saldırı konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik sergilemeye başladı.

İslam Devrimi'nin ardından 1980'lerde İran'da büyüyen Simone Derayeh, Los Angeles'ta yaşayan yaklaşık 141 bin İran asıllı kişiden biri.

Derayeh, İran halkının ülkenin Yüce Lideri ve onun teokratik rejimi tarafından "rehin tutulduğunu" söyledi.

NBC Las Vegas'a, Sovyet lideri Joseph Stalin ve Nazi Almanyası'nın lideri Adolf Hitler'in totaliter yönetimlerine atıfta bulunarak, "Süregelen baskı, Stalin ve Hitler'inkine benziyor" diye konuştu.

Bu, hikaye kitaplarında anlatılan türden bir şey.

SDFRGTH
Simone Derayeh, Los Angeles'taki İran diasporasının Trump'ın askeri eylemlerini desteklediğini NBC Las Vegas'a söyledi (NBC Las Vegas)

Trump, İran'ı "Yeniden Harika Yapmak"tan bahsederken Derayeh, Hamaney'in otoriter yönetimini zayıflatma çabalarını destekleyen birçok ses arasında sadece bir ses olduğunu iddia ediyor.

Aslında birçok İranlı, İslam Cumhuriyeti'nin zayıflamasından memnun. Maalesef, 1980'lerin başında, en zor zamanlardan bazılarını yaşayarak baskıları ilk elden deneyimledim. Toplu katliamlar, toplu infazlar. Özellikle kadınlara ve azınlıklara karşı çok, çok baskıcı yasalar.

Washington D.C.'de yaşayan İranlı Amerikalı Alireza, Baltimore Sun gazetesine, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yaptığı saldırının kendisine umut verdiğini söyledi.

Diğer liderlerin İran halkı acı çekerken seyirci kaldığını, Trump'ın saldırılarınınsa İran'ın "hiçbir şey yapamayacağı ve zayıf olduğu" mesajını açıkça verdiğini savundu.

Maryland'da yaşayan 72 yaşındaki emlakçı Reza Rofougaran, 1979'da Pehlevi hanedanlığı devrildikten kısa süre sonra Tahran'dan göç etmiş.

Gazeteye "İran'daki İslam rejimine yüzde 100 karşıyım ve rejim değişikliği umuduyla yaşıyorum" diye konuştu.

Ancak Rofougaran, kendi ülkesine yapılan saldırıları kınıyor. Diğer İranlı Amerikalıların saldırıları daha çok desteklediğini söyledi.

Sivillere saldırmıyorlar. Onlar mollalara, üst düzey [İslam Devrim Muhafızları] komutanlarına ve yetkililere saldırıyor.

Rofougaran, diğerlerinin saldırılardan "üzüntü duyduğunu" söyledi.

UIO9
ABD'nin İran'ın İsfahan nükleer teknoloji merkezine düzenlediği saldırıların ardından oluşan hasarın uydu görüntüsü (Maxar Technologies)

Neredeyse 30 yıl önce İran'dan kaçan aktivist öğrenci Elham Yaghoubian, saldırıları destekliyor ve CNN'e bunların İran, Ortadoğu ve dünya için "yararlı" olduğunu söylüyor.

Bu altyapılar, yollar, fabrikalar, binalar yeniden inşa edilebilir ancak asla geri kazanamayacağımız şey, temel hakları için ayağa kalktıklarında her seferinde acımasız rejim tarafından öldürülen tüm genç erkek ve kadınların hayatları.

Yaghoubian, çoğu İranlının savaş istemediğini kabul etmekle birlikte bunun olumlu bir sonuç getirebileceğini savundu: İran rejiminin düşüşü.

"Bu savaşı hiçbir müzakere ya da uzlaşma sona erdiremez" diye ekledi.

Barış ve refah ancak bu rejimin İran'dan uzaklaştırılmasıyla mümkün olabilir

Independent Türkçe