Çin ve İtalya: Avrupalıların sorgulamalarının merkezindeki ortaklık

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella Şeref Kıtasında (AFP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella Şeref Kıtasında (AFP)
TT

Çin ve İtalya: Avrupalıların sorgulamalarının merkezindeki ortaklık

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella Şeref Kıtasında (AFP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella Şeref Kıtasında (AFP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yıl ilk yurtdışı ziyaretini Avrupa Birliği’nde ekonomisi en iyi ülkeler sıralamasında 3. olan İtalya’ya gerçekleştirdi. Söz konusu ziyaret Avrupa Birliği’nden (AB) gelen büyük soru işaretleri eşliğinde gerçekleşirken ABD de bu ziyaretten rahatsız.
Dün iki ülke arasında imzalanan anlaşma muhtırası İtalya’nın Çin tarafından başlatılan ve son zamanlarda çok konuşulan “Kemer ve Yol Girişimi” projesine katılmasına ilişkin esasları belirliyor. Söz konusu girişim, Asya, Afrika ve Avrupa’da demiryolu ve karayolu inşa edilmesini içeriyor. Çin bu adımla dünya ekonomisini yönlendirmek isterken projenin kapsadığı bölgelerde kalkınma ve gelişimin sağlanmasını hedefliyor.
Avrupalılar ise görüntünün Çin tarafından çizildiği kadar tozpembe olmadığını, söz konusu projenin en çok kazananının Pekin olacağını ve Çin’in yatırım, sermaye ve altyapı projelerine ihtiyacı olan birçok ülkede yeni pazarlar kazanacağını söylüyor. İşte tam da burada ABD tarafından “Borç tuzağı” olarak isimlendirilen ve Güney Asya ile Afrika ülkelerinin düşebileceği durum kendini gösteriyor. ABD Çin’in söz konusu ülkelere borç karşılığında hayati önem taşıyan tesisler inşa edeceğini ve bunun sonucunda Güney Asya ve Afrika ülkelerinin kendisini faizleri ile birlikte ödemeleri gereken büyük bir borç yığını ortasında bulabileceklerini belirtiyor. Tüm bu gelişmeler sonucunda söz konusu ülkelerin Çin’in ekonomisi ve siyasetine bağlı bir hale geleceği ifade ediliyor. Öte yandan söz konusu projeye paralel olarak yaşanacak stratejik gelişmelerin henüz tam olarak belli olmadığı belirtiliyor. Gözlemciler -örnek olarak- Hindistan-Pakistan geriliminin eşi benzeri görülmemiş bir şekilde artabileceğini çünkü İslamabad’ın Çin tarafından başlatılan projeye destek verdiği, buna mukabil Yeni Delhi’nin ise söz konusu projeyi kendisini kuşatma planı olarak gördüğünü söylüyor. Yeni Delhi kendisini kuşatma girişimi olarak gördüğü bu proje karşısında Umman Körfezi’ne bakan Çabahar Limanı’nı kullanıyor.
Diğer taraftan İtalya’nın projeye katılan Asya ve Afrika ülkeleri ile kıyaslanması doğru değil. Çünkü İtalya yaklaşık 10 sene önce yaşanan küresel ekonomik krizin etkilerinden tam olarak kurtulamamış olsa da dünyanın en büyük ekonomisine sahip 7 ülkeden biri.
İki önemli bakış açısı
Burada ek bir mesele gündeme geliyor.  Roma’yı yöneten ittifak ( Beş Yıldız – Kuzey Ligi) İtalya ile Çin arasında imzalanan anlaşma muhtırasına iki farklı açıdan bakıyor:  Birincisi Beş Yıldız partisi açısından. AB’ye şüpheli bir şekilde yaklaşan ve siyasi politikasının büyük bir bölümü Avrupa bürokrasinin muhalif bir tutum sergilemeye dayanan Beş Yıldız partisi; Çin’in Trieste ve Cenova limanlarının genişletilmesine yönelik yatırımını AB’ye olan bağlılığı azaltan bir adım olarak görüyor. İkinci bakış açısı ise Kuzey Ligi’nin bakış açısı. Kuzey Ligi Çin’in projesine destek vermenin müttefikleri ABD’yi kızdıracağını düşünüyor.
AB’nin Çin projesine karşı çıktığı noktalardan biri de eşitlik konusu. Çin’in ülkelerinde yüz milyarlarca dolarlık yatırım yaptığı (Sadece İngiltere’de 80 milyar dolardan fazla) Avrupalılar Çin’in projesinin yerel pazarların Avrupa’dan gelen mal ve yatırımlara açık olacağı konusunda herhangi bir teminat içermediğini ve Avrupalıların Çin yatırımlarının artışından kazanacakları faizin belli olmadığını belirtiyor. Buna ek olarak Çin’in endüstri alanındaki sözleşmelerinin çoğunda teknolojinin Çin’e nakledileceğinin belirtildiği maddeler bulunuyor ki bu Pekin’in teknolojiyi ele geçirmeye ve uzun vadede Avrupa teknolojisine denk seviyede kendisine özel mal üretmeyi hedeflediği izlenimi veriyor.
Avrupalılar “Kemer ve Yol Girişimi” projesinin bazı noktalarının Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ömrünün sonuna kadar ülkenin başında kalma ve meşruiyetini güçlendirme isteği ile bağlantılı olduğunu söylüyor. Cinping yerel desteği kendisi üzerinde toplayacak dev imparatorluk projeleri hayata geçirmekle bu hedefine ulaşmak istiyor.



Danimarka Trump'ın açıklamalarını reddetti: Grönland “ilhak için teklif edilmedi”

 Trump ve Grönland (NASA)
 Trump ve Grönland (NASA)
TT

Danimarka Trump'ın açıklamalarını reddetti: Grönland “ilhak için teklif edilmedi”

 Trump ve Grönland (NASA)
 Trump ve Grönland (NASA)

Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen bugün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Grönland'ı ilhak etmekle ilgili son sözlerini reddederek, başka hiçbir ülkenin kendi kendini yöneten Danimarka adasını kontrol edemeyeceğini belirtti.

Rasmussen gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne, BM Şartı'na ya da uluslararası hukuka bakarsanız Grönland'ın ilhak edilemeyeceğini görürsünüz” dedi.

ABD Başkanı dün, ülkesinin Danimarka'ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland'ı ilhak etmesinin eninde sonunda “gerçekleşeceğine” ve bunun da “uluslararası güvenliği” güçlendireceğine inandığını ifade etti.

 ABD Başkanı Donald Trump (AFP)ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Grönland'ın görevden ayrılan Başbakanı Mute Egede, Trump'ın sözlerini kınamakta gecikmedi ve siyasi parti liderlerini bir araya getirerek ABD Başkanı'nın sözlerine ortak bir yanıt vereceklerini söyledi. Trump, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'yi kabulünde şunları söyledi: “Bunun gerçekleşeceğini düşünüyorum. Uluslararası güvenlik için buna ihtiyacımız var.” Trump, Rutte'nin bu adımı gerçekleştirmede “çok etkili” olabileceğini de belirtti.

Trump, “Bildiğin gibi Mark, uluslararası güvenlik için buna ihtiyacımız var... Kıyılarımızda dolaşan çok sayıda favori aktörümüz var ve dikkatli olmalıyız” diyerek Çin ve Rusya'nın Arktik bölgesine artan ilgisine açık bir göndermede bulundu.

Trump'ın tutumuna karşılık olarak Başbakan Egede şunları söyledi: “Artık yeter”. “Bu kez, Trump'ın söylediklerini reddetmek için ses tonumuzu sertleştirmeliyiz. Saygısızlığa uğramaya devam etmemeliyiz.” Trump'ın doğal kaynaklar bakımından zengin olan adayı ele geçirme tehditleri, özellikle de “Grönland'ın kontrolünü ele geçirmek” için güç kullanımını göz ardı etmeyi reddetmesi, dünyanın dikkatini bu bölgeye odakladı.

Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Trump'ın açıklaması, Grönland'da yapılan ve adanın 57 bin olan nüfusunun çoğunluğunun adanın bağımsızlığını savunan partiler lehine oy kullandığı parlamento seçimlerinden kısa bir süre sonra geldi.

Igaliko yerleşim yerinde dalgalanan Grönland bayrağı (Reuters)Igaliko yerleşim yerinde dalgalanan Grönland bayrağı (Reuters)

Rutte, Grönland'ın ABD'ye katılmasıyla ilgili herhangi bir konuya müdahale etmeyeceğini vurguladı ve “NATO'yu bu işin içine çekmek istemiyorum” dedi. “Uzak Kuzey ve Kuzey Kutbu söz konusu olduğunda, kesinlikle haklısınız (...) Çinliler artık bu rotaları kullanıyor. Rusların yeniden silahlandığını biliyoruz. Buzkıran gemisi sıkıntımız olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Kuzey Kutbu'nda Rusya hariç yedi ülkenin ABD liderliğinde bu konuda birlikte çalışıyor olması, bu bölgenin, dünyanın bu kısmının güvenli kalmasını sağlamak açısından kritik önem taşıyor.”