Tüm zamanların en iyi 10 film müziği

Listenin en üst sırasında Kill Bill Bölüm I yer alırken, 2. sırada Purple Rain bulunuyor
Listenin en üst sırasında Kill Bill Bölüm I yer alırken, 2. sırada Purple Rain bulunuyor
TT

Tüm zamanların en iyi 10 film müziği

Listenin en üst sırasında Kill Bill Bölüm I yer alırken, 2. sırada Purple Rain bulunuyor
Listenin en üst sırasında Kill Bill Bölüm I yer alırken, 2. sırada Purple Rain bulunuyor

Film müzikleri; diyaloglar ve oyuncu performansları kadar etkileyici ve önemli olabilir. Hatta çoğu zaman, filmin önüne geçebilir ya da uzun yıllar hit olarak kalabilir. Bunun yanında, ünlü müzisyenlerin önceden kaydedilmiş şarkıları da film müziği olarak kullanılabilir.
The Independent'tan Roisin O’Connor'ın haberine göre, 2019’un film müzikleri, top 10 listelerine girerek, Ed Sheeran, Drake ve Ariana Grande gibi müzisyenlerle yarıştı. Ancak bu filmlerden biri olan Bir Yıldız Doğuyor (A Star is Born) gibi yapımlardan önce, kültürel belleğimize kazınmış birçok film var. Çünkü bu yapımlar, müziklerinin de etkisiyle, film bitse bile uzun süre aklımızda kalan anlar yaratıyor.
İşte bu yüzden, Ucuz Roman’dan Galaksinin Koruyucuları’na, en iyi 10 film müziğini sizler için derledik.
1- Kill Bill Bölüm I (2003)
ABD’li hip hop grubu Wu-Tang Clan üyelerinden RZA, Uma Thurman’ın canlandırdığı 'Gelin' karakterinin kanlı intikamını konu alan filmin müzikleri için yönetmen Quentin Tarantino’yla çalıştı.
Özellikle tansiyonun yükseldiği sahnelerde, sessizlik ve öykü dışı (non-diegetic) seslerin birbirini izleyişi, filmin en güzel anlarını yaratıyor.
En can alıcı sahneyse, Santa Esmeralda’nın Latin ve Flamenko aranjmanıyla harmanlanan “Don’t let me be misunderstood” şarkısının kullanıldığı, O-Ren Ishii ve Gelin arasındaki savaş sahnesi. 
“The Flower of Carnage”in duyulduğu O-Ren’in düşüş sahnesi de en büyüleyici anlardan. Şarkının sözleri, sanki Gelin’in düşüncelerini okuyor: Ölüm ve yaşam arasındaki çizgide yürüyen bir kadınım. Aylar önce gözyaşlarımı boşalttım ve intikam nehrinde yıkandım.
2- Purple Rain (1984)
Amerikalı ünlü şarkıcı Prince’in başrolünde oynadığı müzikal, aynı zamanda şarkıcının en önemli başarılarından biri. Yetenekli ama türlü zorluklarla karşılaşan bir müzik grubunun vokalisti hakkındaki hikaye, ünlü müzisyenin aklına 1999’daki turnesinde geldi. Prince’in en iyi ve en rezil yanlarını gözler önüne seren film, aynı zamanda 1984’ün en yüksek hasılatlı yapımlarından biri oldu. Ayrıca, filmdeki şarkılar, müzisyenin esrarengiz görüntüsü altındaki ruhunu da ortaya çıkarıyor. 
3- Şöhrete Bir Adım (Almost Famous) (2000)
Cameron Crowe’un yönettiği ve Danny Bramson’ın müzik koordinatörlüğünü üstlendiği film, yönetmenin müzik gazeteciliği yaptığı gençlik yıllarına dayanıyor. İkili, filmde, radyo hitlerini kullanmak yerine ünlü müzisyenlerin daha az bilinen şarkılarını tercih ediyor. Örneğin, Crowe’un alter egosunu temsil eden William Miller karakterini yansıtan parça olarak The Who’nun “Sparks” şarkısı seçiliyor. 
Ayrıca Elton John’un "Tiny Dancer"ı da göze çarpan şarkılar arasında. 
4- Ucuz Roman (Pulp Fiction) (1994)
Film, ünlü yönetmen Quentin Tarantino’nun belki de en sevilen filmi. Yönetmen filmin açılış sekansında, Amerikan sörf müziğiyle klasik rock müziği harmanlayarak, Dick Dale’in “Misirlou” parçasını kullanıyor. Şarkı, yönetmene müzisyen Boyd Rice tarafından önerildi. 
Ayrıca, Mia Wallace (Uma Thurman) ve Vincent Vega’nın (John Travolta) ünlü dans sahnesinde çalan Chuck Berry’nin “You Never Can Tell” parçası da unutulmazlar arasında. 
5- Trainspotting (1996)
Filmin müzikleri o kadar popüler oldu ki hala müzik tarihinin en sevilen koleksiyonlarından biri olmayı sürdürüyor. Bunun yanında, açılış sekansında “Lust For Life” şarkısının kullanılması, Iggy Pop’un kariyerinde adeta rönesans başlattı. 
Iggy Pop’un ardından da duygusal bir sahneyle Lou Reed’in “Perfect Day” parçası geliyor.
Ayrıca Brian Eno’nun “Deep Blue Day” ve Fransız besteci Georges Bizet’in “Carmen Suite No.2” gibi klasik parçalarının kullanılması da filmi unutulmaz kılan özelliklerden.
6- Galaksinin Koruyucuları  (Guardians of the Galaxy) (2014)
Konuşan bir ağacın galaksiyi koruduğu bir uzaylı filmini nasıl daha inandırıcı kılarsınız?
Filmin en iyi sahnelerinden biri, kuşkusuz, açılış sekansı. Burada Quill, kıyamet sonrası, ıssız bir gezegende Redbone’un “Come and Get Your Love” şarkısı eşliğinde dans ediyor. 
7- Super Fly (1972)
Curtis Mayfield’ın 3. stüdyo albümü, Blaxploitation (siyah istismar sineması) türündeki filmle aynı adı taşıyor. Bu türdeki filmler, Afro-Amerikalı izleyicilere hitap etmeye çalışan, siyahilerin yaşam tarzını ve isyanını konu edinen filmler. Bu açıdan albüm, yoksulluk ve uyuşturucu konularına duyarsız kalan birçok parça arasında öne çıkarak, adeta çığır açtı. 
8- Aşk Mevsimi (The Graduate) (1968)
Aşk Mevsimi, müziğiyle tanımlanan ilk filmlerden biri. Ayrıca Mike Nichols, popülerleşmiş şarkıları film müziği olarak kullanma furyasını da bu filmle başlattı. Filme damga vuran parçalardan Simon & Garfunkel’in “Sound of Silence”ı, David Hoffman’ın canlandırdığı karakterin duygu yoğunluğunu çok iyi yansıtıyor. 
9- Cennet (Eden) (2014)
Cennet, gece kulubü kültürü konusunu ciddi biçimde ele alan belki de ilk yapım. Filmin müzikleri, 90 gençliğinin can damarı olan ev ve garaj müziğine kapsamlı bir bakış açısı sunarken, baş karakterin dünyasını da çok iyi yansıtıyor.
Örneğin, Daft Punk’ın “Veridis Quo” parçası, bir kutlama yemeğindeki ruh hali değişimlerine odaklanırken, Charles Dockins’in “Happy Song” şarkısıysa New York gece kuluplerinde karakterlerin yaşadığı coşkuyu aktarıyor. 
10- Do the Right Thing (1989)
Spike Lee’nin başyapıtının müzikleri, yönetmenin babası Bill Lee tarafından düzenlendi. Neşeli parçaların eşlik ettiği filmde, Public Enemy’nin "Fight The Power" parçası izleyicinin film boyunca birkaç kez duyacağı en iyi parçalardan.



"Pelicot Davası" tiyatro oyunu oldu

Pelicot ya da avukatları tiyatro oyununun yazımına doğrudan dahil olmasa da söyledikleri sözler kullanıldı (AFP)
Pelicot ya da avukatları tiyatro oyununun yazımına doğrudan dahil olmasa da söyledikleri sözler kullanıldı (AFP)
TT

"Pelicot Davası" tiyatro oyunu oldu

Pelicot ya da avukatları tiyatro oyununun yazımına doğrudan dahil olmasa da söyledikleri sözler kullanıldı (AFP)
Pelicot ya da avukatları tiyatro oyununun yazımına doğrudan dahil olmasa da söyledikleri sözler kullanıldı (AFP)

5-26 Temmuz'da düzenlenen 79. Avignon Festivali bu yıl dikkat çeken bir tiyatro oyununa sahne oldu.

Fransa'nın güneydoğusundaki kentte sergilenen oyun, ülkenin son bir yılda en çok konuştuğu olaylardan birini konu alıyor. 

Eşi Dominique'in ağır uyuşturucular vererek farklı erkekler tarafından 10 yıl boyunca tecavüz edilmesine neden olduğu Gisele Pelicot'nun hikayesi, tiyatro sahnesinde anlatılıyor.

Fransız yazar Servane Dècle ve İsviçreli yönetmen Milo Rau, yarattığı şok dalgaları Fransa'yı aşan toplu tecavüz ve olayın ortaya çıkmasından sonraki 4 aylık yasal süreci, "Pelicot Davası" adlı 4 saatlik oyunda ele aldı. 

New York Times (NYT), pek çok kadının tiyatro önünde kuyruğa girerek bilet almaya çalıştığını, içeriye girebilenlerden bazılarının da gözyaşlarına boğulduğunu bildiriyor.

Bilet sırasındaki kadınlardan 54 yaşındaki sanat terapisti Nathalie Le Meur, "Bence önceden erkekler korunduklarını hissediyordu. Bu dava sayesinde sonlarının mahkeme olabileceğini fark ettiler" diyor. 

Amerikan gazetesi, davanın görüldüğü Avignon'da oyunun sergilenmesinin de önemli olduğunu zira kentin bu olaydan çok etkilendiğini aktarıyor. 

Duruşmaların yapıldığı mahkemeye yakın bir restoranın sahibi Youssef Benzahra da NYT'ye şöyle konuşuyor:

Yaşadıklarımızı ifade etmemiz gerekiyor. Toplumun ataerkil yönü değişmeli.

Davada yargılanan ve yaşları 27'yle 74 arasında değişen 51 kişi birden suçlu bulunurken bunların çoğu tecavüzden ceza aldı. 3 ila 15 yıl hapis cezası alanların bazıları temyize başvurdu.

Aralıkta 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Dominique Pelicot ise temyize gitmedi. 

Bu süreçle birlikte küresel bir feminizm sembolü haline gelen Gisele Pelicot geçen hafta Fransa'nın en yüksek dereceli nişanı Legion d'honneur'e layık görüldü. 

Nisan ortasında Time dergisinin "2025'in En Etkili 100 Kişisi" arasında gösterdiği Pelicot'nun anıları 27 Ocak 2026'da 20'yi aşkın dilde yayımlanacak.

Independent Türkçe, New York Times, AFP