​DEAŞ’tan geriye yıkık bir Bağuz kaldı

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)
TT

​DEAŞ’tan geriye yıkık bir Bağuz kaldı

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)

ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG), geçtiğimiz Cumartesi günü Eylül 2018’den beri Suriye’nin doğusunda bulunan DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlar sonrası Bağuz’u kontrol altına almayı başardı.
Türkiye sınırına yakın Ayn el Arab (Kobani) kentinden olan SDG’li Cudi Kobani, 2014’ün yazında DEAŞ tarafından saldırıya uğradıklarını söyleyerek, Bağuz savaşının diğerleri gibi olmadığını ifade etti. Cudi, uluslararası koalisyonun desteklediği SDG’nin, örgütün canlı kalkan olarak sivilleri kullanması nedeniyle savaşı defalarca yavaşlattığını belirtti. Cudi Kobani, Bağuz’daki kampta militanlarla kalmak zorunda olan yüzlerce sivilin olduğunu belirterek, masum insanların kanlı örgüt üyelerinden ayrıştırılması için temkinli davrandıklarını söyledi.
Fırat’ın kıyısına bakan kamp, örgüt kontrolü altındayken onlarca zulüm ve işkenceye tanıklık etti. SDG’nin bölgeyi kontrol etmesinin ardından kamptan geriye, etrafında meydana gelen patlamaların yoğunluğundan dolayı çeşitli ev eşyaları ve devrilmiş ağaçlar kaldı.
Kadın Koruma Birlikleri’nden (YPJ) olan 24 yaşındaki Reha, arkadaşları ile ön saflarda 6 saatlik çatışmasını anlatırken, çatışma boyunca çok zor anlar yaşadıklarını ancak sonuna kadar savaşmaya karar verdiklerini ve saldırıyı engellemeyi başardıklarını belirtti.
Arap savaşçılarından olan 16 yaşındaki Mizar, etkili olan yağışların savaşın sonuca ulaşılmasında gecikmelere neden olduğunu açıkladı. Mizar kendisi ile birlikte 3 kardeşinin SDG saflarına katıldığını belirterek sonuna kadar DEAŞ ile savaştıklarını belirtti. 16 yaşındaki Mizar açıklamasında, ağır bir kum fırtınasının yaşandığı gün örgüte ait unsurların tünelden çıkarak 74 saat boyunca çatıştıklarını, bir arkadaşının öldüğünü diğerlerinin ise yaralandığı ifade etti.
Haseke şehrinden 22 yaşındaki Cendar, çok sayıda video fotoğraf ve örgüte ait yayınları elinde bulunduruyor. İntihar saldırısının gerçekleştiği bir araç videosunu göstererek, kendisinin de orda olduğunu ve hedef alındıklarını söyledi.
Afrin kentinden olan 27 yaşındaki Sulin ise terör örgütünün eylemlerinden korkmadıklarını belirterek, bu savaşı sonunda kazanacaklarına emin olduklarını belirtti.
DEAŞ terör örgütü Suriye’de yüzlerce kişiyi toplu olarak katlederek, fotoğraf ve video yayınları yaptı.



Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
TT

Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)

Gazze'deki doktorlar, yakıt kıtlığı nedeniyle tek kuvöze birden fazla bebek yerleştirmek zorunda kalıyor.

Gazze’deki El Ehli Hastanesi’nin direktörü Fadel Naim, X hesabından yaptığı paylaşımda, El Helou Hastanesi’nde çekilen ve aynı kuvöze birden fazla bebeğin yerleştirildiği bir fotoğrafa yer verdi.  

Naim, “Bu trajik durum, Gazze’deki acımasız savaşın ve sağlık sistemini felç eden kuşatmanın doğrudan bir sonucudur” ifadelerini kullandı. 

İsrail ablukasının prematüre bebekler için “rutin bakımı ölüm kalım mücadelesine çevirdiğini” söyleyen doktor, “Hiçbir çocuk, yaşamını bombalar ve ambargoların belirlediği bir dünyaya doğmamalı” dedi.

Gazze’nin kuzeyindeki El Şifa Hastanesi’nin direktörü Muhammed Ebu Silmiya da CNN’e açıklamasında, yakıt sağlanmazsa hastanenin birkaç saat içinde hizmet dışı kalacağını belirtti. 

Dr. Silmiya, aralarında 22’si kuvözde olan bebeklerin de bulunduğu yüzlerce hastanın ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Nasser Tıp Merkezi de sadece 24 saatlik yakıt kaldığını belirterek, elektriği doğum ve yoğun bakım gibi kritik bölümlere yönlendirdiklerini duyurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın medya kuruluşuyla paylaştığı bilgilere göre yakıtın yanı sıra jeneratörleri çalıştıracak yedek parçalar da bulunulamıyor. 

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gazze’de “eşi benzeri görülmemiş bir insani krizin” yaşandığını bildirerek, ateşkes çağrısı yaptı ve insani yardımın derhal artırılması gerektiğini söyledi.

New York Times’ın irtibata geçtiği Britanyalı cerrah Victoria Rose da Gazze’de gördüklerini şöyle anlatıyor: 

Hastaneye diz kapakları, ayakları ya da elleri kopmuş çocuklar getiriliyordu.

Gazze’de 21 gün gönüllü görev yaptığını belirten Dr. Rose, daha önce iki kez bölgede çalıştığını fakat bu sefer durumun daha da kötü olduğunu söylüyor. 

Rose, 1 Temmuz’da tedavi ettiği tüm hastaların, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (GHF) ait erzak dağıtım bölgelerinde vurulduğunu söylediğini aktarıyor:

İnsanlar o kadar yoksulluğa düşmüş durumda ki, bir çuval pirinç ve biraz makarna için ölmeye hazırlar.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times