Picasso'nun çalınan tablosu 20 yıl sonra bulundu

Picasso'nun çalınan tablosu 20 yıl sonra bulundu
TT

Picasso'nun çalınan tablosu 20 yıl sonra bulundu

Picasso'nun çalınan tablosu 20 yıl sonra bulundu

İspanyol ressam Pablo Picasso’nun 20 yıl önce çalınan 25 milyon euro değerindeki ‘Kadının Büstü’ tablosu, sanat camiasında ‘Indiana Jones’ olarak tanınan Hollandalı sanat dedektifi Arthur Brand tarafından bulundu.
Pablo Picasso'nun 20 yıldır kayıp tablosu Buste de Femme (Kadının Büstü) dedektif tarafından bulundu. Hollandalı sanat dedektifi Arthur Brand, 2015 yılından bu yana tabloyu bulmak için çalışıyordu. Sanat çevrelerinde Indiana Jones olarak tanınan Brand, kısa sürede kayıp tablonun izini buldu. Brand'in edindiği bilgilere göre 20 yıl boyunca yeraltı dünyasının patronların elinde dolaşan tablo son olarak polise gitmekten korkan bir iş adamının eline geçti. Brand, bu bilgiyi polisle paylaşmasına rağmen hırsızlık olayı zaman aşımına uğradığı için soruşturma açılamadı. Birkaç gün sonra tablo Brand'ın Amsterdam'daki evinin kapısına bırakıldı. Tablo 4 milyon euro tutarındaki sigorta bedelini ödemesi halinde eski sahibi Suudi işadamı Abdul Mohsen Abdulmalik el-Sheikh'e iade edilecek.
Picasso'nun bu tablosu sevgilisinin portresi 
Picasso tabloyu sevgilisi Dora Maar'ın portresi olarak 1939 yılında çizdi. İspanyol sanatçının tablosu daha sonra New York'ta bir sanat galerisine teslim edildi. 80'li yıllarda ise Suudi iş adamı Abdul Mohsen Abdulmalik el-Sheikh tarafından satın alındı. 1999 yılında ise Suudi işadamının Fransa açıklarında demirleyen yatından çalındı. O zamanki değeri 4 milyon euro olan tabloyu bulana 400 bin euro ödül konmuştu.  



Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)
TT

Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)

Arkeologlar 800 yıllık bir And mumyasının yanaklarında ve kollarında daha önce hiç görülmemiş dövmeler bularak Güney Amerika'daki eski kültürel uygulamalara daha fazla ışık tuttu.

Tarih boyunca insanlar hakim güzellik standartlarına uymak, sosyal statü, grup aidiyeti ve hatta ritüel gibi nedenlerle vücutlarında değişiklikler yaptıkları yöntemleri benimsedi. Bu tür vücut modifikasyonları arasında dövme, hâlâ geniş çapta uygulanan bir kültürel pratik olarak varlığını sürdürüyor.

Ancak derinin yumuşak yapısı nedeniyle arkeolojik kayıtlarda günümüze ulaşan çok az dövmeli cilt örneği var.

Dövme izleri olan korunmuş ciltleri içeren mevcut kayıtların analizi, dünyadaki korunmuş dövmeli insan kalıntılarının en çok Güney Amerika'nın kıyı çöllerinde yer aldığını gösteriyor.

Bilim insanları bu nedenle Torino Üniversitesi Antropoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan ve And Dağları'ndaki bir kazı alanında keşfedilen iyi korunmuş bir kadın mumyasını yakından inceledi.

Radyokarbon analizi, mumyanın 800 yıldan daha eski olduğunu ortaya çıkardı. Kadın MS 1215'le 1382 arasında bir dönemde yaşamış.

Araştırmacılar çıplak gözle görülemeyen dövmeleri tespit etmek için kızılötesi analiz yapan iki yeni teknik kullandı. Kulaktan ağza uzanan üç düz çizgi de dahil, mumyanın yüzünün her iki yanağında dövmeler bulunca şoke oldular.

Ayrıca el bileğinde S şeklinde bir dövme de saptadılar.

Görsel kaldırıldı.
Mumyanın sağ yanağı ve büyütülmüş hali (Journal of Cultural Heritage 2025)​​​​

X ışını floresansı ve Raman spektroskopisi gibi kimyasal analiz tekniklerini kullanarak dövmelerin demir minerali manyetit ve piroksen adlı başka bir mineralden geliştirilen pigmentlerle yapıldığını belirlediler. Analizler, literatürde en yaygın kullanılan dövme malzemesi olan odun kömürünün şaşırtıcı bir şekilde bulunmadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Sonuçlar hem nadir şekiller ve anatomik konumlar (yanaklardaki çizgiler ve bilekteki S benzeri işaret) hem de alışılmadık mürekkep bileşimini gösteriyor.

Öte yandan bu basit dövmeleri yorumlayıp belirli bir kültürle özdeşleştirmek zordu.

Güney Amerika dövmeleri genellikle eller, el bilekleri, ön kollar ve ayaklar üzerine yapılan daha karmaşık çizimler içeriyor. Yanak dövmelerine daha nadir rastlanıyor. Hatta bölgede bugüne kadar bulunan başka hiçbir antik dövme, mumyanın kolundaki "S" motifine benzemiyor.

Araştırmacılar dövmelerin genellikle giysilerle örtülmeyen vücut bölgelerinde yer aldığı düşünüldüğünde, bunların "dekoratif veya iletişim amacıyla" yapıldığından şüpheleniyor.

Ancak "şu anda, bunların tıbbi veya terapötik bir amacı ya da kültürel kökeni olduğunu söylemek mümkün değil" diye ekliyorlar.

Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuç olarak bu araştırma, özellikle Güney Amerika'da yaklaşık 800 yıl önceki antik dövme uygulamalarının incelenmesine aktif bir katkı sunuyor ve eski kültürlerin analizinde müze koleksiyonlarının rolünü vurguluyor.

Independent Türkçe