Yeni Zelanda Başbakanı Ardern neden başörtüsü taktığını açıkladı

Yeni Zelanda Başbakanı Ardern neden başörtüsü taktığını açıkladı
TT

Yeni Zelanda Başbakanı Ardern neden başörtüsü taktığını açıkladı

Yeni Zelanda Başbakanı Ardern neden başörtüsü taktığını açıkladı

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, Christchurch şehrinde gerçekleştirilen saldırıdan sonra yakınlarını kaybeden ailelerle görüşmeye gittiğinde başörtü takmasının Müslüman kadınlara güven verdiğini söyledi. 
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, Christchurch saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine gerçekleştirdiği ziyarette neden başörtüsü taktığını açıkladı. Başörtüsü takma konusunda çok da fazla düşünmediğini söyleyen Ardern, "Benim için yapılması gereken en uygun şey olduğu açıktı" dedi. Başörtü takmasının insanlara güven verdiğini söyleyen Ardern, "Bir an aklıma Müslüman kadınların güvende hissetmedikleri geldi. Başörtüsü takarak onlara inançlarını yerine getirmeye devam etmeleri yönünde bir güvence verebildiysem memnunum" dedi. 
Kendini nasıl hissettiği hakkında sorulan soruya, “Çok üzgünüm” diyerek cevap veren Ardern, kendini olanlardan ötürü çok üzgün hissettiğini, ailelerle görüşmeye gittiğinde çok duygusal anlar yaşadığını söyledi. Ardern, “Şu anda hayatını kaybedenlerin aileleri için neler yapılması gerektiğine odaklanmış durumdayım. Kendini düşünmek bencillik olur. Ailem ve komşularım yardımcı oluyor. Şu anda endişelenilecek en son insanım. Benim görevim herkesin güvenliğini sağlamak” dedi. 
Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde iki camiye 15 Mart'ta terör saldırısı gerçekleştirilmiş, saldırıda 50 kişi hayatını kaybetmişti. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern saldırıların ardından parlamentodaki ilk oturuma "selamünaleyküm" diyerek başlamıştı. Ardern'in anma törenindeki konuşmasına Hz. Muhammed'in hadisiyle başlaması da dikkat çekmişti. Ardern hayatını kaybedenlerin aileleriyle gerçekleştirdiği görüşmeye siyah bir başörtüsü ile gitmişti. 



Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)

USA Today'in haberine göre, yapılan bir araştırmada Cumhuriyetçilerin yaklaşık yarısı, adayları Donald Trump'ın Demokrat rakibi Kamala Harris karşısında kaybetmesi halinde ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyeceklerini söylerken, bazıları da ‘kayıtsız kalmayacaklarını ve seçimin sonucunu iptal etmek için harekete geçeceklerini’ ileri sürdü.

100'den fazla ülkede hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından yapılan araştırmada, Demokratların yaklaşık dörtte birinin Harris'in kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyecekleri ve Cumhuriyetçilere kıyasla daha az sayıda olmak üzere bazı Demokratların sonuçları ‘iptal ettirmek için harekete geçecekleri’ bildirildi.

Ankette katılımcılara seçim sonuçlarını bozmak için ne tür bir ‘eylemde’ bulunacakları sorulmadı.

Söz konusu ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 46'sı ve Demokratların yüzde 27'si adaylarının kaybetmesi halinde sonucu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 14'üne karşılık Demokratların yüzde 11'i ‘harekete geçeceklerini’ söyledi.

xcvd

WJP Direktörü Elisabeth Andersen sonuçların ‘ürkütücü’ olduğunu ve Amerikalıların neredeyse üçte birinin kendi adaylarının kaybetmesi halinde başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek istemediğini gösterdiğini vurguladı.

Sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 29'u seçim sürecinin yolsuzluktan arınmış olduğunu söylerken, bu oran Demokratlarda yüzde 56.

Andersen, “Özellikle Cumhuriyetçiler arasında, ancak bazı bölgelerde de Demokratlar arasında bu sürece güvenin çok düşük olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sonuç bize seçim sonrasında yaşanabilecek potansiyel çatışmanın bir göstergesi gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

USA Today, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki Brennan Adalet Merkezi tarafından mayıs ayında yapılan ve seçim görevlilerinin yüzde 36'sının taciz ya da kötü muameleye maruz kaldığını, yüzde 16'sının tehdit edildiğini ve her 10 görevliden 7'sinin tehditlerin 2020 seçimlerinden bu yana arttığını söylediğini ortaya koyan bir araştırmaya işaret etti.