15 bin yıllık ‘Savruk Mağarası' şifa dağıtıyor

15 bin yıllık ‘Savruk Mağarası' şifa dağıtıyor
TT

15 bin yıllık ‘Savruk Mağarası' şifa dağıtıyor

15 bin yıllık ‘Savruk Mağarası' şifa dağıtıyor

Kahramanmaraş’ta 15 bin yıllık olduğu tahmin edilen tarihi Savruk Mağarası, astım ve bronşit hastaları için alternatif doğal kaynaklar arasında yer alıyor.
Kahramanmaraş'ın Dulkadiroğlu ilçesinde bulunan mağaranın, Poleosen döneminde oluştuğu tahmin ediliyor. Yöre halkı, mağara ve şelalenin turizme kazandırılması için çalışmaların yapılmasını istiyor.
Savruk Mağarası'nın Türkiye'nin farklı bölgelerindeki mağaralar gibi astım ve bronşit hastalığına iyi geldiğini ve turizme kazandırılması gerektiğini söyleyen Tarih, Kültür ve Turizm Platform Başkanı Ahmet Kolutek, "Savruk, Savran Mağarası ve Karakız Mağarası olarak da bilinir. Damlataş Mağarası'nın yaşı 15-20 bin yıl arası olduğundan dolayı aynı masif hattında bulunan Savruk Mağarasının da yaşının aynı olduğu tahmin edilmektedir.
Silifke Astım Mağarası, Cüceler Mağarası, Aynalıgöl Mağarası, Karain Mağarası, Yalan Dünya Mağarası ve Köşekbükü mağaraları gibi Savruk Mağarası'nın da astım ve bronşit hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Ayrıca bu tip mağaralar Akdeniz Akarsu rejiminin olduğu yerlerde oluşmuştur. Örnekleri gibi Savruk Mağarası'nın da astım ve bronşit hastalıklarına iyi geldiği yöre halkı tarafından söylenmektedir" diye konuştu.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin (KSÜ) şehrin kültür ve coğrafya zenginliklerini keşfe çıkması gerektiğini söyleyen Eğitimci Yazar İbrahim Gülsu ise, "Ülkeler için yeraltı yerüstü zenginlik kaynakları çok önemli değer taşıyor. Bu mağarayı Sütçü İmam Üniversitesinin keşfedip bu konuda bir tez hazırlamasını ve mağaranın hem sağlık turizmi hem de yayla turizmi açısından ne özelliklere sahip olduğunu, binlerce yılda oluşan bu mağaranın kimliğinin çıkarılmasını arzu ediyorum" ifadelerini kullandı.  



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.