Husiler, Sana’daki iş adamlarını ev hapsinde tutuyor

Husiler arasında silah taşıyan bir çocuk (Reuters)
Husiler arasında silah taşıyan bir çocuk (Reuters)
TT

Husiler, Sana’daki iş adamlarını ev hapsinde tutuyor

Husiler arasında silah taşıyan bir çocuk (Reuters)
Husiler arasında silah taşıyan bir çocuk (Reuters)

Yemen’in başkenti Sana’da ev hapsinde tutulan 30 iş adamı, şehirden çıkmaları için Yemen hükümetine “bir yol bulma’ çağrısında bulundu.
Üst düzey Yemenli yetkililerin belirttiğine söz konusu çağrı, iş adamlarının ölüm tehditleri almalarının ardından yapıldı.
Meşru hükümet tarafından isimleri güvenlik nedeniyle açıklanmayan iş adamlarının birçoğunun banka hesaplarının, gelirlerinin ve taşınır mallarının kontrollerini kaybetmeye başladığı aktarıldı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre milisler, Sana’daki iş adamlarının tüm finansal varlıklarını ve bu yılın başından beri gerçekleştirilen tüm mali işlemlerini denetim altına aldı. Husi milisler, Sana’da faaliyet gösteren banka yöneticilerini tehdit ederek yapılan işlemlere dair günlük rapor vermeye zorluyor.
Özellikle de 2016 yılında hükümetin Aden’e taşımaya karar verdiği Merkez Bankası da dahil milislerin çok sayıdaki finansal kaynağının tükenmesi sonrasında şehirdeki ekonomik durum gittikçe daha kötüleşiyor.
Darbeci Husilere yönelik baskılar bu yılın başından itibaren arttı. Milislerin karaborsa aracılığıyla petrol, türevleri ve gıda malzemelerinin alım satımı ve kaçakçılık faaliyetleri ile sağlanan mali kaynakları da azalmaya başladı. Milisler, iş adamlarının ve özel sektörde faaliyet gösteren yetkililerin evlerinden çıkmalarını engellemek ve kaçmalarının önüne geçmek için yaşadıkları yerlere bekçiler konuşlandırdı.
Hükümetin müdahalesi
Silahlı Kuvvetler Sözcüsü Tuğgeneral Abduh Abdullah Macali’nin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre meşru hükümet, milislerin ev hapsinde tutarak tehdit ettiği 30 iş adamı ve yatırımcıyla temaslarını sürdürüyor. Macali, söz konusu kişileri darbeci milisler tarafından suiistimal edilmeden önce şehir dışına çıkarmanın yolunu bulmak için çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Hükümetin vatandaşları her türlü tacizden korumak için tüm çabayı göstereceğini vurgulayan Macali şu ifadeleri kullandı:
“Husiler tarafından alıkoyulan ve milislere hizmet amacıyla mali destekte bulunmayı reddetmelerine karşı doğrudan tehditlerle karşılaşan banka kuruluşları yöneticilerini ve yetkili isimleri şehir dışına çıkarmak için çalışılacak.”
Abduh Abdullah Macali, iş adamlarının mallarının gasp edilmesi sonrasında sistematik olarak baskıya maruz kaldıklarını söylerken milislerin tehditlerini uygulamaya koymasından endişe duyulduğunu ifade etti. Hatalı uygulamalar ve silah zoruyla milisler tarafından kontrol altına alınmaları sonucunda iflas eden iş adamlarının olduğunu vurgulayan Macali, ordunun söz konusu durumu doğru şekillerde ele alması gerektiğine dikkat çekti.
Ordu Sözcüsü, kuvvetlerinin daha önce çok sayıda iş adamını ve Temsilciler Meclisi üyesini kurtarılmış bölgelere ulaştırmayı başardığının altını çizdi. Tuğgeneral Macali, iş adamlarının şu an özgür bir şekilde faaliyet gösterdiğini ve mallarını da meşru hükümet himayesi altında koruduğunu vurguladı. Abdullah Macali ayrıca hükümetin vatandaşlarını Husi milislerin tehditlerinden koruyacağını vurguladı.
Mülkiyet envanteri
Merkez Bankası’nın Marib şubesi müdürünün Şarku’l Avsat’a verdiği bilgiler, darbeci milislerin bankalardaki mevcut likidite envanterine ve günlük banka işlemlerine silah zoruyla müdahale ettiğini ortaya koydu. Bu durumun milislerin kontrolü altındaki bölgelerde ekonomik durumu ciddi şekilde etkilediği ifade edildi. Yetkili ayrıca milislerin sistematik olarak banka gelirlerine de el koyduğunu belirtti.
Banka yetkililerinin ve iş adamlarının durumlarına dair de bilgi veren yetkili, darbeci milislerin yağma ve soygun faaliyetlerinden sonra iş adamlarının haklarına karşı ağır ihlallerde bulunduğunu belirtti. Husi milislerin halen Sana’daki iş adamlarının tüm varlık ve mülkleri hakkında bilgi sağladığı ifade edilirken söz konusu iş adamlarının mali durumları ile Sana içindeki ve dışındaki tüm satış ve alım işlemleri hakkında bankalardan günlük raporlar aldıkları aktarıldı. Yetkili bu durumun uluslararası yasaların ihlali olduğunu vurguladı.
Merkez Bankası yetkilisi, ev hapsinde tutulan iş adamlarının “Sana’dan veya milislerin kontrolü altındaki bölgelerden güvenli olarak çıkarılma” ya da “milyarlarca dolarlık özel mülklerinden geri kalanları korumak için bu bölgelerde kalma” seçenekleri olduğunu kaydetti. Yetkili, şehre yayılan kontrol noktaları ve mevcut durumun zorluğu nedeniyle malların Sana’dan çıkarılmasının zor olduğunu ve tüm bu adımların gözlemci olmadan gerçekleştirilemeyeceğini belirtti.
Sana’daki kaynaklar, iş adamlarının şehirden çıkarılması için son günlerde yürütülen faaliyetlerin milisleri büyük bir ikileme sürüklediğini aktardı. Kaynaklara göre milisler, şehirdeki ekonomik koşulların iyi olduğu imajı vermeye çalışmak için onlarca iş adamını ve banka yetkilisini ev hapsinde tutmak zorunda kaldı.
Aynı şekilde kaynaklar, bölgedeki yatırımcıların yüzde 60’ının 2017 yılında şehirden kaçtığını, durumun kaynak bulmakta zorlanan milisleri büyük bir sıkıntıya soktuğunu belirtti.
Tihame’de yaşananlar
Gazeteci ve insan hakları aktivisti Abdu Hafız el-Hatami yaptığı açıklamada milislerin esnaflara ve iş adamlarına karşı geniş çaplı ihlaller gerçekleştirdiğini belirtti. Ticaret merkezlerinin, fabrikaların ve dükkanların kapandığına dikkati çeken Hatami, Husilerin halkı savaş vergisi adı altında ödeme yapmaya zorladığını aktardı.
Abdu Hafız el-Hatami, milislerin esnafları aylık ödeme yapmaya mecbur bıraktığını söyleyerek bazı döviz bürolarının zorla kapatıldığını, bazı iş adamlarının da mallarına ve mülklerine el konularak öldürüldüğünü belirtti. Hatami, çok sayıda çiftçinin de vergilere maruz bırakıldıklarını, esnaflara ve çiftçilere karşı uygulanan gasp ve yağma faaliyetleri sonrasında söz konusu esnafların mallarını satmak zorunda kaldığını kaydetti.
Tihame’deki birçok iş adamının da şehir dışına çıkmak istediğine dikkati çeken Abdu Hafız el-Hatami, milislerin mali kaynak elde etmek için durumu daha da kötüleştirmesinden endişe duyulduğunu söyledi. Ayrıca Husi milislerin Hudeyde, Sana ve İb’de kontrol noktalarına konuşlandığını, kargolardan ücret istediklerini ve reddetmeleri halinde de mallara el koyduklarını vurguladı.
Tihame’de ve milislerin kontrolü altındaki diğer bölgelerdeki iş adamları, Husilerin Hudeyde, el-Salif ve Ras İsa limanları aracılığıyla gelen mallara el koyması dolayısıyla birçok zorlukla karşı karşıya. Söz konusu durum iş adamlarının faaliyetlerini azaltmaya zorluyor.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.