​Ordunun ve halkın baskısına boyu eğen Buteflika istifa edeceğini açıkladı

Buteflika 2012 yılında askeri akademide Kayid Salih ile birlikte (Reuters)
Buteflika 2012 yılında askeri akademide Kayid Salih ile birlikte (Reuters)
TT

​Ordunun ve halkın baskısına boyu eğen Buteflika istifa edeceğini açıkladı

Buteflika 2012 yılında askeri akademide Kayid Salih ile birlikte (Reuters)
Buteflika 2012 yılında askeri akademide Kayid Salih ile birlikte (Reuters)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in ve 6 haftadır devam eden halk hareketinin talebine cevap olarak, görev süresinin dolacağı 28 Nisan'dan önce istifa edeceğini açıkladı.
Dün cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Buteflika, görev süresinin dolacağı 28 Nisan'dan önce istifasını sunacak ve bunun öncesinde geçiş döneminde devlet kurumlarının işleyişinin sürekliliğini sağlamak için önemli kararlar alacak. Geçiş dönemi, cumhurbaşkanının istifasının kabul edildiği günden itibaren başlayacak” ifadeleri yer aldı.
Gözlemciler, cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada yer alan “önemli kararlar” ifadesinin, devletteki ikinci isim olması itibariyle Millet Meclisi Başkanı Abdulkadir bin Salih ile ilgili olduğunu düşünüyor. Anayasa uyarınca cumhurbaşkanın istifa etmesi durumunda bu görevdeki kimsenin, düzenlenecek yeni seçimlere kadar kısa bir süreliğine cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesi gerekiyor. Halkın, Abdulkadir bin Salih’in iktidarda herhangi bir rolünün bulunmasını reddetmesi, kendisinin cumhurbaşkanı tarafından feda edilmesine yol açabileceği yönünde yorumların yapılmasına neden oldu.
Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, ciddi ve kronik bir hastalığı sebebiyle cumhurbaşkanının azledilmesinden bahseden anayasanın 102. maddesi çerçevesinde Buteflika’dan iki kez istifa etmesini istedi.
General Tevfik bilmecesi
Öte yandan 2015 yılında azledilen Cezayir İstihbarat ve Güvenlik Dairesi (DRS) Başkanı General Tevfik ismiyle bilinen Muhammed Medyen, 30 Mart’ta yaptığı açıklamada, eş-Şuruk kanalının ahlaktan ve ilkelerden uzak bir şekilde yanlış bilgiler aktardığını söyledi. Tevfik, görevinden ayrıldığından bu yana bir kez bile haberde ismi geçen istihbarat yetkilisi ile görüşmediğini belirtti.
General Tevfik açıklamasının devamında, “Yabancı istihbarat görevlileri (Fransızlar) ile görüştüğüme dair şahsıma yöneltilen suçlama, ulusal egemenlik ile doğrudan irtibatlı konuları gündeme getirmeyi ve kasıtlı bir şekilde şahsımı hedef almayı amaçlıyor. Ben ülke içinde ve dışında, siyasi, kültürel veya ekonomik bakımdan tüm dış müdahalelere karşı çıkışlarımla biliniyorum. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun hiçbir şekilde ulusal egemenliği savunma ilkesinden taviz vermedim. Ülkedeki siyasi sorunlar ne kadar ciddi olursa olsun bu her zaman saygı duyduğum ve bağlı kaldığım bir ilkedir” ifadelerini kullandı.
Tevfik’in, cumhurbaşkanının kardeşi Said Buteflika ile yaptığı görüşmeyi reddetmemesi dikkat çekti. Nitekim eş-Şuruk kanalı tarafından yayınlanan haberde, ordu liderliğinin güvenilirliğini sarsmaya yönelik girişimlerin varlığı ve halkın taleplerinin üstünün örtülmesi bağlamında söz konusu ifadelere yer verilmişti.
Genelkurmay Başkanı Kayid Salih, isimlerini zikretmediği bazı kişilerin ordunun adını kötüye çıkarmaya çalıştıklarından bahsetmiş, tehditlerde bulunmuş ve söz konusu kişilerin 30 Mart'ta şüpheli bir toplantı yaptıklarını söylemişti. Salih’in bu ifadelerinin eş-Şuruk kanalı tarafından yayınlanan haber ile çakışması, genelkurmay başkanının açıklamasında Tevfik’e ve cumhurbaşkanının kardeşine işaret ettiğini gösteriyor.
Cezayir’de seyahat yasağı
Dün Cezayir Savcılığı, Buteflika’ya yakın olan isimlere karşı bir dizi önlem aldı ve kendileri için seyahat yasağı getirdi. Bu, Cezayir'deki en büyük iş adamları birliği konumundaki İş Liderleri Forumu (FCE) başkanlığından iki gün önce istifa eden Ali Haddad'ın Tunus'a geçmeye çalıştığı sırada gözaltına alındığı bir zamanda geldi.
Temyiz Mahkemesi Başsavcısı, yaptığı açıklamada, ülkeden ayrılma yasağı ile birlikte yolsuzluk ve döviz kaçakçılığı soruşturmalarının başlatılması üzerine talimat verdiğini belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Adalet Bakanlığı’ndaki bir kaynak, savcılık tarafından 50 kişilik bir liste hazırlandığını ve bu isimlerin başında Kuninav Kardeşler’in geldiğini söyledi. Ayrıca kaynak listede, İş Liderleri Forumu (FCE) Başkanı Ali Haddad, kardeşi Ömer ve otomobil montaj fabrikası sahibi Tahkut Muhyiddin gibi isimlerin bulunduğunu belirtti.
Öte yandan siyasi çevreler dün, cumhurbaşkanlığı tarafından ilan edilen ve Ahmed Uyahya hükümetinden 6 bakanın pozisyonunun korunduğu yeni hükümete yönelik tepkilerini sürdürdüler.
Eski Cezayir Başbakanı ve Özgürlük Öncüleri Partisi lideri Ali Benflis yaptığı açıklamada, iktidarın hükümetin başına getirdiği isim (Nureddin Bedevi) hususunda başarılı olmadığını, çünkü söz konusu ismin rejimle olan ilişkisinden dolayı tüm güvenilirliğini kaybettiğini ve halk tarafından reddedildiğini söyledi.



Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf’ın cuma ve cumartesi günleri olmak üzere İran'a gerçekleştirdiği iki günlük ziyaret, Cezayir-İran ilişkilerinin istikrara kavuştuğunun bir göstergesiydi. Cezayir-İran ilişkileri 23 yıl önce yeniden başlamış, ancak özellikle Cezayir’in tartışmalı dosyalarda Tahran’ınkilerle uyumlu tutumları nedeniyle birkaç kez ‘Arap ülkelerinin kınamaları’ ile karşı karşıya kaldığı bu süre zarfında birçok darbe almıştı.

Cezayir, 1993 yılında İran'la ilişkilerini kestiğinde, terör örgütleriyle yoğun bir mücadeleye girmiş ve böylece Tahran'ın Cezayir iç krizine müdahalesini kararlı bir şekilde reddetmesi için bir gerekçe sunmuştu... Dönemin Cezayir Başbakanı merhum Rıza Malik'in hükümeti, İran’ı (terörizm suçlamasıyla 1992'de feshedilen) İslami Selamet Cephesi'ne siyasi ve medya desteği sağlamakla suçladı. Ardından Cezayir, İran ile diplomatik ilişkileri kopardı. İran’ın Cezayir Büyükelçisi’nden ülkeyi ‘derhal’ terk etmesini istedi. Daha sonra İran'ın ABD’deki çıkarları için arabuluculuk yapmaktan vazgeçtiğini duyurdu.

fer
Cezayir Dışişleri Bakanı Attar, Tahran’da İranlı mevkidaşı Abdullahiyan tarafından karşılandı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir'in eski cumhurbaşkanları Ali Kafi ve Liamin Zerval dönemlerinden bu yana İran ile Cezayir arasında uzlaşının sinyalleri görülmeye başlandı. Bu sinyaller, 1999 yılında iktidara gelen eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika döneminde de sürdü. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2000 yılının eylül ayında yeniden kuruldu. 2001’in ekim ayında ise iki ülke yeniden büyükelçilerini gönderdiler.

Cezayirli siyasi ilişkiler uzmanı İdris Rubuh, İran’ın demokratik geçişin başlangıcında (1989) Cezayir’deki siyasi durumu yanlış değerlendirdiğini ve Cezayir yönetiminin tepkisini kolaylaştırdığını söylüyor. 26 Aralık 1991 tarihindeki genel seçimleri kazanan İslami Selamet Cephesi'nin feshedilmesinin ardından Cezayir kurtuluş devriminin sembol isimlerinden biri olan Muhammed Budiaf'ın cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Ancak Tahran'daki Anayasa Koruma Konseyi ve Uzmanlar Meclisi'nin başkanı ve Tahran Geçici Cuma İmamı Ahmed Cenneti, yangını daha da körükledi. Cenneti, Cumhurbaşkanı Budiaf'ın öldürülmesinden (29 Haziran 1992) büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi. Bunun üzerine Cezayir, Cenneti’nin sözlerini ‘İslami ve insani değerlerle çelişen aşağılık, medeni olmayan, kaba ve sorumsuz bir açıklama’ olarak nitelendirdi.

Ancak 2003 ekiminde Cezayir eski Cumhurbaşkanı Buteflika’nın İran’a yaptığı ziyaret ve böylece 1979 yılında İran İslam devrimden bu yana Cezayir'i ziyaret eden ilk İran cumhurbaşkanı oldu. Bu ziyaret, ikili ilişkilerde dönemin İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin 2004 ekiminde Cezayir'e yaptığı ziyaretle pekiştirilen yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüldü. İran, Buteflika'nın ‘ulusal uzlaşı’ politikasına desteğini ilan etti ve teröristlerin kendilerini ve silahlarını teslim etmeleri halinde af ilan ederek ‘kara on yılı’ sonlandırdı.

erg
İran Cumhurbaşkanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cumhurbaşkanlığı düzeyinde karşılıklı ziyaretler, iki hükümet üyeleri ile ekonomiyle ilgili çeşitli kurum ve kuruluşların yetkilileri arasında kapsamlı ziyaretlere kapı araladı. Sağlık, finans, yüksek öğrenim, küçük sanayiler, adli iş birliği, sanayi bölgelerinde ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi ve petrokimya sektöründe ortak yatırım alanlarında mutabakat anlaşmalarını kapsayan bir ortak ekonomi komitesi kuruldu.

İki ülkenin yetkilileri tarafından açıklamalarda son 20 yılda yapılan iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin yoğunlaştığı görülürken Suriye’deki ve Yemen'deki savaş durumu gibi Arap dünyası, bölgesel ve uluslararası alandaki birçok konuda, Hizbullah’ın terör örgütü olarak sınıflandırılması konusunda ve aynı şekilde Filistin meselesi konusunda uzlaştılar. Cezayir ile İran’ın bazı konulardaki tutumlarındaki bu uyum, kamuoyuna yansımasa da Cezayir'in Arap ülkeleriyle başını belaya soktu. Ayrıca, Cezayir komşusu Fas’ın kendisini Hizbullah’a topraklarında eğitim için olanak sağlamakla’ suçlaması nedeniyle ağır bir baskıyla karşı karşıya kaldı. Fas, iki ülke arasındaki bu uyumu, Batı Sahra'nın Fas'tan bağımsızlığını isteyen ve Cezayir'in Fas sınırına yakınlarındaki Tinduf Mülteci Kampı’na sığınan Polisario Cephesi ile yoğun mücadeleyle ilişkilendirdi.

sde
İran Cumhurbaşkanı Reisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Attar’ı kabul etti (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir-İran ilişkilerine ilişkin bir haber, Tahran’ın ekonomik krizinden kurtulmak ve uluslararası yaptırımları atlatmak için daha geniş ticaret alanları açmaya ve kuzeybatı Afrika (Mağrip) bölgesine, özellikle de Cezayir’e açılan kapıdan İsrail'e karşı bir dış cephe oluşturmaya çalıştığına, bunun da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve daha sonra Sudan ile imzaladığı anlaşmaların bir parçası olarak 2020 yılında Rabat ile ilişkiler kurmasına bir yanıt niteliğinde olduğuna işaret etti.

İki ülke arasındaki ilişkilerin geçmişine değinilen bir başka habere göre öne çıkan iki olayı gözden kaçırmak mümkün değil. Bunlardan ilki, 1975 yılında Cezayir'in İran ile Irak arasındaki sınır anlaşmazlığını sona erdirmek için arabuluculuk yapması, ikincisi ise 1980 yılında İran-ABD diplomatik ilişkilerinin kesilmesinin ardından Cezayir'in Washington'daki İran çıkarlarını desteklemesi.