​Avustralyalı senatör Fraser Anning’e kınama cezası verildi

Senatör Fraser Anning, yumurta atılarak protesto edilmişti. (AP)
Senatör Fraser Anning, yumurta atılarak protesto edilmişti. (AP)
TT

​Avustralyalı senatör Fraser Anning’e kınama cezası verildi

Senatör Fraser Anning, yumurta atılarak protesto edilmişti. (AP)
Senatör Fraser Anning, yumurta atılarak protesto edilmişti. (AP)

Avrupa Parlamentosu, Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine yapılan terör saldırısının ardından ırkçı açıklamalarda bulunan senatör Fraser Anning’e kınama cezası verdi.
Söz konusu kınama cezası için parlamentoda çarşamba günü oylama yaptı. Anning’in açıklamalarında korkunç bir suçun mağdurlarını kınadığına işaret eden parlamento, bu açıklamaların Senato ve Avustralya halkının görüşlerini yansıtmadığını vurguladı.
Geçen ay Yeni Zelanda’daki Christchurch’te iki camiye düzenlenen terör saldırısında 50 kişi ölmüştü.
Anning, katliamın ardından yaptığı açıklamada saldırıyı kınamış ancak skandal ifadeler kullanmıştı. Anning açıklamasında Müslümanları hedef almıştı:
“Bugün Yeni Zelanda sokaklarında kan dökülmesinin gerçek nedeni her şeyden önce Müslüman fanatiklerin Yeni Zelanda'ya göç etmesine izin veren göçmen programıdır.”
Söz konusu açıklamayı protesto eden Avustralyalı bir genç Anning’e yumurtalı saldırıda bulunmuştu.
Christchurch’deki Crusaders takımı dün yaptığı açıklamada 50 kişinin öldüğü 15 Mart’taki saldırıların ardından adını ve amblemini değiştirmek için çalışmalarda bulunduğunu duyurdu. Aşırı sağcı Brenton Tarrant’in yaptığı saldırının ardından kulübün CEO’su Colin Mansbridge, Haçlılar anlamına gelen takımın isminin ve ambleminin uygunluğu konusunda bazı endişeleri olduğunu söyledi. Zira söz konusu ismin Orta Çağ’da Müslüman Araplar ile Avrupalı Hristiyanlar arasındaki savaşla doğrudan bağlantısı bulunuyor.
Crusaders takımı kulübün adına ve logosuna yönelik öneriler için bağımsız bir araştırma şirketi ile görüşmelerini sürdürüyor.



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.