NATO Dışişleri Bakanları'nın gündemi Türkiye ve Rusya

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, dün Kongre üyelerine hitap ederken (AP)
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, dün Kongre üyelerine hitap ederken (AP)
TT

NATO Dışişleri Bakanları'nın gündemi Türkiye ve Rusya

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, dün Kongre üyelerine hitap ederken (AP)
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, dün Kongre üyelerine hitap ederken (AP)

NATO’nun kuruluşunun 70. yıl dönümü dolayısıyla ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ev sahipliğinde 3-4 Nisan tarihlerindeki iki günlük dışişleri bakanları toplantısı dün ABD’nin başkenti Washington’da başladı. Türkiye’nin toplantının ana gündem maddesi olması bekleniyor, zira Rus S-400 füze anlaşmasına bağlı kalması karşısında Washington, Türkiye’ye F-35 uçaklarının teslimini durdurarak sert yaptırımları yeniden yürürlüğe sokacağını duyurmuş ve gerginliği zirveye taşımıştı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, dün ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada NATO’nun demokratik ittifakları güvence altına aldığına, Sovyetler Birliği ile denge sağladığına ve üye ülkelere koruma verdiğine işaret ederek yetmişinci yılını kutlayan paktın, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından barışı korumada sahip olduğu özlü role vurgu yaptı.
Konuşmasının devamında NATO’nun yeni bir silahlanma yarışı veya soğuk savaş istemediğini, bununla birlikte zorunluluk hallerinde kendini nasıl savunacağını bildiğini belirtti. Jens Stoltenberg, 29 üye ülkeye ‘birliği koruma’ çağrısı yaptıktan sonra eski Norveç Başbakanı’na kuruluşun ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ ilkesine dayalı ‘resmî vaadini’ hatırlatarak, “Geçmişteki anlaşmazlıklarımızı geride bıraktık; gelecekteki anlaşmazlıklarımızı da aşmamız gerekir. Kişinin dostlarının olması iyi bir şeydir” ifadelerini dile getirdi.
Rusya’nın NATO’nun yüzleştiği ‘eşi görülmemiş zorluklar’ arasında olduğunu düşünen Stoltenberg, Moskova’ya Soğuk Savaş esnasında ABD ile imzaladığı Orta Menzilli Nükleer Silahlar Anlaşması’nı gözetme çağrısında bulundu.
Washington, şubat ayının başında bu anlaşmaya olan katılımını askıya alarak Moskova’yı anlaşmayı gözetmemekle suçlamış ve bu durum, Başkan Vladimir Putin’i Rusya’nın katılımını da askıya almaya sevk etmişti.
Stoltenberg konuya ilişkin, “Rusya, söz konusu anlaşmayı ihlal ediyor. Vakit tükeniyor. Ne yeni bir silahlanma yarışı ne de yeni bir soğuk savaş istiyoruz. Ama saf da değiliz. Taraflardan birinin anlaşmayı gözetmemesi, bizim güvenliğimizi tehlikeye sokacaktır. NATO, güvenilir ve etkili bir caydırıcı olmak adına gerekli önlemleri daima alacaktır” sözlerini sarf etti.
Genel Sekreter NATO’nun kuruluş tarihinde ilk defa olmak üzere Kongre önünde konuşma yaparken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Türk mevkidaşı Çavuşoğlu ile bir görüşme gerçekleştirerek Rus füzeleri meselesini ele aldı. Çavuşoğlu, Washington’da NATO dışişleri bakanlarının resmi toplantılarının başladığı esnada ülkesinin Rusya ile olan füze anlaşmasından geri adım atmayacağını zira bunun karara bağlanmış bir mesele olduğunu açıklamıştı.
ABD, Türkiye’ye sert yaptırımlar uygulayacak
Şarku’l Avsat’ın askeri bir kaynaktan aldığı bilgilere göre Pentagon, bu anlaşmayı sonlandırmak için Ankara’ya temmuz ayının başına kadar süre verdi. Aksi takdirde Washington, Türkiye’ye yönelik sert yaptırımlar uygulayacak.
Bakanlar toplantısına hâkim olan bir diğer konu üyelerin NATO bütçesine katkısının artırılması ve GSYH’lerinden ödemelerini yüzde 2 oranında artırmaları oldu. Bu konuda özellikle ABD Başkanı Donald Trump ile yönetiminin üye çoğunluğu baskı yapıyor. Öyle ki Trump baskılarını, bu yükümlülüklere uyulmadığı ve iki önemli üye İtalya ile Almanya’nın mali yükümlülüklerini yerine getirmekten uzak durdukları bir durumda NATO’nun devamının ne kadar faydalı olduğunu sorgulamaya kadar vardırdı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, basın temsilcileri ile yapılan bir telekonferansta dışişleri bakanlarının toplantı programını sunarken ABD’nin NATO Daimî Temsilcisi Kay Bailey Hutchinson, Washington’daki Yabancı Gazetecilik Merkezi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında NATO bakanlarının ele alacağı öncelikli dosyalar ve meselelerin şunlar olduğunu dile getirdi:
-Rusya’nın düşmanca tavrına, Ukrayna’ya müdahale ederek Kırım Yarımadası’nı topraklarına katmasına, Kerç Boğazı’nda Ukrayna gemilerine karşı son saldırısına ve Orta Menzilli Nükleer Silahsızlanma Anlaşmasına yönelik ihlallerine karşı mücadele etmek.
-Terörle mücadele ve NATO’nun Afganistan’da oluşturulup ABD veya herhangi bir NATO ülkesine ihraç edilme ihtimali bulunan terör ağlarının oluşturulmasını engellemek şeklindeki Afganistan misyonu
-Yüklerin paylaşılması, mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve nefsi müdafaa için daha üst düzeyde bir bilinç yaratmak.
Almanya ve İtalyalı birçok basın temsilcisi, İtalya’nın mali yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği ve Almanya’nın katkısını yüzde birin üzerine çıkarmadığı bir durumda bu iki ülkenin NATO ile olan ilişkisinin gelecekte nasıl olacağına dair sorular yöneltti. Bu sorulara yanıt olarak Hutchinson, İtalya’nın üzerine düşen payı ödemeye çalışarak katkısını yüzde 2’ye kadar artıracağını umut ettiğini zira önemli bir ortak olduğunu ve dört başka ülkenin yanı sıra Afganistan’da önemli bir role ve askeri üsse sahip olduğunu belirtti. Almanya’nın durumuna ilişkin soruya ise, “Almanya’nın tüm ülkelerimizde olumsuz etkileri görülen düşman Rusya tehlikesi ve aynı şekilde terörle ve terörist, elektronik vd. saldırılar ile mücadeleden ötürü savunma harcamalarının ne kadar önemli olduğunun farkına varması çok önemlidir” ifadelerini dile getirdi.
Konuşmasının devamında Hutchinson, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in geçtiğimiz hafta Başkan Donald Trump ile görüşerek yüzde 2 oranına yaklaşma taahhüdünde bulunduğunu ve bu oranın 2024 yılına kadar yüzde 1.5’a ulaşacağını, bunun da Şansölye Merkel tarafından sağlanacağını belirtti.
Hutchinson ülkesinin, herkesin daha önce Galler ve Varşova’da, en son da Brüksel’de taahhüt ettiği yüzde 2’lik yükümlülüğe bağlı kalma konusunda tüm müttefiklerden daha fazla çaba harcamalarını talep etmede ısrarcı olacağını yineledi.
Şarku’l Avsat’ın NATO ülkelerinden harcamalarını artırmalarının istenmesinin Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’nın ardından elde ettiği rolün, konumun ve siyasi, askeri ve ekonomik ayrıcalıkların tekrar gözden geçirilmesine yol açıp açmayacağı şeklinde soruya ise Hutcinshon, “Amerika, ittifaka bağlıdır ve NATO’nun temel üyelerinden biridir. Başkan’ın taleplerini aslan payını bizim ödediğimizi göz önünde bulundurarak onaylayacağız. Zira bu, halkımızı korumak için sırtlandığımız maliyetlerin bir parçasıdır. Avrupa’daki güçleri yani tek başına çalışan Amerikan güçlerinin yanı sıra NATO güçlerini destekleyici ön cepheye ek olarak bir Avrupa savunma girişimi var. Bunun için biz birlikte çalışıyor ve sadece, bu ittifakta yer alan her bir ülkenin bunun bir parçası olmak istediğini bilmek istiyoruz. Zira bu, ittifakı daha kenetlenmiş ve güçlü kılar” cevabını verdi.
Basın toplantısında Türkiye meselesine de geniş bir yer ayrıldı. Nitekim Hutchinson, “Müttefikler, Rus S-400 füzeleri meselesini çözmek için elden geldiğince çabalıyorlar. Bu konuda gerçekten endişeliler. Zira Rus yapımı füze savunma sisteminin NATO’nun füze savunma sistemleri ve uçaklarımız ile uyumlu işletilmesi mümkün değil. ABD, Türkiye’nin Rus füze sistemine yakın F-35 model uçaklarımızı satın almasından yana derin endişe duyuyor. Çünkü bilgi aktarımı veya iletişim olabilir ve hatta devre dışı bırakılabilir. Bu oldukça ciddi bir mesele ve Türkiye de önemli bir ittifak üyesi. Nitekim kuruluşundan bu yana NATO görevlerinde ağır bir yük yüklendiği gibi Afganistan’daki görevlerde de katılım gösterdi. Bundan dolayı biz Türkiye’nin ittifak içinde kalmasını arzuluyor ve NATO ile uyumlu olarak işletilemeyecek Rus savunma sistemini bulundurmamasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Hutchinson, NATO Genel Sekreteri’nin Kongre önünde yaptığı konuşmanın, Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti’nin NATO’yu desteklediğinin ve ABD ile halkının onu destekleme taahhüdünde bulunduğunun göstergesi olduğunu vurguladı.
Sözlerine devamla NATO sayesinde Avrupa ve Kuzey Amerika için barış ve ilerleme ile geçen bir 70 yılın söz konusu olduğunu söyleyerek, “Kimsenin ekonomilere canlılık veren güvenlik şemsiyesine karşı çıkacağını sanmıyorum zira yatırımlar, güvenli görülen bölgelerde gelişir” dedi. Ayrıca NATO’ya güç verebilecek ana yollardan birinin de riskleri tanımlama ve ona göre hareket etme becerisi olduğunu belirtti.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.