Maaşı düşürülen işçi istifa ederse tazminat alacak

Maaşı düşürülen işçi istifa ederse tazminat alacak
TT

Maaşı düşürülen işçi istifa ederse tazminat alacak

Maaşı düşürülen işçi istifa ederse tazminat alacak

Yargıtay 22. Hukuk Dâiresi, maaşı düşürülen işçinin bu sebeple istifa etmesi halinde kıdem tazminatı almaya hak kazanacağına hükmetti. Yüksek mahkeme, işçinin ücretinin azaltılması, maaşında kesinti yapılmasının işçiye haklı sebeple fesih hakkı vereceğine karar verdi. 
Asgarî ücretin yanı sıra ödenen performans ücretinde eksik ödeme yapılması üzerine işverenin kapısını çalan işçi, eli boş dönünce rotayı iş mahkemesine çevirdi. 3. İş Mahkemesi'ndeki davada ifade veren işçi, ücretindeki azalma sebebiyle işverene itirazda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını, çalışma şartlarında değişiklik olmamasına rağmen haksız şekilde yapılan kesintiler yüzünden iş akdini haklı sebeple feshettiğini öne sürdü. Kıdem tazminatı ve fazla mesâi ücretlerinin ödenmesini talep etti. Davalı işveren, iddiaları reddetti. Mahkeme, davacı işçiyi haksız buldu. Mağdur işçi bu kez soluğu Yargıtay'da aldı. Yargıtay 22. Hukuk Dâiresi emsâl bir karara imza attı. 
Yargıtay kararında, davacının 2009 yılından beri motive amaçlı ödenen performans ücretinin tarafına eksik ödenmesi sebebiyle iş akdine son verdiğine dikkat çekildi. 4857 Sayılı İş Kanunundaki, 'Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanunî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi sebebiyle ya da bu kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.' hükmüne dikkat çekildi. Kararda şöyle denildi: "İşveren,iş sözleşmesiyle veya sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da iş yeri uygulamasıyla oluşan çalışma şartlarında esaslı bir değişikliği, ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik teklifini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir." 
Hem patron, hem işçi vefâlı olmalı 
Hukukun temel ilkelerinden birisinin de 'ahde vefâ' ilkesi olduğuna vurgu yapılan kararda, "Taraflar, yaptıkları bir sözleşmeye, şartlar sonradan değişse dahi uymak zorundadırlar. Vefâ ilkesi, sözleşmenin taraflarından birisinin tek taraflı iradesi ile sözleşmenin içeriğini diğer tarafın aleyhine değiştirmemesini gerekli kılmaktadır. İşçinin aldığı ücret miktarının düşürülmesi, ikramiyenin veya sosyal yardımın kaldırılması, işçinin iş yeri organizasyonunda mevcut görevinden daha alt seviyedeki bir göreve atanması işçi aleyhinedir. Bu tür değişiklikler, ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz. Ücret indirimine dair esaslı değişikliğin işçi tarafından açıkça kabul edilmemesine rağmen ödeme döneminde daha az ücret ödenmesi, hatta bu ödemeye dair ücret bordrosunun işçi tarafından imzalanması durumunda dahi işçinin fark ücret isteme hakkı devam eder. İşverenin herhangi bir sebeple tek taraflı olarak işçinin ücretinde ya da ücret nevinden bir alacağında indirime gitmesi mümkün değildir. Aksi halde yani işverenin tek taraflı olarak işçinin yazılı rızasını almadan ücretinde indirime gitmesi hâlinde işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshetmesi mümkün olacaktır. Açıklanan sebeplerle mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir" ifadeleri yer aldı. 



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal