Netanyahu seçimleri kazanabilecek mi?

Tel Aviv’deki İsrailli öğrenciler tarafından yapılan ‘bebek Netanyahu’ ile bir hatıra fotoğrafı (EPA)
Tel Aviv’deki İsrailli öğrenciler tarafından yapılan ‘bebek Netanyahu’ ile bir hatıra fotoğrafı (EPA)
TT

Netanyahu seçimleri kazanabilecek mi?

Tel Aviv’deki İsrailli öğrenciler tarafından yapılan ‘bebek Netanyahu’ ile bir hatıra fotoğrafı (EPA)
Tel Aviv’deki İsrailli öğrenciler tarafından yapılan ‘bebek Netanyahu’ ile bir hatıra fotoğrafı (EPA)

İsrail 9 Nisan’da düzenlenecek genel seçimlerden önceki son saatlerde Başbakan Binyamin Netanyahu, doğal müttefikleri olarak nitelendirilen sağcı partilerden oy kazanmak için kampanya yürütmeye başlattı. Kampanya için ise “Likud Partisi, İsrail Direnç Partisi (Hosen L'Yisrael) Genel Başkanı Benny Gantz liderliğindeki  Mavi-Beyaz (Kahol Lavan) İttifakı büyük bir fark atamazsa sağ kanadın iktidarı kaybedeceği” iddia edildi.
Netanyahu, 7 Nisan’da Batı Şeria’daki Yahudi Yerleşim Hareketi ile bir araya geldi. Hareket, görüşme sırasında Filistin Devleti’nin kurulmasını onaylamadığını ve İsrail egemenliğine götüren yerleşkelere karşı ciddi bir araştırma yaptığını ifade etti.
Sağ kanat parti liderleri ise söz hücumun sağı tahrip edeceğini ve yönetimi kıracağını vurguladı. Hücumdan en büyük zararı gören Yeni Sağ partisinin ikinci ismi ve Adalet Bakanı Ayelet Şaked, “Netanyahu, Benny Gantz önderliğindeki Mavi- Beyaz Partisi’nin stratejisinin arkasında sürükleniyor. Sağ kanadı kırmak için bizimle yanlış bir rekabet oluşturuyor” dedi. Şaked, “Bu geleneksel abartıcılık ile Netanyahu, Gantz ve müttefiki Yair Lapid ile ortak bir hükümet kurmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Netanyahu’nun hedeflerini anlamadığını söyleyen Ayeled Şaked, Netanyahu sağ kanadın başında kalmak istiyorsa bu kanadın şu an yapılan anketlere göre 64 veya 65 sandalyeye sahip olduğunu belirtti. Şaked, bunun ise Likud daha az sandalye alsa bile Netanyahu’nun başbakan olacağı anlamına geldiğini vurguladı.
Eski partisi (Yahudi Evi- Habayit Hayehudi), 2015 yılındaki seçimlerde son saatlerde Netanyahu’nun yürüttüğü kampanyadan en fazla zarar gören sağ partiydi. Seçmenler, “sağ iktidarı devirmek hedefiyle yabancı ülkelerden finanse edilen birçok otobüsle Arap seçmenlerin hareketliliğinden” endişe duyuyordu. Nihayetinde sağcı seçmenler sandıklara akın ederek, Likud’a oy verdi. Bu çerçevede Yahudi Evi partisinin sandalye sayısı, 12’den 8’e düştü ve Avigdor Liberman’ın partisi de 8’den 6’ya geriledi. Liberman, 7 Nisan’da yaptığı açıklamada “Netanyahu’nun (sağın tehlikeyi yönettiği) cümlesini tekrarlaması, kendi lehine oy kazanmayı amaçlayan sahte bir teşvik kampanyasından başka bir şey değil” dedi. Sağcı Partiler Birliği listesinin ikinci adayı Bezalel Smotrich de “Netanyahu’nun vizyonunun, halihazırda bilinen sindirme senaryosunu tam olarak uygulaması şaşırtıcı. Ancak bu sefer, önceki zamandan farklı olarak, ateşle oynuyor. Bu ateş bütünüyle sağ kampı yakabilir. Tuzağına düşmemeliyiz” dedi.
Ancak Netanyahu, bu müttefiklerin oylarını geri kazanmak için programını ortaya koyarken, “Sağcı bir hükümeti güvenceye almanın tek yolu Likud’a oy vermektir” dedi. Başta “7. Kanal” olmak üzere İsrail medya organlarına açıklamada bulunana Netanyahu, “İsrail’in yerleşim birimlerine ilişkin egemenliğini ilan etmesi için çalışıyorum” ifadelerini kullandı. Binyamin Netanyahu, öncelikle ABD Başkanı Donald Trump ile konuya ilişkin bir anlayışı tercih ettiğini ve bu sebeple, Washington’un konumunun beklendiğini belirtti.
Filistin Devleti’nin kurulmaması yönünde bir taahhüt vermeye hazır olup olmadığı sorusuna da “Açıkça söylüyorum, Filistin Devleti kurulmayacak. Bu olmayacak çünkü buna önem gösteriyorum. Yerleşimleri yıkmayacağım ve onlara egemenlik getireceğim. Yeni bir Gazze’yi engellemek için Kudüs’ün birliğini ve Ürdün Nehri’nin batısındaki tüm alanlarda kontrolümüzü koruyacağım. Benim politikam bu. Bunu ABD’lilere, Başkan Trump’a ve Obama’ya da söyledim” dedi.
 
ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın kendisine “bunun bir devlet olmadığını” söylediğini belirten Netanyahu, “Ona, ne demek istersen onu de, şeklinde yanıt verdim” ifadelerini kullandı. Binyamin Netanyahu, “Bu bir egemenlik değil. Ona bunu uygulamaya ve durumu sonlandırmaya hazır olduğunu söyledim” dedi. Netanyahu, her zaman baskı uygulayan eski ABD Başkanı Barack Obama ile aralarındaki anlaşmazlığa da övgüde bulunurken, “Ayağa kalkıp, bu baskılara tepki gösterdim. Trump geldiğinde Kudüs, büyükelçiliğin taşınması ve Golan Tepeleri itiraflarını almayı başardım. Bu gelişmeler, Yahudiye ve Samarya Bölgesi (Batı Şeria) için planladıklarım açısından çok önemli” şeklinde konuştu.
Tel Aviv yakınlarındaki Bar-Ilan Üniversitesi’nde 2009 yılında iki devletli çözüme değindiği konuşmasına dair bir soruya da “O konuşmanın ardından söylenenler dinlemeye değer” şeklinde yanıt verdi. İsrail Başbakanı ayrıca, konuşmanın ardından “Filistinlilere, sadece hayatlarını yönetme ve bundan fazlasını yapmama” izni verdiğini söyledi.
Binyamin Netanyahu, Yüksek Mahkeme’nin Filistin topraklarına inşa edilen rastgele yerleşkeleri tahliye etme kararı verdiğinde, bu yerleşkelerin başka yere taşındığını ve yerleşim yerlerinin sayısının arttığını belirtti. Mahkemenin Ofra yerleşim birimindeki 9 evi yıkma kararı sonrasında Amona yerleşim biriminin yerine, Amichai yerleşim biriminin kurulduğunu hatırlatan Netanyahu, Nativ Hafot yerleşim birimindeki evlerin yıkılmasının ardından da 90 evin inşasına başlandığını söyledi. Netanyahu, “Biraz yıktık, ama çok şey yaptık. Şu an 18 bin konutu onayladık. Bu düzeyde binalar yoktu. Gelecek dönemde kademeli bir şekilde Yahudiye ve Samarya Bölgesi’ne dair İsrail yasasını da uygulamaya koyacağız. İsrail topraklarını, tüm baskılardan kurtardım. Daha önce hiç olmadığı gibi yerleşim birimleri inşa ediyorum. İnşa etmeye devam edeceğim. Yerleşim birimlerini kurtarmaya önem gösteriyorum” dedi.
Netanyahu daha sonra, sağ kanadın, İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in gelecek hükümeti kurmak için Netanyahu’yi görevlendirmesi endişesiyle oy kullanmasından kaçınmak için yürüttüğü kampanyaya değindi. İsrail Başbakanı, “İnsanlar, burada yaşanacak trajediyi anlamıyor” dedi.
Netanyahu, “Bir artı veya eksi oy durumu değiştirmeyecek. Ancak Rivlin açık bir şekilde, 61 Knesset üyesi tarafından önerilmemesi halinde, hükümeti kurma görevinin en büyük partiye verileceğini belirtti. Knesset’te 61 üyemiz yok. Çünkü tek bir parti (Moşe Feiglin liderliğindeki Zehut partisini kastediyor), benim hükümeti kurmam konusundaki öneriyi reddediyor. Bu çerçevede anketlere göre en büyük parti, Lapid ve Gantz'ın Mavi-Beyaz İttifakı. Boşluğu kapatmazsak hükümeti onlar kuracak” ifadelerini kullandı.



Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
TT

Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)

Amerikalı bir yatırımcı, iki yıl önce sabotajla patlatılan Kuzey Akım 2 boru hattını satın almaya çalışıyor. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Floridalı yatırımcı Stephen P. Lynch'in, boru hattını satın almak için Washington yönetiminden izin talep ettiğini yazıyor. 

5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump'ın kampanyasına 300 bin dolara yakın bağış yapan yatırımcı, boru hatlarını satın alma projesine dair şunları söylüyor:

İşin özü şu: Bu, Amerika ve Avrupa'nın fosil yakıt çağının geri kalanında Avrupa'daki enerji arzı üzerinde kontrol sahibi olması için hayatta bir kez gelecek bir fırsat.

WSJ'nin incelediği belgelere göre Lynch, Kuzey Akım 2'yi satın almak için ABD Hazine Bakanlığı'na şubatta başvuru yaptı. Yatırımcı, kendisine satın alma işlemleri kapsamında ABD'nin yaptırım listesindeki bazı kişi ve kuruluşlarla görüşme imtiyazı sağlanmasını istiyor. 

Haberde, Trump'ın, boru hattının satın alınmasını Ukrayna savaşını bitirmek için bir koz olarak kullanabileceğine dikkat çekiliyor. Cumhuriyetçi lider, seçim kampanyasında Ukrayna savaşını 24 saatte bitirme vaadiyle gündem olmuştu. 

Toplam maliyeti yaklaşık 11 milyar dolar olan Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu. Ancak Ukrayna savaşının patlak vermesiyle proje yarım kaldı.

Projeyi, Rus devletine ait Gazprom'un yan kuruluşu olan ve merkezi İsviçre'de yer alan Nord Stream 2 AG yürütüyordu. 

Gazprom liderliğinde tasarlanan ve inşaatı Eylül 2021'de tamamlanan Kuzey Akım 2 projesinin ruhsatlandırma çalışmaları devam ederken, Kremlin'in ayrılıkçı Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'ni 21 Şubat 2022'de tanıması diplomatik kriz yaratmıştı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 22 Şubat'ta boru hattının sertifikasyon sürecinin durdurulması talimatını vermişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle bundan iki gün sonra Ukrayna işgali başlamıştı.

Rusya'ya yönelik yaptırımların bir parçası olarak ABD Hazine Bakanlığı da Batılı şirketlerden, Nord Stream 2 AG'yle ilgili tüm finansal işlemleri durdurmasını istemişti. 

Nord Stream 2 AG, yaptırımlar nedeniyle Mart 2022'de 140 çalışanını işten çıkarmış ve iflasın eşiğine gelmişti. Daha sonra İsviçre'de yürütülen hukuki süreçte şirkete borçlarını ödemesi için 10 Ocak 2025'e kadar süre verilmişti.  

Amerikan gazetesi Washington Post'un (WP) aktardığına göre Lynch, iflas duyurusu yapması durumunda Nord Stream 2 AG'yi satın alarak Kuzey Akım 2 hattının sahibi olmayı hedefliyor. WP, Gazprom'un ve Alman hükümetinin yorum taleplerine yanıt vermediğini bildiriyor. 

Ayrıca Lynch'in elini güçlendirmek için Alman danışmanlık firması Berlin Global Advisors'dan da destek aldığı belirtiliyor. Şirketin partnerlerinden Rüdiger von Fritsch, 2014-2019'da Almanya'nın Moskova Büyükelçisi olarak görev yapmış, Kuzey Akım 2'nin kurulmasıyla ilgili çalışmalarda da yer almıştı.

Yaklaşık 20 yıl Moskova'da yaşayan 57 yaşındaki Lynch, ABD Hazine Bakanlığı'ndan aldığı izinle, 2022'de Rusya'ya ait Sberbank'ın İsviçre şubesinin Cenevre merkezli M3 Groupe Holding firmasına satışında arabuluculuk yapmıştı. Lynch'in, satıldıktan sonra TradeXBank adı altında faaliyet gösteren bankada yüzde 10 hissesi var. 

Kuzey Akım hatlarına sabotaj

Rusya'dan Avrupa'ya Baltık Denizi'nin altından doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında 26 Eylül 2022'de üç patlama gerçekleşmişti. Kuzey Akım sabotajıyla ilgili New York Times ve Almanya merkezli Die Zeit tarafından ortaya atılan bir teoride, saldırının Ukrayna destekçisi 6 kişi tarafından bir yat kiralanarak gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmişti.

WP de sabotajı 48 yaşındaki Ukraynalı albay Roman Çervinski'nin yönettiğini savunmuştu. Haberde Çervinski'nin yalnız hareket etmediği ve operasyonu planlayan isim olmadığı belirtilirken, emrin dönemin Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni'ye rapor veren daha üst rütbedeki subaylardan geldiği ileri sürülmüştü. Böylelikle sabotajdan Ukrayna'nın sorumlu olduğu iddiası daha da güçlenmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Washington Post, Interfax, Swiss Info