"Afganistan'da barış çok yakın"

"Afganistan'da barış çok yakın"
TT

"Afganistan'da barış çok yakın"

"Afganistan'da barış çok yakın"

Afganistan İcra Kurulu Başkanı Abdullah Abdullah, Afgan liderlerin “Afganların sesini birleştirme ve uluslararası barış inisiyatiflerini koordine etme amacıyla” 7 Nisan’da Kabil’de “Uzlaşı İçin Liderlik Konseyi” kurma yönündeki uzlaşısına övgüde bulundu.
Abdullah, 17. Dünya Ekonomik Forumu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Zirvesi’nde Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Kabil toplantısına ‘Afgan muhalifleri ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri adayları, sivil toplum kuruluşları, kadın ve gençler de dahil hükümetin içinden ve dışından etkili siyasi isimlerin’ katıldığını belirtti. Abdullah Abdullah, konseyin “farklı konumlardaki Afganların sesini birleştirmek” amacıyla sunulan bir teklif üzerine kurulduğunu vurguladı. İcra Kurulu Başkanı Konsey, konuşmacılarının, yalnızca hükümetin değil tüm Afgan toplumunun sözcüsü olacağını ifade etti. 
Afganistan’ın eski Dışişleri Bakanı olarak da görev yapan Abdullah, konseyin Taliban’ın görüşmeyi reddetmek üzere Afgan siyasi sahnesini bölmek için sunduğu bahaneleri sonlandıracağını söyledi. Barış çabaları için çeşitli uluslararası girişimlerde de konsey sayesinde koordinasyonun sağlanacağını ifade eden Abdullah Abdullah, konseyin Afganistan halkının sürdürülebilir barış çağrılarını da güçlendirmesinin beklendiğini vurguladı. Abdullah, Taliban’ın konseye ilişkin tutumu hakkında da “Yasadışı hareket, sayısız suç işledi. Bu konseyle faaliyet göstermeyi reddetmesi için yeni bir bahane arayacaklar mı bilmiyorum. Ama müzakereye istekli olduklarını ifade ettikleri gibi, bu fırsatı da değerlendirmelerini umuyorum” dedi.
ABD’nin müzakereleri ilerletmek için ortaya koyduğu mevcut hamlelerine değinen Abdullah, Donald Trump yönetiminin acilen savaşı sonlandırmak için çalıştığını belirtti. Yetkili, “Washington, ‘El-Kaide gibi örgütlerle ilişkilerini, ateşkesi, şu ana kadar reddettiği Afganistan hükümeti ile görüşme düzenlemeyi’ kapsayan konulara dair Taliban ile görüşmelerine başladı” ifadelerini kullandı.
Taliban, ABD güçlerinin Afganistan’dan tam olarak geri çekilmesini isterken, Afganistan hükümetiyle doğrudan müzakereleri ise reddediyor. Bu bağlamda Abdullah, “Ülkenin geleceği, henüz başlamamış olan bu süreçle ilgili tüm sorunları tartışmak için masaya oturduğumuzda belirlenecek” dedi. İcra Kurulu Başkanı ayrıca, ABD’nin Afganistan’da devam eden varlığının da bir sorun sebebi olmadığını söyleyerek, “Taliban saldırıları, bu durumdan önce başladı. ABD kuvvetleri; Taliban, El-Kaide ve DEAŞ gibi terör gruplarının savaşlarının ve tehditlerinin çerçevesinde barış ve güvenlik olmadığı için Afganistan’daki varlıklarını devam ettiriyor” şeklinde konuştu.
Abdullah Abdullah, ABD’nin Afganistan’da kalıcı bir üs inşa etme isteğini de reddederken, “İki ülke arasında 2024 yılında sona erecek ikili güvenlik anlaşması var. Güvencelerle desteklenen bir barış anlaşmasına ulaştığımızda, ABD ile ikili işbirliğimiz farklı bir şekil alacaktır. Desteğe ihtiyacımız olacak” dedi.
Taliban ve ABD’liler arasında Mart ayında gerçekleşen son görüşmelerde ABD temsilcisi Zalmay Halilzad, barış anlaşmasını kolaylaştırmak için Taliban ile gerçek bir ilerleme kaydedildiğini belirtti. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre, teröre karşı mücadele ve ABD kuvvetlerinin Afganistan’dan geri çekilmesine dair Taliban’a sunulan güvenceler konusundaki ön anlaşmaya dikkati çeken Halilzad, Taliban’ın Afganistan ateşkesini dolaylı olarak reddettiğini belirtti. Zalmay Halilzad, Radio Free Europe’a yaptığı açıklamada “Taliban, ateşkesin ancak Afganlar arasında görüşmeler başladığında çözüleceğini söyledi. Bu görüşmelerin en kısa sürede başlamasını ve savaşın sonlanmasına dair uzlaşı sağlamamızı umuyoruz” dedi.
Aynı şekilde Taliban ile güç paylaşımına değinen İcra Kurulu Başkanı Abdullah Abdullah, “Müzakere masasına oturmak, güç paylaşımını da kapsayan adımlara uzanıyor” dedi. Ancak Taliban’ın şiddetten, terör gruplarıyla ilişkilerinden vazgeçmesinin ve Afganistan temsilcileriyle ciddi şekilde ülkenin geleceğini görüşmesinin gerektiğine dikkati çeken Abdullah, geçiş dönemi sona erdikten sonra adil seçimlerin şart olduğunu vurguladı. Abdullah Abdullah, Taliban’a baskı yapabilen ülkelere de barış çabalarını destekleme çağrısı yaptı.
Öte yandan Pakistan, ABD temsilcisinin çağrısıyla Afganlar arasındaki diyaloğu desteklediğini açıkladı. Taliban ve siyasi muhalefet arasında Şubat ayının başlarında Moskova’da bir toplantı düzenlenmişti. Bu çerçevede bu ayın ortalarında yeni bir görüşmenin daha gerçekleşmesi bekleniyor.



Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
TT

Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)

Tayvan Savunma Bakanlığı, son 24 saatte Çin’in ait yedi askeri uçak ve sekiz geminin ada çevresinde görüldüğünü duyurdu.

Bakanlığın açıklamasına göre, tespit edilen uçaklardan beşi Tayvan Boğazı’ndaki orta hattı geçerek ülkenin kuzey ve güneybatı Hava Savunma Tanımlama Bölgesi’ne girdi. Şarku’l Avsat’ın Taiwan News’ten aktardığı habere göre Tayvan ordusu bu hareketliliğe karşı deniz ve hava unsurlarını görevlendirerek sahil füze sistemleri de bölgede hazır konuma getirildi.

Tayvan, bu ay şu ana kadar Çin ordusuna ait uçakları 235, gemileri ise 148 kez tespit etti. Çin, Eylül 2020’den bu yana Tayvan çevresindeki askeri uçak ve gemi faaliyetlerini kademeli şekilde artırarak gri bölge taktiklerini yoğunlaştırmış durumda.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS), gri bölge taktiklerini, “Bir devletin doğrudan ve yoğun güç kullanımına başvurmadan güvenlik hedeflerine ulaşmasını amaçlayan çaba veya çabalar bütünü” olarak tanımlıyor.


Avustralya Başbakanı Albanese’den Bondi saldırısının ardından güvenlik alarmı

Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)
Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)
TT

Avustralya Başbakanı Albanese’den Bondi saldırısının ardından güvenlik alarmı

Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)
Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, geçen hafta Sydney’in Bondi sahilinde Yahudi bir bayram kutlaması sırasında meydana gelen ve 15 kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan saldırının ardından, ülkenin güvenlik mimarisinin yeniden değerlendirileceğini duyurdu. Albanese, emniyet ve istihbarat birimlerinin yetkilerinden işbirliği düzenlerine kadar tüm unsurlarının kapsamlı bir incelemeden geçirileceğini söyledi.

Albanese, bugün yaptığı açıklamada, eski Avustralya istihbarat örgütü başkanlarından birinin yöneteceği incelemenin; federal polis ve istihbarat birimlerinin “Avustralyalıların güvenliğini sağlamak için gerekli yetkilere, yapılara, prosedürlere ve işbirliği düzenlemelerine sahip olup olmadığını” değerlendireceğini söyledi.

Saldırı sonrasında, silah ruhsatı değerlendirme süreçleri ile kurumlar arası bilgi paylaşımında ciddi açıkların bulunduğu ortaya çıkmıştı.

fvg
Bondi Pavilion’da güvenlik birimleri, 14 Aralık’taki saldırının kurbanları ve yaralılarını anmak için düzenlenecek tören öncesi konukları aramadan geçiriyor (AP)

Başbakan Albanese, açıklamasında, “Geçen pazar günü DEAŞ’tan ilham alınarak gerçekleştirilen vahşi eylem, ülkemizdeki güvenlik ortamının hızla değiştiğini gösteriyor. Güvenlik kurumlarımızın, bu duruma en güçlü şekilde yanıt verebilecek kapasitede olması gerekiyor” dedi.

İncelemenin Nisan ayı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Albanese ayrıca bugün Sydney ve Melbourne’de düzenlenen göçmen karşıtı yürüyüşleri kınadı. Başbakan, “Geçen pazar günü yaşanan antisemitik terör saldırısının ardından toplumu bölmeyi amaçlayan bu yürüyüşlere ülkemizde yer yok. Yapılmamalı ve katılım sağlanmamalıdır” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre öğle saatlerinde Sydney’deki yürüyüşte yaklaşık 50 kişinin bulunduğu görüldü.

Albanese, güvenlik incelemesinin; federal güvenlik ve istihbarat kurumlarının halkı korumak için gerekli yetki ve kapasitelere sahip olup olmadığını ortaya koyacağını belirterek, raporun Nisan ayında kamuoyuna açıklanacağını kaydetti.

Bugün, Sydney’in ünlü Bondi sahilinde iki saldırganın kalabalığa ateş açarak 15 kişiyi öldürdüğü ve onlarca kişiyi yaraladığı saldırının üzerinden bir hafta geçti.


Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
TT

Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)

Başkan Donald Trump, geçen cumartesi günü Suriye çölündeki Palmira'da bir aşırılıkçı tarafından düzenlenen saldırıda üç Amerikalının (iki asker ve bir tercüman) öldürülmesinin ardından DEAŞ'a karşı misilleme tehdidini yerine getirdi. ABD hava saldırıları, cuma sabahı erken saatlerde Deyrizor, Hums ve Rakka çöllerindeki 70 DEAŞ mevzisini hedef aldı. Yaklaşık beş saat süren baskınlara uçaklar, helikopterler ve HIMARS roketatarları katıldı. Ürdün de uçaklarının saldırıya katıldığını açıkladı.

Trump cuma günü “çok güçlü bir misilleme saldırısı”ndan bahsederken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, “ABD güçleri, DEAŞ savaşçılarını, altyapısını ve silah depolarını ortadan kaldırmak için Suriye'de Hawkeye Operasyonuna başladı” diyerek, operasyonu üç Amerikalının ölümüne yol açan Palmira saldırısının ardından “misilleme ilanı” olarak nitelendirdi.

Şarku’kul Avsat’ın görüştüğü Şam'daki Suriye Savunma Bakanlığına yakın kaynaklar, ABD saldırılarının süresiz olabileceğini ve günlerce devam edebileceğini söyledi.