Malezya: 200 Arakanlı Müslüman deniz yoluyla ülkemize gelmeye çalışıyor

Malezya: 200 Arakanlı Müslüman deniz yoluyla ülkemize gelmeye çalışıyor
TT

Malezya: 200 Arakanlı Müslüman deniz yoluyla ülkemize gelmeye çalışıyor

Malezya: 200 Arakanlı Müslüman deniz yoluyla ülkemize gelmeye çalışıyor

Malezyalı yetkililer, Myanmar'daki çatışmalardan kaçan yaklaşık 200 Arakanlı Müslüman mülteci grubunun deniz yoluyla Malezya’ya geleceğini açıkladı.
Yüzlerce Arakanlı Müslüman, son aylarda Malezya’ya ulaşmak için teknelerle yola çıkarken, yetkililer bu durumun yeni bir insan kaçakçılığı dalgası olduğundan endişe ediyor.
Perlis Polis Şefi Nur Mişar Muhammed, 14 ila 30 yaş arası erkeklerden oluşan 41 kişilik Arakanlı mülteci grubunun ülkenin kuzeyindeki Perlis eyaletinde bulunan Sungai Bellati plajından  sahile çıktığını ve gözaltına alındıklarını bildirdi.
Polis Şefi, yaklaşık 200 Arakanlı mülteciyi taşıyan teknelerin hala denizde olduğuna inandıklarını dile getirerek, “Eğer onları sularımızda bulursak, onları sahile çıkaracağız” dedi.
Nur Muhammed, gözaltına alınan Arakanlıların ifadelerine dayanarak, her bir mültecinin kendilerini Malezya'ya götürecek Taylandlı insan kaçakçılara 4 bin 400 ringgiti (976 dolar) ödediğini de kaydetti.
Muhammed, Arakanlı mülteci grubunun Bangladeş veya Myanmar'dan gelip gelmediğinin henüz belli olmadığını da aktardı.
Mülteciler ise polise verdikleri ifadede 200'den fazla Arakanlı mülteciyi taşıyan büyük bir tekneyle Tayland'dan yola çıktıklarını ve 47 kişinin daha küçük bir tekneye aktarıldığını belirtti.
Arakanlı mülteciler, 47 kişilik teknedeki 6 kişinin sahile çıktıktan sonra ortadan kaybolduğu söyledi.
Kadın ve çocuklardan oluşan 35 kişilik bir başka Arakanlı mülteci grubu 2 Mart'ta aynı sahile ulaşmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM), 2017 Ağustos’t Myanmar ordusunun şiddetinden kaçan yaklaşık 700 bin Arakanlı Müslüman’ın Bangladeş'e kaçtığını duyurdu.
Myanmar, Arakanlı Müslümanları Hint altkıtasından gelen kaçak göçmenler olarak görüyor.



İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Tahran'a karşı ‘tarihi bir zafer’ ilan ettiği 12 günlük savaşın ardından dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemenin tüm dünyanın ‘görevi’ olduğunu söyledi.

Saar X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik yakın bir tehdit karşısında son dakikada harekete geçti” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Saar sözlerini şöyle sürdürdü: “İran İsrail'in ortadan kaldırılması çağrısında bulunmaya ve bunu başarmak için harekete geçmeye devam ediyor. Dünyanın en aşırılık yanlısı rejiminin en tehlikeli silahı edinmesini tüm uygun araçlarla engellemek uluslararası toplumun görevidir.”

Saar'ın paylaşımı, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin, İsrail ile İran arasındaki savaş sırasında 22 Haziran'da ABD tarafından bombalanan İran nükleer tesislerini ziyaret etmekte ısrar eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin ‘kötü niyetini’ kınayan açıklamalarına yanıt niteliğindeydi.

İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından İran Meclisi, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA ile iş birliğini askıya alan bir yasa tasarısını kabul etti.

Ülkesi, yıllardır UAEA'nın İran'ın nükleer programını denetlemesini etkisiz olmakla eleştiren Saar, “İran rejimi aynı kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumu kandırmayı sürdürüyor ve nükleer programının etkin bir şekilde denetlenmesini engellemek için aktif bir şekilde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre Ortadoğu'daki tek nükleer güç olan İsrail, yıllardır İran'ı atom bombası peşinde koşmakla suçluyor, Tahran ise bunu sürekli olarak reddediyor.

Güvenliğine yönelik ‘yakın’ bir tehdit olduğunu ileri süren İsrail, nükleer ve balistik füze programlarını imha etmek amacıyla 12 Haziran'da İran'a saldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington'un İran'a dayattığı ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından salı akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, “Tarihi bir zafer elde ettik” dedi.

Netanyahu, “İran asla nükleer silaha sahip olamayacak… İran'ın nükleer programını engelledik. Eğer İran'da herhangi biri bunu yeniden inşa etmeye çalışırsa, her türlü girişimi engellemek için aynı kararlılıkla, aynı yoğunlukla hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.