​Libya Ulusal Ordusu, Trablus yakınlarındaki bir askeri karargahı ele geçirdi

Trablus'un güneyindeki Ayn Zara bölgesinde yaşanan çatışmalar sırasında toprak yığını arkasında mevzilenen UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac’a bağlı güçler (AFP)
Trablus'un güneyindeki Ayn Zara bölgesinde yaşanan çatışmalar sırasında toprak yığını arkasında mevzilenen UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac’a bağlı güçler (AFP)
TT

​Libya Ulusal Ordusu, Trablus yakınlarındaki bir askeri karargahı ele geçirdi

Trablus'un güneyindeki Ayn Zara bölgesinde yaşanan çatışmalar sırasında toprak yığını arkasında mevzilenen UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac’a bağlı güçler (AFP)
Trablus'un güneyindeki Ayn Zara bölgesinde yaşanan çatışmalar sırasında toprak yığını arkasında mevzilenen UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac’a bağlı güçler (AFP)

Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu'na (LNA) bağlı güçler başkent Trablus’u ele geçirmek için zamanla yarışırken Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Hafter güçlerini “çocuk savaşçı” kullanmakla suçladı. Öte yandan iki taraf arasındaki çatışmalar, binlerce insanı evlerini terk etmek zorunda bırakırken Birleşmiş Milletler (BM) başkentteki son çatışmalar sebebiyle Libya gözaltı merkezindeki 150’den fazla mültecinin tahliye edileceğini duyurdu.
Diğer yandan General Halife Hafter’e yapılan “saldırıyı durdur” çağrıları dün de devam etti. Bununla birlikte BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), önceki gün akşam saatlerinde gerçekleştirdiği toplantıda Trablus'taki son durumun masaya yatırılması bekleniyordu, ancak bu gerçekleşmedi.
BMGK nisan ayı dönem başkanı ve Almanya'nın BM Daimi Temsilcisi Christoph Heusgen, dün New York’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantı sırasında Libya ile ilgili herhangi bir karar alınmadığını, fakat insani durumun masaya yatırılmasını sağlanacağını söyledi.
Bununla birlikte Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM) üyelerinin bir kısmı, BMGK’nın toplantısı öncesinde LNA’nın Trablus'u kurtarma operasyonuna destek verdiklerini belirten bildiri yayınladılar. Milletvekilleri, Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’e gönderdikleri mektupta, LNA’nın, başkenti teröristlerin elinden kurtarmak için görevini yaptığını vurguladılar.
Öte yandan Halife Hafter’in ofisinden yapılan açıklamaya göre Hafter’in karargah olarak kullandığı ülkenin doğusundaki Bingazi’nin dışında kalan Recme Askeri Üssü’nde dün, LNA’nın Trablus’un batısındaki operasyonlarını tebrik etmek için gelen çok sayıda milletvekili ile Hafter’in bir araya geldiği belirtildi.
Bunun yanı sıra Halife Hafter dün, Ortak Güvenlik Odası Başkanı Tuğgeneral Mebruk el-Gazavi’yi görevinin yanı sıra Batı Bölgesindeki Operasyon Grubu Komutanı Abdusselam el-Hassi’nin yardımcılığına atayarak batı bölgesindeki kontrolünü güçlendirdi.
LNA ve TM’ye bağlı Geçici Hükümet’in Başbakanı Abdullah es-Sini yaptığı açıklamada, başkentte zorlu şartların hakim olduğunu ve bunun hem yurtiçinde hem de yurtdışında kimsenin gözünden kaçmadığını belirterek, LNA’nın Trablus'ta 2014'ten bu yana yıllardır ülkeye zarar veren gruplardan uzaklaştırmayı hedeflediğini söyledi.
Önceki akşam yaptığı açıklamada uluslararası topluma ülkede yaşanan olaylara gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşma çağrısı yapan Sini, LNA güçlerinin, sadece Libya halkı için değil, aynı zamanda uluslararası toplumu tehdit eden terörizmi ortadan kaldırmak için silahlı milisler ve radikal örgütlerle savaştığını belirtti. Katar’a Libya’ya yönelik müdahalesini durdurma ve Libya halkını rahat bırakma çağrısında bulunan Sini, “Müslüman Kardeşler'in büyük müftüsü” olarak nitelendirdiği Yusuf el-Karadavi'yi “fitneyi körüklemekle” suçladı.
Bununla birlikte Geçici Hükümet’in Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakan Vekili Habib el-Meyhub’un imzasını taşıyan bir genelgeyle Libyalı diplomatik misyonlara, Abdullah es-Sini’nin başkanlık ettiği Geçici Hükümet'in onaylayan ülkelere tek meşru hükümet olarak tanımaları için bildiri göndermeleri talimatı verdi.
Öte yandan UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ın yardımcısı Ahmed Maitik, UMH’nin LNA’nın saldırılarını ve daha da ileriye gitmesini engellemeye çalıştığını belirterek, Halife Hafter’in askeri çözümünün işe yaramayacağını söyledi.
İngiltere’nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı Mark Field ise yaptığı açıklamada, Libya'da ağır kayıplara ve Ulusal Uzlaşı’nın ertelenmesine neden olan askeri gerginlik sebebiyle oldukça endişeli olduğunu belirtti. Bununla birlikte İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yayınlanan bir bildiride, siyasi diyalogun yeniden başlaması için gerginliğin azaltılması gerektiği belirtildi. Diğer yandan Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani, Libya’ya yönelik politikası konusunda Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Sorumlusu tarafından ifade edildiği gibi birleşik bir resmi tutum sergilemesine rağmen Fransa ve İtalya arasındaki görüş ayrılığına karşı uyardı.
UMH’ye bağlı Trablus'u Koruma Gücü tarafından dün yapılan açıklamada, önceki gün 11 unsurlarını kaybettikleri, böylece geçtiğimiz yılsonundan bu yana kaybettikleri unsur sayısının 28’e yükseldiği belirtildi.
Öte yandan çatışmaların durdurulması uyarısı, Hafter ile hareket eden Albay Vanis Ebu Hamade liderliğindeki Özel Kuvvetler’in (Saiga) ilk kez çatışmalara katılmasının ardından geldi. LNA, daha fazla ayrıntı vermeden Özel Kuvvetler’in görevlerini yerine getirmeye başladığını söyledi. Bununla birlikte Özel Kuvvetler sözcüsü Albay Milud ez-Zevi, Müslüman Kardeşler tarafından LNA’nın Trablus sakinlerini başkentten tahliye edeceği iddialarını yalanladı.
Diğer bir gelişmede ise LNA güçleri, Trablus yakınlarındaki 4’üncü Tugay Karargahı’nın (Aziziye) çevresinde yaşanan şiddetli çatışmaların ardından askeri bölgeyi kontrol altına aldı. LNA’dan yapılan açıklamada, operasyonun karargahın sivillere, mallarına veya kamu mallarına herhangi bir zarar verilmeden gerçekleştirildiği belirtildi.
LNA ayrıca 12’inci Tugay komutanı Muhammed bin Nayel’in Trablus’un merkezindeki bir yolda askerlerini konuşlandırdığını gösteren görüntüleri ve çatışmaların ardından ordu birliklerinin Ayn Zara’daki 42’inci askeri bölgeyi ele geçirdiklerini gösteren görüntüleri yayınladı.
Buna karşılık UMH’ye bağlı Merkezi Emniyet Güçleri Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Merkezi Emniyet Güçleri ve Trablus’u Koruma Gücü kuvvetlerinin Trablus Uluslararası Havaalanı ve çevresini kontrol etmeye devam ettiği aktarıldı. Televizyondan yapılan açıklamada, 15 silahlı aracın ele geçirildiği ve iyi bir ilerleme kaydedildiği belirtildi. Ortak Operasyonlar Odası Amiri Tuğgeneral Ahmed Ali Ebu Şahme ise açıklamasında, birliklerin Trablus Uluslararası Havaalanı da dahil olmak üzere tüm pozisyonlarını koruduklarını kaydetti. Alman Haber Ajansı’nın (DPA) aktardığı açıklamalarında Trablus'taki UMH güçlerinin Sözcüsü, muhalif güçlere cevap verildiğini ve bu güçlerin Trablus'un güneyindeki birçok bölgeden geri çekilmek zorunda kaldıklarını söyledi.



İki taraf arasındaki gerginliğin ardından Kürt heyeti Şam'da yetkililerle bir araya geldi

Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)
Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)
TT

İki taraf arasındaki gerginliğin ardından Kürt heyeti Şam'da yetkililerle bir araya geldi

Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)
Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) ve Suriye hükümeti temsilcileri, taraflar arasında devam eden müzakereleri tamamlamak üzere Şam'da bir toplantı düzenledi. Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak bugün AFP’ye verdiği demeçte, söz konusu adımın hükümetin Paris'te yapılması planlanan toplantıları boykot etme kararının ardından geldiğini belirtti.

Toplantı, KDSÖY’nin cuma günü Haseke vilayetinde, mezhepsel şiddet olaylarından etkilenen Dürzi ve Alevi azınlıkların temsilcilerini ilk kez bir araya getiren, benzeri görülmemiş geniş kapsamlı bir toplantı düzenlemesinin ardından gerçekleşti. Toplantı katılımcıları, kapanış bildirisinde ‘adem-i merkeziyetçi bir devletin kurulmasını’ öngören bir anayasa talep etti.

Şam, toplantıyı ‘diyalog sürecini baltalayan bir adım’ olarak eleştirdi ve Washington ile birlikte taraflar arasında arabuluculuk çabalarını yöneten Paris'te ‘planlanan tüm toplantıları’ boykot edeceğini açıkladı.

Adını açıklamak istemeyen kaynak, toplantının ‘Suriye hükümetinin talebi üzerine pazartesi akşamı’ KDSÖY’nin önde gelen yetkilisi İlham Ahmed ile Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani arasında yapıldığını söyledi. Kaynak, görüşmelerin ‘uygulama takvimi belirtilmeden, uygun bir adem-i merkeziyetçilik formülü bulmaya odaklandığını’ belirtti.

Aynı kaynağa göre, görüşmelerin amacı ‘Suriye-Suriye komiteleri aracılığıyla ve uluslararası gözetim altında müzakere sürecinin devamını’ vurgulamaktı. Her iki taraf da ‘askeri bir seçeneğe yer olmadığı’ konusunda hemfikirdi.

Suriye hükümetinden bir kaynak, Ahmed ile Şeybani arasında bir görüşme yapıldığını doğruladı, ancak başka ayrıntı vermedi.

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi, geçen ayın sonunda Paris'te yaptıkları görüşmenin ardından bu ayın ortasında Paris'te bir araya gelmeyi planlıyordu. Bu görüşme, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi'nin 10 Mart'ta ABD'nin himayesinde imzaladıkları ikili anlaşmanın maddelerini uygulamak amacıyla yapılacaktı.

Ancak Suriye hükümeti cumartesi günü, Şam'ın devam eden müzakere çabalarına ‘darbe’ olarak nitelendirdiği genişletilmiş özerk yönetim konferansının ardından Paris'te planlanan hiçbir toplantıya katılmayacağını açıkladı.

Konferans, pratikte, iktidarın yönelimlerine ve yönetim vizyonuna muhalif birçok Suriye bileşeninin temsilcilerini bir araya getiren ilk toplantı oldu.

Abdi'nin geçen ay bir televizyon röportajında açıkladığı gibi, Paris toplantısında, iç güvenlik güçleriyle birlikte yaklaşık 100 bin kişiden oluşan güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı bünyesine dahil edilmesi mekanizması ele alınacaktı.

Şera ile Abdi arasında imzalanan anlaşmanın en önemli maddesi, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletinin yönetimi altında birleştirilmesini’ öngörüyordu.

Birçok müzakere oturumu düzenlenmesine rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.

KDSÖY, anayasal bildirinin ardından, çeşitliliği yansıtmadığını ve merkeziyetçiliğin uygulanmasında ısrar ettiğini söylediği hükümetin kurulmasını eleştirdi. Şam ise adem-i merkeziyetçiliği kesinlikle reddediyor.