Sinyor lakaplı Fenerbahçe efsanesi Can Bartu hayatını kaybetti

Sinyor lakaplı Fenerbahçe efsanesi Can Bartu hayatını kaybetti
TT

Sinyor lakaplı Fenerbahçe efsanesi Can Bartu hayatını kaybetti

Sinyor lakaplı Fenerbahçe efsanesi Can Bartu hayatını kaybetti

Fenerbahçe’de oynadığı futbolla efsaneleşen ve Sinyor lakabını alan Can Bartu hayatını kaybetti.
Fenerbahçe formasıyla efsaneleşen ve 1 Ocak 1961'de, Fiorentina - Glasgow Rangers arasında oynanan final maçında forma giyen, Avrupa Kupaları'nda final maçı oynayan, ilk Türk futbolcu olan Can Bartu hayatını kaybetti. 30 Ocak 1936'da, İstanbul'da dünyaya gelen Can Bartu, spor hayatına Fenerbahçe'de basketbol oynayarak başladı. Altı kez, basketbol milli takım formasını terleten Bartu, daha sonra Fikret Arıcan'ın aracılığıyla sarı-lacivertlilerde futbol oynamaya başladı. 1955-1961 seneleri arasında Fenerbahçe'de futbol oynayan Bartu, 28 kez milli takımın formasını giydi. Milli takımdaki başarılı futbolu ile dikkat çeken Can Bartu, 1961'de, İtalya'nın Fiorentina takımına transfer oldu. 1962'de Venezia takımında oynayan Bartu, 1964'de Lazio'da forma giydi. İtalya'da başarılı bir dönem geçiren Bartu, 1967'de, Türkiye'ye dönerek, eski takımı Fenerbahçe'de yeniden forma giymeye başladı. Teknik ve zarif futbolu ile adından söz ettiren Bartu, sarı-lacivertliler ile 326 maçta 162 gol attı.
Galatasaray forması giydi 
İtalya'dan döndükten sonra üç yıl boyunca Fenerbahçe'de forma giyen efsane futbolcu, 1969'da, Metin Oktay'ın jübilesini yaptığı Galatasaray-Fenerbahçe mücadelesinde Metin Oktay kısa bir süre Fenerbahçe forması giyerken, Bartu ise maça Galatasaray formasıyla çıkarak, bu jübileyi efsaneleştirdi.
Basketbol ve futbolda milli formayı giyen tek sporcu 
Fenerbahçe Spor Kulübü tarihine, basketbol ve futbolla adı anılan Can Bartu, Türk milli takımı formasını hem basketbol hem de futbolda giyen ilk ve tek sporcu oldu. Bartu, aynı gün içinde Galatasaray'la oynanan basketbol maçında 28 sayı kaydederken, Dolmabahçe'de de futbol maçına çıkmış ve bir gol atmıştı.
1970 yılında futbolu bırakan ve spor gazeteciliği yapan Can Bartu'nun ismi Fenerbahçe Samandıra Tesisleri'ne verilmiş ve son dönemlerde Fenerbahçe TV'de program yapmaya başlamıştı.  
Can Bartu kimdir? 
1 Ocak 1936'da İstanbul'da dünyaya gelen Can Bartu, spora Fenerbahçe'de basketbol oynayarak başladı. Altı kez Milli Basketbol Takımı formasını giyen Bartu, 1956'da Fenerbahçe'de profesyonel futbol kariyerine başladı. 1961'de İtalya'nın Fiorentina takımına transfer oldu. Daha sonra Venezia ve Lazio'da da oynadı. 
1 Ocak 1961'de Fiorentina - Glasgow Rangers arasında oynanan final maçında forma giyen, Avrupa Kupaları'nda final maçı oynayan, ilk Türk futbolcusu oldu. İtalyan taraftarlar tarafından, "Sinyor Bartu" şeklinde adlandırılan Bartu, Türk futbolunun unutulmazları arasındaki yerini aldı.
1967'de Fenerbahçe'ye döndü. Sarı-lacivertli forma altında toplamda 162 lig maçı oynadı, 62 gol attı.
Fenerbahçe Spor Kulübü tarihine, basketbol ve futbolla beraber yazılan Bartu, hem futbol hem basketbol milli formasını giyen ilk ve tek sporcudur. Bartu, aynı gün içinde, Galatasaray'la oynanan basketbol maçında 28 sayı kaydederken, Dolmabahçe'de de futbol maçına çıkmış ve bir gol atmış bir oyuncudur. A Milli Futbol Takımı'nın formasını toplamda 26 kez giyerek 6 da gole imza attı. 
1970'te futbolu bırakan Can Bartu, spor yazarlığına başladı. Efsane isim en son Fenerbahçe Televizyonu'nda yorumculuk yapıyordu.  



Futbolda Avrupa karması önerisi: Devrim niteliğinde

Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)
Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)
TT

Futbolda Avrupa karması önerisi: Devrim niteliğinde

Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)
Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)

İtalyan gazeteci Emanuele Giulianelli, Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesi için kaleme aldığı yazıda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ortak bir futbol takımı çıkarması fikrini irdeledi. 

Dünyanın diğer ülkelerinin de müşterek bir kadro kurarak AB takımıyla maç yapmasının ilginç olabileceği bildirildi. 

En azından iki senede bir kere böyle maç yapılmasının, ortak Avrupa kültürünü güçlendirebileceği aktarıldı.

AB Komisyonu'nun Nesiller Arası Adalet, Gençlik, Kültür ve Spor Sorumlusu Glenn Micallef'in düşüncelerine yazıda yer verildi:

Ortak bir AB takımı, ortak Avrupa kimliğini pekiştirir ve aidiyeti artırır. Birliğimizi, dayanışmamızı güçlendirerek güçlü bir sembol olur. Çocuklarım ve torunlarımın bir Avrupa takımının attığı gollere sevindiği bir Avrupa hayal ediyorum. Böylesi bir takım, diplomatik açıdan da işe yarardı. Sporun yumuşak gücünün olumlu ve önemli etkileri var. Sadece futbol sahnesinde değil, küresel arenada da…

Gazeteci Marco Bellinazzo da "Böylesi bir takım, Avrupalı kimliğinin inşası için devrim niteliğinde olur" dedi.

1997'de yapılan Dünya Karması - Avrupa Karması maçında Batistuta ve Ronaldo'lu forvet hattı dikkat çekmişti 

Teniste Laver Cup'la Avrupa'yla dünya takımlarının yarıştığı, Avrupa ve ABD'li golfçülerin de iki yılda bir yapılan Ryder Cup'ta karşı karşıya geldiği hatırlatıldı. 

İtalya erkek voleybol milli takımının eski koçlarından Mauro Berruto ise futbolun diğer sporlardan farkını vurguladı:

Günümüzde futbolun ve taraftarların yapısı, meseleyi karmaşıklaştırıyor. Bir Avrupa takımını İtalya, Fransa ya da Almanya'nın ulusal takımları kadar tutkulu bir şekilde desteklemek zor. Ancak bir mesaj vermek için böyle bir şeyin zamanının geldiğini de düşünüyorum. Neden olmasın?

Diğer yandan futbol takviminin sıkışıklığı da bir başka engel

Hem kendi ülkeleri hem de kulüpleri için çok fazla sayıda maç oynamak zorunda kaldıklarını belirten futbolcular, bunun performanslarını düşürdüğünü ve sakatlıklara yol açtığını vurguluyor.

Dünyanın en büyük futbolcu sendikası FIFPro; Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası ve Kulüpler Dünya Kupası gibi organizasyonlarda eskisine göre daha fazla maç yapılmasına karşı çıkıyor. 

Manchester City'nin teknik direktörü Pep Guardiola da futbolcuların greve gitmesi gerekebileceğini söylemişti. 

Independent Türkçe, The Guardian, The Athletic