​Şam’daki benzin krizi derinleşiyor

Şam’daki bir benzin istasyonunun önünde uzayan araç kuyrukları (AFP)
Şam’daki bir benzin istasyonunun önünde uzayan araç kuyrukları (AFP)
TT

​Şam’daki benzin krizi derinleşiyor

Şam’daki bir benzin istasyonunun önünde uzayan araç kuyrukları (AFP)
Şam’daki bir benzin istasyonunun önünde uzayan araç kuyrukları (AFP)

Şam’da benzin tedariği konusunda yaşanan kriz derinleşmesiyle şehrin caddelerindeki trafik büyük ölçüde azaldı. Halkın şikayetleri artarak devam ediyor. Ordunun Şam’ın çevresindeki bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirmesiyle başkent, geçtiğimiz birkaç ay boyunca yoğun bir araç trafiği yaşamıştı.
Suriye Petrol Bakanlığı dağıtılan benzin miktarına sınırlama getirme kararı aldı. Bakanlık'tan pazartesi günü yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Akaryakıt istasyonu sahiplerine benzinin adil bir şekilde dağıtılması için alınan geçici önlemler gereği dağıtım miktarları özel araçlara 5 günde bir 20 litre, motosikletlere 5 günde bir 3 litre ve ticari taksilere 48 saatte bir 20 litre şeklinde belirlenmiştir.”
Suriye hükümeti pazar günü, devlet araçlarına tahsis edilen benzin miktarının yüzde 50 azaltılması, kamuya tahsis edilen araçlar için de benzin miktarını ayda 90 ila 150 litre olarak sınırlandırılması teklifini onayladı.
Bakanlar Kurulu toplantısında hükümet kurumlarına tahsis edilen benzin miktarının yüzde 50 oranında azaltılması, akaryakıt istasyonlarının kurulmasına ve çalışması geçici olarak durdurulmuş istasyonların Petrol Bakanlığı’nın doğrudan denetimi altında çalıştırılması ve her bölgede nüfus yoğunluğu dikkate alınarak adaleti sağlamak, karaborsa, kaçakçılık veya tekelleşmeyi azaltmak için akaryakıt istasyonlarına dağıtılan miktarlarını kontrol etmek için yeni prosedürler getirilmesi kararları alındı.
Bakanlar Kurulu ayrıca, yurtiçi ve yurt dışından sağlanan petrol miktarlarını artırmak ve gerekli finansmanı sağlamak için alınacak önlemleri de tartıştı. Kurul, Petrol ve Maden Kaynakları Bakanlığı’na terörden arındırılan bölgelerdeki petrol ve doğal gaz sahalarının yeniden hayata geçirilmesi ve işletilmesi talebinde bulundu.
Suriye Petrol Bakanlığı'ndan bir kaynak, benzin taşıyan tanker konvoyunun birkaç saat içinde başkent Şam'a ulaşacağını aktardı. Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yetkili kaynak, Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada “Tankerlerin bu gece gelerek kısmen de olsa benzin krizini çözmesini umuyoruz. Ancak kriz genel olarak en geç önümüzdeki hafta başında çözülecek” dedi.
Suriyeli yetkili, krizin nedenini Batı ülkeleri tarafından Suriye hükümeti ve çevresine uygulanan ekonomik yaptırımlardan ve petrol ürünlerinin Suriye limanlarına erişiminin engellemesinden kaynaklandığını söyledi. Mısır'ın Avrupa ve ABD’nin markajına girmesinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getiren yetkili açıklamasının devamında “İran petrol tankerleri gönderdi. Ancak Süveyş Kanalı İdaresi bu tankerlerin Suriye limanlarına geçmesini önledi” dedi. Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Muhab Memiş ise yaptığı açıklamada, Süveyş Kanalı İdaresi'nin petrol yüklü gemilerin Suriye'ye geçişini engellediği şeklindeki haberler tamamen yanlış” şeklinde konuştu.
Memiş, Süveyş Kanalı İdaresi’nin başta tüm gemilerin hiçbir devletin bayrağına ayrımcılık yapılmaksızın kanaldan güvenli olarak geçiş yapmasını garanti altına alan İstanbul Antlaşması (1888) olmak üzere uluslararası sözleşmelere uygun olarak çalıştığının altını çizdi.
Suriye’deki petrol, hükümet ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından paylaşılıyor. Ancak petrol sahalarının büyük bir kısmı SDG’nin kontrolü altındaki Haseke ve Deyrizor bölgelerinde bulunuyor. Suriye hükümetine ise DEAŞ ile yaşanan şiddetli çatışmalara sahne olan Deyrizor'daki Fırat’ın batı bölgeleri ve dağlık alanlarda bulunan petrol sahalarının kontrolü düşüyor.
2011’de savaşının başlamasından önce Suriye’nin petrol üretimi, günlük yaklaşık 400 bin varildi. Bu miktarın yarısı yurtiçinde tüketilirken geri kalan kısmı ihraç ediliyordu. Ancak bugün devlet kaynaklarına göre günlük üretim 14 bin varili geçmiyor.
 
Araç kuyrukları ve trafik ışıkları
Akaryakıt sıkıntısı, başkentin merkezindeki Emevi Meydanı'nı gibi trafiğin yoğun olduğu bölgelerdeki araç sayısına yansırken belirgin bir düşüş gözlemlendi. Aylarca süren ev tipi gaz tüpleri, dizel yakıt ve elektrik sıkıntısına bir de benzin kıtlığı eklendi.
Yol kenarlarında park edilmiş araç sayısı benzin sıkıntısı sebebiyle günden güne artarken akaryakıt istasyonlarının önündeki kuyruklar 2 kilometreyi aştı. Aracıyla bu kuyruklardan birinde bekleyen 20 yaşındaki Vesim, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada benzin kuyruğunda bir gün boyunca bekleyebileceğini ve belki de benzin stokunun tükenmesi sebebiyle yine de alamayabileceğini aktardı. Eski model bir aracı olan Ebu Samir adlı bir özel şirket çalışanı da arabasını park halinde bıraktığını çünkü krizin öyle bir-iki günlük bir mesele olmadığını, daha uzun sürecek gibi göründüğünü söyledi. Aracında 10 litre kadar benzin olduğunu söyleyen Ebu Samir, bunu acil durumlarda kullanmak için sakladığını ve işe otobüsle gidip geldiğini belirtti.
Benzin krizi kötüleştikçe halk dizel yakıt kullanan ticari taksilere ve minibüslere yöneldi. İnsanların büyük bir kısmı bu araçları tercih etmeye başladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir üniversite öğrencisi, minibüs şoförlerinin insanları üst üste yığarcasına araçlara doldurduğunu, bu yüzden otobüs beklemeye devam edeceğini söyledi. Genç üniversiteli, bu şekilde yürütülen taşımacılığın taciz olaylarına da neden olduğuna dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’a konuşan ticari taksi ve minibüs sahipleri de yakıtlarını devlete ait akaryakıt istasyonları yerine kara borsadan almak zorunda kaldıkları için ulaşım ücretlerini iki katına çıkardıklarını belirtti.
Devlete ait akaryakıt istasyonlarında benzinin litre fiyatı 225 Suriye lirasıyken kara borsada bir litre benzin 450 Suriye lirasından satılıyor.



Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, arabulucu ABD'nin Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes için sunduğu yeni öneriyle yeni bir aşamaya girdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı açıklamada, ilk kez Hamas'ın talep ettiği savaşın sona erdirilmesi konusunun tartışılacağı vurgulanırken Hamas’ın öneriyi kabul etmesi gerektiği, aksi takdirde durumun daha da kötüye gideceği belirtildi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas liderlerinden biri, bu sözlerin müzakerelere ivme kazandırdığını ve ABD tarafından İsrail üzerinde gerçek bir baskısı oluşturulması durumunda bir ateşkes anlaşması imzalanabileceğine dair yeni bir işaret taşıdığını söyledi.

Hamas Hareketi tarafından dün yazılı olarak yapılan basın açıklamasında, arabulucu kardeş ülkelerin, savaşan taraflar arasındaki uçurumun kapatılması, bir çerçeve anlaşmaya varılması ve ciddi müzakerelerin başlatılması için yoğun çaba sarf ettikleri belirtildi. Açıklamada Hamas’ın yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini ve arabulucuların önerilerini tartışmak üzere ulusal istişareler yürüttüğünü, saldırıların sona erdirilmesi, geri çekilmenin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki halkımızın acil olarak yardım alması için bir anlaşmaya varılması için çalıştığını vurguladı.

gthy
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda ölen Filistinlilerin cenaze töreninde yakınlarını kaybedenlerin gözyaşları ve feryatları (AFP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, müzakere masasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce önerdiği çerçeve anlaşmasını içeren ve Katar'ın arabuluculuğunda üzerinde değişiklikler yapılan bir öneri olduğunu ve bu önerinin 60 günlük bir ateşkes ve bu süre içinde savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma sağlanmasını öngördüğünü söyledi.

Hamas’ın İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımını sona erdirecek tüm önerilere açık olduğunu vurgulayan kaynak, Kahire'de bir Hamas heyetinin bulunduğunu belirterek, savaşın tamamen durdurulması, yardımların ulaştırılması ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi olmak üzere üç temel talebin yerine getirilmesinin önemine dikkati çekti.

Hamas'ın şu anki tutumunu, Trump'ın Washington'da ABD’li ve İsrailli yetkililerle yaptığı toplantının ardından sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı, “İsrail, 60 günlük ateşkesin tamamlanması için gerekli şartları kabul etti ve bu süre zarfında savaşı sona erdirmek için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” şeklindeki açıklamasından sonra sergilemeye başladı.

frgty
İsrail'in Han Yunus'un kuzeyindeki mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Barışı sağlamak için yoğun çaba sarf eden arabulucular Katar ve Mısır’ın bu nihai öneriyi sunacaklarını söyleyen Trump, “Ortadoğu'nun iyiliği için Hamas'ın bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Aksi takdirde durum düzelmeyecek, hatta daha da kötüye gidecek” ifadelerini kullandı.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Başkan Yardımcısı JD Vance ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile bir araya geldi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrailli bir kaynağın Dermer'in yeni öneriye insani yardım ve ateşkes süresince İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini öngören maddeyi kabul ettiğini söylediğini bildirdi. Bunu ‘İsrail'in verdiği bir taviz’ olarak değerlendiren kaynak, buna karşın önerinin savaşı sona erdirmek için açık ve net bir taahhüt içermediğinin altını çizdi.

ABD Başkanı Trump salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, önümüzdeki hafta rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkes anlaşması sağlanmasını umduğunu söyledi. ABD merkezli haber sitesi Axios'a göre Trump, pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile görüşecek.

“Temel sorun”

Filistinli siyasi analist ve Hamas uzmanı İbrahim el-Medhun, mevcut bilgilere göre önerinin Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesi veya silahlarının toplatılmasına ilişkin açık bir madde içermediğini söyledi. Medhun, “Öneri, ateşkesin sağlanmasına ve aşamalı bir takas anlaşmasının uygulanmasına odaklanıyor. Anlaşma, ilk günlerde sekiz rehinenin serbest bırakılmasıyla başlayacak ve 60’ıncı güne kadar aşamalı olarak devam edecek” dedi.

Ancak Medhun, Hamas’a göre önerinin savaşın kalıcı ve kapsamlı bir şekilde durdurulması için gerçek garantiler sunmaması ve özellikle Gazze Şeridi'ndeki felaketi ele almak için etkili bir insani protokolün uygulanmasını garanti etmemesi temel bir sorun teşkil ediyor.

cdfrgth
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı UNRWA'ya ait bir okuldaki yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

Hamas'ın bu konudaki tutumuna değinen Medhun, Hamas’ın devam eden girişimlere büyük bir ciddiyet ve açıklıkla yaklaşacağını ve anlaşmanın sağlanacağına dair işaretlerin artmasıyla birlikte şartlı bir esneklik sergilediğini düşünüyor. Medhun’a göre bu tutum, iki önceliğe dayanıyor. Bunlardan biri saldırıların tamamen durdurulması, ikincisi ise herhangi bir bahaneyle soykırım ve açlık politikasına geri dönülmeyeceğine dair gerçek garantiler verilmesi ve bunun süre dolduğunda kapsamlı bir anlaşmaya varılamaması durumunda da geçerli olması.

Medhun'a göre Hamas, aşamalı çözümleri kabul etmeye karşı değil, ancak bunun için ‘önce savaşın durdurulması, ardından saldırı sonrası düzenlemelere geçilmesi, şantaj veya askeri baskı yapılmaması’ gibi açık ve kesin şartlar konulması gerektiğini savunuyor.

Washington'ın müzakerelere başlamadan önce savaşın durdurulmasını şart koşarak İran meselesini ele aldığı önceki deneyiminin, bu konuda örnek alınabilecek bir model olduğunu vurgulayan Filistinli siyasi analist, “Bombardıman altında müzakere yapılamaz ve katliamlar devam ederken güven inşa edilemez” dedi.

Trump'ın savaşı sona erdireceğine dair sözleri müzakerelere ivme kazandırsa da bu sözlerin ötesine geçip somut adımlar atılması gerekiyor.

“Fırsat kaçırılmamalı”

İsrail'in tutumu da bu gelişmelerden uzak değildi. ABD Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla bir anlaşmaya varılması için ‘bu fırsatın kaçırılmaması’ gerektiğini söyledi. İsrailli Bakan paylaşımında “Halkın ve hükümetin büyük çoğunluğu rehinelerin serbest bırakılmasına yol açacak bir anlaşmayı destekliyor. Böyle bir fırsat kaçırılmamalı” diye yazdı.

Eski muhalefet lideri Yair Lapid, dün X platformundaki hesabından Netanyahu'ya tüm rehineleri geri getirmesini tavsiye ederek, “(Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir ve (Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich'in 13 milletvekiline karşı durmak için, rehine anlaşması için 23 milletvekilini güvenlik ağı olarak kullanabilirsiniz. Hepsini şimdi evlerine geri getirmeliyiz” diye seslendi.

İsrail televizyonu Kanal 12’nin aktardığına göre Lapid, Ben-Gvir ve Smotrich'in, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının imzalanmasını engellemek için hükümet koalisyonu içinde ortak hareket etme niyetinde olduklarını belirtti.

İsrail'de hem iktidar hem de muhalefet tarafından ateşkesin önemi hakkında konuşulurken, medya da bu konuya büyük ilgi gösteriyor. İsrail Yayın Kurumu (IBA), İsrail'e sunulan yeni öneriye göre 60 günlük bir ateşkesin ilan edileceğini, ilk gün sekiz rehinenin serbest bırakılacağını ve 50’nci günde iki rehinenin daha serbest kalacağını aktardı.

Haaretz gazetesi ise, yeni esir takası anlaşması taslağında, 60 günlük ateşkes süresi içinde bir anlaşmaya varılamaması halinde, arabulucuların İsrail ile Hamas arasındaki müzakereleri nihai bir anlaşmaya varılana kadar sürdürmekle yükümlü olacağını belirten bir maddenin yer aldığını doğruladı.

Bu değişiklikler çerçevesinde Medhun, yakında bir anlaşmaya varılması olasılığını dışlamazken, aksine ABD'nin uluslararası bir irade ortaya koyması ve İsrail’e saldırılarını açıkça ve kesin olarak durdurması için baskı yapması halinde, ateşkes anlaşmasına varılmasının her zamankinden daha mümkün olduğunu düşünüyor.

O, topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu ve onların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini düşünüyor.

Topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu söyleyen Medhun, arabulucuların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için aralanacak bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini vurguladı.