Game Of Thrones’un Gece Kralı bir Targaryen mı?

Game Of Thrones’un Gece Kralı bir Targaryen mı?
TT

Game Of Thrones’un Gece Kralı bir Targaryen mı?

Game Of Thrones’un Gece Kralı bir Targaryen mı?

Game of Thrones'un yeni sezondaki ilk bölümünün en korkunç sahnelerinden biri, Gece Kralı'nın gerçek kimliğini ortaya çıkartabilir.
Ağustos 2017’den bu yana ilk kez seyiricyle buluşan HBO dizisinin ilk bölümünde çok fazla ölüm yoktu. İzleyiciler yalnızca Ned Umber'ın Ak Gezenler'in elinden olan korkunç ölümüyle karşılaştı.

Tormund ve Beric Dondarrion, 10 yaşındaki çocuğun cesedini duvara çivilenmiş halde buldu. Ceset, spiral şeklinde yerleştirilmiş vücut parçalarıyla birlikte duvara sabitlenmişti.
The Independent'ın haberine göre, Beric bunun "Gece Kralı’ndan bir mesaj” olduğunu söyleyerek, hayranları mesajın ne olduğu sorusuyla baş başa bıraktı.
Aslında benzer bir sembol dizinin daha ilk bölümünde ve ilk sahnesinde görünmüştü: Bir grup yabaninin cesedi yerde benzer bir şekil oluşturuyordu.

Birkaç sezon sonra, Jon Snow atların kesilmiş uzuvlarını bulduğunda, yine aynı şekil oluşturulmuştu. Dizinin daha sonraki bölümlerinden birinde de Bran, Üç Gözlü Kuzgun kendisine Gece Kralı'ndan bahsederken, yine aynı sembolü görmüştü.
Jon'un Daenerys'e Dragonstone kalesinin altındaki mağaralarda yer alan oymaları gösterdiği 7. sezonun 4. bölümünü (Savaş Ganimetleri) hatırlayalım:
Ormanın çocukları, ak gezenleri durdurmak için ilk insanlarla kurduğu ittifakı temsilen bu oymaları yapmıştı.
Dizinin yapımcılarından David Benioff sembol hakkında TIME'a şunları söyledi:
“Bu mağara resimlerinden anlıyoruz ki, ak gezenler bu şekilleri kendileri bulmadı. Yaratıcıları olan ormanın çocuklarından gördüler. Bu motifler ormanın çocukları için gizemli bir öneme sahip."
Öte yandan, son günlerde Digital Spy'ın ortaya attığı, söz konusu sembollerin Targaryenlarla bağlantılı olduğuna ilişkin teori giderek yayılıyor.
Teori, sembollerle Targaryen Hanesi'nin mührü arasındaki benzerliği vurguluyor.

Peki Gece Kralı gerçekten de bir Targaryen olabilir mi? Eğer öyleyse bu durum Gece Kralı'nı Demir Taht'ın gerçek varisi yapar. Bu da sanılanın aksine, yaklaşan savaşın taht mücadelesinden çok da bağımsız olmadığı anlamına gelir.
Ayrıca, Viserion'u ele geçiren Gece Kralı’nın da artık bir ejderha binicisi olduğunu hatırlamakta fayda var.
@DavidScottHicks aslı twitter kullanıcısı, bölümün sahne arkası videolarından birinde, yapımcılarından birinin şöyle dediğini iddia ediyor:
“Bir ejderhayı yalnızca bir Targaryen sürebilir.”
Geçen sezondaki Ed Sheeran'lı sahneye eğlenceli bir göndermenin de yer aldığı kavuşma temalı bölümde, Jon Snow da gerçek soyunun Targaryen olduğunu öğrendi.



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe