Trablus’ta asılı DEAŞ bayrakları Libya’da tartışma yarattı

Trablus’ta DEAŞ’a ait medya organlarının yayınladığı bir görüntüler. (Sosyal paylaşım siteleri)
Trablus’ta DEAŞ’a ait medya organlarının yayınladığı bir görüntüler. (Sosyal paylaşım siteleri)
TT

Trablus’ta asılı DEAŞ bayrakları Libya’da tartışma yarattı

Trablus’ta DEAŞ’a ait medya organlarının yayınladığı bir görüntüler. (Sosyal paylaşım siteleri)
Trablus’ta DEAŞ’a ait medya organlarının yayınladığı bir görüntüler. (Sosyal paylaşım siteleri)

Sosyal paylaşım sitelerinde Libya’nın başkenti Trablus’a dair yayınlanan fotoğraflar, DEAŞ terör örgütünün şehirdeki köprülere bayraklarını astığını ortaya koydu. Yalnızca Libya’daki değil, aynı zamanda yurt dışındaki resmi kaynak ve gazetelere göre de söz konusu fotoğraflar, DEAŞ ve El-Kaide’ye mensup unsurları içermekle suçlanan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) sancağı altındaki farklı taburlara dair tartışmalara neden oldu.
Uluslararası endişeler
Hem Avrupa Birliği (AB) hem de Fransa, Libya’nın içinde ve dışında aranan ve UMH sancağı altında savaşan isimlere dair yayınlanan raporlar konusunda endişelerini dile getirdi. Bu isimlerin başında ise Bingazi’nin 160 km batısındaki Ecdebiye şehrinde, DEAŞ örgütünün liderlerinden olan (Libya’da Ebrik el-Mısriyye adıyla bilinen) Ebrik el-Zavi geliyor. El-Mısriyye, Trablus’a girmeye çalışan Ulusal Ordu ile savaşmak için geçen günlerde Mısrata şehrindeki bir cezaevinden serbest bırakılmıştı. El-Mısriyye, şiddetli savaşların ardından 2015 yılında kendisini ve grubunu Ecdebiye’den çıkartan orduya karşı savaşa katıldığını ilan ettiği bir videoda da görüldü.
Teröristlerin isimleri
Şaban Hediyye ismi de Mağrib bölgesinde, El-Kaide örgütünün bir üyesi olarak ortaya çıktı. Kendisi, Trablus’un batısındaki el-Zaviye şehrini kontrol eden milis taburunu yürüten Ebu Ubeyde el-Zavi olarak da biliniyor. Afganistan’da El-Kaide’nin önde gelen bir üyesi olan ve Libya’da fotoğrafları yaygın olarak dolaşan Libya hükümetinin eski Savunma Bakanı Halid el-Şerif ise Sovyet savaşı sırasında Afganistan dağlarında, uluslararası alan tarafından tanınan teröristlerin yanında görüldü.
Trablus’ta bir köprünün üzerinde asılı olan DEAŞ bayrağı (Sosyal Paylaşım Siteleri)
El-Cadran ve terör şüphesi
Independent Arabia'dan Zayed Hediyye'nin haberine göre, uzun yıllardır Libya petrol limanlarını kontrol eden İbrahim el-Cadran hakkında da radikalizm yanlısı örgütlere mensup olduğu yönünde şüpheler mevcut. Kendisi bir dönem ortadan kaybolmuş, ardından da geri dönmüştü. Aynı şekilde UMH sancağı altında Ulusal Ordu ile savaşan kuvvetlere katıldığı açıklanan bir videoda da görülmüştü. Cadran ayrıca Muammer Kaddafi rejimini takip eden güvenlik birimlerinin kayıtlarında da bulunuyor. Geçen yüzyılının son on yılında terör gruplarına ve radikalizm yanlısı faaliyetlere katılmakla suçlanan İbrahim el-Cadran, eski rejimin cezaevlerinde de tutuklu olarak kalmıştı.
Bingazi Savunma Tugayları
Tartışmalı UMH kuvvetleri saflarında savaşan en büyük taburlardan olan Bingazi Savunma Tugayları, Kuzey Afrika’daki El-Kaide ile bağlantılı terör grupları listesindeki bir Arap örgüt olarak sınıflandırılıyor.
Tugay, komutanlarından Mustafa el-Şerkesi aracılığıyla, “bir savunma gücü” olarak batı bölgesinde Ulusal Ordu ile mücadele etme konusunda kararlı olduklarını duyurdu. Aynı şekilde söz konusu milislerin saha komutanı İsmail el-Salabi de terör suçlamasıyla Libya’nın içinde ve dışında aranıyor.
Savunma Tugayları söz konusu pozisyonu, Libya Parlamentosu kararıyla görevden alından eski Libya müftüsü Sadık el-Garyani tarafından yayınlanan bildiri sonrasında aldı. Bildiride “orduya karşı cihat ve başkenti savunma” çağrısı yapılmıştı. El-Garyani, radikalizm yanlısı gruplara verdiği destek ve Ulusal Ordu’ya düşmanlığıyla tanınıyor. Adı, Arap terör listesinde de yer alıyor.
Terör faaliyetleriyle tanınan isimlere dair yayınlanan eski listelere rağmen UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac, iddiaları “bazı tarafların aldatıcı kampanyaları” olarak nitelendirdi. “UMH sancağı altında savaşan güçler arasında, terör örgütlerine ve gruplara ait unsurlar bulunduğu” yönündeki ifadeleri şiddetle reddetti. Serrac, hükümetinin terörizme karşı mücadele verdiğini, terör kalıntılarını takip ettiğini ve teröristlere karşı büyük zaferler kazandıklarını vurguladı.



İsrail ordusu, Nasır Hastanesi içindeki Hamas’ın "komuta merkezini" bombaladığını açıkladı

Gazze'deki yıkımdan (Arşiv-AFP)
Gazze'deki yıkımdan (Arşiv-AFP)
TT

İsrail ordusu, Nasır Hastanesi içindeki Hamas’ın "komuta merkezini" bombaladığını açıkladı

Gazze'deki yıkımdan (Arşiv-AFP)
Gazze'deki yıkımdan (Arşiv-AFP)

İsrail ordusu bu sabah erken saatlerde, Hamas'ın Gazze'de bir hastanenin içinde yer alan ve örgütün "terör faaliyetleri" için kullandığı "komuta ve kontrol merkezini" bombaladığını duyurdu. Bu, örgütün bir İsrailli-Amerikalı rehineyi serbest bırakmasından bu yana Gazze'de yürürlükte olan ateşkesi sona erdirdi.

Ordu, Telegram'da yaptığı paylaşımda, "Güney Filistin yerleşim birimi Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin içinde bulunan bir komuta ve kontrol merkezini tam olarak bombaladı. Üst düzey Hamas yetkilileri hastaneyi terörist faaliyetlerde bulunmak için kullanmaya devam ediyor ve hastanenin içinde ve çevresindeki sivil halkı açıkça ve vahşice sömürüyor" denildi. Bombalamanın herhangi bir can kaybına yol açıp açmadığı henüz netlik kazanmadı.

Bu saldırı, Hamas'ın İsrailli-Amerikan vatandaşı asker Edan Alexander'ı serbest bırakmasının ardından dün Gazze Şeridi'nde ilan edilen kısa süreli ateşkesin hemen ardından geldi. Hamas, Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde tutuklu bulunan Alexander'ı, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu arifesinde serbest bıraktı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun süre esir tutulduktan sonra serbest bırakıldı ve hayatta kalan son Amerikalı rehine oldu.