​Ninova'daki yolsuzluğun tutarı 64 milyon dolar

Musul'da yıkılmış binaların arasında motosiklet süren bir genç (AFP)
Musul'da yıkılmış binaların arasında motosiklet süren bir genç (AFP)
TT

​Ninova'daki yolsuzluğun tutarı 64 milyon dolar

Musul'da yıkılmış binaların arasında motosiklet süren bir genç (AFP)
Musul'da yıkılmış binaların arasında motosiklet süren bir genç (AFP)

Irak Şeffaflık Kurumu tarafından dün yapılan açıklamada Ninova ili bütçesinden yaklaşık 60 milyon doların kayıp olduğu ve Ninova Valisi Nevfel el-Akub’a yakın olan memurların bu parayı zimmetlerine geçirdikleri bildirildi.
Kurum 11 Nisan’da yaptığı açıklamada, Ninova İl Meclisi’nden 14 yetkilinin ve personelin devlet malını zimmetlerine geçirdiklerini bildirmişti.
AFP’nin aktardığına göre dün kurum tarafından yapılan açıklamada, Vali el-Akub’a yakın çalışanların 76 milyardan fazla Irak dinarını (yaklaşık 64 milyon dolar) zimmetlerine geçirdikleri kaydedildi.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir kurum yetkilisi, yaklaşık 45 milyar Irak dinarının (yaklaşık 37 milyon dolar) il için ayrılan 2018 yılı kalkınma fonlarından alındığını belirterek, şeffaflık kurumunun yaklaşık 8 milyar dinar (yaklaşık 6 milyon dolar) toplayabildiğine dikkat çekti.
Irak Temsilciler Konseyi, mart ayının sonunda çoğu kadın ve çocuk 100'den fazla kişinin öldüğü feribot kazasının ardından oy birliği ile Vali el-Akub ve yardımcısının görevden alınmasına karar vermişti. Feribotun batması, DEAŞ'a karşı 800 milyon dolar bütçe ile yürütülen savaşın ardından tahrip olan kentteki yolsuzluk dosyalarının açılmasına yol açtı. Bununla dünya üzerinde en fazla yolsuzluk yapılan ülkeler listesinde 12. sırada yer alan bu ülkede yaygın bir şekilde devam ediyor. Feribotun batması her ne kadar siyasetçilerin yolsuzluk dosyalarını yeniden ortaya çıkarsa da henüz adalete teslim edilen olmadı. Nevfel el-Akub hakkında tüm güvenlik güçlerine tutuklama emri verilmesine rağmen kendisi halen firari durumda. Yetkililerinin bildirdiğine göre Kürdistan'ın büyük şehirlerindeki yerel televizyon ile röportajlar yapıyor.
Iraklı bir hakim, Musul'da yüzlerce kişinin ölümüne neden olan DEAŞ örgütü unsurlarının ailelerine karşı onlarca misilleme yapıldığını açıkladı.
Alman Haber Ajansı DPA'ya konuşan Hakim Vadullah el-Hafaf, DEAŞ örgütü unsurlarının ailelerine karşı işlenen suç olaylarının son zamanlarda arttığını belirterek ceza mahkemesinin birkaç gün önce, örgütten zarar görenlerden birinin bir örgüt üyesinin annesini ve kız kardeşini öldürdüğü bir davaya baktığını kaydetti. Hafaf sözlerine şöyle devam etti:
“DEAŞ örgütü üyelerinden birinin annesi, yine daha önce örgüt tarafından zarar görenlerden biri tarafından öldürüldü. Örgüt üyesi olan iki kardeş, söz konusu kişilerin eski Irak ordusuna mensup olan babalarını Musul'un doğusundaki en-Nur bölgesi yakınlarında idam etmişlerdi. Karısının ve çocuklarının intikamını almak için örgüt mensubunun kız kardeşini öldüren kişi, okuldan döndüğü sırada tutuklandı.”
Musul Yargı Konseyi daha önce, örgütten zarar gören kimselerin misilleme yapmalarından duyduğu endişeden dolayı örgüt mensubu kimselerin ailelerinin kamplara taşınması ve bu kişilerin tekrar topluma entegre edilmesi yönünde talimat vermişti. 
Ninova’daki yetkililer geçen yıl temmuz ayı ortalarında Bartella ilçesinde ilk rehabilitasyon kampını açtı. En az iki ay boyunca düzinelerce ailenin rehabilite edilmesini sağladılar. Bu kişiler daha sonra Musul'un merkezindeki yerlerine geri gönderildi.
62 yaşındaki Ümmü Maan, intikam almayı ve misilleme eylemlerini desteklediğini belirterek “Bugün DEAŞ ailelerinin başına gelenler, daha önce başkalarının da başına gelmişti. Kurbanların kanı boşa gitmeyecek. Göze göz, dişe diş ve kana kan…” ifadelerini kullandı.
Ancak öğretmen Ali Fadıl, intikam alma meselesinin batıl bir dava olduğunu düşündüğünü söylüyor. DEAŞ üyelerinin annelerinin oğullarının yaptıklarının ve masum insanlara karşı işledikleri suçlardan razı olmayabileceklerini dile getiren Fadıl, “Neden öldürülmeyi hak etsinler?” diye soruyor ve kimsenin bir diğerinin günahından sorumlu tutulamayacağını savunuyor.



İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
TT

İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)

Jerusalem Post gazetesi, İsrail'in ek tavizler içeren yeni çekilme haritaları sunmasının ardından Gazze Şeridi'ndeki ateşkes görüşmelerinde önemli bir ilerleme kaydedildiğini bildirdi.

Gazete, Mısırlı ve Katarlı arabuluculara sunulan yeni haritalara göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Refah arasındaki Morag Koridoru’nun kontrolünü fiilen bıraktığını belirtti.

Gazeteye konuşan bir kaynak, “Şu anda odak noktası Morag Koridoru değil, Refah bölgesindeki İsrail varlığıdır. Bu, mevcut tartışmalarda odak noktası olan konu” ifadelerini kullandı.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı dün erken saatlerde, Mısır ve Katar'ın arabuluculuk çabaları ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakerelerinde anlaşmazlık konusu olan maddeler üzerinde bir çözüme yaklaşıldığı konusunda iyimserlik olduğunu duyurdu.

İsrail, şu anda tartışılan 60 günlük ateşkes süresince Gazze Şeridi'ndeki varlığını önemli ölçüde azaltmayı kabul etti. Arap bir diplomat ve arabuluculuk çabalarına katılan bir kaynak, Times of Israel gazetesine verdikleri demeçte, bu tavır değişikliğinin önümüzdeki günlerde bir anlaşmaya varılmasına kapı açtığını ifade etti.

Kaynaklar, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un baskısı üzerine İsrail'in, ateşkes süresince Gazze Şeridi'nden kısmi çekilme konusunda en katı taleplerinden vazgeçmeyi kabul ettiğini belirtti. Kaynaklar, Witkoff'un baskısı sayesinde İsrail'in sunduğu yeni haritalarda, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus şehirlerini ayıran Morag Koridoru’nda kalmasının öngörülmediğini de bildirdi.

İsrail ayrıca, Gazze Şeridi sakinlerinin bir araya getirilip güvenlik taramasından geçirileceği ve bölgeden ayrılmalarının engelleneceği tartışmalı bir ‘insani yardım şehri’ kurmayı umduğu Refah'taki varlığını azaltmayı da kabul etti.

Arap diplomat, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme konusundaki güncellenmiş önerisinin, İsrail'in ‘insani yardım şehri’ planını uygulama yeteneğini engelleyeceğini söylüyor.

Müzakerelere katılan kaynağa göre, arabulucular şu anda Doha'da Hamas müzakerecileriyle bir araya gelerek İsrail'in en son haritalarını inceliyorlar. Kaynak, bu haritaların Hamas'ın İsrail ordusunun 2 Mart'ta önceki ateşkesin çökmesinden önce işgal ettiği konumlara çekilmesi talebiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu belirtti.

Bu arada Hamas, İsrail'in kalıcı ateşkes taahhüdü talebinden vazgeçmeye hazır olduğunu; bunun karşılığında ABD Başkanı Donald Trump'ın, taraflar kalıcı ateşkes konusunda anlaşmaya varana kadar ateşkesin devam edeceğini kişisel olarak garanti etmesini istedi.

Hamas'ın kalıcı ateşkes talebinden vazgeçmesi ve İsrail'in geri çekilme kapsamından taviz vermesi ile arabulucular, Doha'da devam eden görüşmelerdeki en zorlu engellerin aşıldığına inanıyor. Bununla birlikte, Arap diplomat, tarafların insani yardım dağıtım mekanizmaları ve iki aylık ateşkes süresince serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların sayısı ve kimlikleri konusunda anlaşmaya varmaları gerektiğini belirtiyor. Buna karşılık, on İsrailli esir canlı olarak serbest bırakılacak ve öldürülen on sekiz esirin cesetleri teslim edilecek.