Merkür gezegeninin çekirdek yapısı tespit edildi

Merkür gezegeninin çekirdek yapısı tespit edildi
TT

Merkür gezegeninin çekirdek yapısı tespit edildi

Merkür gezegeninin çekirdek yapısı tespit edildi

Bir grup bilim adamı 2011’de Merkür’e gönderilen Messenger uzay aracının derlediği, özellikle gezegenin dönüş hızı ve çekim gücü hakkındaki verileri değerlendirerek Merkür’ün çekirdek yapısını ve Dünya'nın çekirdeğine benzerliğini tespit etti. 
NASA, önce bir gezenin iç yapısına ulaşmadan çekirdek yapısının nasıl tespit edileceği sorusuna cevap aradı. Goddard Uzay Merkezi bilim adamları Samanyolu galaksisinde Güneş'e en yakın gezegen olan Merkür’ün dönüş hareketin tespit edilmesiyle çekirdek yapısının anlaşılacağını ortaya koydu. 
ABD’nin doğu kıyısındaki Maryland eyaleti Greebbelt’de bulunan Goddard Uzay Araştırma merkezindeki bilim adamlarının yaptığı bir çalışma Merkür’ün, hemen hemen Dünya'nın çekirdeğine benzer olan çekirdeğinin iç yapısının katı olduğu konusundaki tahminleri doğrulayan delil elde etti. NASA’nın Merkür’ün daha iyi anlaşılacağını belirttiği keşif Coğrafi Araştırma Mektupları (Geophysical Research Letters) adındaki dergide yayımlandı. Bu keşfin, gezegenlerin çekirdek boyunun Güneş sisteminin nasıl oluştuğu, kayalık gezegenlerin zamanla değiştiği hakkında bilgi vereceği kaydedildi. 
Araştırmayı yapan çalışma grubundaki bilim adamlarından biri olan Antonio Genova, "Merkür’ün iç kısmı hala aktif. Çünkü eriyik çekirdek gezegenin zayıf manyetik alanını oluşturuyor. Merkür’ün çekirdeği bizim gezegenimizden daha hızlı soğudu. Bu bizim çekirdeğin soğumasıyla manyetik alanın nasıl değişeceği hakkında tahminde bulunma imkanı veriyor" dedi. 
MESSENGER uydusu Mart 2011’de Merkür’ün yörüngesine girdi ve 2015’te gezegene çarpana kadar izleme görevini sürdürdü. Araştırmacılar Güneş'e en yakın gezegen olan Merkür’ün çekirdeğinin merkezindeki katı kesimin 2 kilometre olduğunu tespit etti. Bilim adamları bu bulgudan hareketle Dünya'nın çekirdek çapının 2 bin 400 kilometre olduğunu ortaya çıkardı. 
Uzun zamandır Merkür’ün çekirdek yapısının metalik olduğunu biliniyordu. Ancak, yakın zamana kadar Güneş sisteminin küçük gezegenin çekirdeğinin merkezinin katı olabileceği hakkında çok az ipucu bulunuyordu. 



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news