​Kahire Zirvesi’nde barışçıl bir iktidara geçmesi için Sudan'a 3 ay süre tanındı

Kahire’deki Afrika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdi. (epa)
Kahire’deki Afrika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdi. (epa)
TT

​Kahire Zirvesi’nde barışçıl bir iktidara geçmesi için Sudan'a 3 ay süre tanındı

Kahire’deki Afrika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdi. (epa)
Kahire’deki Afrika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdi. (epa)

Sudan’ın bölgesel ortaklarının dün Kahire’de düzenlediği istişare zirvesinde Afrikalı liderler, Sudan’daki Geçici Askeri Konsey’e barışçıl bir iktidar geçişi için 3 ay süre tanınması üzerinde oy birliğine vardı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bu yılki Afrika Birliği Başkanı sıfatıyla davet ettiği zirveden çıkan ortak  açıklamada, Afrika Birliği'ne bağlı Güvenlik Konseyi’nden ‘Sudanlı yetkililere verilen süreyi 3 ay uzatması’ talep edildi.
Kahire'nin ev sahipliği yaptığı toplantılarda Sudan'ın yanı sıra Libya dosyası gündemdeydi. Ülkedeki mevcut krizi aşacak ve siyasi süreci canlandıracak yollara odaklanıldı.
Kahire'deki dünkü zirveye Çad, Cibuti, Kongo, Ruanda, Somali ve Güney Afrika liderlerinin yanı sıra Etiyopya Başbakan Yardımcısı (IGAD Başkanı), Uganda ve Kenya Dışişleri Bakanları, Nijerya Dışişleri Bakanlığı Daimî Sekreteri, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı ve son gelişmeler hakkında zirveye bilgi veren Güney Sudan Devlet Başkanı Güvenlik İşleri Danışmanı katılım gösterdi.
Sudan'da General Abdulfettah el-Burhan başkanlığındaki geçici Askeri Konsey, Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in haftalar süren halk gösterileri neticesinde devrilmesinden bu yana ülkede yönetim sorumluluğunu üstlenmiş durumda. Afrika Birliği, 15 Nisan’da Askeri Konsey'in 15 gün içerisinde yönetimi sivillere devretmemesi halinde Sudan’ın üyeliğini askıya alacağı konusunda uyardı.
Kahire Zirvesi’ne katılan liderlerin ortak açıklamasında Sudan halkı ile tam bir dayanışma halinde olunduğu ifade edildi. Ayrıca halkın Sudan için istikrar, kalkınma ve refahı mümkün kılacak barışçıl bir demokratik dönüşüm sürecini başlatmak adına benimsedikleri meşru hedef ve arzuları gerçekleştirmek için gösterdikleri barışçıl çabada ortaya koydukları cesaret ve kararlılık da takdir edildi.
Zirveye katılan liderler, Afrika Birliği’nin Kıta'da barış, güvenlik ve istikrarı pekiştirmek için benimsediği ilkelere ve hedeflere bağlı kalmanın önemine vurgu yaptı. Afrika Birliği'ne, egemenliğe ve Sudan’ın selameti ve toprak bütünlüğüne bağlı kalacaklarını belirttiler. Aynı şekilde Afrika Birliği, IGAD ve komşu ülkelerin Sudan’ın siyaset, güvenlik ve ekonomi alanında yüzleştiği zorlukları aşmak için gösterdiği çabaları desteklemedeki rolüne tam desteklerini dile getirdiler.
Katılımcı ülkeler, Sudanlı yetkililer ve siyasi güçlerin Sudan’daki mevcut durumun üstesinden gelerek hızlı bir şekilde anayasal rejime geri dönmek adına birlikte ve iyi niyet içerisinde faaliyet yürütmelerine olan acil ihtiyacın altını çizdi. Katılımcılar, Sudan halkının Afrika Birliği ve uluslararası toplumun da desteğiyle kapsamlı bir demokratik rejim oluşturma, yasal yönetimi kökleştirme, insan haklarını koruma ve güçlendirme, sürdürülebilir ve etkin ekonomik kalkınmayı gerçekleştirme yönündeki hedeflerini gerçekleştirmesinin silahlı gruplar da dahil olmak üzere tüm Sudanlıları içine alacak şekilde ve bizzat Sudanlıların yöneteceği demokratik bir siyasi diyalogla mümkün olacağını belirtti.
Zirveden çıkan açıklama ile katılımcı ülkeler, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki’nin son Sudan ziyareti hakkında sunduğu bilgilerin ışığında ve Sudanlı yetkililerin barışçıl, sistematik ve demokratik geçiş sürecine dair aldığını duyurduğu önlemleri de göz önünde bulundurarak Sudanlı yetkililere ve taraflara söz konusu tedbirleri uygulamak için daha fazla süre verilmesi ancak sürenin çok uzamaması gerektiğine karar verdi. Bu doğrultuda Afrika Birliği’ne bağlı Barış ve Güvenlik Konseyi’nden Sudanlı yetkililere verilen süreyi 3 ay uzatması talep edildi. Katılımcı ülkeler, Birlik Komisyonu Başkanı’nı Sudanlı yetkililer ve taraflarla diyalogu sürdürmeye teşvik ederken Sudanlı yetkililerden Afrika Birliği ve Komisyonu ile yapıcı ilişkilerine devam etmesini talep etti.
Katılımcı ülkeler aynı şekilde uluslararası topluma da ekonomik durumun gerilediği dönemde Sudan’a acil ekonomik destek sunma çağrısı yaparak ülkenin borç yükünün acil bir şekilde hafifletilmesinin önemine vurgu yaptı.
Katılımcı ülkeler istikrarı gerçekleştirme, birliği koruyup sınırlarını güvence altına alma, silah ve insan kaçakçılığı ile organize suçlar da dahil olmak üzere Kıta ötesinden gelen ve hem Sudan’ın hem de tüm bölgenin barış ve güvenliğini sarsan gayri meşru faaliyetlerle mücadele ederek engel olma konusunda Sudan’ın çabalarının desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Zirveye katılan ülkelerin dışişleri bakanları, Sudan’daki gelişmeleri izlemek, devlet ve hükümet başkanlarına rapor vermek için bir ay içerisinde toplanılması çağrısında bulundu.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Bessam Razi, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin zirvede ‘Sudan’da istikrarı gerçekleştirmek için ülkedeki siyasi süreci netleştirmede Sudan halkının söz sahibi olacağı ve devlet kurumlarını koruyacak ortak bir yaklaşım benimsenmesinin önemini vurguladığını’ söyledi.
Sisi, zirvenin açılış konuşmasında ‘Mısır’ın ülkesinin geleceğini şekillendirmede Sudan halkının tercihlerine, özgür iradesine ve tarihinin bu önemli ve belirleyici aşamasında görüş birliğine varacağı her konuda tam destek sunacağını’ belirtti.
Mısır Cumhurbaşkanı, konuşmasının devamında ‘Afrika’nın sorunları karşısında, Kıta ülkelerinin karşılaştığı ortak zorluklarla başa çıkmada tek yöntem olarak Afrikalı çözüm ilkelerinin kökleştirilmesinin önemine’ vurgu yaptı. Zira Cumhurbaşkanı’nın ifadelerine göre kendi sorunlarının düğümünü ve durumlarının özelliğini anlayabilecek en büyük güç yine Afrika ülkeleriydi. Sisi ayrıca anayasal rejimin geri getirilmesinin ve tüm Sudanlıların katılacağı demokratik bir süreç çerçevesinde sivil bir hükümet kurulmasının, bu toprakların özel durumuna uygun düşecek ve Sudan’ın geçtiği kritik dönemecin gereklerini gözetecek çözümlerin bulunmasına katkı sağlayacağını vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün akşam ayrıca, ‘terörün bitirilmesi için Libyalı ulusal kurumların ve ordu güçleri ile ulusal polisin güçlendirilmesi’ çağrısında bulunarak ‘Libya’nın son senelerde organize suç, insan ticareti ve dışarıdan güç almak gibi büyük tehlikelere maruz kaldığına’ işaret etti.
Sisi dün akşam Troyka Zirvesi’nin faaliyet açılışında ve Afrika Birliği Libya Komisyonu Başkanlığı konuşmasında, ‘bu toplantının, Kıta'nın sorunlarına Afrikalı çözümler bulunması çerçevesinde ülkede istikrara geri dönüşü sağlayacak siyasi çözümlere varmayı hedeflediğini’ duyurdu. Sözlerine devamla, ‘devletlerini geri almanın ve vatanlarını yeniden inşa etmek için yeni bir süreci başlatmanın tüm Libyalıların hakkı olduğuna’ işaret ederek halkın ihtiyaçlarına cevap vermek için Libyalı ulusal kurumlara fırsat verilmesini istedi. Sisi, uluslararası topluma gerekli sorumlulukları alması, siyasi çözümü başlatması ve Libyalı farklı siyasi taraflarla iletişim kurarak siyasi müzakerelere yeniden başlaması için çağrıda da bulundu.
Mısırlı bir yetkili toplantıda Libya’ya özel toplantıda mevcut krizi aşmanın, siyasi süreci canlandırmanın ve terörü bitirmenin yollarının da tartışıldığını aktardı.



Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi, ihlallere karışan 298 şüpheliyi tespit etti

TT

Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi, ihlallere karışan 298 şüpheliyi tespit etti

Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi Sözcüsü Yaser el-Ferhan (Reuters)
Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi Sözcüsü Yaser el-Ferhan (Reuters)

Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi bugün yaptığı açıklamada, şiddet eylemlerine karışan 298 kişinin kimliğini tespit ettiğini ve bin 426 Alevinin ölümüyle sonuçlanan ‘ağır ihlalleri’ doğruladığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre, Komite Sözcüsü Yaser el-Ferhan bugün düzenlediği basın toplantısında, komitenin öldürülen bin 426 kişinin isimlerini doğruladığını, bunlardan 90'ının kadın olduğunu, geri kalanların ise siviller ve yerleşim yerleri kuran eski askeri personel olduğunu bildirdi.

Ferhan, komitenin açık kaynaklardan, mezar kayıtlarında veya görgü tanıklarının ifadelerinde yer almadığı için doğrulamadığı ek ölü sayıları öğrendiğini söyledi. Komite ayrıca, bazıları sivil, bazıları da hükümet güçleri mensubu olan 20 kayıp kişi hakkında da bilgi aldı.

Ferhan, komitenin, dijital delillerin incelenmesi, resmi ve sivil makamlarla yapılan görüşmeler ve yazışmalar da dahil olmak üzere çeşitli yollarla faillerin tespitine odaklandığını ifade etti.

Komitenin ihlallere karıştığından şüphelenilen 298 kişinin kimliğini tespit ettiğini ifade eden Ferhan, Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi’nin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın sivillerin korunması ve yasalara uyulmasına odaklanan bir dizi tedbir ve talimatına dikkat çektiğini kaydetti.

Ferhan, “Komite, görevini yerine getirirken genel izleme, bilgi toplama ve soruşturma yöntemlerine dayandı. Bu çalışmalar, yetki alanı çerçevesinde mekânsal olarak Lazkiye, Tartus ve Hama illerinde; zamansal olarak ise mart ayı başında meydana gelen olaylar ve sonrasını kapsayacak şekilde yürütüldü. Ayrıca, olayların meydana gelmesine yol açan koşul ve etkenleri araştırmak, sivillerin maruz kaldığı ihlalleri ve kamu kurumlarına, güvenlik ve ordu mensuplarına yönelik saldırıları soruşturmak, her bir olayın sorumlularını belirlemek ve suçluluğu kanıtlananları yargıya sevk etmek de komitenin çalışma kapsamına dâhildi” ifadelerini kullandı.

dfgthy
Lazkiye'deki bir güvenlik görevlisi (Arşiv – Reuters)

Ferhan, komitenin Suriyelilerle doğrudan ve medya aracılığıyla şeffaf bir şekilde iletişim kurduğunu, çeşitli sivil ve toplumsal taraflarla, meslek birliklerinin temsilcileriyle, elitlerden, eşraftan ve ileri gelenlerden birçok şahsiyetle çok sayıda ve faydalı toplantılar gerçekleştirdiğini açıkladı.

Komitenin raporunu tamamladığını ve eş-Şera'ya teslim ettiğini belirten Ferhan, güney bölgesindeki olayların raporun tesliminin açıklanmasını geciktirdiğini ifade etti.

Komitenin 33 bölgeyi ziyaret ettiğini, olay yerlerini incelediğini, mezarlıkları ve çoklu defin alanlarını denetlediğini ve gözlemlerini muhtarlar, din adamları ve çok sayıda aile temsilcisinin huzurunda anlattığını belirten Ferhan, komitenin her bir kasabada onlarca şahsiyetle çeşitli toplantılar düzenlediğini de belirtti.

Ferhan, komitenin ayrı oturumlarda aile üyelerinin tanıklıklarını dinlediğini ve 452'si cinayet, 486'sı silahlı soygun, hırsızlık, ev ve dükkanların yakılması veya işkenceyle ilgili olmak üzere 938 ifade aldığını söyledi.

Ferhan, ifadelerin yazıya dökülmesinde komitenin, etkilenen Alevi toplumundan yedi uzman hukuk asistanından ve er-Rusafa'daki duruşmalara katılan kurbanların ailelerinden üç kadından yardım aldığını bildirdi.

Ferhan ayrıca, komitenin resmî kurumlardaki görevlilerden 23 brifing ve açıklama dinlediğini, tutuklanan şüphelilerin sorgulandığını ve yargıya sevk edilmeleri için gerekli tedbirleri aldığını kaydetti.

Komite, Birleşmiş Milletler’deki (BM) ilgili uluslararası taraflarla yoğun istişarelerde bulunduğunu açıkladı. Bu kapsamda, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, BM Suriye Özel Temsilciliği Ofisi, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü ile üst düzey toplantılar gerçekleştirdi. Komite, bu toplantılarda, soruşturmalarda mümkün olan en iyi yöntem, standart ve prosedürlerin nasıl benimsenebileceğini tartıştı.

Ferhan, “Geçtiğimiz 6 Mart’ta rejim kalıntıları geniş çaplı saldırılar düzenledi. Ağır, orta ve hafif silahlarla ordu ve genel güvenlik merkezlerini, kontrol noktalarını ve devriyeleri hedef aldılar, ana yolları kestiler. Komitenin ulaştığı bilgilere göre, Lazkiye, Tartus ve Hama illerinde iç güvenlik güçleri ve orduya mensup 238 genç öldürüldü” ifadelerini kullandı.

Ferhan sözlerine şöyle devam etti: “Bunların bazıları, silahlarını bırakmalarına rağmen öldürüldü; bazıları ise yaralı halde tedavi görürken öldürüldü; diğerleri ise esirken infaz edildi. Rejim kalıntıları, ölenlerin bir kısmını toplu mezara gömdü. Ayrıca kamu yollarını ve hastaneleri hedef aldılar, altı hastaneyi hizmet dışı bıraktılar ve komitenin kaydını tutamadığı bazı Sünni sivilleri öldürdüler.”

Kurbanların ailelerinden, bölge halkından ve kamu çalışanlarından alınan ifadeler, gözaltındaki kişilerin sorgu tutanakları, dijital kanıtların incelenmesi ve diğer delil ve bulgular doğrultusunda komite, yasa dışı silahlı isyancı gruplara (rejim kalıntıları) katıldığı düşünülen 265 potansiyel şüphelinin ismine ulaştı. Bu kişilerin ağır suçlar ve ciddi insan hakları ihlallerine karıştığına dair makul gerekçelerin bulunduğu belirtildi.

Ferhan, “Bu olaylar sırasında ve sonrasında rejim kalıntıları bazı şehir, kasaba, köy ve yolları tamamen ya da kısmen ele geçirdi. Geriye kalan devlet kurumlarını kuşatarak Suriye’nin sahil bölgesini geri kalanından ayırmayı hedeflediler. Amaçları, eğitimli ve birbirine bağlı gruplar tarafından dikey ve yatay örgütsel bir yapıyla planlanan, finanse edilen ve uygulamaya konulan bir Alevi devleti kurmaktı” şeklinde konuştu.

Suriye kıyılarında yer alan Tartus ve Lazkiye, mart ayında devrik lider Beşşar Esed'e bağlı gruplar ile ülkenin yeni yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin saldırılarına sahne oldu. Gruplar yaptıkları açıklamada, Suriye'yi mevcut yönetimden ‘kurtarmak’ istediklerini duyurdu. İki taraf arasında çıkan çatışmalarda her iki taraftan da yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.