​Irak'tan Körfez'e stratejik ortaklık' açılımı

Irak Cumhurbaşkanı Salih ve KİK Genel Sekreteri Zayani Bağdat bir araya geldiler (Fotoğraf: Irak Cumhurbaşkanlığı)
Irak Cumhurbaşkanı Salih ve KİK Genel Sekreteri Zayani Bağdat bir araya geldiler (Fotoğraf: Irak Cumhurbaşkanlığı)
TT

​Irak'tan Körfez'e stratejik ortaklık' açılımı

Irak Cumhurbaşkanı Salih ve KİK Genel Sekreteri Zayani Bağdat bir araya geldiler (Fotoğraf: Irak Cumhurbaşkanlığı)
Irak Cumhurbaşkanı Salih ve KİK Genel Sekreteri Zayani Bağdat bir araya geldiler (Fotoğraf: Irak Cumhurbaşkanlığı)

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, başkent Bağdat’ta ağırladığı Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zayani ile görüşmesinde, Irak ile Körfez ülkeleri arasında stratejik bir ortaklık çağrısında bulundu. Irak Dışişleri Bakanı Muhammed el-Hakim’in de katıldığı görüşmede, taraflar arasındaki ortak konularda siyasi istişareler yapılmasını sağlayacak bir mekanizma oluşturmak için mutabakat zaptı imzalandı.
Irak Cumhurbaşkanı Salih, dün Zayani görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Irak, Araplar arasındaki ilişkilerin derinliğinin yanı sıra bölge ve Müslüman ülkelerle olan komşulukların önemi nedeniyle, KİK ile daha fazla işbirliği yapmak için sabırsızlanıyor” ifadelerini kullandı. Salih, KİK üyesi ülkelere “Körfez’de barışı teşvik etme ve çatışmalardan, savaşlardan uzak durmak için diyalog ve anlayış diline öncelik verme” çağırısında bulundu.
Bölgedeki güvenlik, siyasi ve ekonomik koşulların iyileşmesi için herkesin ortak çaba sarf etmesi gerektiğini vurgulayan Irak Cumhurbaşkanı, işbirliğinin güçlendirilmesi ve bölge halkları için istikrar ve refah elde etmeyi sağlayacak vizyonların bir araya getirilmesi ihtiyacına dikkati çekti.
Irak ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilere bu ilişkilerin geleceği açısından iyimserlikle bakılması gerektiğini belirten Berhem Salih, eski rejimin politikalarının geride kaldığının altını çizerek anlaşmazlıkların aşılması çağrısı yaptı.
Öte yandan KİK Genel Sekreteri Zayani, Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, Meclis Başkanı Muhammed Halbusi ve Dışişleri Bakanı Hakim ile de bir araya geldi. Zayani görüşmelerinde, Irak ile KİK üyeleri arasındaki siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel işbirliği konularını ele aldı.
Bununla birlikte Irak Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakim’in KİK Genel Sekreteri ile bir araya geldiği bildirilirken, Hakim ve Zayani’nin Irak'ın KİK ülkeleriyle olan özel ilişkileri ve bu özel ilişkileri Arap halklarının özlemlerini giderecek şekilde geliştirme yollarını görüştükleri belirtildi. İki taraf, ortak konularda siyasi istişarelerin yapılmasını sağlayacak bir mekanizma oluşturulması için mutabakat zaptı imzaladılar.
Dışişleri Bakanı ve Genel Sekreter arasındaki görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Zayani, Bağdat’taki “sıcak karşılamadan” duyduğu memnuniyeti dile getirerek, görüşmelerde, KİK ve Irak arasındaki ortak işbirliğinin yanı sıra bölgedeki siyasi gelişmeler ve ortak ilgi alanlarına değinildiğini kaydetti. Zayani, ortak konularda siyasi istişarelerin yapılmasını sağlayacak bir mekanizma oluşturulması için imzalanan mutabakat zaptına işaret ederek, çok yakın bir gelecekte hayata geçirilmesi beklenen ortak bir eylem planı üzerinde çalışmaya başladıklarını söyledi.
Zayani KİK ülkelerinin Irak'tan köklü tarihi, siyasi statüsü ve bölgenin güvenliği, istikrarı ve refahı üzerindeki etkisini yansıtan aktif ve yapıcı bir rol üstlenmesini beklediklerini vurguladı. DEAŞ terör örgütüne karşı kazandıkları zaferden Iraklıları dolayı kutlayan KİK Genel Sekreteri, Irak’ın istikrarı ve güvenliğinin, kalkınma, inşaat ve yeniden yapılanma sürecinin başlamasını sağlayacağını da sözlerine ekledi.
Öte yandan KİK ve Irak arasındaki ilişkilerin derinliğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Hakim açıklamasında, KİK ülkeleri ile güçlü ve iyi ilişkilerimiz var. Irak’a yapılan bu ziyaretler bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine ve ortak işbirliğinin sağlanmasına katkıda bulunuyor. KİK üyesi kardeş ülkelerin Irak’a katkı sağlayan ziyaretlerinden memnunuz” şeklinde konuştu. Bakan Hakim, Arap Körfezi'nin güvenlik ve emniyetinin Irak'ın güvenlik ve emniyeti olduğunun altını çizdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Dr. Zafir el-Ani, Irak ve Körfez ülkeleri ilişkilerinde, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla artan geniş kapsamlı ziyaretler, toplantılar ve görüş alışverişleri bakımından büyük bir iyileşme yaşandığını söyledi. Taraflar arasındaki ekonomik ilişkilerin ve karşılıklı ticaretin arttığını ve iki taraf arasında çok sayıda işbirliği anlaşmasının imzalandığını belirten Ani, bununla birlikte insani, sosyal ve kültürel ilişkilerin de geliştiğini kaydetti.
Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan bir başka isim Siyasi Düşünceler Merkezi Başkanı Dr. İhsan eş-Şammari ise Irak ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişmesinin özellikle son 30 yıldır süregelen kopukluk açısından Körfez için tarihi bir dönüm noktası olduğunu ve bugün gelinen noktada bu ilişkilerin artık tamamen farklı bir boyut kazandığını söyledi.
Söz konusu ilişkilerin doğasında köklü bir geçmiş olduğunu belirten Şammari, şuan ki iyileşmenin, tarafların öncelikle geçmişe bir sünger çekme ve ilişkileri daha ileriye taşıma arzusunun yanı sıra bölgenin istikrarı ve tarafların çıkarları için çaba ve tutumları birleştirme isteklerinden kaynaklandığını vurguladı.
Bugün Irak’taki güvenlik ve denge politikasının, ilişkilerin gelişmesinde itici rol oynadığının altını çizen Şammari, KİK Genel Sekreteri'nin yaptığı ziyaretin, Irak-Körfez ilişkilerini doğru bir düzeye getirmek için atılan adımların başlangıcı olduğuna işaret ederek Irak’ın tüm ülkelerle olan iyi ilişkisi sebebiyle Irak’ın bölgedeki kara bulutları dağıtmada önemli bir ortak olabileceğini ifade etti.
Bölgede artan gerilimin bu ilişkilerin gelişmesini sağlayan faktörlerden biri olduğunu söyleyen Şammari, bölgedeki gerginliğin Irak ile Körfez ülkeleri arasındaki yakınlaşmanın hızlanmasına neden olduğunu vurgulayarak “Şuan daha iyi ilişkiler için yeni bir yaklaşım geliştirme sürecindeyiz” dedi.



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”