Cezayir Genelkurmay Başkanının değişken tavrı tartışmalara neden oldu

Ahmed Kayid Salih (AP)
Ahmed Kayid Salih (AP)
TT

Cezayir Genelkurmay Başkanının değişken tavrı tartışmalara neden oldu

Ahmed Kayid Salih (AP)
Ahmed Kayid Salih (AP)

Cezayir ordu komutanının “tüm rejim sembollerinin gitmesi” çağrısı yapan halk ayaklanmasına yönelik tavrı, değişkenliği ve tek bir pozisyonu benimsememesi sebebiyle Cezayir toplumu arasında büyük bir tartışmaya neden oldu. Genelkurmay Başkanı, bir defasında eylemcileri ve muhalifleri eleştirerek halkın reddettiği geçici cumhurbaşkanına ve başbakana destek vermişti. Aynı şekilde bazen de halkın meşru taleplerine büyük bir kararlılıkla eşlik etme taahhüdünde bulunmuştu. Söz konusu durumun yanı sıra 24 Nisan’da yargı makamları, eski Enerji Bakanı Şekib Halil’e ait 6 yıla kadar uzanan bir rüşvet dosyasının açıldığını açıkladı.
22 Şubat’tan bu yana devam eden halk ayaklanmasının aktivistleri, ordu Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in talepleri tam olarak yerine mi getirmek istediğini yoksa gösterilerin tırmanışına rağmen hazırladığı yol haritasını mı uygulamak istediğini bilmiyor. Bu çerçevede söz konusu yol haritası, geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih ve Başbakan Nureddin Bedevi’nin görevlerine devam etmesini ve 4 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını içeriyor.
Cezayir halkının, halk ayaklanması hakkında akıllarında tuttukları en önemli şey, ordunun yüksek liderliğini ve Savunma Bakanlığı’ndaki tüm askerlerini 2 Nisan’da bir araya getiren Kayid Salih’in tavrıydı. Aynı gün Abdulaziz Buteflika da cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ederken, söz konusu hareketin “halkı, ordunun yanına çektiği” belirtildi.
Ancak milyonlarca eylemci, Salih’in eski cumhurbaşkanına yakın rejimdeki tüm isimlerin uzaklaştırılması yönündeki taleplerini yerine getirmesini beklerken, Genelkurmay Başkanı aynı ayın 10’unda halka sert bir hitapta bulunarak “imkansız talepler” öne sürdükleri bahanesiyle gösterileri durdurma çağrısı yaptı. Ahmed Kayid Salih ayrıca, Cezayir halkının istediklerinin aksine geçiş döneminde Abdulkadir bin Salih’in Cumhurbaşkanı olma seçeneğine desteğini açıkladı. Daha ciddi olarak da Fransa’yı dolaylı bir şekilde insanları geçiş dönemi liderliğine yönlendirmeye çalışmakla suçladı. Ancak Fransa’nın Cezayir Büyükelçiliği, 24 Nisan’da Fransa’nın Cezayir’in ve dost halkının egemenliğine saygı duyduğunu yineledi. Alman Haber Ajansı’nın (DPA) belirttiğine göre Büyükelçilik, 24 Nisan’da yaptığı açıklamada “Cezayir’in iç işlerine müdahale etmediklerini ve buna niyetleri de olmadığını” vurguladı.
Fakat Salih, Anayasa Konseyi Başkanı Tayeb Belaiz’i devirdikten sonra bir kez daha “fiili yöneticinin” geriye kalan talepleri gerçekleştirmesi ihtimaline dair yeni “umutları” gündeme getirdi. Öyle ki Salih, geçen salı günü sert bir açıklama yaparak, ülkenin yaşadığı siyasi krizlerin sonuçlarını görüşmek üzere geçen pazartesi günü cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen bir toplantıyı boykot etmeleri dolayısıyla muhalif partilere de saldırdı. Ordu Genelkurmay Başkanı, 24 Nisan’da “ilk askeri bölge” ziyareti sırasında yaptığı konuşmanın tonunu kontrol ederken, “Ordu, istenen değişimi gerçekleştirme hedeflerine ulaşmak için halkla aynı hizada ve barışçıl yürüyüşlerde Cezayirlilerin yanında olmaya devam ediyor. Bu durum, vizyonlardaki uyumluluktan ve halk ile ordunun izlediği aynı yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Söz konusu uyum, Cezayir ve halkına derin bir nefret duyan, dahili taraflarla komplo kuran ve vicdanlarını satanları da rahatsız etmektedir” ifadelerini kullandı.
Salih’in, dahili taraflarla müttefik yabancı tarafların ülkenin çıkarlarına zarar vermek için var olduğunu belirtmesi dikkat çekici. Durum, ülke içerisindeki yetkililer arasında daima konuşulsa da bu tarafların kim olduğuna dair kimse herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Söz konusu meseleye ilişkin olarak siyasi analist Necib Belhaymer, “Genelkurmay Başkanı, Buteflika’ya tutunmanın, kendisini kaçınılmaz olarak bertaraf edeceğini hissettiğinde anayasal kurnazlığa başvurmak zorunda kaldı. Ancak aldatma mekanizması, Buteflika’nın ayrılış tercihini Kayid Salih’e dayandırdı. O zamandan bu yana sokaklara inen milyonlar ve onlara kışlalardan söz eden Genelkurmay Başkanı arasında doğrudan görüşmeler yapıldı” açıklamasında bulundu.
Belhaymer, “Kayid Salih, saha çalışmalarını gösterileri sonlandırmak ve sözler vermek için birleştiriyor. Ancak zamanla manevra marjı daraldı ve son konuşma sonrasında ordunun, rejime yönelik yenileme projesi yürüttüğü ortaya çıktı. Bu da bizi, başladığımız noktaya götürdü. Cezayir halkının amacı değişmedi. Onlar, köklü ve düzenli bir değişim istiyor” dedi.
Öte yandan sivil yargının en yüksek organı Yargıtay, 24 Nisan’da eski Enerji Bakanı Şekib Halil’in karıştığı yolsuzluk meselesine dair bir bildiri yayınladı. Bildiride Halil’in, bakan olduğu dönemde Cezayirli Sonatrach ve İtalyan ENI S.p.a şirketleri arasındaki anlaşmalarda rüşvet ve işgüzarlık ödemeleri olduğu ifade edildi. Savcılığa göre söz konusu ödemeler, 190 milyon dolar değerinde.
Eski Bayındırlık Bakanı Ömer Gül’ün de yolsuzluk şüphesiyle soruşturulduğu aktarıldı. Bu çerçevede iş adamları Kerim Kerim, Nuh, Tarık ve Rıza Koninav 24 Nisan’da “nüfuzlarından faydalanma” gerekçesiyle gözaltına alındı.
Dosyalar, 2013 yılına uzanırken savcılık, Halil, Filistin asıllı ABD’li eşi ve oğlu, aynı zamanda eski Dışişleri Bakanı Muhammed Becavi’nin akrabalarıyla bağlantılı bazı isimlere karşı uluslararası tutuklama emri çıkardı.
ABD’de ikamet eden Şekib Halil, 2016 yılında Cezayir’e geri dönerek kamuoyunu şaşırttı. O dönemde havalimanında hükümet yetkilileri tarafından karşılanırken durum, yetkililerin, kendisini suçladığına dair de güçlü bir işaret oldu. Yargıtay, tutuklama emirlerinin iptaline ilişkin resmi bir açıklama yapmazken, daha sonra eski Başbakan Ahmed Uyahya’ya yönelik suçlamaların iptalini istedi. Fakat hükümetten ayrıldığında yolsuzluk meseleleriyle ilişkili 5 milyarderin soruşturulması çerçevesinde dosya yeniden açıldı.
FIS lideri Medeni vefat etti
Diğer taraftan Cezayir’de yayınlanan “el-Haber” gazetesi ve Cezayir’deki medya organları, 24 Nisan’da Abbas Medeni’nin tedavisi bulunmayan bir hastalık dolayısıyla yaşamını yitirdiğini açıkladı. Medeni, Cezayir’deki İslami Kurtuluş Cephesi’nin (FIS) kurucuları arasındaydı.



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.