Dörtlü grup, 15 Mayıs’tan önce Hudeyde Anlaşması’nın uygulanması konusunda mutabık kaldı

Cubeyr, Hunt, Satterfield ve Abdullah bin Zayed, 26 Nisan’da düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Büyükelçi Muhammed Al Cabir ve İngiliz mevkidaşı Michael Aron (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve Yemen Büyükelçisi Al Cabir’in Twitter aracılığıyla yaptığı paylaşım)
Cubeyr, Hunt, Satterfield ve Abdullah bin Zayed, 26 Nisan’da düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Büyükelçi Muhammed Al Cabir ve İngiliz mevkidaşı Michael Aron (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve Yemen Büyükelçisi Al Cabir’in Twitter aracılığıyla yaptığı paylaşım)
TT

Dörtlü grup, 15 Mayıs’tan önce Hudeyde Anlaşması’nın uygulanması konusunda mutabık kaldı

Cubeyr, Hunt, Satterfield ve Abdullah bin Zayed, 26 Nisan’da düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Büyükelçi Muhammed Al Cabir ve İngiliz mevkidaşı Michael Aron (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve Yemen Büyükelçisi Al Cabir’in Twitter aracılığıyla yaptığı paylaşım)
Cubeyr, Hunt, Satterfield ve Abdullah bin Zayed, 26 Nisan’da düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Büyükelçi Muhammed Al Cabir ve İngiliz mevkidaşı Michael Aron (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve Yemen Büyükelçisi Al Cabir’in Twitter aracılığıyla yaptığı paylaşım)

İngiltere Dışişleri Bakanının, dörtlü gruba Yemen konulu bir toplantı düzenlemesi çağrısı sonrasında Yemen meselesi, bu kez İngiltere’nin başkenti Londra’da ele alındı.
Kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre, 26 Nisan’da Londra’da düzenlenen Yemen konulu dörtlü bakanlar toplantısında, Yemen hükümetinin ve Husilerin 15 Mayıs öncesinde Hudeyde Anlaşması’nı uygulamaya koyma gerekliliği masaya yatırdı. Bu çerçevede Yemen konulu bir sonraki toplantının, Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yapılacağı ifade edildi.
Kaynaklar, dörtlü toplantıda (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD ve İngiltere) Hudeyde Anlaşması’nın uygulanmasındaki gecikme ve Husilerin anlaşmayı uygulama konusundaki uzlaşmazlığı meselelerinin ele alındığını belirtti. Bu çerçevede İran’ın, komşu ülkelerin topraklarını hedef almak için füze ve insansız hava araçlarıyla Husi milislere sağlamayı sürdürdüğü destek masaya yatırılırken, toplantıya Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr’in, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed’in ve ABD temsilcisi David M. Satterfield’in katıldığı belirtildi.
Suudi Arabistan ve İngiltere’nin Yemen büyükelçilerinin, sosyal paylaşım sitesi Twitter aracılığıyla yaptığı açıklamaya ve Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, toplantıda ABD’nin Sana Büyükelçisi Matthew Toler ve ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Tim Lenderking de yer aldı.
İngiltere’den önemli açıklama
Öte yandan yayınlanan bir bildiriye göre toplantıya ev sahipliği yapan İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, “Yemen barışına yönelik elimizden gelen her şeyi yapmayı sürdürmek amacıyla bu toplantının düzenlenmesini istedim. Bu anlaşmazlık korkunç ve Stockholm’deki tarafların kabul ettiği ateşkesin, barışa yönelik sürdürülebilir bir yol açmak için uzun bir vakit aldığı görülüyor. Tarafların, kuvvetlerin Hudeyde’de konuşlanma sürecinin ilk aşaması hususundaki Birleşmiş Milletler (BM) planına ilişkin son uzlaşısını büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Stockholm’deki ilk anlaşmada uzlaşı sağlanmasından bu yana hepimizin umduğundan daha uzun bir zaman geçti” dedi.
Hunt, “İngiltere, anlaşmazlığa askeri bir çözüm bulmama konusundaki kararlılığını korumaktadır. Her iki taraf da Stockholm taahhütlerine bağlı kalmalı ve bunları uygulamalıdır. Bu hassas barış sürecini başarısızlığa terk etmemiz, büyük bir tehlike içeriyor” ifadelerini kullandı.
Bildiride ayrıca, “Bu toplantı, BM önderliğinde yürütülen barış sürecindeki sonraki adımları ve BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in çabalarını en iyi şekilde desteklenmesini ele aldı” ifadelerine yer verildi.
Grup, Yemen’deki durumu görüşmek üzere birçok defa bir araya gelirken, son toplantısını geçtiğimiz Şubat ayında Varşova’da gerçekleştirdi. Bu çerçevede bildiride, “Geçen ay Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Yemen hükümetine ve BM’nin barış çabalarına desteğini göstermek için Yemen’in Aden şehrine ziyarette bulundu” denildi.
Öte yandan Griffiths, 15 Nisan’da BMGK’ya verdiği son brifinginde, “Siyasi çözüme odaklanmayı sürdürmeden önce hepimizin Hudeyde’de somut bir ilerleme kaydetme ihtiyacını kabul etmesi gerekiyor. Bunu daha önce de Konseye söylemiştim. Daha da önemlisi iki tarafın liderleri de bunu belirtti ve son 10 gündür bunu bana da söylüyorlar. Evet, Hudeyde’de bir ilerleme görmek zorundayız. Belki de bugün, ilerlemeye giden yolda ilk adımdır. Hudeyde’de ilerleme görmek zorundayız. Ancak Yemen’deki savaşın hiçbir geri çekilme işareti göstermemesi dolayısıyla siyasi istişarelere ben de hazırlıklı olmazsam, görevimi ihmal etmiş olacağım. Savaşın bıraktığı trajedi, çocuklar öldüğünde ve bu tekrar ettiğinde yüreğimizi parçaladı. Bu acı, hepimiz tarafından hissedilmeli. Ama diğer büyük savaş alanlarını da unutmamak zorundayız” ifadelerini kullanmıştı.



Mezhep çatışmalarının Suriye'den Lübnan'a yayılmasını önlemek için siyasi ve dini girişimler

Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)
Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)
TT

Mezhep çatışmalarının Suriye'den Lübnan'a yayılmasını önlemek için siyasi ve dini girişimler

Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)
Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)

Özellikle Dürzilerin çoğunlukta olduğu bölgelerde bazı güvenlik olaylarının kaydedilmesinin ardından, Suriye'deki mezhep çatışmalarının Lübnan'a sıçramasını önlemek için çeşitli siyasi, güvenlik ve dini düzeylerde çabalar sarf ediliyor.

Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Joseph Avn Cuma günü Yüksek Savunma Konseyi'ne başkanlık ederken Lübnan'daki iç istikrar ortamını ve Suriyeli mülteci krizini olumsuz etkileyebilecek her türlü yansımanın kontrol altına alınması gerektiğini vurguladı.

Dağ yolu üzerindeki Şabaniye kasabasında bulunan caminin imamı Şeyh Hüseyin Hamza'nın bir grup gencin saldırısına uğraması bölgede gerginliğe yol açmış, olayların büyümemesi için en üst düzeyde temaslarda bulunulmuş ve tüm taraflar çekişmenin içine çekilmek istemediklerini vurgulamışlardır. Sonuç olarak, İstihbarat Müdürlüğü bir dizi izleme ve takip operasyonunun yanı sıra diğer ordu birimlerinin desteğiyle baskınlar gerçekleştirmiş, bunun sonucunda olaya karışan iki vatandaş (J.A.) ve (B.A.) gözaltına alınmış ve haklarında yetkili yargının gözetiminde soruşturma başlatılmıştır. Ordu Komutanlığı yaptığı açıklamada vatandaşları ülkemizin içinden geçmekte olduğu hassas süreçte sorumlu davranmaya ve iç barışa zarar verebilecek eylemlerin içine dahil olmamaya çağırdı.

Dürzi Şeyhliği: Güvenlik ve istikrarı ihlal eden her türlü suçlunun himayesi kaldırılsın

Bu olayın ardından Dürzi Şeyhliği tarafından yapılan açıklamada Şabaniye yolunda ailesinin yanında bulunan Şeyh Hamza'nın, eylemleriyle her şeyden önce dağı, halkını ve ahlaki, sosyal ve dini değerlerini rencide eden bir grup genç tarafından teşhir ve taciz edilmesini kınadığı belirtilerek gerekçesi ne olursa olsun güvenlik ve istikrarı bozacak her türlü eylemin karşısında olunduğu ifade edildi. Grup, Suriye'deki olayların başlangıcından bu yana ilan ettiği ister yol keserek ister yakın bağlarımız ve birlikte yaşadığımız onurlu Sünni toplumdan ya da bölgelerimizdeki Suriyeli mültecilerden herhangi birine saldırarak olsun, her türlü kanun dışı uygulamayı reddettiğini bir kez daha ifade etti.

Olayı yorumlayan Şeyh Hamza, başına gelenlerin Lübnan'daki onurlu Dürzi toplumunu temsil etmeyen bireysel bir fitne eylemi olduğunu vurguladı.

Gelecek Hareketi ise yaptığı açıklamada Şeyh Hamza'ya yönelik olayın takipçisi olduğunu ve Lübnan Cumhuriyeti Başmüftüsü Şeyh Abdulatif Deryan, İlerici Sosyalist Parti liderliği, bölge liderleri, tepkileri kontrol altına almakla görevli güvenlik, askeri ve adli kurumlar ve Lübnan Demokrat Partisi ile temas halinde olduğunu duyurdu... Temaslarda saldırganların tutuklanmasına ve fitnenin önlenmesine yönelik tüm çabalar övüldü ve tüm mezheplerden insanların her zaman iç barışını korumak ve ortak bir arada yaşama bağlarını güçlendirmek için bir araya geldiği bir bölgede tepkilerin içine çekilmekten kaçınılması vurgulandı.