Oturan Boğa’ya bağlı kabilelerin öfkesi ABD için nasıl bir askeri felakete yol açtı?

Little Bighorn savaşını gösteren temsili resim
Little Bighorn savaşını gösteren temsili resim
TT

Oturan Boğa’ya bağlı kabilelerin öfkesi ABD için nasıl bir askeri felakete yol açtı?

Little Bighorn savaşını gösteren temsili resim
Little Bighorn savaşını gösteren temsili resim

1876'da ABD'nin Montana eyaletine bağlı Little Bighorn Nehri’nin olduğu Siyu ve Cheyenne bölgesinde toplanan Kızılderili kabile savaşçıları, 7. Amerikan Süvari Birlikleriyle karşı karşıya geldi.
Bölgenin asıl sahipleri tarafından kuşatılan Amerikan ordusu, yüzlerce askerini kaybettiği bir savunmanın kurbanı oldu.
19. yüzyılın ortalarında Siyu kabilesinin en önemli ismi olan Oturan Boğa, ABD hükümetinin, yerlileri yaşadıkları alandan taşıma kararına karşı direniş gösterdi ve kabilesinden büyük bir grubu ABD askerleriyle yüzleşmek üzere Montana bölgesine götürdü.
Independent Türkçe'nin haberine göre, 1875 yılında, Güney Dakota’daki Black Hills Dağı’nda altın madenlerinin keşfiyle birlikte ABD hükümeti daha önceki anlaşmaları delmek için tereddüt etmedi ve altın çıkarılan bölgeyi kontrol etmesi için yüzlerce asker gönderdi.
Amerikan hükümeti, altının bulunduğu ve daha önce Kızılderililere ait olduğunu kabul ettiği toprakları kendilerinden satın almak için kabile liderleriyle görüşmeler yapıyordu. Ancak bu teklif Kızılderililer tarafından reddedilince Amerikalılar tarafından tehdit edildi.
Bu hamle, Black Hills’de ikamet eden Oturan Boğa (Tatanka Yotanka)  ve o bölgenin asıl sahibi olan halkı Black Hills’i terk etmeye zorladı.
1876’nın sonlarında Oturan Boğa’nın etrafında Kızılderililerden oluşan 10 bin kişi toplandı. Kızılderililer, ABD askerlerinin kışlalarına geri dönmedikleri takdirde kendilerine karşı savaş başlatacaklarını açıklayarak ABD yönetimine meydan okudu.
Haziran 1876’da ABD askeri gruplar, Montana’da Oturan Boğa’ya bağlı Siyu ve Cheyenne kabilelerinin etrafını sardı. Aynı ayın 17’sinde ise Amerikan kuvvetleri bölgenin asıl sahibi olan Kızılderililere bir saldırı gerçekleştirerek ilerleme kaydetmeye çalıştı.

Siyu kabilelerinin en önemli liderlerinden biri olan Oturan Boğa’ya ait fotoğraf
İlk saldırının ardından ABD’li General Alfred Terry, askeri komutan George Custer’i 7. Amerikan Süvari Birliği ile başka bir saldırı gerçekleştirip daha fazla toprak alması için görevlendirdi.
25 Haziran 1876 sabahında George Custer ordusuyla birlikte Little Bighorn’a ulaştı. Custer askeri takviyeleri beklemek yerine, profesyonel eğitimi olmayan yüzlerce yerliye karşı 600 askeriyle birlikte saldırıya geçmeyi tercih etti.
Komutan Custer, ordusunu üçe bölerek birini Binbaşı Reno, diğerini Yüzbaşı Benteen komutasına verdi. Bir Kızılderili köyüne baskın düzenleyen Reno komutasındaki birlik gündelik işlerle meşgul olan kadın ve çocukları kılıçtan geçirdi.
Ardından büyük bir hata yaparak köyün içlerine daldı ve burada kendilerini bekleyen erkeklerle karşılaştı. Bu karşılaşmada büyük zarar gören taraf Binbaşı Reno’nun birliği oldu. Kızılderililer daha sonra bu birlikten ganimet olarak ele geçirilen silahlarla Custer’ın karşısına çıkacaktı.
Custer, Kızılderili öfkesi karşısında büyük bir hata yapmıştı. ABD’li askerlerin bölgeye girerken Siyu ve Cheyenne kabilelerinden 3 bin kişi savaş için hazırda bekliyordu. Başarısız olsa da 3 parçaya ayrılmış askerlerini tekrar toplamaya çalışan George Custer 300 askeriyle birlikte binlerce Kızılderili tarafından kuşatıldı. 
Bir saatten az süren katliamda Custer’da dahil 250 Amerikan askeri öldürüldü.

Little Bighorn muharebesinde öldürülen süvari komutanı George Custer’ın fotoğrafı
Bu süreçte Amerikan ordusu içinde, Kızılderililer tarafından esir alınan askerlerin uzuvlarının kesildiği bilgisi dolaşmaya başladı. Bunu duyan Custer’ın bazı askerleri, işkenceye uğramamak için kendi silahlarıyla intihar etmeyi tercih etti.
Muharebeden bir gün sonra haberi duyan Amerikalı General Alfred Terry, inceleme yapmak için gittiği savaş meydanında birçok Amerikan askerinin cesetlerine rastladı. 
Bu olay Amerikan ordusunun en büyük yenilgisi olarak kabul edilir. Savaşta 7. Süvari Birliği tamamen yok olmuş ve sadece General Custer'in atı savaştan sağ olarak çıkmıştır.

Little Bighorn savaşı
Oturan Boğa ise önce halkıyla birlikte Kanada sınırlarına çekildi. Ancak sonraki süreçte kendisini tutuklamaya gelen polislerle çatışırken hayatını kaybetti. 
Tutuklamaya gelen polisler, zamanında Oturan Boğa'yla birlikte beyazlara karşı savaşan ancak sonradan beyazların yönetimine girerek yerli polisi olan Kızılderililerdi.



Wes Anderson'ın yeni filmi çok beğenildi: 7,5 dakikalık alkış tufanı

Fenike Planı'nda başroldeki Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)
Fenike Planı'nda başroldeki Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)
TT

Wes Anderson'ın yeni filmi çok beğenildi: 7,5 dakikalık alkış tufanı

Fenike Planı'nda başroldeki Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)
Fenike Planı'nda başroldeki Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)

Wes Anderson, son filmi Fenike Planı'yla (The Phoenician Scheme) Cannes Film Festivali'nde bir kez daha büyük ilgi gördü. 2023'te yarışmaya katılan Asteroit Şehir'in (Asteroid City) ardından Anderson, bu kez de Fenike Planı'yla Altın Palmiye için yarışıyor. Filmin gösterimi bir alkış tufanı eşliğinde sona erdi. Konuklar Anderson'ın yıldız isimlerle dolu son filmi Fenike Planı'nı 7,5 dakika boyunca ayakta alkışladı.

Filmin 24 yaşındaki yıldızı Mia Threapleton, yoğun alkışlar sırasında gözyaşlarını tutamadı. Gösterimde Threapleton'a, filmde rol alan Michael Cera ve Benicio del Toro eşlik etti. 

Yıldızlar geçidi

Filmde del Toro, Avrupa'nın en zengin adamlarından biri olan iş insanı Zsa-zsa Korda'ya hayat veriyor. Mia Threapleton, Korda'nın kızı Rahibe Liesel'ı canlandırırken, Michael Cera ise onun öğretmeni Bjorn Lund karakteriyle ilk kez bir Wes Anderson filminde oynuyor. 

Yapımda ayrıca Tom Hanks, Bryan Cranston, Jeffrey Wright, Riz Ahmed, Scarlett Johansson, Richard Ayoade, Mathieu Amalric, Rupert Friend ve Benedict Cumberbatch gibi yıldız isimler de yer alıyor. Tüm bu oyuncular daha önce de en az bir Wes Anderson filminde boy göstermişti.

Johansson, hafta sonu SNL'de sunuculuk yaptığı için galaya katılamazken, ilk yönetmenlik denemesi Eleanor the Great'in gösterimi için yarın Cannes'da olacak.

Deadline yazarı Pete Hammond, film için kaleme aldığı eleştiride, "Fenike Planı tamamen Benicio del Toro'nun filmi. Anderson'ın diyalog ritmine müthiş uyum sağlayan del Toro, bu Onassis tarzı milyarderi kusursuz biçimde canlandırıyor" ifadelerini kullandı.

Tuhaf aile hikayelerine dönüş

Wes Anderson ve uzun yıllardır birlikte çalıştığı Roman Coppola'nın birlikte yazdığı Fenike Planı, yönetmenin Çılgın Liseliler (Rushmore) ve Tenenbaum Ailesi (The Royal Tenenbaums) gibi tuhaf ve işlevsiz aile hikayelerine bir dönüş niteliğinde. 

1950'de geçen film, Avrupa'nın önde gelen sanayicilerinden Zsa-zsa Korda'nın uçak kazasından sağ çıkmasının ardından gelişen olayları konu alıyor. Korda'nın karmaşık, acımasız ve sınır tanımayan iş politikaları; yalnızca rakip şirketleri değil, dünyanın dört bir yanındaki hükümetleri de karşısına almasına neden oluyor. Bu durum onu suikastçilerin gözde hedeflerinden biri haline getiriyor.

Fenike Planı 30 Mayıs'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, Variety, Deadline