Dünyanın en pahalı tatil beldesi Palawan hakkında bilmeniz gerekenler

Filipinler'deki Banwa Resort (CNBC)
Filipinler'deki Banwa Resort (CNBC)
TT

Dünyanın en pahalı tatil beldesi Palawan hakkında bilmeniz gerekenler

Filipinler'deki Banwa Resort (CNBC)
Filipinler'deki Banwa Resort (CNBC)

Filipinler, Cuma akşamı Palawan adasında tüm adayı kaplayan Banwa Resort veya Banwa Özel Adası adıyla dünyanın en pahalı tesisinin açılışını yaptı.
Bu yeni tesis gecelik 100.000 dolar maliyetiyle dünyanın en pahalı tesisi oldu. İngiliz Virgin Adaları'ndaki özel tesis olan Richard Branson Island'ı gecelik 77,5 bin dolar olarak fiyatlandırıldı.
Ve Bahamalar'daki David Copperfield'in sahibi olduğu Mucha Cay Resort, gecelik 42.000 dolar.
ABD merkezli CNBC TV’ye göre, 15 dönümlük Panwa Resort, Palawan adalarında, Filipinler’in başkenti Manila'dan helikopterle iki saat.
Issız adada, her villa için özel bir havuz ve jakuzi bulunan 6 sahil villa bulunmakta. Ayrıca, bahçeye açılan 12 oda ve üst düzey bir konut süiti bulunuyor. Ada 48 kişilik kapasiteye sahip.
Tesiste eksiksiz bir aşçı mutfağı var. Tesisin organik çiftliğinden sebzeleri  ve doğrudan okyanustan yakalanan balıkları pişirir ayrıca tesis kendi balını üretiyor.
Burada konuklar, tüplü dalışın, jet skinin, kürek çekmenin, tenis, yoga ve diğer etkinliklerin tadını çıkarabilir.
Tesis düzenlemelerine göre, fiyatlara Manila'dan adaya ve adadan Manila'ya yapılan transferler dahil değil.
Dokuz kişilik uçakta biletler kişi başı 990 dolardan başlıyor. Beş kişilik bir helikopter için gidiş dönüş ise yaklaşık 11.500 dolar.
Gecelik 100.000 ABD doları olan tesis, rezervasyon sırasında minimum 2 gece konaklama gerektiriyor.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal