Moskova ve Ankara Suriye için pazarlıkta

Halep’in kuzeyinde yer alan el-Bab’daki Türkiye destekli Ulusal Ordu’ya bağlı savaşçılar (Reuters)
Halep’in kuzeyinde yer alan el-Bab’daki Türkiye destekli Ulusal Ordu’ya bağlı savaşçılar (Reuters)
TT

Moskova ve Ankara Suriye için pazarlıkta

Halep’in kuzeyinde yer alan el-Bab’daki Türkiye destekli Ulusal Ordu’ya bağlı savaşçılar (Reuters)
Halep’in kuzeyinde yer alan el-Bab’daki Türkiye destekli Ulusal Ordu’ya bağlı savaşçılar (Reuters)

Esed ve İran güçleri muhaliflerin elindeki İdlib bölgesinin güneyinde ilerlerken Türkiye ve desteklediği muhalif güçler Halep'in kuzeyindeki YPG bölgelerinde ilerliyor.
Her iki operasyonun da ateşi altında kalsa da Rusya-Türkiye takas anlaşması imzalandı.
Kuzey Halep kırsalının kaderinin, İdlib’den ve Astana sürecinin garantörleri (Rusya, İran, Türkiye) arasındaki komşu 3 kırsaldan, aynı şekilde Suriye’nin kuzey doğusundaki Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki “güvenli bölge” konulu Washington ve Ankara müzakerelerinden ayrılması mümkün değil. Bölge, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol ediliyor.
Tel Rıfat ve çevresi
Tel Rıfat, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgeleri arasında yer alıyor. Batısındaki Nubbul ve Zehra beldeleri ise Hizbullah’ın ve İran destekli grupların bölgelerinden ve güneyde Suriye hükümeti güçleri ile Rusya askeri polisinin konuşlandığı bölgelerden ayrılıyor.
Ankara, SDG’ye mensup YPG'yi tamamen Halep’in kuzey kırsalından kovmak amacıyla bu bölgeye nüfuz etmek için birçok defa Rusya’dan “yeşil ışık” almaya çalıştı.
Türkiye, Washington ile müzakereler, YPG’nin bölgeden çıkarılması ve şehirde yeni bir yerel meclis kurulmasını içeren Menbiç için bir yol haritası uygulamayı sürdürdü.
Türkiye’nin ana kaygısı, Rojava (Batı Kürdistan) bağlantısını parçalamak için somut adımlar atma ve bağlantılı bir Kürt bölgesinin oluşumunu engelleme çerçevesinde.
İlk adım, 2016 yılının sonunda Rusya ile bir anlaşma imzalandığında Esed güçlerinin Halep’in doğusuna geri dönüşüyle ve muhalif gruplarla Türk ordusunun Fırat Kalkanı bölgelerine girmesiyle sonuçlandı.
Bu durum Fırat’ın doğusundaki PYD bölgelerinin nehrin batısından ayrılmasına neden oldu.
İkinci adım, 2018 yılında Türk ordusunun, Afrin’e girişi ve Rusya’nın savaş uçaklarını kullanma izni vermesi oldu. Bu adım da PYD'nin Akdeniz’e ulaşmasını engelledi.
Üçüncü adım ise şu an yaşanıyor gibi görünüyor. Öyle ki Halep’in kuzeyindeki yerleşim bölgeleri ve Kürtlerin kontrolündeki bölgeler parçalandı.
Peki bu adımla Türkiye; Esed güçlerinin, Rusya ve İran kuvvetlerinin İdlib’deki bölgelere girişini kolaylaştırıyor mu?
“Kuzey üçgeni”
Eylül ayından bu yana Rusya-Türkiye anlaşması uyarınca İdlib ve çevresini içeren kuzey üçgeni; Batı Halep, Kuzey Hama ve Doğu Lazkiye’yi kapsıyor. Anlaşmaya, saldırıların sona ermesi, terör gruplarının ortadan kaldırılması ve Lazkiye-Halep ile Hama-Halep arasında iki uluslararası karayolunun yeniden faaliyete başlatılması da dahil.
Anlaşma, birçok ihlale rağmen istikrarını korudu. Muhalif İslamcı ve radikal grupların ellerindeki bölgeleri, hükümet güçlerinden ve Tahran destekli örgütlerden ayıran 12 Türkiye gözlem noktası, Rusya ve İran kontrol noktasına konuşlanmanın yanı sıra “tampon bölge” oluşturuldu. Geçen Mart ayında Savunma Bakanlığı, Türk ve Rus güçlerin, Tel Rıfat bölgesinde “bağımsız ve koordine edilmiş” ilk devriyelerini ve İdlib kırsalındaki “ayrım hattının” her iki tarafında devriyelerini gerçekleştirdiğini söyledi.
Geçen birkaç gün içerisindeki yüzlerce saldırıdan sonra hükümet güçlerinin takviyeleri 3 eksene ulaştı; Hama’nın kuzeyindeki Ltamenah, Kafr Zita ve Kafr Nabudah, el-Gab Ovası’ndaki Jurin ve İdlib’in batısındaki Cisr eş-Şuğur.
Bir komutan Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada, “Hükümet güçlerinin Hama ve İdlib’e gönderdiği askeri takviyeler, en büyüktür. Binlerce asker ve askeri araç Dera, Şam kırsalı ve Humus bölgelerinden cephe sınırlarına nakledildi” dedi.
Bombardıman sırasında Hama’nın batısındaki Türk ordusuna ait bir gözlem noktası, geçen cumartesi akşamı Esed güçleri tarafından bombalandı. Olağandışı bir şekilde Ankara, unsurlarını helikopterler ve savaş uçağı gönderdikten sonra bu noktadan geri çekti. Türk unsurları Rusya kontrolüdeki hava sahası üzerinden (Türkiye, bunu henüz resmi olarak ilan etmedi) nakledildi.
Aynı zamanda Tel Rıfat şehrine ve PYD birliklerinin kontrolündeki bölgelere ulaşarak YPG’yi Halep’in kuzeyindeki Afrin (Azaz) yolunu çevreleyen köylerden çıkarma planının bir parçası olarak Türkiye destekli ve muhaliflere bağlı Ulusal Ordu, el-Malikiyye beldesini ve Halep’in kuzeyindeki Şevarga ile el-Erez köylerinin kontrolünü eline geçirdi ve YPG’yi bu bölgelerden kovdu.
Öte yandan Ankara ve Moskova arasında, hükümet güçlerinin “çatışmasızlık bölgesi, Şam-Halep, Halep-Lazkiye ve Halep-Azez karayollarının güvenliğini sağlama” alanlarındaki kontrolünü içeren bir takas düzenlemesi için çalışmaların devam ettiği iddia ediliyor.
İlk aşamada, Türkiye ile müttefik Hurras ed-Din (Dinin Korucuları) ve “Türkistan İslam Ordusu” unsurlarına karşı Rusya’nın Cisr eş-Şuğur yakınlarındaki yerleşim yerlerini kontrol ettiğine ve unsurlarını konuşlandırıldığına (yani bu durum, Rusya Hmeymim Hava Üssü’nü koruma anlamına geliyor) inanılıyor.
Fırat’ın doğusu
Cenevre’deki küçük grupların temsilcileri, Moskova ve Şam’ın İdlib saldırılarına karşı yayınlanan bildiride hem fikir değildi.
Washington ve Avrupa Birliği (AB), Rusya’ya tırmanıştan kaçınma ve Türkiye ile imzalanan anlaşmaya uyma çağrısı yaptı. Ancak Kuzey üçgeni hamlesi, Rusya, ABD ve Türkiye arasındaki “S-400”, “Patriot” ve “F-35” sistemlerine dair stratejik meselelerin, ABD’nin İran’a yaptırımlarının, petrol ihracatını sıfırlama durumunun ve Ankara’nın NATO ile ilişkisinin yanı sıra Ankara ve Washington arasında “Cerablus ve Fişhabur arasındaki güvenli bölge” hususunda yürütülen görüşmelerle eş zamanlı olarak gerçekleşti.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, güvenli bölge hususunda, sert müzakereler yürütüyor.
Ankara, Suriye- Türkiye sınırının 30 km derinliğinde ve 400 km boyunca Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi YPG’den arınmış, Ankara’nın kara ve hava kontrolü altında, kendilerine sadık Arap savaşçıların konuşlandırıldığı bir şerit oluşturmak istiyor. Asker sayısındaki düşüşün ardından askeri düzenlemeler arayan Washington, bölgeyi oluşturmaya hazır. Ancak şehrin Kürt çoğunluğa sahip olması sebebiyle YPG’nin bölgeden çıkması konusunda uzlaşı sağlamadı. Bu bağlamda da Suriyeli olmayan Kürtlerin çıkarılması ve Ankara- PKK arasında müzakere yapılmasını öneriyor.
Washington, Arap-Kürt gerginliğini hafifletmek için Fırat’ın doğusunda SDG himayesi altında Arap aşiretleri konferansı düzenlenmesini destekliyor.
Şam ve Moskova ise toplantıyı “ihanet toplantısı” ve “ayrılıkçı bir çözüm” olarak nitelendiriyor. Türkiye, “güvenli bölgeye” bir Arap himayesi sağlamak amacıyla Arap aşiretleri ile özel bir toplantı düzenledi.
Şüphe yok ki Tel Rıfat ve İdlib’de Moskova ve Ankara anlayışlarının sertliği, mevcut vakitte sürtüşmelerin önlenmesi için Rusya- ABD mutabakatı altında Fırat’ın doğusunda gelecekte bir işbirliği olarak yansıyacak. Bölgenin geleceği ise yeni haliyle ABD varlığı sonrasında düzenlemelere açık görünüyor.



Kremlin, sadece Ukrayna meselesine odaklanmayan kapsamlı bir Rus-Amerikan zirvesi istiyor

Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul'da Rus-Ukrayna müzakerelerine başkanlık ediyor (Reuters)
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul'da Rus-Ukrayna müzakerelerine başkanlık ediyor (Reuters)
TT

Kremlin, sadece Ukrayna meselesine odaklanmayan kapsamlı bir Rus-Amerikan zirvesi istiyor

Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul'da Rus-Ukrayna müzakerelerine başkanlık ediyor (Reuters)
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul'da Rus-Ukrayna müzakerelerine başkanlık ediyor (Reuters)

Moskova ve Washington arasında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump'un bir araya gelmesi gerektiğine dair karşılıklı açıklamalar, Rusya ile Ukrayna arasında İstanbul'da doğrudan müzakerelerin başlamasıyla birlikte büyük ilgi gördü. İki tarafın öncelikleri arasında büyük farklılıklar göze çarptı. Trump, “Ukrayna'daki barış sürecini ilerletecek” hızlı bir toplantının önemine vurgu yaparken, Kremlin “masadaki tüm konuları, Ukrayna'daki durum da dahil olmak üzere, ele alacak kapsamlı bir zirve için hazırlıkların ve titiz çalışmaların başlatılması” gerektiğini vurguladı.

Moskova, 3 yıl sonra yapılan ilk müzakere turunda büyük bir ilerleme beklentisi konusunda temkinli davranırken, “uzlaşma mekanizması” belgeleri hazırladığını doğruladı, ancak Kiev'in niyetinden şüphe duyduğunu ve Ukrayna ile Avrupa'daki müttefiklerinin davranışlarının “öngörülemez” olduğunu söyledi.

gthyjucd
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (ortada), 2022'de İstanbul'da yapılan görüşmeler öncesinde Rus ve Ukrayna heyetlerini karşılarken (AP)

Kremlin, Trump'un Putin ile acil bir toplantı çağrısına hızlı yanıt verdi. ABD Başkanı, Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti sırasında gazetecilere, Putin ile beklenen toplantı ayarlandığı anda “iki ila üç hafta içinde dünyanın daha güvenli bir yer haline geleceğine” inandığını söyledi.

Cuma günü, mümkün olan en kısa sürede Rus cumhurbaşkanı ile doğrudan görüşmeler yapmaya çalıştığını belirterek, Putin'i yakında arayabileceğini ifade eden Putin, “Bunu yapmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. O ve ben bir araya geleceğiz ve bence sorunu çözeceğiz ya da çözemeyebiliriz. En azından öğrenmiş olacağız, çözemezsek de çok ilginç olacak" dedi.

 Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitry Peskov, ”Bu tür toplantılar geniş çaplı hazırlık ve titiz bir çalışma gerektirir" dedi. Taraflar arasındaki görüş ayrılığı, uzun zamandır beklenen zirveden beklenen hedefler konusunda olduğu anlaşılıyor. Trump Ukrayna ve güvenlik konularına odaklanırken, Kremlin zirvenin kapsamlı olması ve tarafların gündemindeki tüm konuları ele alması gerektiğini savundu.

Peskov, “Böyle bir toplantı kesinlikle gerekli. Ancak böyle bir zirve için iyi bir hazırlık yapılmalı ve somut sonuçlar alınmalı. Zirveye her zaman uzmanlar düzeyinde müzakereler ve istişareler ile uzun ve yoğun hazırlıklar eşlik eder, özellikle de Rusya ve ABD başkanları arasında bir zirve toplantısı söz konusu olduğunda. İki başkanın kişisel görüşmesi, hem ikili ilişkiler açısından hem de uluslararası meseleler ve bölgesel sorunlar, tabii ki Ukrayna krizi de dahil olmak üzere, en üst düzeyde ciddi bir tartışma ve görüşme açısından gereklidir” dedi.

Peskov, Avrupa'nın güvenliği konusuna da değinerek, Avrupa kıtasının stratejik istikrarıyla ilgili meselelerin bir an önce tartışılmaya başlanması gerektiğini söyledi.

Moskova, müzakere hatlarını ayırmak amacıyla Avrupa taraflarının İstanbul müzakerelerine katılmasını reddetmişti. Moskova'ya göre, İstanbul müzakereleri Ukrayna'da bir çözüm mekanizması oluşturmayı amaçlarken, Avrupa'nın güvenliği konusundaki tartışmalar, Moskova'nın Batı ile ilişkilerinin temellerinin belirlenmesi ile bağlantılı, bağımsız bir müzakere süreci gerektiriyor. Peskov, şu anda askıya alınmış olan Rusya-NATO Konseyi'nin yeniden çalışmaya başlamasının olasılığıyla ilgili bir soruya yanıt olarak, “Güvenlikle ve Avrupa kıtasındaki istikrar süreciyle ilgili tüm konuların en kısa sürede tartışılması gerekiyor” dedi.

fghyju
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (sağda) İstanbul'da Rus müzakere heyeti başkanı Vladimir Medinsky ile bir araya geldi (Reuters)

Bloomberg ajansının bir kaynağa dayandırdığı habere göre ABD'nin Ukrayna'daki çatışmayı çözmek için Rusya ve NATO Konseyi'nin yeniden faaliyete geçmesi önerisini tamamladı.

Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanlığı Özel Temsilcisi Rodion Mironov, Trump'ın Ukrayna'daki uzlaşma sürecine doğrudan müdahalesinin önemini azalttı. Kiev rejiminin ihlalleri ve suçları dosyasından sorumlu büyükelçi, Moskova'nın ABD yönetiminin Ukrayna'daki çatışmayı barışçıl bir şekilde çözme arzusunu yüksek takdirle karşıladığını, ancak ayrıntılara, pratik yaklaşımlara, ciddi ve kararlı çalışmaya ihtiyaç duyduğunu ve bu çalışmaya hazır olduğunu belirtti.

Büyükelçi, ABD'nin son birkaç ay içinde Rusya'ya karşı tutumunu kökten değiştirdiğini ve siyasi bir çözüm arzusunu vurgulayarak, bu arzuyu elbette çok takdir ettiklerini, ancak Trump'ın kişisel müdahalesinin bu aşamada gerekli olmadığınıda ifade etti.

ABD başkanının “o olmadan hiçbir şey başaramayız” şeklindeki açıklamasına ise bu müzakereler Trump'un katılımı olmadan da yürütülebilir, Trump'un kişisel katılımı doğal olarak beklenmiyordu, çünkü bu bir Rus girişimi” şeklinde yorumladı. Özel Temsilcisi Rodion Mironov, "Bu, ortak bir tutum oluşturmak, uzlaşma seçenekleri bulmak, bunları sınıflandırmak, kağıda dökmek ve projeler haline getirmek için yapılması gereken iş müzakereleridir. 2022'deki önceki müzakere turunda olduğu gibi, tarafların baş harfleriyle imzaladıkları belirli bir belge ortaya çıktı; bu nedenle, müzakere ekipleri şu anda bu görevi yerine getirmek için çağrıldı" şeklinde konuştu.

dfgthy
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy'nin birleştirilmiş fotoğrafı (AFP)

Aynı zamanda, büyükelçi, ABD'nin Kiev rejimi üzerindeki etkisinin küçümsenemeyeceğini vurguladı. Bu nedenle, Miroşnik'e göre, Washington'un Ukrayna'ya barışçıl çözüm seçenekleri araması için baskı yapmaya devam etmesi faydalı olacaktır.

Kapalı kapılar ardında süren müzakerelerin gidişatı hakkında Miroşnik, Moskova'nın sunduğu önerilerle ilgili bazı ayrıntıları açıkladı. İstanbul'daki Rus ve Ukrayna müzakere gruplarının Ukrayna'daki çatışmayı çözmek için bir mekanizma bulma şansı olduğunu söyledi.

Ukraynalı bir yetkili, Fransız haber ajansı AFP'ye verdiği demeçte, Rusya'nın İstanbul'daki görüşmelerde Ukrayna'ya “kabul edilemez” taleplerde bulunduğunu ve bu taleplerin Kiev'in daha fazla toprak vermesini de içerdiğini söyledi. Yetkili, “Rus heyet üyeleri, toplantı öncesinde görüşülenlerin ötesine geçen kabul edilemez talepler sundu” dedi. Bu talepler arasında ateşkes anlaşmasına varılması için Ukrayna'nın kontrolündeki geniş toprakların Ukrayna güçleri tarafından boşaltılması da yer alıyor. Kaynak, bu taleplerin “kabul edilemez” olduğunu ve müzakereleri rayından çıkarmayı amaçladığını belirtti.

Ukraynalı bir yetkili, “İlk aşamayı geçmeliyiz, yani barış için bir anlaşmaya varmalıyız, yani uzlaşma mekanizmasını oluşturmalıyız ve her iki tarafta oluşturulan gruplar bunu yapmaya tamamen muktedir” dedi.

Kaynaklar müzakere ekiplerinin Rusya ve Ukrayna'nın kabul edebileceği ve uluslararası toplumun da kabul edeceği bir model geliştirebileceklerini söyledi. Rus yetkili, "Moskova İstanbul'da müzakereleri düzenlemek için elinden geleni yaptı. Tartışmaya sunulan belgeler çerçevesinde somut öneriler içeren metinler sunduk, ancak sorumsuz, tutarsız ve öngörülemez bir rakibin davranışlarından ve tutumundan sorumlu tutulamayız. Kiev'in Rusya ile Ukrayna arasında İstanbul'da düzenlenen barış görüşmelerini bir tür tiyatro gösterisine dönüştürmeye çalıştığını, ancak başarısız oldu” dedi.

Miroşnik, ülkesinin ateşkesin geçici olarak durdurulmasını reddettiğini yineledi ve Avrupa'nın 30 günlük ateşkes önerisinin Kiev'e yeniden silahlanma ve yeni bir tırmanışa geçme imkanı vereceğini, bunun barışa doğru bir adım olmadığını söyledi.

Miroşnik, “Ukrayna tarafının ateşkesin sadece konumlarını daha da güçlendirmek, siperler inşa etmek, silahlanmak, kuvvetlerini ve kaynaklarını yeniden toplamak vb. için gerekli olduğunu açıkça anlıyoruz. Yani bir ay içinde yeni bir tırmanışa geçmek için. Bu adımın uzlaşma yönünde değil, tam tersi yönde olduğu açıktır” şeklinde konuştu.