Mısır, Asya ve Afrika'yı birbirine bağlayan Süveyş Kanalı’nda 4 tünel açtı

700 milyon dolara mal olan 4 tünelin yapımında Mısırlı 3 bin mühendis ve işçi çalıştı (Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi)
700 milyon dolara mal olan 4 tünelin yapımında Mısırlı 3 bin mühendis ve işçi çalıştı (Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi)
TT

Mısır, Asya ve Afrika'yı birbirine bağlayan Süveyş Kanalı’nda 4 tünel açtı

700 milyon dolara mal olan 4 tünelin yapımında Mısırlı 3 bin mühendis ve işçi çalıştı (Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi)
700 milyon dolara mal olan 4 tünelin yapımında Mısırlı 3 bin mühendis ve işçi çalıştı (Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi)

Mısır, tanıtımını 3 yıl önce gerçekleştirdiği proje kapsamında Sina Yarımadası'nı Nil Deltası’na Asya ve Afrika kıtalarını bir birine bağlayan en büyük tünel ağı aracılığıyla bağlayacak 4 büyük tünelin açılışını gerçekleştirdi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bassam Radi, yaptığı açıklamada, Süveyş Kanalı altından geçen tünellerin, uzunlukları ve çapları, iş hacmi ve uygulama konusundaki standart zaman çizelgesi açısından Mısır tarihinin ve dünyanın en büyük projeleri olduğunu söyledi.
Independnet Arabia'dan Ahmed Abdulhekim'in haberine göre Radi, tünellerin Asya'daki Sina Yarımadası’nı Afrika yakasındaki tüm Mısır topraklarına bağlayacağını ve kalkınma gereksinimlerini karşılayacağını açıkladı. Sina ve Mısır’ı yalnızca bir tünel (Şehit Ahmed Hamdi) ve İsmailiyye ile Maadi arasındaki bir köprünün (Barış Köprüsü) dışında bağlayan hiçbir bağlantı yoktu. Bunlarda yetersiz kalıyordu.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Süveyş Kanalı tünelleri açılışı için gerçekleştirilen törene katıldı (Fotoğraf: Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi)​
Yüzde 100 Mısır yapımı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi açılış töreninde yaptığı konuşmada, hayata geçirilen tüm milli projelerin yüzde 100 olarak Mısırlı sivil şirketler tarafından yapıldığını ve ordunun bu projelerin bazılarında yalnızca denetleyici ve idari rol üstlendiğini söyledi.
30 Haziran 2020’ye kadar tamamlanması beklenen projelerin yaklaşık 800 milyar Mısır lirasına (yaklaşık 47 milyar ABD doları) mal olacağını belirten Sisi, Altın Üçgen, Kattara Çukuru ve Toşka gibi bölgelerdeki projeler için belirlenen son tarihin 2020 olduğunu ifade etti. Tüm bu projelerin iyi büyüme oranları yakalamayı ve Mısırlılar için iş imkanları sağlamayı hedeflediğini kaydeden Sisi, gençlerin büyük bir çoğunluğuna iş imkanı sunulması gerektiğinin altını çizdi.

Tüneller iki nokta arasındaki süreyi 10 dakikaya düşürüyor (Fotoğraf: Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi)
Tüneller gerçek bir başarı
Mısır Silahlı Kuvvetler Mühendislik Kurumu Başkanı İhab Muhammed el-Far, açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Süveyş Kanalı'nda güneyde Port Said, kuzeyde İsmailiyye ve Kuzey Süveyş bölgesine kurulan 4 tünel, Sina'nın gelişimine katkıda bulunma ve geçiş süresini kısaltmanın yanı sıra Sina Yarımadası’nı Mısır’ın dört bir yanına bağlamayı hedefliyor” dedi.
Tüneller sayesinde iki yaka arasında saatte 2 bin otomobilin geçiş yapabileceğini belirten Far, tünellerden birinin 5 bin 820 metre uzunluğunda olduğunu, 4 bin 830 metresinin Süveyş Kanalı’nın 53 ila 70 metre derinliğinden geçen tüp geçitlerle kapalı, 990 metresinin ise açık olduğunu ifade etti.
İç çapı 11.4 metre, dış çapı ise 12.6 metre olan tünelden metro ile ulaşımın sağlanacağını belirten Far, tünelin içindeki otoyolun net yüksekliğinin ise 5.5 metre olduğunu, tünellerdeki trafiğin kontrolü için en yüksek seviyede güvenlik önlemleri alındığını sözlerine ekledi.
Acil durumlar için 23 tahliye odası ve 3 yangın söndürme sisteminin bulunduğuna dikkati çeken Far, otomobillerin hızını ölçmek için elektronik sinyal panoları ve radar sistemleri kurulduğuna işaret ederek, tünellerin giriş ve çıkışlarının güvenli bir şekilde yapılması için tüm kapılara ikişer güvenlik noktası kurulduğunu kaydetti. Far, seyahat edenler için tünellerin doğusu ve batısına dinlenme tesisleri inşa edildiğini de sözlerine ekledi.
Silahlı Kuvvetler Mühendislik Kurumu’ndan verilen bilgilere göre tüneller boyunca 250 metrede bir acil servis odaları bulunuyor. Her acil servis odasında tünele giden kişiler için bir merdiven yer alıyor. Bununla birlikte her tünelde acil durum koridorları ve beton bariyerler var. Ayrıca tünellerin güvenliğini artırmak için acil durumlarda insanları tahliye etmede kullanılmak üzere her 500 metrede bir geçitler bulunuyor.
Süveyş Kanalı tünellerinin inşaatı, yaklaşık 12 milyar Mısır lirasına (700 milyon dolar) mal olurken, Temmuz 2016'dan Mayıs 2019'a kadar geçen inşa sürecinde Mısırlı 3 bin mühendis, teknisyen ve işçi çalıştı. Tünellerin, Sina Yarımadası’nı ekonomik ve sosyal olarak geniş ufuklara taşıması hedefleniyor.



Gazze ateşkesi: İsrail operasyonunun ortasında Doha'da ‘önkoşulsuz’ müzakereler

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir hayır kurumunun aşevinden sıcak yemek almak için sıraya giren Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir hayır kurumunun aşevinden sıcak yemek almak için sıraya giren Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail operasyonunun ortasında Doha'da ‘önkoşulsuz’ müzakereler

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir hayır kurumunun aşevinden sıcak yemek almak için sıraya giren Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir hayır kurumunun aşevinden sıcak yemek almak için sıraya giren Filistinliler (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki yeni operasyonu, Arap dünyası ve Batı ülkelerinin acil ateşkes ve Gazze Şeridi'ni açlıktan kurtarmak için yardım girişi çağrılarının ortasında, Gazze Şeridi'nde ateşkesi görüşmek üzere Doha'da dolaylı müzakerelerin yeniden başladığı bir döneme denk geldi.

Dört gün önce bir çıkmazdan söz edilirken başlayan bu görüşmeler, İsrail'in Gideon'un Savaş Arabaları Operasyonu'na başlamasıyla yeniden gündeme geldi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, söz konusu görüşmelerin İsrail'in bir baskı kartı olarak askeri tırmanışla sabote etme niyeti ışığında insani bir anlaşmayla sonuçlanabileceğine inanıyor. Uzmanlar, Mısır'ın krizin nihai çözümünde ABD Başkanı Donald Trump'ın rolüne güvenmesinin gerçekçi bir okuma olduğunu ve uluslararası baskı ile gelecekte nihai bir çözüme yol açabileceğini belirttiler.

İsrail ordusu dün sabah erken saatlerde Gazze Şeridi'ndeki bölgeleri kontrol altına almak üzere geniş çaplı hava saldırılarına ve takviye kuvvet sevkiyatına başladığını duyurdu. Ordu ve iNews24 tarafından yapılan açıklamaya göre bu, mayıs ayı başında Binyamin Netanyahu hükümeti tarafından onaylanan Gideon'un Savaş Arabaları Operasyonu'nun başlatılmasına yönelik adımların bir parçası. Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerine göre söz konusu operasyon son 24 saatte en az 146 Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Times of Israel'in perşembe günü bildirdiğine göre, İsrail'in Trump'ın bölge turunun bitiminden sonra başlayacağını söylediği operasyon, Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un salı günü başlayan Doha müzakerelerinde yeni bir çerçeve sunmasına rağmen bir anlaşmaya varamamasının ve Netanyahu ile iki saatlik bir telefon görüşmesi yapmasına rağmen ‘savaşın sona ermesini içermeyen bir anlaşma’ konusundaki ısrarıyla ilerleme kaydedememesinin ardından geldi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, operasyonun başlamasını Doha'daki Hamas heyetinin Doha müzakerelerine geri dönme açıklamasının arkasında görürken, İsrail Kanal 12 televizyonu İsrailli bir kaynağın şu sözlerini aktardı: “Bunlar kader saatleri. Müzakere ekipleri ciddi müzakereler yürütmek üzere Doha'da oturuyorlar.”

(foto altı) Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail saldırısı sonucu yaşamını yitiren bir çocuğun cenazesini taşıyan Filistinli bir adam (AFP)

Hamas Siyasi Büro Başkanı’nın Medya Danışmanı Tahir en-Nunu'nun Reuters'a yaptığı açıklamaya göre, ateşkes konusunda İsrail heyetiyle dolaylı görüşmelerin yeni turu dün Doha'da başladı ve iki taraf ‘önkoşulsuz’ olarak tüm konuları görüştü.

“Hamas başta savaşın sona erdirilmesi, geri çekilme ve esir takası olmak üzere tüm konularda kendi görüşlerini sunacak” diyen en-Nunu, ‘hareketin kalıcı ateşkes, Gazze Şeridi'nden tamamen geri çekilme, esir takası ve yardım girişinin garanti altına alınması halinde derhal bir anlaşmaya varmaya hazır olduğunu’ kaydetti.

Bölgesel ve uluslararası güvenlik uzmanı Tümgeneral Ahmed eş-Şahat, İsrail'in adil bir çözüme ulaşma konusundaki inandırıcılıktan yoksun tutumunu sürdürdüğünü ve Gazze Şeridi'ndeki felaket boyutundaki insani durumdan faydalanarak müzakere kazanımları elde etmek amacıyla askeri operasyonu başlatarak müzakereleri zora sokmaya çalıştığını düşünüyor.

Eş-Şahat, Doha'daki İsrail heyetinin hiçbir yetkisi olmadığını ve Netanyahu'nun cevabının beklendiğini, onun da engeller ve pratikte uygulanması zor maddeler koyacağını ve askeri gerilim devam ederken görüşmelerin bir kısır döngü içinde döneceğini açıkladı. Eş-Şahat, “Washington ciddi bir müdahalede bulunmaz ve kıtlığı sona erdirmek ve uluslararası kamuoyunu sakinleştirmek için yardımın başlatılmasını teklif etmezse, bu da insani bir ateşkese yol açabilir” dedi.

Filistinli siyasi analist Suheyl Diyab, İsrail'in Hamas'ı müzakerelere iten şeyin askeri baskı olduğu yönündeki söyleminin doğru olmadığını; bunun bir anlaşmaya varmak için öfkeyi yatıştırmak ve ortaya çıkabilecek herhangi bir anlaşmanın siyasi baskılardan kaynaklandığının anlaşılmasını önlemek için iç siyasi amaçlarla yapıldığını düşünüyor. Diyab, müzakerelerin dört gündür devam ettiğini, bir anlaşmaya varılmasının Trump'ın cuma günü sona eren Körfez turu sırasında yaptığı görüşmelerin konusu olduğunu ve bunun uygulanmasını engelleyenin Netanyahu olduğunu açıkladı.

Dün Bağdat'ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve yardım girişine izin verilmesi çağrısında bulunuldu.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi Bağdat'taki zirvede yaptığı konuşmada, Mısır'ın Katar ve ABD ile koordinasyon halinde ateşkesi durdurmak için yoğun çaba sarf etmeye devam ettiğini söyledi. Sisi, “Barışı pekiştirmeyi amaçlayan bir lider olarak Başkan Trump'ı, arabulucu ve destekçi olacağı ciddi bir siyasi sürecin başlatılması için bir başlangıç olarak Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi durdurmak üzere gerekli tüm çabayı ve baskıyı göstermeye ve 1970'lerde Mısır ile İsrail arasında barışın sağlanmasında ABD'nin oynadığı tarihi role benzer şekilde kalıcı bir barışa ulaşacak nihai bir çözüme yol açmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr de zirvede yaptığı konuşmada, “Suudi Arabistan Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin sürdürülmesi gerektiğini vurgulamakta ve Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesine yönelik her türlü girişimi reddetmektedir” dedi.

Diğer yandan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise ‘Gazze Şeridi'ndeki insani felakete derhal son verilmesi’ çağrısında bulundu. Benzer bir konuşmada Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bir Avrupa toplantısında ‘Gazze Şeridi'ndeki insani durumun dayanılmaz olduğunu’ ve konuyu yakında Netanyahu ve Trump ile görüşmeyi umduğunu söylemesinin ardından Gazze Şeridi sakinlerinin yerlerinden edilmesini reddetti.

(foto altı) Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir hayır kurumunun aşevinden sıcak yemek almak için sıraya giren Filistinliler (AFP)

Eş-Şahat, savaşı durdurmak ve yardım girişine izin vermek için Arap dünyası ve Batı desteğinin Gazze Şeridi'ndeki insani durumun çözümüne katkıda bulunabileceğine inanıyor. Eş-Şahat, Mısır Cumhurbaşkanı'nın Trump'tan rol oynamasını istemesinin ‘Washington'un felaket sahnesini değiştirme kabiliyetinin farkına varması, Netanyahu'nun uluslararası topluma yanıt vermemesi ışığında mevcut durumu çözebilecek fırsatların gerçekçi ve objektif bir okuması olduğunu ve gerçek ABD baskısı Kahire tarafından talep edilen bir çözüme yol açana kadar başlangıçta insani bir anlaşmayla sonuçlanabileceğini’ belirtti.

Diyab artan Arap dünyası ve Batı çağrılarının Gazze Şeridi'nde yaşananlara nihai bir çözüm bulunmasını istediğini vurguladı. Mısır'ın uzun vadeli bir ateşkes sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki insani krizin sona erdirilmesi için teklifler sunmaya devam ettiğine dikkat çeken Diyab, başta ABD olmak üzere bu baskıların artması karşısında Netanyahu'nun manevra alanının daralacağını ve gelecekte nihai bir anlaşmaya zorlanabileceğini söyledi.