'Kullandığınız ilaçlar saçlarınızın dökülme nedeni olabilir'

'Kullandığınız ilaçlar saçlarınızın dökülme nedeni olabilir'
TT

'Kullandığınız ilaçlar saçlarınızın dökülme nedeni olabilir'

'Kullandığınız ilaçlar saçlarınızın dökülme nedeni olabilir'

Farmakoloji Uzmanı Ajdan Doğan, “Geçirilen ağır hastalıklardan sonra ve kullanılan ilaçlar yüzünden saçların dökülmesi muhtemeldir. Hastalıkların ardından özellikle çok kilo kaybı yaşanmışsa saç dökülmesi kaçınılmaz bir gerçektir” dedi.
Hairsmad Ürün Müdürü Farmakoloji Uzmanı Ajdan Doğan, saç dökülmesinin nedenleri üzerine açıklamalarda bulundu. Doğan, saçlar birçok sebepten ötürü dökülmeye meyilli olduklarını belirterek, “Çoğunlukla insanlar yaşlandıkça doğal olarak saçları dökülmeye başlar. Yaşlanma ile birlikte saç köklerinin daha güçsüz hale gelmesi, saçların dökülmesine neden olmaktadır. Bunun dışında; strese bağlı, genetik veya bir hastalığa bağlı olarak kullanılan ilaçlar sebebiyle saç dökülmesi patlak vermektedir. Erkeklerin yanı sıra kadınlarda da saç dökülmesi sıkça görülen bir sorun haline gelmiştir. Erkeklerde saç dökülmesi, alnın yanlarında ve başın tepesinde başlarken, kadınlarda daha çok saçların seyrekleşmesi ile meydana gelmektedir. Nadiren de olsa başın her tarafından saçların dökülebilmesi mümkündür” dedi. 
“Saç dökülmesi psikolojiyi bozuyor” 
Saçların dökülmesinin genel olarak doğal yollarla ortaya çıktığını ve neredeyse her insanın başına gelen muhtemel bir hadise olduğunu kaydeden Doğan, “Saç dökülmesi genellikle sağlık açısından bir olumsuzluk belirtmez ancak dış görünüş bakımından saç, her insanın makyajı olarak rol almaktadır. Özellikle hızlı bir atraksiyon gösteren saç dökülmeleri insanın psikolojisini oldukça etkilemektedir. İnsan psikolojisi, sadece saç dökülürken değil, saçların dökülmeye başlamasından önce de önemli bir rol oynamaktadır. Olumsuz yöne doğru yol alan bir psikoloji, saçların dökülmesini tetikleyici unsurlardandır. 
Geçirilen ağır hastalıklardan sonra ve kullanılan ilaçlar yüzünden de saçların dökülmesi muhtemeldir. Hastalıkların ardından özellikle çok kilo kaybı yaşanmışsa saç dökülmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Bazı ilaçlar ise içerikleri nedeniyle saçların köklerini güçsüz hale getirebilir ve saç dökülmesine yol açar. Özellikle kemoterapi sonrasında kullanılan ilaçlar, kanser hücrelerini yok ederken bir yandan da saçların zayıf hale gelmesini sağlamaktadır” ifadelerini kullandı. 
Doğan, saç dökülmesinin temel sebepleri her zaman insanın sağlığıyla alakalı olmayabildiğini, kullanılan bazı kozmetik ürünlerinin de saç dökülmesine yol açtığına dikkat çekerek, “Özellikle kalitesinden emin olunmayan ve kimyasal içerik barındıran ürünlerde ya da çok sık olarak kullanılan saç spreyi gibi ürünler de saçlara zarar vererek dökülmesine neden olmaktadır” diye konuştu. 
Saç dökülmesi nasıl önlenir? 
Farmakoloji Uzmanı Ajdan Doğan, saç dökülmesinin engellenmesi konusunda yapılması gerekenlerle ilgili şunları kaydetti: “Saç dökülmesine pek çok durum sebep olabilir. Genellikle bireyde saç dökülmesinin nedeni stres ile baş edememeleridir. Bu bireyler, gerek çalışılan işin yoğunluğu sebebiyle olsun gerekse hayatlarında yaşanılan zorluklarla birlikte stres yaparlar ve depresyona girebilirler. Bu depresyon, düzensiz ve sağlıksız beslenmeye, uyku sorunlarına yol açabilir. Sağlıksız bir beslenme ve düzensiz bir uykuyla ise yavaş yavaş saçların dökülmesine sebep olacaktır. Bu yüzden saçın dökülmesini önlemek için öncelikle stres ve sıkıntıdan uzak durmak gerekmektedir. 
Kullanılan saç bakım ürünlerine de dikkat edilmelidir. Saç tipine uymayan bir şampuan kullanmak, saçları yorar ve dökülmesine sebep olur. Saçın tipine ve türüne uygun olan bir şampuan kullanmak saç dökülmesinin önüne geçebilmektedir. Ayrıca, saçların sık olarak ya da uzun süre arayla yıkanması da saçların dökülmesini sağlar. Saçların yıkanmasından sonra kurutma işlemi de dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Özellikle ince ve nemli saçları dengesiz bir şekilde kurutmak saç dökülmesinin başlangıcı olarak rol alır. Şampuanların yanı sıra saça şekil vermek amacıyla sıklıkla kullanılan jöle ve saç spreyi, saç köklerine zarar vererek dökülmesine katkıda bulunmaktadır. 
İnsanın sağlığı da saçlarının dökülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Sağlıksız bir bünyeye sahip bireyde saç dökülmesi meydana gelebilir. Bu dökülmelerin sebeplerinden bazıları vücuttaki demir eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bazı durumlarda diş çürümesinden bile saç dökülmesi sorunu doğabilir. Dişteki çürük nedeniyle vücuda giren bakteriler saç derisine zarar vererek saç dökülmesine yol açmaktadır. Bu yüzden sağlıklı saçlara sahip olmak için sağlıklı bir vücuda da sahip olmak gerekmektedir.” 
“Yeni buluşlar eziyetli saç ekimi süreçlerini de sona erdiriyor” 
Ajdan Doğan, yeni buluşların saç ekimi süreçlerini de sona erdirdiğini vurgulayarak, bu konuda şunları söyledi: “Teknolojinin son zamanlarda daha da gelişmesiyle birlikte saç ekimi yaygınlaşmaya başlamıştır. Saç ekimi, tam olarak kelleşmiş insanlar için oldukça uygun bir yöntemdir. Saç ekiminin yanı sıra birçok operasyon yöntemiyle de dökülmüş saçları geriye getirme şansına sahip olursunuz. Ancak saç ekimi yöntemlerini denemek oldukça masraflıdır ve eski saçlara kavuşmak için neredeyse yıllar boyunca beklemek gerekmektedir. 
Saçların dökülmesini engellemek için pek çok doğal yöntem de mevcuttur. Özel olarak hazırlanan karışımlarla saçların dökülmesini engellemek mümkündür. Fakat hazırlanan karışımlar her bünyeye uygun olmayabilir ve herhangi bir yanlış kullanımda olumsuz sonuçlar doğurabilir. 
Kullanılacak olan ürüne de dikkat edilmesi gerekmektedir. Piyasaya sürülen bazı ürünler kimyasal içeriklere sahip olduğu için gür saçlara kavuşma hayalleriniz suya düşebilir. Bunun yanı sıra fiziksel olarak da birçok zarara yol açabilir. Bitkisel bileşenler ile oluşturulan ürünler saç dökülmesi problemini kesin olarak ortadan kaldırma iddiasına ve bu iddiayı kanıtlar nitelikte kullanıcı yorumlarına sahip. Bitkisel içerikli olması ve yorumlarının olumlu yönde ilerlemesi ile kullanıcılarının güvenini kazanmayı başarmıştır.”



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe