Ölüm ekimini unutmamak için Cezayir’e ‘terör müzesi’ gerek

İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) lideri Abbas Medeni’nin cenaze töreni (AFP)
İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) lideri Abbas Medeni’nin cenaze töreni (AFP)
TT

Ölüm ekimini unutmamak için Cezayir’e ‘terör müzesi’ gerek

İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) lideri Abbas Medeni’nin cenaze töreni (AFP)
İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) lideri Abbas Medeni’nin cenaze töreni (AFP)

Cezayir halkı, ulusal uzlaşıya ihtiyaç duymazken, adil bir mahkeme olmadan ve tarihi gerçeklik açıklanmadan bir sistemin ortaya koyulmasını da istemiyor. Onlara göre uzlaşı, aynı senaryonun aynı temsilcilerle tekrarlanma riskinden kendini koruyamaz. 
Ülkeyi ve yeni nesli ideolojik ve dini terörizmin tehlikeli ahlaki sorunlardan korumak için kültürel ve siyasi öncelikler, hatta ardında çeyrek milyon kurban, kanlı sahneler ve dehşet verici hikayeler bırakan İslami terörizmin “cehennem görüntüsünü” devam ettirecek özel bir müze inşa etme düşüncesi gerekli.
Cezayir, yeni bin yıla, ülkenin onlarca yıl boyunca (ki bu süre, Cezayir devriminden daha büyük bir yaşa sahip) tanık olduğu kanlı trajedinin ayrıntılarını doğru şekilde ortaya koyan tarihi bir müze inşa ederek girmek zorunda.
Nefret, kan, kişisel ve kolektif hesaplarla dolu bölgesel ve dini savaşların ardından gelen barış; tüm siyasi, kültürel ve medeni faktörlerin canlandırılmasına rağmen tüm sivil güçlerin seferber edilmemesi dolayısıyla kırılgan şekilde kaldı. Bu nedenle İslami terör savaşları dışında kalanlar, savaşın tekrar patlak vermemesi için ikinci bir barış sağlamak, bu güçleri hatırlamak, terörizm, korku ve intikam çerçevesinde geçmişi unutmamak için yaralı hafızaların detaylarını kaydetmek ve bunları tereddüt etmeden kamuya sunmak zorunda.
“Cezayir’de terör müzesi”, terörizmin felaketlerini, dedelerin, annelerin ve babaların kanlı dini- siyasi savaşta yaşadıkları dehşeti yeni nesillere göstermek için yaşayan bir tanık. Acı bir tarihi dönemin güçlü tanığı olan Senegal’deki “Köleler Evi” müzesinin kurulma fikrini hatırlayalım. Afrikalıları satma ve onları Amerika ülkelerinde pazarlama dönemiydi. Belki de bu mesken, mezarlarının dışında kalan ölüleri yıkamak ve defnetmek için eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, eski ABD başkanları Jimmy Carter, Bill Clinton ve George W. Bush, Belçika Kralı Baudouin, eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela, Fransız siyasetçi ve yazar Roger Garaudy, Güney Afrikalı yazar Breyten Breytenbach ve diğerleri gibi üst düzey ulusal şahsiyetler, etkin politikacılar, yazarlar, sanatçılar ve din adamları tarafından ziyaret edilmişti. Köleler Evi müzesi, Senegallilere, Afrikalılara, Avrupalılara ve ABD’lilere barbar dönemlerini hatırlatıyor. Aynı şekilde biz de terör barbarlığının rüsvalığına katılan, yardım eden, bu rüsvalığı finanse eden ya da buna susan herkesin hatıraları için “Cezayir’de dini terör müzesini” oluşturmak istiyoruz.
Bu tür tarihi müzeler, insana kendi kötülüğünü hatırlatır ve bu tür müzeler, insanı geçmişin aynasına bakarak geleceğin trajedilerinden kurtaran bir ayna görevi görür.
İnşa edilmesi çağrısı yaptığımız Cezayir’deki “dini terör” müzesi, çok gecikti. “Ölüm ekiminde” kullanılan bıçak, satır, tokmak gibi çeşitli yakın dövüş silahları, el bombaları ve halatlar da dahil tüm terör araçlarını bilimsel ve psikolojik olarak da içermesi gerekiyor.
Müze ayrıca, ‘televizyon ve radyo arşivlerindeki mevcut görsel ve işitsel tüm kayıtları’, ‘dağlarda veya şehirlerde farklı isimlerdeki terör gruplarını sergileyen fotoğrafları’ ve ‘insanlığa karşı İslam adına yapılmış eski savaşları içeren İslami Parti (İslami Selamet Cephesi ve silahlı kanatları) arşivini’ de kapsamalı. Kendisine karşı çıkanlara karşı parti tarafından yapılan yangın tehditleriyle ilgili konuşma kayıtlarını ve bir toplantı sırasında lazer ışınlarıyla başkentte 5 Temmuz 1962 (5 Juillet) Stadyumu semasında yazılan “Allah’u Ekber” lafzına ilişkin görüntü ve ses kayıtlarını da içermeli.
Müze koleksiyonları arasında, ‘Ben Talha, Sidi Musa, Sidi Belabbas ve diğer katliamlar gibi köylerde ve bataklıklarda meydana gelen korkunç toplu katliamların görsel ve sesli kayıtları’, ‘kadınların cinayet, kaçırılma ve tecavüzlere maruz kaldığını ortaya koyan belgeler’ ve ‘sokaklardan, okullardan veya üniversitelerden kaçırılan kadın ve genç kızlara karşı silahlı gruplar tarafından yapılmış tecavüzlerden doğan çocukların sayısına yönelik istatistikler’ de yer almalı.
Müze; suikast, kovuşturma ve kaçırma eylemlerine maruz kalan aydınlanma önderleri için de özel bir bölüm açmalı. Onlarca gazeteci, yazar, sanatçı, tiyatro yazarı, film yapımcısı, müzisyen, doktor, hakim ve avukata yönelik suikastlara, kendilerine ve ailelerine karşı işlenen vahşet kapsamında bu terörizmin gerçekleşme sebeplerine de değinmeli.
Böylece yeni gelecek olan nesiller, bir unutkanlık kültürüne kurban gidemez. Seminerler, konferanslar düzenlenip yayınlar yapılmalı. Müze, periyodik ziyaretlerle öğrencilere verilen tarihi ve dini eğitim kurslarıyla da bağlantılı olmalı. Böylece yeni nesil, annelerinin, babalarının, dedelerinin ve ninelerinin neler yaşadığını bilebilir, güvenlik ve barışın ülkenin kalkınması için iki temeli inşa ettiğinin farkına varabilir. Aynı şekilde dinin siyasete sokulmasının, dine ve ülkeye yalnızca felaket getireceğini idrak edebilir.
Dinci teröre ilişkin özel bir müze inşa edilmesinin, rejim tarafın, ömrünü uzatmak amacıyla gözlere kül serpmek için yapılan herhangi bir sahte uzlaşı öncesinde yapılması gereken ilk kültürel çalışma olduğuna inanıyorum.
Bir dinci terör müzesinin oluşturulması, ölüler için son bir defin ve cenaze töreni olacak. Aksi taktirde ise ölüler yalnızca gömülmüş şekilde kalacak.
Liderleri Abbas Medeni’nin cenaze töreni sırasında İslami Kurtuluş Cephesi’ne (FIS) mensup bazı uyuyan hücrelerin slogan ve tezahüratları sırasında bu kültürel, siyasi ve tarihi projeyi düşündüm. Zira kanlı 90’lı yıllarda Cezayir’de yükselen sloganlar da aynıydı.
*Independent Arabia’dan Emin el-Zavi



Sudan'da bir köyde meydana gelen heyelan sonucu binden fazla kişi hayatını kaybetti

Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)
Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)
TT

Sudan'da bir köyde meydana gelen heyelan sonucu binden fazla kişi hayatını kaybetti

Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)
Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)

Sudan Kurtuluş Hareketi/Ordusu (SLM) dün yaptığı açıklamada, Sudan'ın batısındaki Marra Dağları bölgesinde bir köyü yok eden heyelanda binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini ve sadece bir kişinin hayatta kaldığını duyurdu.

Abdulvahid Nur liderliğindeki SLM, heyelanın şiddetli yağışların ardından pazar günü meydana geldiğini bildirdi.

Darfur bölgesindeki alanı kontrol eden SLM, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarına kurbanların cesetlerinin çıkarılmasına yardım etmeleri için çağrıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre SLM, köyün ‘tamamen yerle bir olduğunu’ açıkladı.

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Kuzey Darfur eyaletinde çıkan savaştan kaçan sakinler, gıda ve ilaçların kıt olduğu Marra Dağları'na sığındı.

İki yıldır süren savaş, nüfusun yarısından fazlasını açlıkla karşı karşıya bıraktı ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir bombalanırken milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.

2023 yılının nisan ayı ortasından bu yana Sudan, ordu ile HDK arasında kanlı bir savaşın içine girdi. Söz konusu savaş, ülkeyi BM'nin modern tarihin en kötülerinden biri olarak nitelendirdiği ciddi bir insani krize sürükledi.

Heyelanların meydana geldiği Marra Dağları'nın çeşitli bölgelerini kontrol eden SLM, genel olarak çatışmaların dışında kaldı.

sdfrgt
Sudan'ın Marra Dağları bölgesinde meydana gelen heyelan Tersin köyünü yok ettikten sonra bölgede toplanan insanlar (Reuters)

Sudan Başbakanı Kâmil İdris, Marra Dağları bölgesindeki bir köyü yok eden heyelandan etkilenenlere yardım sağlamak için acil önlemler almaları konusunda yardım kuruluşlarına çağrıda bulundu.

İdris, hükümetinin etkilenenlerin durumunu izlediğini ve elinden gelen her türlü destek ve yardımı sağlayacağını belirterek, felaketin büyük çaplı bir insani yardım müdahalesi gerektirdiğini vurguladı.

rgthy
Şiddetli yağmur Sudan'ın başkenti Hartum'da bir caddeyi sular altında bıraktı. (AFP)

Darfur’un ordu yanlısı valisi Minni Arko Minavi ise olayı, Sudan'ın yaklaşık beşte birini kaplayan bölgenin sınırlarını aşan ‘insani bir trajedi’ olarak nitelendirdi. Minavi, ‘uluslararası insani yardım kuruluşlarına bu kritik anda acil olarak müdahale ederek destek ve yardım sağlamaları’ çağrısında bulundu. Ayrıca yaptığı açıklamada, “Bu trajedi, halkımızın tek başına üstesinden gelebileceğinden daha büyük” dedi.

Erişim zorluğu

Heyelanın meydana geldiği bölge de dahil olmak üzere Darfur'un büyük bir kısmına, çatışmalar nedeniyle insani yardım çalışanlarının erişimi neredeyse imkânsız durumda.

Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski müttefiki Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu liderliğindeki HDK arasında süren şiddetli savaş, on binlerce kişinin hayatına mal oldu, 14 milyondan fazla insanı yerinden etti ve BM'nin ‘dünyanın en kötü insani krizi’ olarak nitelendirdiği duruma yol açtı.

ı8
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir yakınlarındaki Zemzem Kampı’ndan yükselen dumanlar (Arşiv – AFP)

Savaş, Sudan'ı iki tarafın (ordu ve HDK) etki alanlarına böldü. Ordu, kuzey, doğu ve batının çoğunu kontrol ederken ve bu yıl Hartum'un kontrolünü geri kazanırken, HDK neredeyse tüm Darfur'u ve güneyin bazı bölgelerini kontrol ediyor.

HDK, Mayıs 2024'ten bu yana bölgede, ordunun kontrolünde kalan son büyük şehir olan ve yaklaşık 300 bin nüfusa sahip Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'i kuşatma altında tutuyor.

cdrgt
Darfur Valisi Minni Arko Minavi tarafından paylaşılan, Sudan'ın batısındaki Tersin köyünü vuran heyelanı gösteren fotoğraf (Darfur Valisi’nin Facebook hesabı)

Diğer yandan sağlık kaynaklarına göre cumartesi günü, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’i hedef alan hava saldırıları ve HDK'nin kontrolünde bulunan Nyala kentindeki bir kliniğe düzenlenen saldırılarda en az 19 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı.


İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları yoğunlaşırken, son bombardımanda 20 kişi hayatını kaybetti

Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları yoğunlaşırken, son bombardımanda 20 kişi hayatını kaybetti

Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)

Bugün şafak vakti İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 20 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Filistin Enformasyon Merkezi, sağlık kaynaklarına dayanarak hayatını kaybedenler arasında beş çocuk olduğunu bildirdi.

Şifa Tıp Kompleksi’nden yapılan açıklamada, “Gazze şehrinin güneybatısındaki Tel el-Heva mahallesindeki bir eve düzenlenen İsrail saldırısında, aralarında çocukların da bulunduğu dokuz Filistinli öldürüldü” denildi.

Gazze Ambulans ve Acil Durum Müdürlüğü, şehrin kuzeyinde bulunan Şeyh Rıdvan mahallesindeki iki eve düzenlenen saldırılarda ‘dört Filistinlinin öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını’ açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Enformasyon Merkezi’nden aktardığına göre, İsrail savaş gemileri bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah sahiline ateş açtı.

cdfgthy
Han Yunus'taki Nasır Hastanesi’nde tedavi görürken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cenaze namazından (Reuters)

Gazze şehrini kontrol altına almak için saldırı hazırlıkları yapan İsrail güçleri, son günlerde Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.

Birleşmiş Milletler'in (BM) tahminlerine göre, Gazze şehri ve çevresinde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor. Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC), ağustos ayı sonunda bu bölgenin kıtlıkla karşı karşıya olduğunu açıklamıştı.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından patlak verdi. İsrail'in resmi verilerine göre, saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.

u79o
İsrail ordusunun saldırısı sonucu yaralanan Filistinli bir kadın, tedavi için Deyr el-Balah'taki el-Aksa Hastanesi’ne naklediliyor. (AP)

BM'nin güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırıları ve askeri operasyonlarda çoğu sivil olmak üzere en az 63 bin 557 kişi hayatını kaybetti.


Kuzey İsrailliler, Lübnan sınırındaki kasabalara geri dönmemeye kararlı

Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)
Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)
TT

Kuzey İsrailliler, Lübnan sınırındaki kasabalara geri dönmemeye kararlı

Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)
Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Eğitim Bakanı Yoav Kisch'in dün okulların açılışını kutlamak ve hayatın normale döndüğünü göstermek için Lübnan sınırına yakın kuzeydeki okullarda bulunmalarına rağmen, yerel yetkililer ve Eğitim Bakanlığı'ndan alınan veriler, vatandaşların büyük bir kısmının geri dönmeyi reddettiğini gösteriyor.

Kasım 2024'te Lübnan ile ateşkes anlaşması imzalanmış ve hükümet, Ekim 2023'te yerinden edilen vatandaşlara mart ayına kadar geri dönmeleri için süre vermiş olsa da, on binlerce vatandaşın geri dönmeyi reddettiği ortaya çıktı. Bazı vatandaşlar, Lübnan ile savaşın henüz sona ermediğini ve Hizbullah'ın halen bir tehdit oluşturduğunu düşünürken, bazıları yıkılan evlerin yeniden inşası ve tazminatların ödenmesi konusunda memnuniyetsiz. Bazı vatandaşlar ise kuzeyi terk etmeye karar verdiklerini, iş bulduklarını ve merkezi bölgelere yerleştiklerini ifade etti.

Kuzeydeki kasabaların yeniden inşası ve restorasyonundan sorumlu Kuzey Ulaştırma Müdürlüğü'nün verilerine göre, İsrail hükümetinin roket saldırıları ve bunların sonuçlarından kaçma kararı üzerine 43 kasabanın yaklaşık 90 bin sakini evlerini terk etti. Bu kasabaların yüzde 37'sinde yaşayanların yüzde 85'inden fazlası geri dönmüş, ancak kasabaların yüzde 51'inde yaşayanların sadece yarısı geri dönmüş.

Verilere bakıldığında, kasaba sınıra ne kadar yakınsa, geri dönüş oranının o kadar düşük olduğu görülüyor, çünkü bu kasabalar daha ağır hasar gördü. Örneğin Şatula'da nüfusun sadece yüzde 20'si geri döndü. Metula'da ise nüfusun sadece yüzde 14'ü geri döndü.

Kasvetli bir okul yılı

Bu kasabalarda eğitim-öğretim yılına kasvetli bir başlangıç yapıldı. Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin yüzde 90'ının ve öğretmenlerin yüzde 97'sinin okula döndüğünü açıklasa da, Metula'daki tek okul açılmadı. Kiryat Şimona'da ise beş okuldan biri açılmadı. Okullardan birinde 240 öğrenciden sadece 40'ı okula döndü. Safed'de de hiçbir okul açılmadı. Otuz iki anaokulu kapatıldı. Ebeveynler, genel olarak İsrail'deki ve özellikle kuzeydeki okullarda güvenlik görevlisi sayısının azlığından şikâyet ettiler.

Gazze Şeridi'ne yakın güney kasabalarının sakinleri de savaş nedeniyle vatandaşları evlerine geri döndürme görevini yerine getirmeyen hükümetin politikasından mustarip. Ancak hiçbir hükümet yetkilisi bölgeyi ziyaret etmedi. Bunun yerine, ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, okul yılının açılışına katıldı. Ziyareti, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kalbinde sürdürdüğü amansız askeri operasyonların patlama sesleri eşliğinde gerçekleşti. Bölge sakinler ona yaklaşarak Netanyahu'ya takas anlaşmasını kabul etmesi için baskı yapmasını talep ettiler. Ayrıca, hükümetlerinin yıkılan evleri yeniden inşa etmek ve onarmak için acele etmemesinden yakındılar.

Güven krizi

Yedioth Ahronoth gazetesi, çok sayıda kişinin geri dönmemesinin, kuzeydeki güvenlik ve emniyetin yeniden sağlanamaması nedeniyle yerlerinden edilen kuzey ve güney sınır kasabalarının sakinleri ile siyasi ve askeri liderler arasında bir güven krizini yansıttığını doğruladı. Bu durum, kuzeyde güvenlik ve asayişin sağlanamaması, Hizbullah ile yeniden çatışma olasılığını artıran devam eden güvenlik gerginlikleri ve hükümetin yerinden edilmiş vatandaşlara tazminat ödememesi nedeniyle ortaya çıktı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre çok sayıda evde yıkım devam ediyor. Bu terk edilmiş evler, komşu evlerin sahiplerinin de evlerine dönmelerini engelleyen bir ‘sağlık tehlikesi’ haline geldi.