Moritanya’da cumhurbaşkanlığı seçim yarışları başladı

Moritanya’da cumhurbaşkanlığı seçim yarışları başladı
TT

Moritanya’da cumhurbaşkanlığı seçim yarışları başladı

Moritanya’da cumhurbaşkanlığı seçim yarışları başladı

Önümüzdeki ay Moritanya’da gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık kapısı bugün resmen kapandı. Anayasa Meclisi, şu 6 adayın dosyasını teslim aldı: Kan Hamido Baba (Bağımsız Birleşik Afrika Devleti'ni hedefleyen tek aday), Muhammed el-Emin el-Murteci el-Vafi (siyaset çevrelerinde tanınmayan teknokrat), Muhammed Veled el-Gazvani (iktidardaki çoğunluk güçleri tarafından desteklenen eski Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı), Sidi Muhammed Veled Bubekr (Cumhurbaşkanı Muaviye Veled et-Tai döneminin Başbakanı, İslamcı Tevasul Partisi tarafından destekleniyor), Biram el-Dah Abeyd (insan hakları aktivisti) ve Muhammed Veled Mevlüd (70’li yıllardan bu yana peş peşe gelen rejimlere karşı uzun bir muhalefet tecrübesine sahip solcu).
Değişim iradesi ile devamlılık iradesi
Söz konusu iki yaklaşımdan birinin sahipleri, yaklaşan sonuçların belirleyici olacağı ve iktidar için barışçıl ve sivil bir devire yol açması gerektiği görüşünde. Diğer yaklaşım sahiplerine göre ise iktidar adayının başarısı, ülkenin jeopolitik konumuna bakarak hassas ekonomi ve güvenlik dosyalarının ihtiyatlı yönetilmesinde istikrar ve devamlılık için tek garantördür.
Independent Arabia'dan Abdullah Memin’e konuşan gazeteci-yazar Muhammed Fal Veled Sidi’ye göre, “Çekişme adaylık kapısının resmen kapanmasından bu yana şiddetleniyor. Zira görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz rejiminin, arkadaşı General Muhammed Veled Gazvani üzerinden devam etmesi yönündeki irade ile rejimi köklerinden söküp atmayı hedefleyen değişim iradesi arasında güçlü bir zıtlaşma söz konusu”. Rejimin devam etmesine yönelik irade, eski Genelkurmay Başkanı General Gazvani’nin tercih edilmesinde kendini belli ederken köklü değişim iradesi, muhaliflerin ortaya çıkmasıyla somutlaştı. Söz konusu muhaliflerin başında meclisteki en büyük muhalif bloğu yöneten İslamcı Tevasul Partisi’nin desteğini elde eden eski bir diplomat ve başbakan olan Sidi Muhammed Veled Bubekr geliyor. Muhalefet oylarının çoğunluğunu temsil eden insan hakları eylemcisi Biram Veled el-Dah Abeyd de meclis çatısı altında rejim için zorluk oluşturan bir diğer muhalif. Abeyd, Senegal Nehri kıyısına yerleşen siyahi kabileler ve ülkenin güneyindeki Şamama ovasındaki (eskiden köle olan) bazı Haratin toplulukları tarafından destekleniyor.
Tartışmanın dönüşü
Moritanya’da hükümet ve muhalefet arasındaki ilişkiler, İçişleri Bakanlığı’nın tanınmış İslamcı lider ve muhalif gazeteci Ahmed el-Vedia’nın Bağımsız Ulusal Seçim Komisyonu’na katılması konusunda çekimser davranmasından ötürü son günlerde gerildi. Muhalif partilerinin ortaya çıkardığı bu durumun hatalı olduğunu açıklayan Bakanlık, yeni üyeler listesine bir kadın üye eklenmesini şart koştuğunu belirtti. Muhalefetteki Moritanya Birlik ve Değişim Partisi Başkanı Salih Veled Hanenna, Moritanya Hükümeti’nin, muhalefetin söz konusu komisyonda kendisini temsil etmek üzere önerdiği isimleri reddetmesini eleştirdi. 
Bağımsız Sahara Medya haber ajansına açıklama yapan Hanenna, Moritanya Hükümeti’nin seçim komisyonunun muhalefetin temsil edileceği şekilde yeniden oluşturulmasına yönelik tavrını ‘kafa karıştırıcı bir tavır’ olarak niteledi. Yaklaşan başkanlık seçimlerinin nasıl düzenleneceği konusunda birkaç haftadır muhalefet partileri ile müzakere yürüten İçişleri Bakanlığı, muhalif kanattan bazı kaynaklara göre muhalefet koalisyonunun seçim komisyonunda kendisini temsil etmek üzere seçtiği üç isim konusunda çekimser davrandı ve buna bu üyeler arasında bir kadının olması gerekliliğini gerekçe gösterdi. Hükümet ile müzakereden sorumlu muhalefet komisyonu üyesi Salih Veled Hanenna, “Bakanlığın öneriler karşısında kafa karıştırıcı tavrı ve cevap verme konusunda oyalanışı, rejimin önümüzdeki seçimleri tek taraflı olarak düzenleme, iktidar için barışçıl bir geçiş kapısını kapama ve seçim sürecini tekrar gasp etme tavrına geri dönüşü konusunda bir uyarı mahiyetinde. Biz buna alıştık” ifadelerini dile getirdi.
Kadının rolü
Muhalif Kavs-ı Kuzah (Gökkuşağı) Partisi’nin yasa ile kapatılması sonrasında kadın temsilcisinin komisyondan çıkarılmasının ardından İçişleri Bakanlığı, muhalefetten komisyondaki dengeyi korumak için bir kadın temsilci önermesini istedi. Muhalefet çevreleri, geçtiğimiz cuma günü Moritanya Hükümeti ile muhalif bloklar arasında bir anlaşmaya varıldığını doğruladı. Anlaşmaya göre Bağımsız Seçim Komisyonu’nu denetleyen Bilgeler (Ak Saçlılar) Komisyonu’nun mevcut oluşumundaki yandaş partilerin üç üyesi, muhalif tarafları temsil eden üç üye ile değiştirilecek. Bu anlaşma, siyasi süreci neredeyse tümden sarsan büyük bir soruna çözüm oluşundan ötürü halk çevrelerinde büyük bir memnuniyet ile karşılandı. Nitekim Bakanlığın, muhalefet tarafından öne sürülen şu üç ismi reddetmesinden sonra süreç, yeniden tıkanmak üzereydi: Savab-Ira bloğunu temsilen Siyasi Aktivist Muhammed el-Muhtar Melil; Tevasul-Hatem-Mustakbel bloğunu temsilen Gazeteci Ahmed el-Vedia ve İlerleme Kuvvetleri Birliği-Demokratik Güçler-Tenavüb bloğunu temsilen Avukat İbrahim Edi. İlan edildiğinden bu yana çeşitli zorluklarla karşılaşan anlaşmaya göre muhalefet koalisyonunun, Bağımsız Seçim Komisyonu Başkanına üç danışmanın yanı sıra Komisyon Genel Sekreter Yardımcısı, Seçim Faaliyetleri Müdürü ve Enformasyon Müdür Yardımcısı için de isim vermesi gerekiyor.

Başkan Adayı Sidi Muhammed Veled Bubekr (Independent Arabia)
Partiler ve blogcular
Bu gelişmeler yaşanırken partiler, blogcular ve analistler olmak üzere Moritanyalılar, bugüne kadar geleneksel bağlam ve topluluklardan 80’i aşkın girişimde bulunan General Muhammed Veled Gazvani’nin adaylığı ile ilgileniyor. Moritanya basını, şu veya bu partiyi öven ya da yeren, bilinen veya bilinmeyen onlarca sayfa, internet sitesi ve blog ile doldu. Tartışma konusu olan Hukukçu Biram el-Dah Abeyd’i aday gösteren (Arap ulusalcılığı ve Baasçılık çizgisinde) Moritanyalı Savab Partisi, resmî Facebook hesabından yayınladığı yazıda Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz’e General Gazvani’nin halef olmasına yönelik sert bir saldırı başlatarak şu ifadeleri kullandı: “Cumhuriyete, mevcut cumhurbaşkanının rejim mirasının halefi olarak askeri bir başkanın atanması; Moritanya halkının iradesi ve canlı siyasi güçlerine açık bir meydan okuma, devlet egemenliğinin sembollerine ve cumhuriyet yasalarına bir aşağılama ve cumhuriyeti, yolsuzluk ve zulüm uygulayan kapsamlı bir iktidara dayalı karanlık bir tünele itmek demektir. Tüm bunlar Moritanyalıların, ümit vaat eden demokratik bir hayat hayal etmesinden sonra gerçekleşti. Bu hayalde halk, güçler ayrılığını gözeten ve iktidar için barışçıl geçiş gelenekleri oluşturan hukuk devleti ve anayasal kurumların çatısı altında vatandaşlık hakları ile nimetlenecekti”.
Adaylıkları konu edinen ünlü blog yazarı Muhammed el-Emin el-Fazıl ise ‘muhalefetin beklenen başkan adayı Veled Bubekr ile rejimin adayı Veled Gazvani arasındaki ortak payda’ hakkında bir yazı kaleme aldı. Blog yazarının sözünü ettiği ortak paydalardan biri, hem Gazvani hem de Veled Bubekr’i aday olarak tercih edenlerin bu konuda çok tereddüt etmeleridir. Nitekim yazara göre, “Cumhurbaşkanı Veled Abdulaziz, rejiminde kendisini daha kolay pazarlayacak ve seçim savaşını garanti vererek bitirebilecek birisini bulmuş olsaydı Gazvani’yi aday göstermezdi. Muhalefet de aynı şekilde Veled Bubekr haricinde pazarlayabileceği birini bulsaydı Veled Bubekr, muhalif adaylığı konusunda çok şanslı olmazdı. Özetle bu iki ismi bir araya getiren çok ortak payda var. O kadar ki bunlardan biri yaklaşan seçim kampanyalarında rejimin adayı olarak öne sürülecekse diğeri de muhalefetin adayı olarak sunulacak”.
Aday engeli
Moritanya yasaları, Başkanlık seçimlerine aday olan kişinin, beşi belediye başkanı olmak üzere 100 belediye danışmanı önermesini şart koşuyor. Bu durum, adaylığa niyetlenen birçok kişiyi, istenen aday sayısına erişme zorluğu karşısında geri adım atmaya mecbur etti. Bu çerçevede Halkçı İlerleme Partisi Lideri Abdullah el-Atik Veled İyahi, büyük bir halk festivalinde aday olduğunu açıklamasına rağmen yeterli danışman sayısına erişemediği için adaylık düşüncesinden vazgeçti. İktidar çevrelerinin adayı Muhammed Veled Gazvani ise kendisini bu dertten kurtaracak kadar aday sayısına ulaşmada herhangi bir zorluk yaşamadı zira danışmanlarının çoğunluğu, iktidardaki Cumhuriyet İçin Birlik partisine ya da yandaş başka partilere mensup. Aynı şekilde belediyelerde ve mecliste temsil edilen en büyük muhalefet partisi Tevasul Partisi tarafından desteklenen aday Sidi Muhammed Veled Bubekr’in de gerekli sayıya ulaşacağı belliydi. 
Aday Biram el-Dah Abeyd ise danışmanlarına kendisi için bol sayıda aday sağlamalarını isteyen Tevasul Partisi’nden özel bir destek elde etti. Geri kalan sayıyı ise sosyal ve coğrafi çevresinden olan danışmanlardan tamamladı.
Hamido Baba da siyahi kabileler ile etnik ilişkisine dayanarak istenen sayıyı tamamladı. Belediye danışmanları isimleri temelde parti bağlılıklarına göre vermiş olsa da etnik, taraf ve kabile boyutları da etkin oldu. Bununla birlikte bazı adayların satın alınma ihtimali de göz ardı edilmemeli. Bu durum, güçlü siyasi ve parti ittifaklarına sahip olmayan; etnik, taraf ve kabile ilişkileri bulunmayan; birkaç danışman satın alacak kadar parası olmayan adayları, bu ayın 22’sinde Anayasa Komisyonu tarafından ilan edilecek adaylar listesinden çıkarılma tehlikesi ile yüzleştiriyor.



BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda delegeler karşılıklı suçlamalarda bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
TT

BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda delegeler karşılıklı suçlamalarda bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Ceren Hande Özgür dün (Salı) yaptığı açıklamada, Suriye'de gerilimin azaltılması gerektiğini vurguladı ve Şam'ı siyasi sürece katılmaya çağırdı.

BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda konuşan Özgür, Suriye'de çatışmaların yeniden canlanmasının çözümlenmemiş sorunları yansıttığını ifade etti. “Suriye, gerçek bir ulusal uzlaşı süreci olmaksızın şiddet döngüsü içinde kalmaya devam edecektir” diyen Özgür, Suriye'deki ‘terörist’ örgütlerin varlığının Türkiye'nin güvenliğine zarar verdiğini ve Türkiye'nin ‘topraklarını ve çıkarlarını korumak için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğini’ belirtti.

Cezayir'in BM Daimî Temsilcisi Ammar bin Cami ise Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığını vurgulayarak, Suriye'nin birliğini ve egemenliğini koruyan siyasi bir çözüm çağrısında bulundu. Cami, Suriye'deki gerilimin ‘oradaki durumun kırılganlığını hatırlattığını ve terörle mücadele için koordinasyon ihtiyacını vurguladığını’ belirtti. ‘Ülkede terörizmin geri dönmesi’ tehlikesine karşı uyarıda bulunan Cezayir temsilcisi, krizden çıkmanın tek yolu olarak uluslararası toplumun desteğiyle Suriyeliler arasında kapsayıcı bir diyaloğun benimsenmesi çağrısında bulundu.

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrvani, son günlerde İdlib ve Halep'te yaşananların ‘terörizm ve aşırıcılığın ortaya çıkışına ilişkin bir uyarı zili’ olduğu uyarısında bulundu. İrvani, İsrail'in Suriye ve Lübnan arasındaki sınır kapılarına düzenlediği saldırıların insani yardımların ulaştırılmasını sekteye uğrattığını söyledi.

Lübnan’ın BM Daimî Temsilcisi Hadi Haşim, Suriye'de devam eden gelişmelerin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik açısından ‘vahim sonuçlar’ doğuracağını vurguladı. Lübnanlı delege, Arap grubunun İdlib ve Halep'teki olaylardan duyduğu ‘derin endişeyi’ dile getirdi.

Suriye'nin BM Daimî Temsilcisi Kusay ed-Dahhak yaptığı konuşmada, suçu İsrail ve Türkiye'ye atarak silahlı grupların saldırısına ‘İsrail'in Suriye'ye yönelik tekrarlanan saldırılarının zemin hazırladığını’ söyledi. Dahhak, “Kuzey Suriye'ye yönelik saldırı, Türkiye-İsrail ortak operasyon emri olmadan gerçekleştirilemezdi. Halep'e yönelik terör saldırısı, teröristlerin kuzey sınırından akın etmeleri ve savaş malzemeleri, ağır silahlar, araçlar, insansız hava araçları (İHA), modern iletişim teknolojileri ve askeri ve lojistik ikmal hatlarının güvence altına alınması dahil olmak üzere onlara yönelik dış desteğin yoğunlaşmasıyla aynı zamana denk geldi” ifadelerini kullandı.

Dahhak, saldırıların Halep'teki binlerce aileyi rejim kontrolündeki bölgelere kaçmaya zorladığını, kaçmayanların ise zor insani koşullardan mustarip olduğunu belirtti. Suriyeli diplomat, BM Güvenlik Konseyi'ni saldırıyı kınamaya ve ‘söz konusu grupları yöneten ülkeleri’ politikalarını değiştirmeye zorlamaya çağırdı.

Dahhak silahlı grupların saldırısının ‘BM kararlarının ve Astana sürecinde onaylanan, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadelenin sürdürülmesi taahhüdünü vurgulayan çatışmasızlık anlaşmalarının açık bir ihlali olduğunu ve Türkiye'nin garantörlüğünün taahhütlerini yerine getirmediğini’ ifade etti.

Suriye'nin ‘egemenlik hakkını ve terörle mücadele konusundaki anayasal görevini tüm güç ve kararlılıkla uygulamaya” devam edeceğini ve vatandaşlarını savunmak için gerekli tüm tedbirleri alacağını belirten Dahhak sözlerine şöyle devam etti: “BM Güvenlik Konseyi’nin terör listelerinde yer alan grupların sorunun bir parçası olduğunu vurguluyoruz. Hiç kimse DEAŞ ve Nusra Cephesi ile siyasi bir süreç hayal edemez.”

ABD'nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Robert Wood, Suriye rejimini Rusya'nın desteğiyle İdlib ve Halep'teki hastane ve okullara saldırmakla suçladı ve silahlı grupların saldırılarıyla ABD'nin herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti. BM Güvenlik Konseyi oturumu sırasında konuşan Wood, sivillerin ve altyapının korunması ve ihtiyaç sahiplerine engelsiz insani erişim sağlanmasının yanı sıra ‘rejimin hava saldırılarına son vermesi ve insani hukuka bağlı kalması’ çağrısında bulundu. Suriye rejimine ‘geçmişte yaptığı gibi kimyasal silah saldırıları düzenlememesi’ çağrısında bulunan ABD temsilcisi, “Washington, DEAŞ'ın yeniden ortaya çıkmaması için Suriye'nin kuzeydoğusundaki askeri mevzilerini savunacaktır” dedi.

Rusya'nın BM Daimî Temsilcisi Vassily Nebenzia, Suriye'nin kuzeybatısında Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki saldırının başlamasından bu yana 400 militanın öldürüldüğünü ve 600 militanın da yaralandığını söyledi. ABD'yi Suriye'de ‘terörist örgütleri’ desteklemek ve petrol zengini bölgeleri işgal etmekle suçlayan Nebenzia, Suriye'de istikrarın sağlanması için ‘yasadışı yabancı askeri varlığa’ son verilmesi çağrısında bulundu. Rus diplomat, Suriye'deki durumu ‘eşi benzeri görülmemiş ve kritik’ olarak tanımladı ve gelişmelerin siviller için ciddi riskler oluşturduğu ve bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiği uyarısında bulundu.

İngiltere'nin BM Daimî Temsilcisi James Kariuki, ülkesinin Suriye'de daha fazla yerinden edilmeye yol açacak bir gerilimden duyduğu endişeyi dile getirdi. Kariuki, İngiltere'nin ‘Suriye rejimi ya da Rusya'nın sivillere yönelik geniş çaplı saldırılar başlatabileceğinden’ endişe duyduğunu belirtti.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye'deki durumun ‘tehlikeli ve değişken’ olduğu uyarısında bulunarak, ülkenin büyük bölümünün devlet dışı aktörlerin kontrolünde olduğunu ve bu durumun DEAŞ'ın yeniden canlanmasına yol açabileceğini söyledi. BM Özel Temsilcisi, HTŞ ve diğer muhalif grupların ilerleme kaydettiğini ve Hama şehrine çok yaklaştıklarını da bildirdi.

Pedersen, Suriye'nin diğer bölgelerinde çatışma ve büyük çaplı yerinden edilme potansiyeli konusunda uyarıda bulunarak, tüm tarafları sivilleri korumak için çalışmaya ve şiddetten kaçanların güvenli geçişine izin vermeye çağırdı. Pedersen ayrıca, ‘Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik tehdidi önlemek için gerilimi azaltma’ çağrısında bulundu ve Suriyeli ve uluslararası tarafları krizi sona erdirmek için müzakerelere katılmaya davet etti. Pedersen, siyasi sürecin ilerletilmesine yönelik görüşmeler için yakında bölgeye döneceğini söyledi ve Suriye halkına güvenilir siyasi beklentiler sunmak için gerilimin düşürülmesi çağrısında bulundu.

Suriye Sivil Savunma Örgütü (Beyaz Baretliler) Genel Müdürü Raid Salih BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeybatısında çatışmaların başlamasından bu yana en az 100 sivilin öldüğünü ve 360 sivilin de yaralandığını ifade etti. Salih ayrıca, Rusya'nın İdlib'e düzenlediği saldırılar nedeniyle dört hastanenin hizmet dışı kaldığını kaydetti.

Son birkaç gün içinde Suriye'nin kuzeybatısında HTŞ liderliğindeki muhalif gruplar askeri saldırı düzenleyerek Halep'in kontrolünü ele geçirdi ve Hama şehrine doğru ilerlemeye devam etti.