Yemen: BM, Hudeyde sürecini izlemeye devam edecek

Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi Başkanı Michael Lollesgaard, 14 Mayıs’ta Hudeyde limanında bir basın toplantısı düzenledi (Reuters)
Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi Başkanı Michael Lollesgaard, 14 Mayıs’ta Hudeyde limanında bir basın toplantısı düzenledi (Reuters)
TT

Yemen: BM, Hudeyde sürecini izlemeye devam edecek

Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi Başkanı Michael Lollesgaard, 14 Mayıs’ta Hudeyde limanında bir basın toplantısı düzenledi (Reuters)
Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi Başkanı Michael Lollesgaard, 14 Mayıs’ta Hudeyde limanında bir basın toplantısı düzenledi (Reuters)

Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RRC) Başkanı Michael Lollesgaard, 14 Mayıs’ta Husi güçlerin geri çekilme faaliyetlerini denetlemek amacıyla Hudeyde limanlarına ziyarette bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) Hudeyde Anlaşması’nı Destekleme Misyonu (UNMHA), BM ekiplerinin Yemenli tarafların ilk aşama kapsamında uzlaşı sağladığı yeniden konuşlanma sürecini takip ettiğini açıkladı.
Lollesgaard’ın ekibi, liman güvenliğinin Sahil Güvenlik’e teslim edilmesi ve tüm askeri tezahürlerin kuruluşlardan kaldırılması çabalarını memnuniyetle karşıladığını belirtti. Ancak iş birliğinin hala son derece iyi şekilde devam ettiği de ifade edildi. Aynı şekilde bu adımların, her iki Yemen tarafının da bağlılığını gösterdiği kapsamlı yeniden konuşlanma sürecinin bir parçası olarak ilk önemli adım olduğu vurgulandı.
Ekip, taraflara Hudeyde Anlaşması’nın ilk ve ikinci aşamalarının tam olarak uygulanması için askıdaki müzakereleri tamamlama çağrısında bulunurken, BM ekiplerinin ilk adımları adil ve şeffaf bir şekilde izlemeyi sürdüreceğine dikkati çekti. Lollesgaard da söz konusu adımların etkili şekilde kullanılmasının, Kızıldeniz limanları şirketleri tarafından yönetimin desteklenmesi amacıyla BM’nin limanlardaki varlığını güçlendireceğini ifade etti. BM denetleme mekanizmasının Hudeyde Anlaşması’na uygun olarak güçlendirilmesi çağrısı yapan Michael Lollesgaard, anlaşmanın tam olarak uygulanmasının, Yemen’de barış ve istikrarı sağlamak, insani yardımları etkili şekilde ülkeye ulaştırmak açısından gerekli olduğunu vurguladı. RRC Başkanı ayrıca, milyonlarca insanın hayatlarının kurtarılmasına ihtiyaç duyduğuna dikkati çekti.
Öte yandan iki taraf arasındaki dolaylı görüşmeler, 14 Mayıs’ta Ürdün’ün başkenti Amman’da BM himayesi altında başladı. Aktarılana göre görüşmelerde, Hudeyde şehrinin ve el-Salif ile Ras İsa limanlarının gelirlerinin tahsilatının ve bu tahsilatları, Stockholm Anlaşması uyarınca Hudeyde ve diğer şehirlerdeki memurların maaşlarını ödemeye katkı sağlamak için Merkez Bankası’nın Hudeyde şubesine aktarma mekanizmalarının araştırılması meselesi ele alındı.
Yemen hükümetinin müzakerelerdeki teknik ofis başkanı ve müzakere heyeti üyesi olan Muhammed el-Umrani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, toplantının Yemen hükümeti ekibi ve BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi ekibi arasında IMF, Dünya Bankası, BM Kalkınma Programı (UNDP) ve BM Dünya Gıda Programı (WFP) temsilcilerinin de varlığında tek taraflı olarak gerçekleştiği belirtildi. Umrani, Yemen hükümetinin, geçen yılın sonunda imzalanan Stockholm Anlaşması uyarınca gelir tahsilatı mekanizması ve maddenin gelirler üzerinde uygulanma mekanizmaları hakkında fikirler ortaya koyduğunu söyledi. Yetkili, toplantı gündeminin bir gün daha, yani Çarşamba gününe (bugüne) kadar uzatılabileceğine dikkati çekerek, Husilerle yapılan dolaylı görüşmelerin de hala devam ettiğini gösteren umut verici sonuçların olduğunu ifade etti.
Muhammed el-Umrani, Amman’da gerçekleşen dolaylı müzakerelerin, BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in himayesinde tüm Yemenli tarafların görüşülen konularda fikir birliğine varmak için katıldığı bir toplantıda sonuçlanacağını vurguladı. Yetkili, “Amman’da şu ana kadar devam eden şey dolaylı müzakerelerdi. Özel Temsilcinin ekibi, her iki tarafla da 14 Mayıs’ta (Salı) ayrı ayrı bir araya geldi” dedi.
Umrani’ye göre ele alınan meseleler arasında, Hudeyde, Ras İsa ve el-Salif limanlarından sağlanan gelirler, bu gelirlerin nasıl harcanacağı, Hudeyde ve diğer şehirlerdeki kamu çalışanlarının maaşlarının ödenmesi konuları da yer aldı. Ürdün, bu yılın başlarında Yemen hükümeti temsilcileri ve Husiler arasında, BM’nin de himayesinde Yemenli esirlerin ve ölenlerin cesetlerinin karşılıklı değiştirilmesi konusunda 3 görüşmeye de ev sahipliği yapmıştı.



Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)

Zayed Hediyye

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) son aylarda karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik krizler devam ederken UBH ile ABD yönetimi arasında yapılan anlaşmalara ilişkin uluslararası basında art arda çıkan haberler UBH’nin sıkıntılarını daha da arttırdı. Bu anlaşmalar arasında Washington'da dondurulan Libya fonlarının, ABD'ye bu fonların bir kısmının verilmesi karşılığında çözülmesini amaçlayan bir anlaşma da yer alıyor.

Bu anlaşmanın onaylanması halinde bu hamle, Temsilciler Meclisi'nin (TM) yeni bir bütçe vermeyi reddetmesi ve Libya’nın doğu kampının ABD ve Türkiye gibi Libya sahnesindeki önde gelen ve etkili olan uluslararası tarafların teveccühünü kazanmayı başarması sonucu UBH’nin son dönemde rakiplerine karşı gerilediği ekonomik ve siyasi düzeylerdeki konumunu iyileştirmesine katkı sağlayacak.

Washington için cazip bir anlaşma

Anlaşmanın ayrıntıları, İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesi ve diğer uluslararası basın kaynakları tarafından hazırlanan ve UBH ile Trump yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan ve 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen fonlarına ilişkin gizli müzakerelerden bahseden bir haberde ortaya çıktı.

Söz konusu habere göre taraflar arasındaki görüşmeler geçtiğimiz nisan ayı sonlarında Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleşti. ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ile UBH Başbakanı Dibeybe’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin bir araya geldiği görüşmede, Libya'nın, Washington'ın dondurulan fonların çözülmesinde rol oynaması karşılığında, dondurulan fonların bir kısmını belirli ABD kuruluşlarına verme planı ele alındı.

Şarku’l Avsat’ın Middle East Eye'den aktardığı kaynaklara göre plan Trump'ın ekibinin ciddi ilgisini çekmiş ve planın uygulanmasına yönelik mekanizmaların takibi için iç görüşmeler çoktan başladı. Ancak bu durum, bazı tarafların dondurulmuş Libya fonlarını bir sonraki aşamada siyasi olarak değerlendirme niyetleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Libyalı yetkililerden yalanlama

Öte yandan Libya Yatırım Otoritesi (LIA), fonların serbest bırakılmasına ilişkin olarak basında yer alan haberleri yalanladı. Bu iddiaların doğruluktan yoksun olduğunu ve güvenilir kaynaklara ya da yetkili makamlar tarafından yayınlanan resmi raporlara dayanmadığını vurgulayan LIA, tüm yatırım portföylerinin ve egemen fonlarının Denetim Bürosu ve İdari Kontrol Dairesi gibi yerel kuruluşların yanı sıra akredite sahibi uluslararası denetçiler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından periyodik izlemeye tabi tutulduğunu ve hesaplarının uluslararası kabul görmüş yönetişim, açıklama ve şeffaflık standartlarına uygun olarak düzenli olarak gözden geçirildiğini kaydetti.

Libya’dan hamleler

ABD son zamanlarda Libyalı kurumların ve önde gelen resmi şahsiyetlerin Libya’nin ABD bankalarında dondurulmuş fonlarının serbest bırakılmasına yönelik hamleleri için aktif bir arena haline geldi. Libyalı resmi kaynakların tahminlerine göre bu fonlar Libya'nın yurtdışındaki toplam fonlarının yüzde 25'inden fazlasını oluşturuyor ve yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu hamlelerden en öne çıkanı, birkaç gün önce İngiltere merkezli Africa Confidential dergisinin sayfalarında yayınlanan ve Libya Devlet Varlıklarının Geri Kazanımı ve Yönetimi Ofisi (LAROM) eski Başkanı Muhammed el-Menseli'nin ‘çalıntı’ olarak nitelendirilen ve 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Libya’nın yurtdışındaki fonlarını kurtarmaya yönelik hamlelerinin ardından ABD makamları tarafından tutuklanmasının hangi koşullarda gerçekleştiğinden bahseden tartışmalı bir haberde ortaya çıktı.

Africa Confidential haberinde, Muhammed el-Menseli'nin geçtiğimiz yıl aralık ayında Washington'da Dışişleri, Adalet ve Hazine bakanlıkları yetkilileriyle bir araya geldiğini ve Muammer Kaddafi rejimi tarafından ABD’deki gizli hesaplara kaçırılan paraları Libya'nın geri alma niyetini kendilerine bildirdiğini aktardı. Habere göre Menseli bundan sadece birkaç hafta sonra 7 Ocak'ta izinsiz eylemlerde bulunduğu ve çifte vatandaşlığa sahip olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Libya’nın fonları onlarca yıldır dondurulmuş durumda

Libya'nın yurtdışında dondurulan fonları, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkenin karşı karşıya kaldığı en çetrefilli konulardan biri. Zira o tarihten bu yana göreve gelen hiçbir hükümet bu dosyayı yerinden oynatmayı başaramadı. Libya’nın yurtdışındaki fonları, 17 Şubat 2011'deki halk ayaklanmasını bastırmakla suçlanmasının ardından Kaddafi rejimine yaptırım uygulanmasını öngören 1973 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı kapsamında dondurulmuştu.

Libya’nın dondurulmuş fonları, eski rejimin yurtdışında doğrudan veya dolaylı olarak sahip olduğu tüm finansal varlıkları, fonları ve ekonomik kaynakları kapsıyor. Resmi verilere göre yurt dışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş fonlar, varlıklar ve tahviller de dahil olmak üzere 200 milyar dolar tutarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu fonların yüzde 37’si Avrupa’da, yüzde 33’ü Kuzey Amerika’da, yüzde 23’ü Afrika’da, yüzde 6’sı Ortadoğu’da ve yüzde 1’i Güney Amerika bulunuyor.

Devasa yatırımlar

Dondurulan fonlar arasında şimdiki adı Libya Yatırım Otoritesi olan Libya Yatırım Fonu'na ait yatırımlar da yer alıyor. Libya'nın egemen varlık fonu, ülkenin fazla petrol gelirlerini yönetmek ve yatırım yapmak için 2006 yılında kuruldu. Kaddafi döneminde 100 milyar dolardan fazla kaynak tahsis edilen fon, tarım, emlak, finans, petrol ve gaz gibi çeşitli alanlardaki yatırımları yönetiyor ve gelirlerinin milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bazı ülkeler geçtiğimiz yıllar boyunca, Libya'nın dondurulmuş fonlarına, bu fonlardan faydalanmak amacıyla göz dikti. Bazıları yasadışı yollardan ve Libya'ya karşı tazminat davaları açarak bu fonları elde etmeye çalıştı, ancak tüm bu girişimler başarısız oldu.

LIA Direktörü Ali Mahmud Reuters'a yaptığı açıklamada, LIA’nın 70 milyar dolarlık fonlarının aktif yönetiminin on yılı aşkın bir süre sonra ilk kez BMGK tarafından bu yılın sonlarına kadar onaylanmasını beklediğini söyledi. Mahmud, LIA'nın mart ayında sunduğu yatırım planının kasım ya da aralık ayında BMGK tarafından onaylanacağından emin olduğunu da sözlerine ekledi.

LIA’nın dört bölümden oluşan planının ilk bölümünün oldukça basit olduğunu belirten Mahmud, bu bölümde fonların dondurulduğu yıllar boyunca biriken fonların tahvil ödemeleri olarak yeniden yatırılmasının planladığını ifade etti.

Birçok hedef

Bingazi Üniversitesi'nde ekonomi ve siyaset bilimi profesörü olan Ali Cuma, UBH’nin bu olası anlaşmayla sadece bir değil, birkaç hedefe ulaşmayı amaçladığını düşünüyor.

Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin Libya'nın yurtdışındaki fonlarının kontrolünü yeniden ele geçirme çabasının öncelikle ekonomik sıkıntısını çözmeyi ya da hafifletmeyi amaçladığını, zira hükümetin şu anda TM başta olmak üzere çeşitli taraflarca kendisine dayatılan iç siyasi ve mali baskı nedeniyle kamu harcamalarını karşılayamadığını söyledi.

Prof. Cuma, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Bu teklif aynı zamanda ABD ve pragmatik tutumlarıyla tanınan yeni başkanı Donald Trump ile ilişkileri geliştirmeyi ve Libya'nın doğu kampının son haftalarda nispeten başarılı olduğu Washington'a karşı üstünlük sağlama çabalarının önünü kesmeyi amaçlıyor.”

Ancak birçok tarafın bu sızıntıları mali kazançlar karşılığında ulusal egemenliğin bir kısmının teslim edilmesi olarak istismar etmeye çalışacağı için anlaşmanın Dibeybe ve UBH üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyaran Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin bu hamlesinin, dondurulmuş fonların geri alınması ile ulusal egemenliğin korunması arasında bir denge kurma becerisi açısından gerçek bir sınav niteliği taşıdığını, fakat mevcut aşamada bu iki zıt kutbu bir araya getirmenin oldukça zor olduğunu vurguladı.