ABD ordusunun Körfez ülkelerindeki bütün askeri kampları

Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD devriyesi (Reuters)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD devriyesi (Reuters)
TT

ABD ordusunun Körfez ülkelerindeki bütün askeri kampları

Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD devriyesi (Reuters)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD devriyesi (Reuters)

1991 Körfez Savaşı’ndan beri Ortadoğu ve Arap Körfezi’ne asker konuşlandıran Amerika Birleşik Devletleri’nin bu önemli bölgedeki askeri varlığı, diğer bölgelere nazaran çok büyük.
Washington ile Tahran arasında tırmanan gerilim ve Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına yönelik tehditten sonra ABD bölgeye peş peşe askeri kuvvet gönderdi. Bu donanmanın içinde B-52 bombardıman uçağı ve Abraham Lincoln uçak gemisi de yer aldı. 

Abraham Lincoln uçak gemisi 10 Mayıs’ta Süveyş Kanalı’nı geçerken / Fotoğraf: ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)​
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)

Sorumlu olduğu bölgelerde müttefikleriyle birlikte askeri faaliyetlerini yürüten CENTCOM, Amerika’nın çıkarlarını korumak ve bölgedeki istikrarı sağlamak için takviye kuvvetlerini gönderdi.
CENTCOM’un sorumluluk alanı, Ortadoğu, Orta ve Güney Asya'daki 20 ülkeyi kapsıyor. Bunun yanında aralarında Hürmüz Boğazı, Babül Mendep ve Süveyş Kanalı’nın olduğu stratejik sularda da kontrolünü sürdürüyor.
Merkeze ait bu karargahlarda en özel Amerikan birimleri ve onların üsleri görev yapıyor. 

Kuveyt’teki Arifcan Kampı / Fotoğraf: Vikipedi
En çok ABD askeri Kuveyt’te

Körfez’de en çok ABD’liyi misafir eden ülke olan Kuveyt’te Amerikan askerlerinin sayısı 15 bini geçiyor. Batıdaki Doha Kampı ve Arifcan askeri kampında ABD 3. Piyade Tümeni göre yapıyor.  
Bu askeri kamplarda toplamda 2200 mayına dayanıklı askeri araç, C-17 askeri kargo uçağı ve insansız stantlara iniş yapabilen C-130 uçağı bulunuyor.
Beşinci Filo
ABD donanmasına ait 5. Filonun karargahına Bahreyn ev sahipliği yapıyor. Filonun görevi denizlerdeki kontrolü sağlamak ve Körfez’deki su yollarını güvende tutmak.
Hürmüz, Babül Mendep ve Süveyş gibi dünyanın en önemli petrol damarlılarının kontrolü de yine buradaki karargahtan yapılıyor. Halife bin Selman Limanı’nın stratejik yakın olması da ABD uçak gemilerinin karşılanmasında büyük avantaj sağlıyor.
Bahreyn’deki Şeyh İsa Kampında görev yapan ABD askerlerinin sayısı 7 bini aşmış durumda. Yine bu kampta F-16, F/A-18 savaş uçakları ve P-3 denizaltı gözetleme uçakları bulunuyor. 

Katar’daki El Adid Hava Üssü / Fotoğraf: Vikipedi
ABD toprakları dışındaki en büyük hava üssü

Öte yandan ABD’nin Katar’da inşa ettiği Körfez’deki en önemli kamp olan El Adid Hava Üssü, ABD’nin ülke dışındaki en büyük hava üssü olarak biliniyor.
Kampta ABD Merkez Komutanlığının yanı sıra, Hava Kuvvetleri Merkez Komutanlığı, Özel Operasyonlar Merkezi Komutanlığı, Hava ve Uzay Operasyonları Ortak Merkezi, 379. Piyade Misyonu görev yapıyor. Hava üssündeki ABD askerlerinin sayısı ise yaklaşık 10 bin.
El Adid’de 120’den fazla savaş uçağı bulunuyor. Bunların içinde B-1, B-52 gibi nükleer füze taşıma kapasitesine sahip bombardıman uçakları gerek havadan gerekse denizden operasyonlara katılmak için hazırda bekliyor. Yakıt ikmali uçaklarına ek olarak geniş bir mühimmat deposu bulunuyor.

“KC-10” yakıt ikmal uçağı “F35-A Lightning 2” savaş uçağına yakıt aktarıyor / Fotoğraf: CENTCOM​
Zafra Hava Üssü: Tam kapasiteli savaş uçakları

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de bulunan ABD’ye ait Zafra Hava Üssü savaş uçaklarının merkezi olarak adlandırılıyor. 
Bunlardan biri olan F-22 Raptor savaş uçağı, radarları bozarak düşman hava sahasında sızabilme, casus operasyonu, ağır füze taşıma ve fırlatma gibi özelliklere sahip. 
Yine bu kampta bulunan F-35 uçakları da havadan ve karadan operasyonlara katılıyor.
Yüksek irtifa yapabilen RQ-4 Global Hawk, erken uyarı ve hava komutu için geliştirilen E-3 Sentry, Dragon Lady lakaplı hava gözlem uçağı U-2, yakıt ikmal uçağı KC-10, gelişmiş önleyici füze ve radar sistemine sahip Patriot savunma sistemi de Zafra Hava Üssü’nde göreve hazır bekliyor. BAE’de çoğu Zafra Hava Üssü’nde olmak üzere 5 bin ABD askeri bulunuyor. 

Foto4: F-15C savaş uçağı Suriye üzerinde / Fotoğraf: CENTCOM 
Birçok ülkeyle askeri ittifak

Umman, geçtiğimiz mart ayında Selale ve Dakam kentlerindeki Körfez’e bakan limanları ABD’nin kullanmasına olanak sağlayan anlaşmayı onayladı. Özellikle Hürmüz Boğazı’nı kapsadığı için bu hamle ABD’nin bölgedeki varlığını daha da kuvvetlendirdi. Yine Umman havaalanlarını kullanması için ABD’ye gerekli izinleri sağladı.
Irak’ta ise Aynel Esed Hava Üssü’nde 5 bin ABD askeri görev yapıyor. Ürdün’deki Sulti Hava Üssü’nde de ABD askerlerinin varlığı sürüyor. 
Washington, Mısır'da askeri varlığını sürdürmezken, bunun yerine ABD dışındaki en büyük savunma birimi olan üçüncü deniz tıbbi araştırma birimini Kahire’ye kurdu.
* Independent Arabia'dan Eliana Dager'in yazısı



Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
TT

Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)

Hizbullah, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi nedeniyle, silahların devletin elinde toplanması için önerilen herhangi bir takvimi reddederek Lübnan devletinin otoritesine meydan okudu. Bu olay, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın başkanlık ettiği ve silahların devletin tekelinde olması konusunun görüşüldüğü Bakanlar Kurulu toplantısıyla aynı zamana denk geldi.

Bakanlar Kurulu dün bu konuyu dört saat boyunca görüştü. Lübnan ordusuna, bu yılın sonuna kadar silahların tamamen resmi güvenlik kurumlarının elinde toplanması için bir uygulama planı hazırlaması talimatı verildi ve bu planın ağustos ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu'na sunulması istendi. Başbakan Nevvaf Selam'ın açıklamasına göre, ‘silahların tek elden kontrolü’ konusu oturumda tam olarak tartışılmadı; yarınki (perşembe) oturumda görüşülmeye devam edecek.

Hizbullah, hükümetin takvim belirleme çabalarına iki yönlü bir tepki gösterdi. İlki, güney banliyölerinde onlarca gencin motosikletlerle yürüyüşler düzenlemesi şeklinde sokaklarda yaşandı. İkincisi ise siyasi alanda, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın Lübnan devleti ile İsrail arasında 27 Kasım'da imzalanan ateşkes anlaşması dışında herhangi bir yeni anlaşmayı kabul etmeyi reddetmesiyle ortaya çıktı. Kasım, “Silahlarımızı çekmeye niyetimiz yok” dedi ve ‘ulusal güvenlik ve savunma stratejisi hakkında ulusal bir tartışma’ çağrısında bulundu. Kasım ayrıca, İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş başlatması halinde füzelerle saldırı tehdidinde bulundu.

Kasım, Lübnan hükümetine şu soruyu yöneltti: “Bakanlar Kurulu bildirisinin üçüncü maddesine göre, direnişi bırakıp İsrail'e teslim olmak ve silahları teslim etmek egemenliği korumak mıdır?”

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlar Kurulu bildirisi saldırganları caydırmaktan bahsediyor, ama Lübnan'ı felaketten kurtaracak devlet nerede? Sınırları ve hudutları kim savunacak? Eğer bunu yapamayacağınızı söylüyorsanız, o zaman bu yeteneği koruyalım ve geliştirelim.”

Hizbullah’ın ‘üç başkanla (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı) iş birliğini sürdürmeye kararlı olduğunu, tartışma, anlayış ve iş birliğine önem verdiklerini’ vurgulayan Kasım, “Kimsenin bize emir vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.