Reina saldırganı Masharipov’un eşi tahliye edildi

Abdulkadir Masharipov (Şarku’l Avsat)
Abdulkadir Masharipov (Şarku’l Avsat)
TT

Reina saldırganı Masharipov’un eşi tahliye edildi

Abdulkadir Masharipov (Şarku’l Avsat)
Abdulkadir Masharipov (Şarku’l Avsat)

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'da 2017’de yılbaşı gecesi saldırı düzenleyen Abdulkadir Masharipov’un eşi Zarina Nurullayeva ve birlikte yaşadığı Tene Traore’nin yurt dışına çıkış yasağını içeren adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Reina'da 2017 yılbaşı gecesi düzenlenen, 39 kişinin hayatını kaybettiği ve 69 kişinin de yaralandığı terör saldırısına ilişkin dava dün görülürken, duruşmaya aralarında Abdulkadir Masharipov’un da bulunduğu 19 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Söz konusu saldırı ile ilgili hazırlanan iddianamede, saldırıyı gerçekleştirdiği belirtilen Abdulkadir Masharipov hakkında 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile bin 555 yıldan 2 bin 397 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep ediliyor.
Masharipov, 16 Ocak 2017 gecesi düzenlenen operasyonla İstanbul Esenyurt'ta bir sitede Iraklı bir erkek ve terör saldırısı düzenlemesi nedeniyle DEAŞ tarafından kendisine ödül olarak gönderildiği iddia edilen Somali, Senegal ve Mısır vatandaşı 3 kadınla birlikte yakalanmıştı.
Terör saldırısının ardından iki hafta saklanmayı başaran Masharipov, Suriye'nin kuzeyindeki bir DEAŞ liderinden saldırı emri aldığını ve Telegram uygulaması ile ona gece kulübünün içinden resim ve videolar gönderdiğini itiraf etmişti.
DEAŞ terör örgütü de Reina saldırısını üstlenmişti.
Türkiye'den Yunanistan'a DHKP-C davasında beraat tepkisi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan mahkemesinin, Kasım 2017'de yakalanan DHKP-C ile bağlantılı 9 kişinin ‘terör örgütü üyesi olmak’ suçlamasından beraatine karar vermesine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Aksoy, Türkiye’nin Yunanistan'ın terör örgütleri bakımından güvenli bir sığınak haline dönüştüğünü endişeyle gözlemlediğini dile getirerek, “Bu örgütlere Yunanistan'da uluslararası terörizmle mücadele taahhütlerine aykırı biçimde gösterilen sempati, hoşgörü ve yardım kabul edilemez” diye konuştu.
Sözcü Aksoy, "Sayın Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunma yolundaki ciddi emareler üzerine, Yunan polisi tarafından 2017 yılında yakalanan, haklarında Türkiye'de de yakalama kararı bulunması çerçevesinde iadesini talep ettiğimiz 9 DHKP/C mensubuna yönelik bugün verilen beraat kararı, bu terör unsurlarının neden Yunanistan'da yuvalandıklarını da ortaya koymaktadır" yorumunda bulundu.
Aksoy, “Yunan mahkemesinin aldığı bu karar, Avrupa'da terörizmle mücadele çabalarını da açıkça sekteye uğratmıştır” diyerek, kararın aynı zamanda Avrupa’nın terörle mücadele çabalarıyla tutarlı olmadığını da ifade etti.
Atina Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararları
Atina Ağır Ceza Mahkemesi, 2017'de yakalanan 9 DHKP-C'linin 'terör örgütü üyeliği' ile 'silah ve patlayıcı bulundurmak' suçlarından beraatine karar vermiş, 6 sanık 'hafif silah ve maytap bulundurmak' ve 'sahte evrak' suçlarından 2 yıl 7 ay hapis ve para cezasına çarptırmıştı.
2013'teki AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı saldırılarının faili olan Hasan Biber'in cezası ise para cezasına çevrilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2017'deki Atina ziyaretinde saldırı hazırlığı içinde oldukları belirtilen 9 sanık, Yunan polisi tarafından 2017 yılının Kasım ayında gelen bir ihbar üzerine, Atina'nın üç ayrı semtinde düzenlenen baskınlar ile gözaltına alınmıştı.
Evlere yapılan baskınlarda çok sayıda silah, patlayıcı madde ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ait sahte kimlikler ele geçirildiği de bildirilmişti.
Yunan medyasında yer alan haberlere göre yetkililer, terör örgütünün Cumhurbaşkanı’na Atina ziyareti sırasında saldırı düzenleme hazırlığı içinde olduğuna ilişkin kanıtlar bulmuştu.
Türkiye, Yunanistan'dan şüphelileri teslim etmesini istemiş ancak Yunan yargısı reddetmişti.



Hamaney, onlarca yıllık mücadelenin ardından en zorlu sınavıyla karşı karşıya

İran Dini Lideri Ali Hamaney, 21 Mart 2025 tarihinde Tahran'da düzenlenen bir mitinge katıldı. (Reuters)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, 21 Mart 2025 tarihinde Tahran'da düzenlenen bir mitinge katıldı. (Reuters)
TT

Hamaney, onlarca yıllık mücadelenin ardından en zorlu sınavıyla karşı karşıya

İran Dini Lideri Ali Hamaney, 21 Mart 2025 tarihinde Tahran'da düzenlenen bir mitinge katıldı. (Reuters)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, 21 Mart 2025 tarihinde Tahran'da düzenlenen bir mitinge katıldı. (Reuters)

İran Dini Lideri Ali Hamaney son otuz yılda bir dizi zorluğun üstesinden geldi, ancak İsrail'in benzeri görülmemiş saldırıları İran rejiminin bekası ve kişisel güvenliği açısından en ciddi kriz olabilir.

İlk liderin (Humeyni) 1989'daki ölümünden sonra yerine geçen Hamaney, İran'ı ağır yaptırımlar ve dünyayla neredeyse sürekli gerginlik içinde yönetti. En son 2022-2023'teki ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ hareketi olmak üzere şiddetli baskıyla karşılanan protestolarla karşı karşıya kaldı.

86 yaşındaki Hamaney'in halefliği meselesi İran'da zaten masadaydı, ancak mevcut zor koşullar altında şimdi vereceği kararlar, 1979'da Şah'ı deviren devrimden bu yana temel direği olduğu iktidarın geleceği üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacak.

sd
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'ın güneyinde Humeyni’nin ölümü anısına düzenlenen törende bir konuşma yapıyor. (İran Dini Lideri’nin internet sitesi)

Üst düzey bir ABD'li yetkili pazar günü Başkan Donald Trump'ın kendisine yönelik bir İsrail suikast planına karşı çıktığını açıklarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün İran Dini Lideri’ne suikast düzenlenmesinin ‘çatışmaya son vereceğini’ söyledi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, “İran diktatörünü nerede olursa olsun vuracağız” dedi.

‘Kendi yarattığı bir ikilem’

İsrail'in başta Genelkurmay Başkanı ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı olmak üzere İran'ın kilit isimlerini öldürmedeki başarısı, İsrail istihbaratının İranlı liderleri takip etme kabiliyetini ortaya koyarken, Netanyahu'nun Hamaney'in öldürülmesi emrini gerçekten verip veremeyeceğine dair soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

Göreve geldiğinden bu yana İran'dan ayrılmayan İran Dini Lideri, sıkı güvenlik önlemleri ve tam bir gizlilikle kuşatılmış durumda. Hamaney, 1989 yılında İran Cumhurbaşkanı iken Kuzey Kore'yi ziyaret etmişti.

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda araştırmacı olan Kerim Seccadpur, Hamaney'in ‘kendi yarattığı bir ikilemle’ karşı karşıya olduğunu ve ‘İran'ı ileri teknolojik bir savaşta yönetecek fiziksel ve bilişsel kavrayıştan’ yoksun olduğunu söyledi.

Seccadpur, “İsrail'e verilecek yanıt zayıf olursa otoritesini daha da zayıflatır, güçlü olursa da kendisinin ve rejiminin yaşayabilirliğini daha da tehlikeye atabilir” dedi.

‘Yanlış bir hesaplama’

Hamaney, ABD ve İsrail'le çatışma söylemini sürdürürken, İran'ın Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgesel vekil güçlerini desteklemeye devam ederek İran'ı düşmanlarıyla doğrudan bir çatışmadan uzak tuttu.

sfrgt
İran Dini Lideri Ali Hamaney (Reuters)

Ancak son gelişmeler bu stratejinin sonuna gelindiğini gösteriyor.

ABD merkezli United Against a Nuclear Iran (UANI) adlı kuruluşun politika direktörü Jason Brodsky, Hamaney'in ‘1989'da liderliği devraldığından beri çatışmaları İran sınırlarından uzak tutmaya alışkın olduğunu’ söyledi. Brodsky, “Bu yüzden Hamaney ciddi bir yanlış hesaplama yaptı” ifadesini kullandı.

Brodsky, mevcut duruma en yakın benzetmenin 1980'lerin başında İran'da yaşanan ve muhalif gruplara atfedilen huzursuzluk olduğunu, bir dizi lidere yönelik saldırıların 1981'de cumhurbaşkanının öldürülmesi ve Hamaney'e yönelik bir suikast girişimiyle sonuçlandığını söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Brodsky, “Bu durum Hamaney için kesinlikle bir öğrenme deneyimi olacak” dedi.

sdfer
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'ın güneyinde Humeyni’nin ölümü anısına düzenlenen törende bir konuşma yapıyor. (İran Dini Lideri’nin internet sitesi)

Brodsky sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün tanık olduğumuz şey tamamen farklı bir boyutta ve Tahran'ın kapasitesini tamamen aşmakla tehdit eden bir hızda gerçekleşiyor.”

İsrail'in perşembe gecesi gerçekleştirdiği saldırıların boyutu İran yönetimini şaşırttı. Zira bu saldırılar, Tahran'ın nükleer programı hakkında İran-ABD arasında yapılması planlanan yeni müzakerelerin bir gün öncesinde ve ülkenin kötüleşen ekonomik durum nedeniyle yeni protesto gösterilerine karşı teyakkuzda olduğu bir zamanda gerçekleşti.

“Yapmamız gerekeni yapıyoruz”

Netanyahu Fox News'e verdiği demeçte, İsrail saldırılarının ‘rejim değişikliğine’ yol açabileceğini ima ederken aynı zamanda bunu yapması gerekenin İran halkı olduğunu vurguladı.

frgthy
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade geçen yıl Hamaney'e Fettah 2 hipersonik füzesinin bileşenlerini açıklarken (Arşiv – İran Dini Lideri’nin internet sitesi)

Netanyahu, “Sonuç kesinlikle bu olabilir, çünkü İran rejimi çok zayıf… Halkın yüzde 80'i alçakları kovacaktır” şeklinde konuştu.

İsrail Başbakanı, Hamaney'i öldürmek için gerçekten de Washington'un karşı çıktığı bir İsrail planı olup olmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Yapmamız gerekeni yapıyoruz, yapmamız gerekeni yapacağız ve bence ABD bunun kendisi için iyi olduğunu biliyor.”

tyu7ı8
İran Dini Lideri Ali Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump ile müzakere etmenin ‘onursuzluk’ olduğunu söyledi. (Reuters)

İran dışındaki bazı Farsça yayın yapan televizyon kanalları Hamaney karşıtı sloganlar atan grupların görüntülerini yayınlamış olsalar da şu ana kadar kitlesel protestolara dair herhangi bir haber gelmedi.

Washington Enstitüsü'nde araştırmacı olan Holly Dagres, “Gerçek şu ki, saldırılar mevcut gerilimleri körükledi ve pek çok İranlı rejimin gitmesini istedi. Ancak çoğu kişi bunu başarmanın bedelinin kan dökülmesi ve savaş olmasını istemiyor… Bu kilit bir nokta” ifadelerini kullandı.