Çin, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlara karşı çıkıyor

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile Pekin’de bir araya geldi. (AFP)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile Pekin’de bir araya geldi. (AFP)
TT

Çin, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlara karşı çıkıyor

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile Pekin’de bir araya geldi. (AFP)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile Pekin’de bir araya geldi. (AFP)

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İranlı Mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ile dün Pekin’de bir araya geldi. Wang Yi, Cevad Zarif’e Çin’in ABD’nin İran’a uyguladığı tek taraflı yaptırımlara şiddetle karşı çıktığını iletti.
Reuters’in aktardığı Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Wang Yi, Zarif ile yaptığı toplantının ardından Çin’in meşru haklarını koruması noktasında İran’a destek verdiğini ve Tahran’ın durumunu anladığını söyledi.
İkili arasındaki toplantı, Tahran ile Washington arasındaki sert atışmadan günler sonra gerçekleşti. ABD, İran’a uyguladığı yaptırımları sertleştirmiş ve İran’ın Ortadoğu’daki güçlerini ve çıkarlarını tehdit ettiğini gerekçe göstererek bölgedeki askeri varlığını artırmıştı. Geçen hafta ise İran,  2015 yılında nükleer anlaşmanın altına imzasını atan 5 ülkeye anlaşmadaki bazı yükümlülükleri azaltacağını bildirmişti.
Wang Yi ile yaptığı toplantı öncesinde açıklamalarda bulunan Cevad Zarif uluslararası topluma ve İran dostlarına nükleer anlaşmanın kurtarılması için somut adımlar atmaları çağrısında bulunurken Washington ile artan gerilimin ardından oluşan tehlikeli durum hakkında da uyardı.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre Cevad Zarif, İran Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanan görüntülü açıklamasında Çinli yetkililerle ikili ilişkiler ile bölgede büyük tehlike arz eden konuları görüşeceğini belirtti.
ABD, bölgedeki askeri varlığını artırırken ABD’li yetkililer bu adımla İran’ın geleneksel küçük teknelerle füze taşıdığını gösteren fotoğraflara yanıt verildiğini belirtiyor.
ABD çarşamba günü yaptığı açıklamada Irak’taki acil görevliler dışında tüm personelin ülkeden çekilmesi talimatını vermiş ve İran’la bağlantılı olan bazı grupların tehdit oluşturduğuna dikkat çekmişti.
Cevad Zarif, ABD Başkanı Donald Trump’ın iki ülke arasında artan gerginliğe son verilmesi için diyalog kurulması teklifini kabul etmedi.
Zarif, İran Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:
“İran normal düzeyde ekonomik ilişkiler kurabilmeli. Eğer uluslararası toplum ve anlaşmayı imzalayan diğer devletler, Çin ve Rusya gibi bu anlaşmayı korumak istiyorsa atılacak somut adımlarla birlikte İranlıların anlaşmada belirtilen kazanımlardan faydalanmasından emin olunması gerekiyor.”
İran 2015 yılında nükleer programında kısıntıya gitmesi karşılığında kendisine uygulanan yaptırımların hafifletilmesi için Çin, ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya ile “Kapsamlı ortak çalışma planı” ismiyle bilinen bir nükleer anlaşma imzalamış ancak Trump, 2018’in mayıs ayında bu anlaşmadan çekilmiş ve İran’a yeniden ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.
AFP’nin aktardığına göre Zarif konuya dair yaptığı açıklamada “Şu ana kadar uluslararası toplum karar almak yerine açıklama yapmakla yetindi” ifadesini kullandı.
Zarif geçen hafta yaptığı açıklamada da Rusya ve Çin’in İran’ı desteklediğini ve nükleer anlaşmanın korunması konusunda kendilerine yardım ettiğini belirtmiş, anlaşmaya taraf diğer ülkeleri İran’ı yalnız bırakmakla itham etmişti.
Zarif, İran petrolünün en büyük ithalatçılarından biri olan Pekin ziyaretinden önce Türkmenistan, Hindistan ve Japonya’da da temaslarda bulunmuştu.
İran, Trump yönetiminin uyguladığı “azami baskı” politikası karşısında petrolünü özellikle de Çin gibi büyük müşterilerine ihraç etmeyi sürdürmek istiyor. ABD’nin bu politikasının verdiği zararları karşılamak için belirli çözüm arayışları içerisinde olduğunu gizlemiyor.
Trump bir süre önce, mayıs ayının başıyla birlikte İran petrolünün ithal edilmesi konusunda 8 ülkeye (Çin, Hindistan, Türkiye, Japonya, Güney Kore, Tayvan, İtalya, Yunanistan) verilen muafiyetin sona erdiğini duyurmuştu.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Çarşamba günü yaptığı açıklamada nükleer anlaşmayı imzalayan ülkelerin önümüzdeki 60 gün içerisinde ABD’nin ülkeye uyguladığı yaptırımların etkisinin hafifletilmesi konusunda bir çözüme ulaşamaması durumunda verdiği diğer taahhütlerin uygulanmasını askıya alma tehdidinde bulunmuştu. Bu tehdit, Avrupa Birliği (AB) tarafından sert bir dille reddedildi.
Alman Haber Ajansı’nın aktardığına göre Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Helsinki’de AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının gerçekleştirdiği toplantıda konuyu gündeme getirmişti. Maas, Rus Mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede de “Rusya nükleer anlaşmadaki ortaklardan biri. İran’ı anlaşma içerisinde tutmak için belirli katkılar sunabilir” ifadelerini kullanmıştı.



Mali’de isyancılar ülkeyi yakıt ablukasına aldı

Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)
Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)
TT

Mali’de isyancılar ülkeyi yakıt ablukasına aldı

Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)
Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)

El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el-İslam vel-Müsliminin (CNIM) örgütünün saldırıları nedeniyle Mali'deki yakıt kıtlığı sürüyor. 

BBC'nin analizinde, CNIM'nin yıllardır süren isyanını ekonomik savaşa çevirecek şekilde genişlettiğine dikkat çekiliyor. 

Militanların başkent Bamako'ya giden 100'den fazla kamyonu ateşe verdiği ve sürücüleri kaçırdığı aktarılıyor. 

Saldırılar nedeniyle milyonlarca Malilinin günlük hayatı altüst oldu. Okulların ve üniversitelerin kapandığı, gıda fiyatlarının yükseldiği, hastanelerin elektrik kesintileriyle boğuştuğu belirtiliyor. 

Bamako'daki bir benzin istasyonunda bekleyen taksi şoförü Sidi Djiré, "4 gündür buradayım, hâlâ yakıt alamadım" diyor. 

Haberde, birçok taksici ve otobüs şoförünün yakıt almak için benzin istasyonlarında uyumaya başladığı belirtiliyor. Çoğu vatandaşın araç bulamadığı için uzun mesafeleri yürüyerek işe gitmek zorunda kaldığı aktarılıyor. 

Bamako'daki Baco Djicoroni pazarında alışveriş yapan Assitan Diarra gıda fiyatlarının üç katına çıktığını söylüyor:

Şu anda gerçekten zor zamanlar yaşıyoruz. Ama ne yapabiliriz ki? Savaştayız. Allah ülkemize huzur ve barış getirsin.

Esnaflar da nakliye maliyetlerinin artması nedeniyle fiyatların yükseldiğini ifade ediyor.

Diğer yandan analizde, ülkedeki kaosun CNIM ve cunta arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandığına dikkat çekiliyor. 

Ordu yönetimi, ayrılıkçı grupların yarattığı güvenlik krizini çözeceğine söz vermesine rağmen CNIM gibi örgütlerle anlaşmaya varamadı. 

Ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde nüfuzunu artıran El Kaide bağlantılı örgüt, vur kaç saldırılarına ek olarak ülkeye yakıt ablukası uygulamaya da başladı. 

Denize kıyısı olmayan Afrika ülkesi, yakıt tedarikini Senegal ve Fildişi Sahili gibi komşu ülkelerden karayoluyla sağlamak durumunda. Ancak CNIM'nin ulaşım, elektrik ve lojistiğin can damarı olan yakıtı keserek "hükümeti savunma pozisyonuna zorladığı" belirtiliyor. 

Bölgede bir süredir nüfuzunu artıran Rusya ise Mali'ye hem askeri hem de lojistik destek sözü vermişti. 

Rusya'dan bir heyet, geçen ay Bamako'da Mali Devlet Başkanı Assimi Goita'yla görüşmüştü. Toplantıların ardından Moskova, ülkeye ayda 200 bin ton yakıt ve tahıl göndermeyi taahhüt etmişti. 

Independent Türkçe, BBC, Reuters


Çin’in nükleer silah biriminde yolsuzluklar: Kapsamlı temizlik yapılıyor

Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)
Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)
TT

Çin’in nükleer silah biriminde yolsuzluklar: Kapsamlı temizlik yapılıyor

Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)
Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)

Çin'in nükleer silahlarından sorumlu Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) Roket Kuvvetleri'nde yolsuzluk gerekçesiyle üst düzey isimler görevden alındı.

Çin Savunma Bakanlığı, 9 üst düzey askeri yetkilinin ve ülkenin ikinci en üst rütbeli generali He Weidong'un Çin Komünist Partisi'nden (ÇKP) ve ordudan ihraç edildiğini geçen ay duyurmuştu. 

Savunma Bakanlığı Sözcüsü Zhang Şiaogang, askeri yetkililerin "ciddi yolsuzluğa" karıştığını bildirmişti. 

He Weidong, Politbüro'nun 24 üyesinden biri olduğu gibi, Tayvan'a yönelik operasyonlardan sorumlu Doğu Cephesi Komutanlığı'nın eski direktörüydü.

New York Times'ın (NYT) analizinde, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne 2023'ten beri yolsuzluk suçlamaları yöneltildiğine dikkat çekiliyor. 

Çin'in nükleer başlıkları, stratejik ve taktik füzeleri Roket Kuvvetleri'ne bağlı geliştiriliyor. Bu birim, sesten 5 kat daha hızlı gidebilen ve seyir halindeyken şekil değiştirdiği öne sürülen bir füze de tasarlamıştı.

Bazı uzmanlar, ordudaki en büyük bütçelerden birinin Roket Kuvvetleri'ne ayrıldığını, bu yüzden birimin yolsuzluğa açık olduğunu söylüyor. 

Analizde, Çin'in nükleer gücünü hızla artırmayı hedeflediği ancak Roket Kuvvetleri'ndeki "kapsamlı temizliğin" bu süreçle ilgili sorunları ortaya koyduğu yazılıyor. 

ÇHKO'nun resmi gazetesinde salı günü yayımlanan makalede, "Yolsuzlukla mücadele ordumuzun kaybetmemesi gereken bir siyasi süreçtir" denmişti.

Şi Cinping'in 2049'a kadar "dünya standartlarında bir ordu" kurma hedefinde önemli rol oynayan Roket Kuvvetleri, Tayvan'ın olası işgalinde de merkezi konumda.  

Amerikan istihbaratına göre Şi, 2027'ye kadar ordunun Tayvan'ı ele geçirecek seviyeye gelmesini planlıyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda. 

Independent Türkçe, New York Times, The Diplomat


Venezuela, ABD’ye karşı “gerilla savaşına” hazırlanıyor

USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)
USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)
TT

Venezuela, ABD’ye karşı “gerilla savaşına” hazırlanıyor

USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)
USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)

ABD'nin "uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele" gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un Venezuela açıklarına ulaşmasıyla iki ülke arasındaki gerginlik iyice tırmandı. 

CNN'in aktardığına göre savaş gemisine 9 hava filosu, güdümlü füze destroyerleri USS Bainbridge ve USS Mahan'ın yanı sıra füze savunma komuta gemisi USS Winston S. Churchill ve 4 binden fazla piyade eşlik ediyor.  

Venezuela Savunma Bakan Vladimir Padrino Lopez, ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağını "emperyalist tehdit" diye niteleyerek ülkede 200 bin askerin seferber edildiğini duyurdu. 

Seferberliğin iki gün sürmesi, daha sonra duruma göre yeni bir plana geçilmesi öngörülüyor. 

Reuters'ın aktardığına göre Karakas yönetimi, olası ABD işgaline karşı "gerilla savaşına" hazırlanıyor. Britanyalı haber ajansının incelediği belgelerde, 280'den fazla noktada oluşturulacak küçük askeri birimlerin koordineli sabotaj eylemleri düzenleyeceği belirtiliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan bir kaynak, Venezuela yönetiminin "sokaklarda anarşi yaratarak ülkeyi yabancı güçler için yönetilemez hale getirmeyi" planladığını savunuyor. Bu kapsamda silahlı milislerin ve istihbarat servislerinin sahaya sürüleceği aktarılıyor. 

Diğer yandan Venezuela ordusunun, ABD birlikleri karşısında dezavantajlı kalacağına dikkat çekiliyor. Hükümete yakın yetkililerden biri "Konvansiyonel savaşta iki saat bile dayanamayız" diyor. Başka bir kaynak da resmi açıklamaların aksine ülkenin böyle bir savaşa hazır olmadığını söylüyor.

Analizde, Venezuela lideri Nicolas Maduro'nun selefi Hugo Chavez'in izinden giderek subayları bakan veya devlete ait şirketlere yönetici olarak atadığına dikkat çekiliyor. 

Ordunun sadakatine sahip olsa bile Maduro yönetiminin askerlere düşük maaş ödediğine, Venezuela ordusunun cephaneliğinin çoğunun Rus yapımı eski silahlardan oluştuğuna işaret ediliyor. Dolayısıyla herhangi bir sıcak çatışmada askerlerin firar edebileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

Maduro, Venezuela'yı savunmak için 8 milyon sivile silah eğitimi verildiğini açıklamıştı. Ancak kaynaklar, sokaklarda anarşi yaratma senaryosunda tahminen 5 bin ila 7 bin kişinin görevlendirilebileceğini savunuyor. 

Gerilla tarzı "direniş savaşı" içinse yaklaşık 60 bin kişilik ordu ve ulusal muhafız birliğinin görevlendireceği aktarılıyor. 

Rus menşeli "Igla-S" tipi kısa menzilli uçaksavar füzelerinin stratejik hava savunma sahalarına konuşlandırıldığı belirtiliyor. Venezuela ordusunun elinde bu füzelerden yaklaşık 5 bin tane var.  

Kremlin, Washington ve Karakas yönetimlerine itidal çağrısı yapmış ancak ABD'nin saldırıya geçmesi halinde Venezuela'ya destek vereceklerini duyurmuştu. 

Güvenlik analisti Andrey Serbin Pont, Venezuela'nın "kaos yoluyla caydırıcılık" mesajı vermek istediğini söylüyor. Maduro rejiminin yıkılması ve olası geçiş sürecinde bu silahların gerilla ve paramiliterlerin eline geçebileceğini, bunun da ülkede şiddet ve istikrarsızlığı körükleyebileceğini belirtiyor. 

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. 

Eylülün başından bu yana bölgede en az 19 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 76'dan fazla kişiyi öldürdü. 

Beyaz Saray, Maduro yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını savunurken, Venezuela iddiaları reddediyor ve ABD'nin ülkede darbe planladığını öne sürüyor. Trump, CIA'e ülkede operasyon talimatı verdiğini de geçen ay duyurmuştu.

Independent Türkçe, Reuters, CNN, Wall Street Journal