USS Abraham Lincoln Iraklıların zihninde savaş hatıralarını uyandırdı

USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz grubu Süveyş kanalından Körfez’e giderken (AP-Arşiv)
USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz grubu Süveyş kanalından Körfez’e giderken (AP-Arşiv)
TT

USS Abraham Lincoln Iraklıların zihninde savaş hatıralarını uyandırdı

USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz grubu Süveyş kanalından Körfez’e giderken (AP-Arşiv)
USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz grubu Süveyş kanalından Körfez’e giderken (AP-Arşiv)

DEAŞ terör örgütüne karşı yürütülen kanlı savaştan kısa bir süre önce çıkan Iraklılar, Washington ile Tahran arasındaki artan gerginliğin ardından ‘yine mi savaş?’ diye soruyor?
Ramazan ayında Bağdat’ta akşam ezanı okunurken herkes iftar için evlerine koşuyor ve sokaklar bomboş kalıyor.
Taksi şoförü Ebu Hamudi, "Şehir savaş günlerindeymiş gibi boş" dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Irak'ın başkenti Bağdat’ta görevli acil durum personeli dışındaki tüm görevlilerin ülkeden ayrılması için talimat vermiş, Bağdat’taki büyükelçilik ve Erbil’de konsolosluklarda verilen vize hizmetlerinin de geçici bir süre için askıya alındığını belirtilmişti.
ABD, İran ile arasında artan gerginliğin ardından, 7'nci Uçak Gemisi Hava Filosu, bir güdümlü füze kruvazörü ve 4 muhrip gemisi bulunan USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz grubu ile 4 nükleer silah kapasiteli B-52 bombardıman uçağını bölgeye göndermişti. Washington, bu sevkiyatın İran tehdidine karşı olduğunu ifade etmişti.
Ebu Hamudi, “USS Lincoln, bölgenin muhtemel bir saldırının eşiğinde olduğu anlamına geliyor. Savaş gemisinin 1991'de Bağdat'ı nasıl bombaladığını tam olarak hatırlıyorum. Korkunç bir geceydi. Hiç kimse bir saldırı beklemiyordu, ama oldu” diyerek endişelerini dile getirdi.
Ebu Hamudi’nin sözünü ettiği, Irak'ın 1990'da Kuveyt'i işgaliyle başlayan krizin ardından, ABD öncülüğündeki koalisyon gücünün Irak'a düzenlediği Çöl Fırtınası harekatıydı.
Bağdat’taki Iraklıların çoğu USS Lincoln'ün belirli bir amaç olmadan hareket etmediğine inanıyor.
Yazar Hüseyin Raşid (45), “1991'de Abraham Lincoln Irak'ı bombalıyordu. Kötü bir hatıramız var” yorumunda bulundu.
Sivil aktivist İsar Cercefci (59) ise ünlü uçak gemisinin psikolojik baskı için değil aksine bir görev için hareket ettiğini söyledi.
Yine de Profesör İsa Abadi gibi mevcut krizin çözüleceğine ilişkin umudunu dile getiren Iraklılar da bulunuyor. Bunlar, savaştaki zaferin ondan kaçınmak olduğunu düşünüyor.



Reuters: Suriye’de Aleviler silah zoruyla tahliye ediliyor

HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
TT

Reuters: Suriye’de Aleviler silah zoruyla tahliye ediliyor

HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)

Suriye'de Aleviler, silah zoruyla evlerinden çıkarıldığını söylüyor.

Reuters'ın haberinde, Heyetu Tahriru'ş Şam'ın (HTŞ) aralıkta yönetimi ele geçirmesinden bu yana yüzlerce Alevinin, güvenlik güçleri tarafından Şam'daki evlerinden zorla çıkarıldığı savunuluyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan iki hükümet yetkilisi, Şam'da çoğunluğu Alevi olmak üzere binlerce kişinin evlerinden atıldığını belirtiyor.

Yetkililer, bu kişilerin çoğunun kamudaki görevleri dolayısıyla devlet tarafından tahsis edilen konutlarda oturduğunu, artık çalışmadıkları için buralarda kalma haklarını kaybettiğini söylüyor.

Şam'ın bir banliyösünde yaşayan ve adının gizli tutulmasını isteyen Alevi bir belediye başkanı, martta 2 bin aileden 250'sinin tahliye edildiğini belirtiyor.

Belediye başkanı, Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından HTŞ tarafından kurulan Genel Güvenlik Servisi'nden (GSS) bir yetkiliyle yaptığı görüşmeyi de anlatıyor. Telefon görüşmesinde, GSS yetkilisinin belediye başkanından bir aile için boş ev bulmasını talep ettiği, kiralık daire olmadığı yanıtını alınca da ona Alevilerden birini evden çıkarmasını söylediği savunuluyor.

Üç üst düzey GSS yetkilisi, Esad rejimiyle bağlantılı olduğu düşünülen kişilere ait mülkleri yönetmek için iki komite kurulduğunu belirtiyor. Komitelerden birinin el koyma işlemlerini, diğerininse şikayetleri değerlendirmeyi üstlendiği aktarılıyor. 

Haberde, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara'nın, tahliyelerden ne ölçüde haberdar olduğuna ya da komiteleri denetleyip denetlemediğine ilişkin net bilgi bulunmadığı yazılıyor.

Şam'ın Alevi mahallelerinden Dahyet el-Esad'da yaşayan 4 çocuk annesi Üm Hüseyin, ocak ayında evine gelen maskeli ve silahlı iki kişinin GSS mensubu olduğunu söylediğini ve mülkü boşaltmaları için kendilerine sadece iki dakika süre tanındığını öne sürüyor.

"Bu evde 22 yıldır yaşıyoruz, tüm birikimimizi buraya yatırdık. Başka yerde kiraya çıkamayız" diyen Hüseyin, ertesi gün dükkanlarına da aynı kişilerce el konduğunu savunuyor.

Alevi Suriyelilerden Refa Mahmud da 20 Şubat'ta 7 silahlı kişinin evine gelerek, 15 yıl önce satın aldıkları mülkü boşaltmamaları halinde kendisini ve ailesini öldürmekle tehdit ettiğini ileri sürüyor.

Reuters, düzenlenen baskınlarda Alevi vatandaşların herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zorla evlerinden çıkarıldığını yazıyor.

Suriye'de Alevi nüfusunun yoğun olduğu Lazkiye ve Tartus'ta martta çatışmalar yaşanmıştı. Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü (SOHR), yaklaşık 1600 kişinin Şam destekli milisler tarafından öldürüldüğünü öne sürmüştü. Bunlardan 600'den fazlasının sivillerden oluştuğu aktarılmıştı. Şara, iddiaları reddederek saldırıları Esad rejimi destekçilerinin düzenlediğini ileri sürmüş, olayla ilgili inceleme başlatıldığını ve tüm sorumluların cezalandırılacağını duyurmuştu.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian