Almanya’nın ‘İsrail’e karşı boykotu’ kınayan kararı Filistinlileri öfkelendirdi

Geçtiğimiz Haziran ayında Berlin’i ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu’yu boykot amaçlı düzenlenen gösterilerde bir kare
Geçtiğimiz Haziran ayında Berlin’i ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu’yu boykot amaçlı düzenlenen gösterilerde bir kare
TT

Almanya’nın ‘İsrail’e karşı boykotu’ kınayan kararı Filistinlileri öfkelendirdi

Geçtiğimiz Haziran ayında Berlin’i ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu’yu boykot amaçlı düzenlenen gösterilerde bir kare
Geçtiğimiz Haziran ayında Berlin’i ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu’yu boykot amaçlı düzenlenen gösterilerde bir kare

Alman Federal Meclisi’nin (Bundestag) İsrail’e karşı gerçekleştirilen boykotu kınayan kararı, Filistinliler tarafından ‘İsrail lehine verilmiş önyargılı bir karar’ olarak değerlendirildi ve eleştirilerle karşılandı. Buna karşılık İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, verdiği bu önemli karardan dolayı Alman parlamentosuna tebriklerini iletirken ve diğer ülkelere de benzer kararlar almaları çağrısında bulundu.
Alman parlamentosu, gerçekleştirilen boykot kampanyasının Almanya’nın en zor dönemlerinden biri olan Nazi dönemini hatırlattığını dile getirerek, anti-semitizm olarak tanımladığı İsrail karşıtı boykotu kınayan bir yasa tasarısını kabul etti.
Berlin hükümeti yasa tasarısı kapsamında, İsrail'in var olma hakkını reddeden tarafların finanse edilmemeleri çağrısında bulunuyor. Tasarı, çeşitli partilerin desteğiyle birlikte oylama sırasında sağlanan çoğunlukla parlamentodan geçti. Federal Meclis’te yaşanan tartışma sırasında, Tel Aviv'de bir kereden fazla düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması hatırlatıldı ve İsrail üstündeki ekonomik ve siyasi baskıyı artırmaya çabalayan bir küresel kampanya olan Boykot, Tecrit, ve Yaptırımlar Hareketi’nin (BDS) boykot edilmesi çağrısında bulunuldu.
Karar taslağında kaydedildiği şekliyle Alman milletvekilleri, “İsrail ürünlerini boykot eden “almayın” afişleri, Nazilerin “Yahudilerden almayın” çağrılarını ve duvarlar üzerine yazılan diğer yazıları hatırlatıyor. İsrail'i boykot etme yöntemleri anti-semitik hareketlerdir” ifadelerini kullandılar.
Öte yandan BDS, Alman parlamentosunun kararını kınayarak, “Alman parlamentosunun Filistinlerin hakları için gerçekleştirilen şiddetsiz boykot hareketi ile anti-semitizmi aynı kefeye koyması, apaçık yalanlar üzerine kurulu bir tutumun benimsenmesi anlamına geliyor. Bu karar, Filistin karşıtı olarak kabul edilmiş bir karardır. Aynı zamanda uluslararası hukuka, Alman demokrasisine ve gerçek Yahudi karşıtlığı ile mücadeleye bir ihanettir” açıklamasında bulundu.
Fetih Hareketi tarafından yapılan açıklamada, Alman parlamentosu tarafından kabul edilen ilgili kararın ‘ırkçılık, işgal ve adaletsizlik yanlısı bir karar olduğu’ ve ‘Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve uluslararası meşruiyet kararları uyarınca bağımsız bir devlet kurma hakkı için barışçıl mücadelede bulunma hakkına karşıt olduğu’ ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, söz konusu kararın ‘Amerikan’ın Filistin halkına yönelik güttüğü siyasetle ve İsrail’deki aşırı sağ hükümetin Filistin topraklarında günlük suç işlemeye devam etmesiyle’ eşzamanlı olarak kabul edildiği kaydedildi.
Fetih Hareketi Devrim Konseyi Üyesi ve Fetih Gençlik Hareketi Genel Sekreteri Hasan Ferec, Fetih Gençlik Hareketi’nin bu ırkçı karara karşı açık bir tavır takınılması için ulusal ve uluslararası çeşitli ortaklarla temaslarda bulunduğunu dile getirdi.
Fetih Gençlik Hareketi’nin boykot kampanyası kapsamında gençler ve öğrenciler düzeyinde faaliyetlerini sürdüreceğine atıfta bulunan Ferec, dünyanın çeşitli ülkelerinde uluslararası ortaklar aracılığıyla bu boykot kampanyasının yayılacağını söyledi.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Alman parlamentosu tarafından kabul edilen kararın utanç verici ve İsrail yanlısı olduğu değerlendirmesinde bulunarak, söz konusu tehlikeli kararın Alman demokrasisinin dut yaprağını düşürdüğünü vurguladı. İlgili kararın ‘Yahudi soykırımının faturasının Filistinlilere ödetilmesine yönelik bir girişim’ olduğunu kaydeden FHKC, bu kararın Almanya'ya ve onun güvenilirliğine büyük zarar vereceğini belirtti.
Hamas hareketi ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Alman parlamentosu tarafından kabul edilen bu kararın insan hakları ve ifade özgürlüğü tarihinde eşi benzerine rastlanmayan utanç verici bir karar olduğu değerlendirmesinde bulundu. Açıklamada, “Ne yazık ki Almanya, Yahudilere ve işlediği suçlara karşı tarihsel suçluluk duygusundan kurtulamıyor. Ancak bu suçların telafisi, Filistin halkının hak ve özgürlükleri ile bağımsızlık mücadeleleri pahasına olmamalıdır” ifadeleri yer aldı.
Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC), Alman parlamentosu kararını ‘bütünüyle işgalci İsrail lehine alınmış bir karar’ olarak nitelendirdi. FDHKC tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kararın işgalci İsrail için ‘meşru kararları ve kanunları, uluslararası sözleşmeleri ve insan haklarını ihlal etmeye devam etmesi yönünde’ bir teşvik olduğu kaydedildi.
Ayrıca Filistin Ulusal Konseyi tarafından yapılan açıklamada, Alman parlamentosu tarafından kabul edilen bu kararın, ‘İsrail’in 71 yıldan fazla bir süredir Filistin halkına karşı işgal, ayrımcılık ve ırkçılık eylemlerini teşvik etmek’ mesabesinde olduğu belirtildi.
Filistin Ulusal Konseyi, ‘demokratik parlamentoların, hak ve adaletin yanı sıra uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyet kararlarının yanında olması gerektiğini’ dile getirerek, ‘işgale değil işgal altındaki halka yardım edilmesinin gereğini’ vurguladı.
Öte yandan Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, Alman basın ajansına verdiği demeçte, ilgili kararın her ne kadar bağlayıcılığı olmasa da inciten bir tarafının olduğunu ve Avrupa ve Almanya'daki görüş ve ifade özgürlüğü konusundaki en temel demokratik değerlerin ihlali anlamına geldiğini söyledi. Söz konusu kararın ‘İsrail lobisinin Filistin halkına karşı baskı çağrılarına bir yanıt olarak geldiği’ değerlendirmesinde bulunan Bergusi, eşitlikten yoksun ve İsrail yanlısı olarak verilen bu karardan dolayı esef duyduklarını dile getirdi.



Netanyahu: Şimdiye kadar yaklaşık 100 bin kişi Gazze'yi terk etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu: Şimdiye kadar yaklaşık 100 bin kişi Gazze'yi terk etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bugün (Pazar) yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi nüfusunun yaklaşık yarısının yaşadığı Gazze Şehri'ne ilerlemeye devam ederken, şu ana kadar yaklaşık 100 bin kişinin Gazze Şehri'nden ayrıldığını söyledi.

Netanyahu, hükümet toplantısının başında şu ifadeleri kullandı: “Hamas onların ayrılmasını engellemek ve onları canlı kalkanı olarak orada tutmak için her şeyi yapmaya çalışıyor. Hiçbir şey onu durduramaz.”

İsrail başbakanı, ordunun “terörizmin altyapısını ve (Gazze Şehrinde) terörist faaliyetler için kullanılan kuleleri yok etmek için çalıştığını” belirterek, Gazze'deki sivil nüfusun güvenli bir yere taşınmasını ve orada insani yardım almasını sağlamak için başka bir insani yardım bölgesi kurulduğunu kaydetti.


Bağdat'ta aşiret çatışması: İkisi polis dört kişi öldü

Bağdat'taki polis üyeleri (Arşiv - Reuters)
Bağdat'taki polis üyeleri (Arşiv - Reuters)
TT

Bağdat'ta aşiret çatışması: İkisi polis dört kişi öldü

Bağdat'taki polis üyeleri (Arşiv - Reuters)
Bağdat'taki polis üyeleri (Arşiv - Reuters)

Irak İçişleri Bakanlığı dün akşam Bağdat'ın doğusundaki bir aşiret çatışmasında ikisi polis memuru dört kişinin öldüğünü açıkladı.

Bakanlıktan bu sabah yapılan açıklamada, “Bağdat'ın Rusafa tarafındaki doğalgaz tesisinin yakınlarındaki es-Saada bölgesinde bir aşiret anlaşmazlığını çözmeye çalışırken iki polis memuru öldü, beş polis memuru yaralandı” denildi.

Açıklamaya göre polis, ‘çatışmaya neden olan unsurların doğrudan silahlı saldırısına’ müdahale etti ve operasyon sonucunda ‘iki saldırgan öldürüldü, beş kişi yaralandı ve altı kişi de tutuklandı.

İçişleri Bakanlığı çatışmanın nedenini belirtmedi, ancak bu önlemlerin tüm suçlular ve kabile çatışmaları ile silahlı çatışmaları kışkırtanlar için caydırıcı olacağını ve sonuna kadar bu kişilerin peşini bırakmayacaklarını doğruladı.

Yaklaşık 46 milyonluk nüfusa sahip Irak, 2003 yılında ABD'nin işgali ve 2014 ile 2017 yılları arasında DEAŞ’ın ülkenin büyük bir bölümünü kontrolü altına alması da dahil olmak üzere onlarca yıl süren savaşa, mezhep anlaşmazlıklarına ve çatışmalara tanık oldu.

Bu çatışmalar yüz binlerce kişinin ölümüne neden oldu. Hafif ve ağır silahlar, aşiret çatışmaları ve siyasi intikamların da yaygın olduğu ülke geneline yıllar içinde yayıldı.


Somali'nin merkezinde düzenlenen askeri operasyonda 12 eş-Şebab Hareketi üyesi öldürüldü

Somali'nin Mogadişu kentinde Hz. Muhammed’in doğum günü münasebetiyle düzenlenen bir etkinliğe katılanlar yeşil bayraklar sallarken (AP)
Somali'nin Mogadişu kentinde Hz. Muhammed’in doğum günü münasebetiyle düzenlenen bir etkinliğe katılanlar yeşil bayraklar sallarken (AP)
TT

Somali'nin merkezinde düzenlenen askeri operasyonda 12 eş-Şebab Hareketi üyesi öldürüldü

Somali'nin Mogadişu kentinde Hz. Muhammed’in doğum günü münasebetiyle düzenlenen bir etkinliğe katılanlar yeşil bayraklar sallarken (AP)
Somali'nin Mogadişu kentinde Hz. Muhammed’in doğum günü münasebetiyle düzenlenen bir etkinliğe katılanlar yeşil bayraklar sallarken (AP)

Dün Somali'den gelen bir haberde ülkenin merkezinde düzenlenen askeri operasyonda eş-Şebab Hareketi’nin 12 üyesinin öldürüldüğü, 13 üyesinin ise yaralandığı bildirildi.

Somali Haber Ajansı SONNA'nın haberine göre ülkenin kuzeyindeki Galgudud eyaletinde, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Servisi'nin uluslararası ortaklarla iş birliği içinde düzenlediği planlı askeri operasyonda, eş-Şebab Hareketi’nin aralarında üst düzey liderlerinin de olduğu 12 üyesi öldürüldü, 13 üyesi ise yaralandı.

fgthy
Mogadişu'nun Hodan bölgesindeki Damaniyo Askeri Üssü’nde kayıtlı genç asker adaylarının toplandığı noktaya düzenlenen bombalı saldırının ardından kaçanlardan geriye kalan terliklerin yakınlarından geçen Somalili askeri yetkililer, 18 Mayıs 2025 (Reuters)

SONNA'nın haberine göre Eel-Tigweni bölgesinde gerçekleştirilen hassas askeri operasyon, terör saldırısı hazırlığında olan 40'tan fazla örgüt üyesinin toplandığı bir milis merkezini hedef aldı.

SONNA, ‘askeri operasyon sırasında kaçan terörist unsurlar için insan avı başlatıldığını’ bildirdi. Somali, eş-Şebab Hareketi için ‘Havaric milisleri’ terimini kullanıyor.

Eş-Şebab Hareketi, iktidarı ele geçirmek ve şeriat kanunlarını sıkı bir şekilde uygulamak amacıyla Somali hükümetini devirmeye yönelik saldırılar düzenliyor.

thy
Mogadişu'daki Somali-Sudan Hastanesi'nde doktorlar ve hemşireler yaralı bir genci tedavi ediyor. EŞ-Şebab Hareketi’nden olduğu sanılan bir intihar bombacısının bir askere alma merkezini hedef aldığı saldırıda ölen ve yaralananlar oldu, 18 Mayıs 2025 (EPA)

SONNA dün, Somali güvenlik ve istihbarat güçlerinin Eel-Tigweni bölgesinde uluslararası ortaklarla iş birliği içinde operasyonu gerçekleştirdiğini ve operasyonun terör örgütüne ait bir merkezi hedef aldığını, operasyon sırasında 40'tan fazla eş-Şebab üyesinin orada bulunduğunu belirtti.

Somali hükümet güçleri, yaklaşık yirmi yıldır yüzlerce sivil ve güvenlik personelinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırılar gerçekleştiren terör örgütü eş-Şebab Hareketi gibi silahlı hareketlere karşı askeri operasyonlar yürütüyor.