Sudan’da AGK ile ÖDBG arasındaki müzakereler yeniden başlıyor

Hartum’un merkezindeki İ’tisam Meydanı’nda protestolara katılan göstericilerden bir kare (AFP)
Hartum’un merkezindeki İ’tisam Meydanı’nda protestolara katılan göstericilerden bir kare (AFP)
TT

Sudan’da AGK ile ÖDBG arasındaki müzakereler yeniden başlıyor

Hartum’un merkezindeki İ’tisam Meydanı’nda protestolara katılan göstericilerden bir kare (AFP)
Hartum’un merkezindeki İ’tisam Meydanı’nda protestolara katılan göstericilerden bir kare (AFP)

Sudan’daki Askeri Geçiş Konseyi (AGK) dün, halk arasında ve siyasi çevrelerde hakim olan gerginlik ve endişeye son vermek üzere ülkedeki protestolara öncülük eden Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ile 3 gündür duran müzakerelere devam edileceğini duyurdu. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada bu ayın sonuna kadar sivil bir hükümet kurulması vurgulandı.
AKG dün yayınladığı bildiride, 19 Mayıs 2019 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ÖDBG ile müzakerelerin yeniden başlatılacağını duyurdu.
Buna karşılık ÖDBG de müzakerelerin devam etmesinden yana olan tutumlarını yineledi. ÖDBG müzakere heyeti üyesi Abbas Medeni dün Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, müzakere tarihi ve yeri ile ilgili anlaşmaya varılmasının ardından AGK ile müzakerelerin devam edeceğini belirtti.
AGK Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan devlet televizyonunda yayınlanan bir bildiriyle son birkaç gündür artan şiddet olayları nedeniyle müzakerelerin askıya alındığını duyurmuş ve protestoculardan barikatlarla kapattıkları ana yolları tekrar açmalarını istemişti.
Sudan eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in görevden alınmasından bu yana, ülkedeki protesto gösterileri halen sürüyor. Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı önünde 6 Nisan’dan bu yana 10 binlerce insan oturma eylemi düzenliyor ve “devrimlerinin hedeflerine” ulaşmadan evlerine dönmeyi reddediyorlar. Tarafların, 3 yıl olarak kabul edilen geçiş döneminde yönetim yapıları ve her bir yapının referans şartları konusunda anlaşma sağladıklarının açıklanmasına rağmen geçtiğimiz Perşembe günü sürpriz bir şekilde alınan müzakerelerin askıya alınması kararı, AGK’nin iktidarı sivil bir hükümete devretme konusundaki ciddiyetine dair şüphelere neden oldu.
Protesto gösterilerine önderlik eden isimler, müzakerelerin askıya alınmasını “üzücü” olarak nitelendirirken Genelkurmay Başkanlığı önündeki oturma eylemlerini sürdürmeye devam ederek sivil itaatsizlik ve tam grev ilanına doğru uzanan bir protesto süreci sözü verdiler. Protestocuların başkent Hartum’un ana caddelerine koydukları bariyerler verilen sözler konusunda ne kadar kararlı olduklarının kanıtıydı. Kurulan barikatlarla demiryolu ve araç trafiği engellenirken ordu ve acil destek güçlerine karşı provokatif eylemler gerçekleştirildi. Barikatların kaldırılması ve demiryolunun açılması için ise müzakerelere dönüş şartı olarak öne sürüldü.
6 gösterici öldü
SUV araçlı ve askeri üniformalı güçler, barikatları zorla kaldırmaya çalıştı. Protestoculara karşı gerçek mermiler kullanılırken 6 gösterici öldü, 100 'den fazlası yaralandı. Söz konusu müdahalenin oturma eylemini dağıtmaya yönelik olduğunu anlayan göstericiler hızlı davranarak oturma eylemini başkentin hayati noktaları olan ana caddeleri ve köprülerine doğru genişlettiler.
Ancak gerginliğin sona ermesinin ardından ÖDBG’nin önde gelen isimleri, protestoculara yollara koydukları barikatları ve engelleri kaldırmaları talebinde bulundular. Barikatları ve engelleri kaldıran protestocular, yine oturma eylemi düzenledikleri eski noktalara geri döndüler. Ancak bununla birlikte müzakerelerin bir kez daha askıya alınması halinde Sudan'ı “bir barikat ülkesine çevirme” sözü verdiler.
Ordu ve ÖDBG liderleri, geçtiğimiz Salı günü, geçiş döneminin 3 yıl sürmesi ve yönetimin sivil bir hükümete devredilmesi için anlaştılar. Müzakereler Çarşamba günü de devam etti. Ancak Perşembe günü taraflar arasındaki müzakerelerin askıya alındığı duyuruldu.
Eski Savunma Bakanı Avad Muhammed Ahmed bin Avf AGK başkanlığına seçilmişti. Ancak, eski bakanı Beşir rejiminin bir uzantısı olarak gören protestocular onu istemediler. Bunun üzerine istifa etmek zorunda kalan Bin Avf ve yardımcısı Orgeneral Kemal Abdulmaruf yerine başkanlığa Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve yardımcılığına ise Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu getirildi. Ancak askeri ve sivil kanat arasındaki müzakereler 5 haftadır devam ederken, protestocular, yönetim sivil bir yapıya devredilinceye kadar yerlerinden ayrılmayacaklarını vurguladılar.
ABD'den müzakere çağrısı
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Tibor P. Nagy, önceki akşam Washington’da yapılan toplantının sonundaki açıklamasında uluslararası toplumun, Sudan’da hem AGK’ye hem de protesto gösterilerinin liderlerine “siyasi çözüme ulaşmak için bir an önce müzakerelerin yeniden başlaması” çağrısında bulunduğunu kaydetti.
 Cuma akşamı, Afrika Birliği (AfB), Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gibi kuruluşların yanı sıra Fransa, Almanya, İngiltere ve Norveç’ten çok sayıda temsilciyle Sudanlıların iradesini yansıtan bir anlaşmaya vararak “geçici sivil bir hükümet” kurulmasına ilişkin bir toplantı gerçekleşti. Toplantının ardından Twitter üzerinden açıklamalarda bulunan Nagy, “AGK ve sivil muhalefet arasında ‘yeni kurumlarla ilgili’ varılan son uzlaşıları ortaklarımızla birlikte memnuniyetle karşıladık” ifadelerine yer verdi. Açıklamasında, güvenlik güçlerinin son protestolarda göstericilere karşı kullandığı şiddete ilişkin endişelerini de dile getiren Nagy, askeri liderleri “barışçıl gösterilere izin vermeleri ve şiddetin sorumlularına yönelik gerekli işlemlerin yapılması” çağrısında bulundu.
Washington'daki toplantıya katılan ülke temsilcilerinin Sudan'da gelecekte kurulması planlanan sivil hükümete verilecek desteği tartıştıklarını da söyleyen Nagy, “Siyasi ve ekonomik reformların uygulanması, adil bir geçiş süreci sağlamak amacıyla ihtiyaç duyulan kurumların kurulması ve ülkede ekonomik refaha giden yolun kolaylaştırılması için gelecekte kurulması planlanan geçici sivil hükümetin nasıl destekleneceğini tartıştık” dedi.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.