Irak, Exxon Mobil çalışanlarının siyasi sebeplerden çekilmesine tepki gösterdi

: İşçiler, Basra’nın kuzeyindeki Nahran bin Ömer petrol sahasında yürüyor (AP)
: İşçiler, Basra’nın kuzeyindeki Nahran bin Ömer petrol sahasında yürüyor (AP)
TT

Irak, Exxon Mobil çalışanlarının siyasi sebeplerden çekilmesine tepki gösterdi

: İşçiler, Basra’nın kuzeyindeki Nahran bin Ömer petrol sahasında yürüyor (AP)
: İşçiler, Basra’nın kuzeyindeki Nahran bin Ömer petrol sahasında yürüyor (AP)

Irak Petrol Bakanı Samir Gadban bugün yaptığı açıklamada, ABD enerji şirketi Exxon Mobil'in Basra yakınlarındaki Batı Kurna -1 petrol sahasında çalışan personelin Irak'tan tahliye edilmesi kararını, ‘kabul edilemez ve adaletsiz’ olarak tanımladı.
Gadban yaptığı yazılı açıklamada, “Exxon Mobil'in Basra yakınlarındaki Batı Kurna -1 petrol sahasında görevli personelin Irak'tan geçici ya da ihtiyati olarak tahliye edilmesi, Güney Irak’taki petrol sahalarının güvenlik durumuyla veya tehditleri ile ilgili değil... Karar siyasi nedenlerden dolayı alındı” ifadelerini kullandı.
Iraklı yetkililer, Güney Petrol Şirketi ile petrol sahasının geliştirilmesi için uzun vadeli bir sözleşme imzalayan Exxon Mobil’in, yaklaşık 60 kişiden oluşan tüm yabancı personelini çektiğini bildirdi.
Bu tahliye kararı, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Irak’taki Şii gruplarla bağları olan komşu İran’ın tehditleri olduğu iddiasıyla Irak'ta acil görevde bulunmayan tüm hükümet çalışanlarının ülkeyi terk etmesi emrini vermesinin ardından alındı.
Gadban, bu hafta şirket yetkilileri ile görüşmeden önce Exxon Mobil'e firmadan derhal güneydeki faaliyetlerine dönmesini talep ettiği bir mektup gönderdiğini söyledi.
Basra Petrol Şirketi Genel Müdürü İhsan Abdulcebbar yaptığı açıklamada, tahliyenin petrol üretiminden etkilenmeyeceğini ve çalışmaların Iraklı mühendisler sorumluluğunda devam ettiğini söyleyerek, günlük petrol üretiminin hala 440 bin varil olduğunu bildirdi.



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”