Mübarek, Kral Hüseyin’in askeri güç birliği fikrine neden karşı çıktı?

Mübarek, Kral Hüseyin’in askeri güç birliği fikrine neden karşı çıktı?
TT

Mübarek, Kral Hüseyin’in askeri güç birliği fikrine neden karşı çıktı?

Mübarek, Kral Hüseyin’in askeri güç birliği fikrine neden karşı çıktı?

Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Fecr es- Said’e verdiği röportajda, “Kral Hüseyin ve Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, bana güç alışverişi için güvence veren askeri bir işbirliği meselesini düşünebileceğimizi söylediler. Şöyle ki ben, Irak ve Ürdün’e güçlerimi gönderecektim, onlar da bana. Bu fikre karşı çıktım. Ekonomik işbirliğine evet, ama askeri olana hayır” dedi.
“Ekonomik işbirliğine evet, ama askeri olana hayır”
Mübarek, “Savaşın birkaç ay öncesinde yapılan Bağdat Zirvesi’nde nasıl bir hava vardı?” sorusuna şöyle cevap verdi;

“Bağdat Zirvesi henüz yapılmamış ama Arap ilişkileri yeniden kurulmuşken, Kral Hüseyin bana Mısır, Ürdün ve Irak’ı içine alacak şekilde Körfez İşbirliği Konseyi’ne benzer bir Arap İşbirliği Konseyi kurma düşüncesini iletti. Bu, Saddam ile hakkında konuştuğumuz şeydi. Ona buna engel bir durum olmadığını, detayları düşünmemizi söyledim. Konuşma özellikle ekonomik işbirliği topluluğu üzerineydi. Biraz sonra Kral Hüseyin, Saddam’ın Yemen’i de bu topluluğa katmayı düşündüğünü söyledi. Sayın Kral’a; Irak, Ürdün ve Mısır’a Yemen eklenirse bunun Suudi Arabistan’a karşı bir tavır olarak algılanabileceğini, yanlış yorumlanmaması için Suudi Arabistan’ı bilgilendirmek gerektiğini belirttim. Daha sonra Kral Hüseyin ve Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, bana güç alışverişi için güvence veren askeri bir işbirliği meselesini düşünebileceğimizi söylediler. Şöyle ki ben, Irak ve Ürdün’e güçlerimi gönderecektim, onlar da bana. Bu fikre karşı çıktım. Ekonomik işbirliğine evet, ama askeri olana hayır. Her şeyden önce İsrail ve Ürdün ile bir barış anlaşması yapmıştım. Askeri işbirliği bunu baltalamak olurdu. Hem sonra Arap ülkelerine yönelik herhangi bir düşmanlığa karşı koymak için ortak Arap savunmasına ilişkin de bir anlaşmamız vardı.”
Arap Konseyi’nin oluşturulmasına ne oldu?
“İlk toplantı Ürdün’deydi. Hatırladığıma göre sonraki ikisi de önce Irak sonra Yemen’de oldu. Daha sonra İskenderiye’de bir toplantı yapmaya çalıştığımızda askeri işbirliğine dair çabalara şahit oldum. Böyle bir şey olamaz. Ali Abdullah Salih’ten istihbarat teşkilatlarını birleştirme teklifini aldığımda, bunun imkânsız olduğunu ve bu yönde hiçbir şeyi kabul etmediğimi belirttim.”
MÜBAREK RÖPORTAJININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.