Man Booker Uluslararası Ödülü ilk kez bir Arap yazarın

Man Booker Uluslararası Ödülü ilk kez bir Arap yazarın
TT

Man Booker Uluslararası Ödülü ilk kez bir Arap yazarın

Man Booker Uluslararası Ödülü ilk kez bir Arap yazarın

Ummanlı yazar Jokha Alharthi Man, Booker Uluslararası Ödülü'nü kazanan ilk Arap yazar oldu. 
Ummanlı yazar Jokha Alharthi bu yılki Man Booker Uluslararası Ödülü'nü kazanarak ödülü alan ilk Arap yazar oldu. Alharthi romanı Celestial Bodies'de üç kız kardeşin ve ailelerinin Umman'daki sosyal değişimlerle ilgili yaşamlarına odaklanıyor. Uzmanlar romanı, zengin hayal ürünü, ilgi çekici ve şiirsel bir içgörü olarak tanımladı. Alharthi, tercümanı ABD'li Marilyn Booth ile 63 bin dolarlık para ödülünü paylaşacak. 
Ayrıca Edinburgh Üniversitesinde kısmen eğitim görmüş bir akademisyen olan Alharthi, İngiltere’nin başkenti Londra’da Roundhouse’daki törenden sonra gazetecilere verdiği demeçte, "Zengin Arap kültürüne bir pencere açtığı için çok heyecanlıyım. Umman bana ilham verdi ancak sanırım uluslararası okuyucular kitaptaki insani değerler, özgürlük ve sevgi arasında bağlantı kurabilir" dedi. 
Ödül ayrıca, İskoçya'nın Dingwall kentinde dört tam zamanlı çalışanı olan ve yılda 20 ila 25 kitap yayınlayan küçük bir şirket olan yayıncı Sandstone Press için büyük bir başarı. Sandstone sözcüsü, ödülün kendilerini çok heyecanlandırdığını söyleyerek, "Editörümüz Celestial Bodies kitabında özel bir şey gördü ve onu gerçekten kazandırdı. Bu kitap aileler, aşkları ve kalıpları hakkında yazılmış güzel bir kitap. Bu dünyayı görebilmemiz harika” dedi. 
Romanın hikâyesi Umman'ın al-Awafi köyünde geçiyor ve sömürge sonrası dönemde geleneksel bir toplumdan Umman'ın kültürel evrimine tanık olan üç kız kardeşin öykülerini anlatıyor. Hikâye özellikle yaşam biçimindeki büyük değişikliklerle uzlaşmaya çalışan orta sınıf Ummanlara odaklanıyor. 
Kitabı İngilizceye çevrilen ilk kadın Umman romancı Alharthi, "Kitap kölelik konusuna dokunuyor, sanırım edebiyat böyle bir konuya değinilebilecek en iyi platform" açıklamasında bulundu. 
Man Booker Uluslararası Ödülü, 2005 yılında birincisi verilmiş olan ve her iki senede bir verilen uluslararası edebiyat ödülü. Dünya çapında eserlerini İngilizce olarak kaleme alan veya eserlerinin İngilizce çevirileri var olan yazarlara veriliyor.



Yeni korku dizisinin yıldızı, Friends ve Seinfeld'den ilham almış

The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)
The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)
TT

Yeni korku dizisinin yıldızı, Friends ve Seinfeld'den ilham almış

The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)
The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)

Bağımsız filmleriyle tanınan yönetmen ve aktör Mark Duplass, buluntu film tarzındaki korku serisi Creep ve Creep 2'deki eksantrik seri katil Josef rolüyle geri döndü.

Duplass, bu kez dehşeti televizyona taşıyor.

ABD'de Shudder ve AMC+'ta ekranlara gelen yeni dizi The Creep Tapes, Josef'in her bölümde farklı bir kurbanla maceralarını konu alıyor. 

Duplass, tüyler ürperten hikayeleri 25 dakikalık bölümlere bölerken, klasik sitcom'lardan ilham almış. 

Kulağa çılgınca gelse de The Creep Tapes'in, insanlara pandemi sırasında ailemle birlikte Friends ve Seinfeld'i art arda izlerken hissettiğim gibi hissettirmesini istedim.

"Kendimizi rahatlamış hissediyoruz"

ABD merkezli köklü gazete New York Times'a konuşan 47 yaşındaki aktör, yeni projesinden bahsederken şöyle dedi:

Jenerikten önce bir sahne var. Sonra jenerik başlıyor ve kendimizi rahatlamış hissediyoruz. Bu, tuhaf bir şekilde, bu karakteri seven insanlar için bir rahatlama ve eğlence dizisi olacak. Rahatsızlığın rahatlığı.

Duplass dizi boyunca korku faktörünün azalacağından endişe ettiğini de anlattı. Bunun yerine, mizahın yeni bir dehşet duygusu yarattığını keşfetmiş.

"Mükemmel bir tempo tutturmak zorundasınız"

Amerikalı oyuncu, "İşin içine daha fazla mizah kattığımızda insanların çok daha rahatladığını gördük" diyerek ekledi: 

Bu kez zamanı geldiğinde korku daha yoğun bir seviyeye ulaştı. Mizah, herkesin benim bir katil olduğumu zaten bildiği gerçeğiyle kaybettiğimiz şok etkisini geri getirmemizi sağlıyor.

Mizah faktörünün büyük ölçüde dizinin doğaçlama doğasından geldiğini aktaran Duplass, "Hikayeyi bir gece önce ve sahneyi çekerken yazıyoruz" diye ekledi:

Buluntu film tarzında olduğu için doğaçlama yapıp daha sonra düzenleyemezsiniz. Mükemmel bir tempo tutturmak zorundasınız. Çekim bittiğinde, aslında yazı da bitmiş oluyor.

Prömiyerini 15 Kasım'da yaptı

Yönetmen koltuğunda Patrick Brice'ın oturduğu dizi, prömiyerini 15 Kasım'da yaptı. 

2014 yapımı psikolojik korku filmi Creep ve 2017 tarihli devam filmi Creep 2, halen Netflix'te izlenebiliyor. 

Aynı evrende geçen The Creep Tapes ise henüz Türkiye'deki bir yayın platformunda gösterilmiyor.

Independent Türkçe, IndieWire, New York Times