BAE, dört gemiye yapılan ‘sabotaj’ soruşturmasının genişletilmesinden memnun

BAE, dört gemiye yapılan ‘sabotaj’ soruşturmasının genişletilmesinden memnun
TT

BAE, dört gemiye yapılan ‘sabotaj’ soruşturmasının genişletilmesinden memnun

BAE, dört gemiye yapılan ‘sabotaj’ soruşturmasının genişletilmesinden memnun

Birleşik Arap Emirliği (BAE) geçtiğimiz hafta Umman Körfezindeki BAE karasularındaki Suudi Arabistan, BAE ve Norveç bayrakları taşıyan dört ticari geminin saldırıya uğraması konusunda sürmekte olan soruşturmaya birçok ülkenin katılmasından memnuniyet duyduğunu açıkladı.
BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada,  “Uluslararası ortaklarımızın soruşturmalara katılmaya ve çaba sarf etmeye olan istekleri, BAE'nin istenilen sonuçlara ulaşmadaki tarafsızlık ve şeffaflığını destekliyor” denildi.
Açıklamada, “Ortak soruşturmalar, deniz seyrüsefer güvenliği, uluslararası ticaret hareketi ve enerji kaynaklarının güvenliğini korumak için uluslararası toplumun kararlılığını göstermek amacıyla yürütülüyor” ifadeleri kullanıldı.
BAE,  farklı ülkelerden 4 sivil ticari kargo gemisinin Fuceyra Limanı yakınlarında sabotaja uğradığını duyurmuştu. Sabotajın can kaybına ya da gemilerden zararlı madde veya yakıt sızmasına yol açacak hasara neden olmadığını da açıklamıştı.
Saldırı, birçok ülke ve uluslararası kuruluşlar tarafından kınandı.
BAE Dışişleri Bakanlığı, olayın yaşandığı gün ülkedeki ilgili tüm makamların gerekli önlemleri aldığını, yerel ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içerisinde olayın araştırıldığını ve sonuçların ilgili taraflarca prosedürlerini tamamlanmasının ardından rapor edileceğini aktardı.
Fuceyra Limanı herhangi bir kesinti olmadan normal akışına devam ederken, limanın faaliyeti durdurulduğu haberleri ise temelsiz. Bakanlık, limanın rutin olarak tüm faaliyetlerini sürdürdüğünü ve söylentilerin yalan olduğuna dikkat çekti.
BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı ticaret gemilerine yapılan ve mürettebatın hayatını tehdit eden sabotaj eyleminin ciddi bir gelişme olduğunu, uluslararası toplumun deniz trafiği güvenliğini ve emniyeti baltalamaya çalışan tarafları önlemek adına sorumluluk alınması gerektiğini belirtti.
Fuceyra Hükümeti Enformasyon Ofisi, liman ile ilgili söylentileri reddederek, limandaki hareketliliğin normale döndüğünü ve resmi kaynakların doğru ve güvenirlik hakkında araştırma yapması gerektiği çağrısında bulunuldu.
Fuceyra Limanı, dünyanın en büyük gemi yakıt ikmalinin yapıldığı Hürmüz Boğazı’nın dışında kalıyor.Boğaz, petrol ve doğalgaz sevkiyatlarının dünya pazarlarına aktarılması için hayati bir su yolu. Basında çıkan ve ancak daha sonra yalanlan haberlerde, limanda yedi petrol tankerinin saldırıya uğradığı belirtildi.
Fuceyra Emirliği,  ülkenin doğu kıyısında bulunan ve BAE’yi oluşturan 7 emirlikten biri olup, Umman Denizi’ne yaklaşık 70 km boyunca uzanıyor.
Veliaht Prens, Ürdün Kralı ile görüştü
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan Başkent Abu Dabi’de Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşme gerçekleştirdi. Ürdün Kralı 2. Abdullah, BAE'nin güvenlik ve istikrarını tehdit eden her türlü tehlikeye karşı tüm imkanlarıyla bu ülkenin yanında olduklarını ifade etti.
Buna karşılık Zayid Al Nahyan, Ürdün’ün BAE karasularına yakın ticari gemilere yapılan saldırı ve Suudi Arabistan’daki bazı petrol tesislerine yapılan saldırıların karşısında durduğunu belirtti. Veliaht Prens, Ürdün’ün Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) için önemli stratejik derinliği temsil ettiğini vurguladı.
Görüşmede ayrıca Ürdün ve BAE'nin  yakın bir zamanda Abu Dabi'de ortak askeri tatbikat yapması kararı alırken, iki ülke ekonomi, ticaret, yatırım, kültür ve turizm alanlarındaki işbirliğini genişletme konularını da masaya yatırdı.



Suudi tahvilleri... Gelişmekte olan piyasaların kalbinde güvenli bir liman

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Suudi tahvilleri... Gelişmekte olan piyasaların kalbinde güvenli bir liman

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)

Gelişmekte olan ekonomilerdeki borç piyasalarına yönelik temkinli küresel görünümün ortasında Suudi Arabistan, finansal istikrar ve iddialı ekonomik büyüme planlarının bir araya gelmesiyle cazip bir yatırım merkezi olarak ortaya çıkıyor.

Dünyanın en büyük varlık yöneticilerinden biri olan ve 4,6 trilyon dolardan fazla varlığı yöneten State Street Global Advisors'ın Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yatırım Stratejisi ve Araştırma Başkanı Karine Kheirallah'a göre bu görüşler doğru.

Kheirallah Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Suudi Arabistan’ın sağlam finansal temellere ve iddialı bir büyüme stratejisine dayanan ‘cazip bir makroekonomik anlatı’ sunduğunu söyledi. Kheirallah, “Dünyadaki pek çok ekonomi yüksek borç yükü ve artan hizmet maliyetleriyle karşı karşıyayken, Suudi Arabistan geçtiğimiz aralık ayı itibariyle yüzde 29,9 gibi nispeten düşük bir borç/gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) oranına sahip” dedi.

Bu mali disiplin, Suudi Arabistan'ın yükselen piyasa devlet tahvili piyasasında istikrarlı ve güvenilir bir ihraççı olarak konumunu güçlendiriyor. Kheirallah, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıllarda yapısal reformlar ve özellikle petrol dışı sektörlerdeki stratejik yatırımlar sayesinde sürdürülebilir bir büyüme yakalamasını bekliyor. Bu büyümenin hızı diğer bazı gelişmekte olan piyasalarla karşılaştırıldığında en hızlısı olmasa da, gelişmiş ekonomileri geride bırakacağı ve Suudi tahvillerini istikrar ve uzun vadeli değer arayan yatırımcılar için tercih edilen bir seçenek haline getireceği açık.

Suudi ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde petrol dışı faaliyetlerdeki yüzde 4,9'luk büyümenin etkisiyle yıllık bazda yüzde 3,4 oranında büyüdü. Bu büyüme yıllık reel GSYİH büyümesine 2,8 puanlık bir katkı sağladı.

Vizyon 2030 bono piyasasını canlandırıyor

Kheirallah, Vizyon 2030'un Suudi Arabistan’ın sabit gelir piyasasını çeşitlendirerek, derinliğini artırarak ve küresel finansal standartlarla uyumlu hale getirerek güçlendirmede önemli bir rol oynadığını söyledi.

Güçlü kredi kalitesi ve gelişmiş küresel derecelendirmeler

Suudi ihraçlarının kredi kalitesine ilişkin olarak Kheirallah, Suudi Arabistan’ın güçlü mali tabanı ve Vizyon 2030'un başarılı bir şekilde uygulanması sayesinde gelişmekte olan piyasalar arasında en istikrarlı ve cazip ülke ihraççılarından biri haline geldiğini vurguladı.

Bu gelişme, Moody's'in Kasım 2024'te Suudi Arabistan'ın notunu A1'e yükseltmesi ve Standard & Poor's'un mart ayında notunu A+'ya yükselterek Krallığı en yüksek yatırım yapılabilir notlar arasına yerleştirmesiyle küresel kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına açıkça yansıdı.

Küresel endekslere dahil olma

Kheirallah, Suudi tahvillerinin başlıca küresel endekslere dahil edilmesinin küresel kurumsal yatırımcılardan gelen talebi önemli ölçüde artırmasını bekliyor. Suudi bonoları JP Morgan gibi endekslere dahil edildiğinde, bu endeksleri takip eden fonlar portföylerinin bir kısmını Suudi Arabistan'a ayırmak zorunda kalıyor ve ‘bu sadece düzenli yatırım akışını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırımcı tabanını emeklilik fonları ve devlet varlık fonları gibi büyük küresel kurumları da kapsayacak şekilde genişletiyor.’

fgthyj

Kheirallah, endekslere dahil edilmenin ‘piyasanın olgunluğunun ve şeffaflığının bir kanıtı’ olduğunu ve Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'un bir parçası olarak finansal piyasalarını geliştirme taahhüdünü yansıttığını belirterek, “Bu da nihayetinde gelecekte likiditenin artmasına ve borçlanma maliyetlerinin düşmesine yol açacaktır” dedi.

İhtiyaç ve sürdürülebilirlik arasında

Kheirallah, borcun GSYİH'ye oranındaki (%29,9) artışla ilgili olarak, bu artışın ekonomiyi çeşitlendirmek ve petrole bağımlılığı azaltmak için projeleri finanse etmeye yönelik stratejik planın bir parçası olduğunu açıkladı.

“Düşük faiz oranları sayesinde borç servis maliyetleri kontrol altında olsa da, faiz oranlarının önemli ölçüde yükselmesi veya yeterli ekonomik büyüme olmadan borç birikiminin devam etmesi durumunda riskler ortaya çıkacaktır” diyen Kheirallah, mali sürdürülebilirliği korumak ve borçlanmaya bağımlılığı en aza indirmek için çeşitlendirme çabalarının devam etmesinin ve petrol dışı gelirlerin artırılmasının önemini vurguladı.

Kheirallah sözlerini Suudi Arabistan'ın yüksek kredi notlarının yatırımcıların Krallığın ekonomik gidişatına olan güvenini yansıttığını, ancak bu notların korunmasının mali disiplinin sürdürülmesini ve hedeflenen yapısal reformların başarısını gerektirdiğini vurgulayarak tamamladı.