Beklenen Körfez savaşı Süveyş Kanalı'nı etkiler mi?

Amerikan uçak gemisi Süveyş Kanalından geçerken (Independent Arabia)
Amerikan uçak gemisi Süveyş Kanalından geçerken (Independent Arabia)
TT

Beklenen Körfez savaşı Süveyş Kanalı'nı etkiler mi?

Amerikan uçak gemisi Süveyş Kanalından geçerken (Independent Arabia)
Amerikan uçak gemisi Süveyş Kanalından geçerken (Independent Arabia)

Körfez’de patlak veren her savaşta Kızıldeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı ön plana çıkıyor ve olumlu veya olumsuz etkilenmesine dair bir tartışmadır başlıyor.
BAE Dışişleri Bakanı’nın 12 Mayıs Pazar sabahı dört ticaret gemisinin bölgesel suların yakınlarında bir sabotaj eylemine maruz kaldığını, bu saldırının Fuceyre Emirliği yakınlarındaki doğu sahiline doğru gerçekleştirildiğini ve söz konusu ticaret gemilerinin pek çok milletten sivil gemiler olduğunu duyurmasının ardından olaylar hızla tırmanıyor
Gelir toplamı
Süveyş Kanalı İdaresi eski Vekili Amiral Abdulkadir Derviş, Independent Arabia’dan Mahmud Abduh’a yaptığı açıklamada, “Hiç şüphe yok ki Arap Körfezi’ndeki gerilim, Süveyş Kanalı’nın gelirlerine olumsuz etkide bulunacak. Gerek Birinci ve gerekse İkinci Körfez Savaşı’ndaki (Çöl Fırtınası) benzer tecrübelerin olumsuz ticari etkileri olmuştu ancak bunların çoğu kötü değildi. Nitekim o zaman Süveyş Kanalında petrol, silah ve mühimmat geçişi aktifti” ifadelerine yer vererek “uluslararası anlaşmalar ve diğerlerine göre ticari gelirlerin askeri gelirlerden daha fazla olduğunu” vurguladı.  
Körfez Savaşı
Arap Körfezi’nde patlak veren her savaşın ardından Mısır’daki Süveyş Kanalının gelirleri için ufukta olumlu veya olumsuz etkiler beliriyor. Şu üç savaşta yaşanan da bu idi: Irak ve İran arasında çıkan ve 8 sene süren Birinci Körfez Savaşı (1980-1988); BM’nin onayıyla 34 ülkeden oluşan Koalisyon Güçleri’nin Kuveyt’i Irak’ın işgalinden kurtarmak üzere başlattığı İkinci Körfez Savaşı (1990); İngiltere ve Avustralya’nın desteğiyle ABD tarafından Irak’ın askeri olarak işgaline yol açan üçüncü savaş (2003).

Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Korgeneral Muhab Memiş
Abraham Lincoln Kanalı geçiyor

ABD uçak gemisi Abraham Lincoln’un Fuceyre saldırısının akabinde Süveyş Kanalını geçmesi ile birlikte olaylar hızla tırmanmaya başladı. Bu durum, daha önce Oğul George Bush’un liderliğindeki Birinci Körfez Savaşı’nda da yaşanmıştı.
Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Korgeneral Muhab Memiş, “Yeni Süveyş Kanalı projesinin müşterilere sağlanan denizcilik hizmetlerini iyileştirmede bir başarıya imza atarak denizci toplumunun güvenini kazandığını ve bu gelişmenin doğuyu batıya bağlayan en önemli deniz yolu olarak Kanalın uluslararası öncü konumunu pekiştirdiğini” belirterek su yolunu ve Süveyş Kanalı üzerinden küresel ticaret hareketliliğini güvence altına alma ve Heyetin ana tesislerini koruma faaliyetlerinin yeterliğinden övgü ile bahsetti.
66 gemi kanaldan geçiyor
Görünüşe göre Süveyş Kanalı İdaresi, Amerikan filosunun geçişinin ardından güvence vermek istemiş olacak ki 15 Mayıs’ta bir basın açıklaması yaptı. İdarenin açıklamasında, “Kanalın denizcilik hareketi, iki yönlü olarak 66 geminin beklemeden geçişiyle gemi sayısı ve yük taşımacılığında rekor seviyeye ulaştı. Kuzeyden gelen 41 gemi, 1.9 milyon ton yük taşırken güneyden gelen 25 gemi, Kanalın yeni su yolundan 2.1 milyon ton yük geçirdi ki bu toplamda 4 milyon ton eder” ifadelerine yer verildi.

Ever Golden gemisi, Port Said’e yönelmiş olarak Süveyş Kanalı’ndan geçerken (Independent Arabia)
Gelir artışı

Independent Arabia’ya konuşan Süveyş Kanalı İdaresi Başkan Danışmanı General Halid el-İzazi, İdarenin geçen yıla kıyasla gelirlerini şimdiye kadar %3,4 oranında artırdığını belirtti. Geçtiğimiz nisan ayında Süveyş Kanalındaki ticari hareketlilikte, geçen yılın aynı ayına kıyasla %6,5’e varan bir artışla 1580 gemi geçişi yaşandığına dikkat çeken el-İzazi, bu artışa yük taşımacılığında %6,3’lük bir artışın eşlik ettiğini ifade etti. Bununla birlikte geçen nisan ayında günlük gemi geçiş süresi ortalama 49,4 ila 52,7 arasında iken günlük net yük ortalamasının 3 milyon tondan 3.2 milyon tona doğru bir yükselme kaydettiğine işaret etti. Zehran, İdarenin 3 sene içinde toplam 9 milyar cüneyh (5 milyon dolar) elde ettiğini açıkladı.
Mısır, Süveyş Kanalında iyileştirmeleri sürdürüyor
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 18 Mayıs’ta İsmailiye valiliğinin yürüttüğü birkaç kalkınma projesinin açılışını gerçekleştirdi. Özellikle Süveyş Kanalı tünelleri projesi ile devlet, Sina’yı kanal şehirleri yoluyla ülkenin kalbine bağlamaya çalışıyor ve İsmailiye’nin doğusu ile batısını karşılıklı olarak birleştirmeyi hedefliyor. Yeni tünellerden geçiş süresi yaklaşık 10 dakika. En önemli şeylerden biri, tünel içinde hızın radar gözetiminde 60 km oluşu. Her iki tünel de arabalar için çift yönlü yol içeriyor. Süveyş Kanalı tünellerinin uzunluğu 5820 metre 70 ve 53 metre derinlikleri ile yeryüzünün en alçak yüzeyi ile Süveyş Kanalının en alçak su yolundan geçiyor.
Tünellerin inşa maliyeti
Kanal tünellerinin kazı ve inşa maliyeti yaklaşık 12 milyar cüneyh (7 milyon dolar) tutarında. Temmuz 2016’dan başlayarak 2019’a kadar tünel inşaatında 3 bin mühendis, teknisyen ve amele çalıştı. Bu sayı, yerel ve kıtasal düzlemde en büyük sayı olarak kabul ediliyor ve Sina’yı ekonomik ve sosyal anlamda geniş ufuklara doğru taşıyor.
Arap Körfezi’nde dördüncü bir savaşın patlak vermesi halinde Süveyş Kanalının gelirlerinin etkileneceğine pek ihtimal vermeyen Mısır Araştırma Merkezi Başkanı Amiral Hani Ganim, “Körfez ülkelerinin sahip olduğu ticaret hacmi, toplamın yüzde 10’unu oluşturmakla Kanalı kullanan tüm dünya ülkelerinin toplam ticaret hacminin büyük bir bölümünü oluşturmamış oluyor. Süveyş Kanalı İdaresi, şu anda esnek bir pazarlama politikası benimsiyor. Deniz taşımacılığı endüstrisindeki tüm değişikliklere karşı son derece mesleki ve esnek bir tavır almak ve küresel ticaret hareketliliğinin iyileşmesi ile büyük küresel ekonomilerin büyüme göstergelerinden faydalanmak, Yeni Süveyş Kanalı kazısından sonra Kanalı geçmeyen yeni denizcilik hatlarının ilgisini çekmeye katkı sağlamıştır” ifadelerini dile getirdi.



Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkanı Burhanettin Duran, bugün yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan özel uçağın Ankara yakınlarında düşmeden önce elektrik arızası bildirdiğini ve acil iniş talebinde bulunduğunu söyledi.

Açıklamada ayrıca, Dassault Falcon 50 tipi uçağın dün TSİ 17:17'de Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru havalandığı ve TSİ 17:33'te elektrik arızası nedeniyle hava trafik kontrolüne acil durum bildirdiği belirtildi.

Libya ve Türk yetkililer, kazada üç mürettebat da dahil olmak üzere 8 kişinin öldüğünü açıkladı.

Duran, hava trafik kontrolünün uçağı Esenboğa Havalimanı'na yönlendirdiğini ve acil durum prosedürlerinin uygulandığını, ancak uçağın iniş sırasında 17:36'da radar ekranlarından kaybolduğunu ve iletişimin kesildiğini söyledi.

gthyu
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün Ankara'da Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali el-Haddad ile görüşmesi sırasında (Türkiye Savunma Bakanlığı- X)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya daha önce yaptığı açıklamada, uçağın Ankara'nın Haymana ilçesi üzerinde uçarken acil iniş talebinde bulunduğunu ve enkazın daha sonra aynı ilçenin Kesik Kavak köyü yakınlarında bulunduğunu belirtmişti.

Duran, İçişleri Bakanlığı'nın operasyonu başlatmasının ardından arama kurtarma ekiplerinin kaza yerine ulaştığını ve kazanın nedenine ilişkin soruşturmanın tüm ilgili makamların katılımıyla devam ettiğini kaydetti.

Uluslararası alanda tanınan Libya hükümeti, ölenler arasında Ordu Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali Ahmed el-Haddad, Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı, Askeri Üretim Otoritesi Direktörü, Libya Ordusu Genelkurmay Başkanının danışmanı ve Genelkurmay Başkanının medya ofisinden bir fotoğrafçının bulunduğunu açıkladı.

Libyalı yetkililer, uçağın Malta'dan kiralandığını ve orada kayıtlı olduğunu belirterek, olayla ilgili soruşturma kapsamında uçağın sahipliği, önceki sorun kayıtları ve teknik özellikleri gibi bilgilerin inceleneceğini ifade etti.


Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

TT

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘tarif edilemez ölçüde büyük insani acı’ uyarıları yaptığı bir dönemde, Sudan’da geçiş hükümetinin başbakanı Kâmil İdris, ülkesinde bin gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi üyelerine sundu. Aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’yu (Hamideti) derhal insani ateşkesi kabul etmeye çağırdı.

Burhan ile Hamideti’nin bu önerileri kabul edip etmeyeceği henüz netlik kazanmazken, HDK’nin geçtiğimiz kasım ayı başında bir insani ateşkesi kabul ettiği hatırlatıldı.

İdris, pazartesi akşamı New York’ta düzenlenen BM Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, “Sudan, savaş nedeniyle varoluşsal bir krizle karşı karşıya” dedi. Söz konusu girişimin ‘bir yanılsamadan değil, bir zorunluluktan; bir zaferden değil, bir sorumluluktan’ doğduğunu ifade eden İdris, planın BM, Afrika Birliği (AfB) ve Arap Birliği gözetiminde ateşkes ilan edilmesini, HDK’nin kontrol ettiği tüm bölgelerden çekilmesini, kamplara taşınmasını ve silahsızlandırılmasını öngördüğünü belirtti.

Zorunlu değil

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’dan oluşan Uluslararası Dörtlü’nün desteklediği ateşkese dolaylı bir gönderme yapan Kâmil İdris, hükümetin önerisinin ‘yerel olarak hazırlandığını ve dışarıdan dayatılmadığını’ vurguladı. HDK’nin kamplarla sınırlandırılmaması halinde ateşkesin ‘başarı şansının olmadığını’ belirten İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesine girişimine destek çağrısında bulundu. İdris, “Bu girişim, Sudan’ın uçurumun kenarından geri döndüğü ve uluslararası toplumun tarihin doğru tarafında yer aldığı bir an olabilir” dedi. İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘çöküşün tanığı olarak değil, toparlanmanın ortağı olarak anılması gerektiğini’ ifade etti.

frgt
New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi oturumundan (BM)

Öte yandan, İdris’ten önce BM Güvenlik Konseyi üyelerine hitap eden ABD’nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Jeffrey Bartos, Trump yönetiminin ilerlemenin yolu olarak insani ateşkes önerdiğini söyledi. Bartos, “Savaşan iki tarafı bu planı ön koşulsuz ve derhal kabul etmeye çağırıyoruz” dedi. Bartos, Trump yönetiminin Darfur ve Kordofan bölgelerindeki dehşet verici şiddeti ve Sudan ordusu ile HDK tarafından işlenen, hesap sorulması gereken vahşetleri şiddetle kınadığını belirtti.

Bu açıklamalar, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçtiğimiz cuma günü yaptığı değerlendirmeleri de hatırlattı. Rubio, yeni yılın Sudan’da insani ateşkes için bir fırsat sunduğunu belirterek, “Odaklanmamızın yüzde 99’u bu insani ateşkese ve ona mümkün olan en kısa sürede ulaşmaya yönelik” dedi. Yeni yılın iki taraf için de anlaşmaya varmak adına büyük bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Rubio, bu yönde azami çaba gösterdiklerini söyledi. Rubio, “Orada yaşananlar dehşet verici, gerçekten korkunç” diye konuştu.

sxdcfg
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında (AFP)

Silah tedariki konusunda Rubio, “Bu konuda bazı ilerlemeler kaydedebileceğimizi umuyoruz, ancak ilerleme kaydetmek için dış aktörlerin nüfuzlarını kullanmaları gerektiğini biliyoruz” dedi.

Silah tedariki

BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Halid Hıyari, gelişmiş silahların kesintisiz sevkiyatıyla körüklenen Sudan’daki savaşa ilişkin artan endişelerini dile getirdi. Hıyari, silah tedarikini durdurmayı reddeden ülkeleri eleştirirken, uzlaşmaya yanaşmayan ve gerilimi düşürme iradesi göstermeyen hükümet güçleri ile yarı askerî unsurları da hedef aldı.

Hıyari, “Bu ülkeler petrol gelirlerini korumak için çatışmaları durdurmayı başarabildi, ancak kendi halklarını korumak söz konusu olduğunda bunu yapmayı başaramadı” dedi. Her iki tarafın destekçilerine nüfuzlarını ‘katliamı durdurmaya yardımcı olmak için kullanmaları’ çağrısında bulundu.

Son gelişmelerin, ‘çatışmanın giderek daha karmaşık bir nitelik kazandığını ve bölgesel boyutlarının genişlediğini’ gösterdiği uyarısında bulunan Hıyari, bu eğilimlere müdahale edilmemesi halinde Sudan’ın komşularının ülke içinde ve çevresinde bölgesel bir çatışmaya sürüklenebileceğini söyledi. Çatışmanın özellikle kaygı verici yönlerinden birinin, her iki tarafın da insansız hava araçlarını (İHA) yoğun şekilde kullanarak rastgele saldırılar düzenlemesi olduğunu belirten Hıyari, bunun çok sayıda sivil can kaybına yol açtığını ifade etti. Silah akışının, daha gelişmiş ve daha ölümcül hâle gelerek sürmesinin çatışmanın temel itici gücü olmaya devam ettiğini vurgulayan Hıyari, “Bu akışın durdurulması yönündeki çağrılar görmezden gelindi ve kimse hesap vermedi” dedi.

Hıyari, durumun daha fazla kötüleşmesini önlemek, Sudan’ın birliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için ‘hızlı ve eşgüdümlü bir hareketin’ gerekli olduğunu kaydetti.

BM Genel Sekreteri’nin Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra’nın, şiddeti azaltmaya ve sivillerin korunmasını güçlendirmeye yönelik somut ve uygulanabilir tedbirler üzerinde görüşmeler yapılması için çatışmanın taraflarıyla temas hâlinde olduğunu bildiren Hıyari, odağın şu anda AfB öncülüğünde yürütülecek kapsamlı bir Sudan diyaloğuna destek vermek olduğunu söyledi. Bu sürecin, sivil liderliğinde güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi geçişin önünü açmasının hedeflendiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Operasyonlar ve Savunuculuk Bölümü Direktörü Edem Wosornu ise “Bu çatışmanın vahşeti sınır tanımıyor” diyerek, Kordofan eyaletinin şiddet ve acının yeni merkezi hâline geldiğine dikkat çekti. Wosornu, BM’nin, HDK’nin el-Faşir’i ele geçirmesi sırasında ve sonrasında uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerine ilişkin yeni raporlar almaya devam ettiğini, bunlar arasında toplu katliamlar ve cinsel şiddet vakalarının da bulunduğunu söyledi.

BAE'nin pozisyonu

BAE'nin BM Daimî Temsilcisi Muhammed Ebu Şihab, insani ateşkesin derhal hayata geçirilmesi ve buna en acil şekilde ihtiyaç duyan Sudanlı sivillere yardımların ulaştırılması için acil bir fırsat bulunduğunu söyledi. Tarihten çıkarılan dersler ile mevcut gerçeklerin, savaşan taraflardan herhangi birinin tek başına yürüteceği çabaların sürdürülebilir olmadığını ve yalnızca savaşın uzamasına yol açacağını ortaya koyduğunu vurguladı. Ebu Şihab, insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkes sağlanması ve ‘çatışan taraflardan bağımsız, sivil yönetime giden bir sürecin’ başlatılması gerektiğini ifade etti.


Ukrayna'da esir alınan iki Kuzey Koreli savaş esiri Güney Kore'de "yeni bir hayat" arıyor

İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
TT

Ukrayna'da esir alınan iki Kuzey Koreli savaş esiri Güney Kore'de "yeni bir hayat" arıyor

İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)

AFP'nin bugün gördüğü bir mektuba göre, Ukrayna'da esir tutulan iki Kuzey Koreli savaş esiri, Güney Kore'de "yeni bir hayata" başlama arzusunu dile getirdi.

İki asker, ekim ayı sonlarında Seul merkezli bir insan hakları örgütüne yazdıkları mektupta, "Güney Kore halkının desteği sayesinde yeni hayaller ve özlemler yeşermeye başlıyor" ifadelerine yer verdi.

Güney Kore ve Batı istihbarat teşkilatları, Kuzey Kore'nin, Rusya'nın yaklaşık dört yıldır süren Ukrayna işgalini desteklemek için binlerce asker gönderdiğini bildiriyor. Daha önceki haberler, ocak ayında Kiev tarafından savaşta yaralandıktan sonra gözaltına alınan iki kişinin Güney Kore'den sığınma talebinde bulunduğunu belirtmişti.

Mektupta, iki adam kendileri adına çalışanlara "bizi cesaretlendirdikleri ve bu durumu bir trajedi olarak değil, yeni bir hayatın başlangıcı olarak gördükleri için" teşekkür ettiler. "Yalnız olmadığımıza inanıyoruz ve Güney Kore'dekileri babalarımız ve kardeşlerimiz olarak görüyoruz ve onlara yönelmeye karar verdik" ifadelerini kullandılar.

Mektup, güvenlikleri için isimleri açıklanmayan iki asker tarafından imzalanmıştı.