Suriyeli muhalifler Hama’nın kuzeyindeki rejim kuvvetlerine büyük çaplı saldırı başlattı

İdlib kırsalındaki Maaret el-Numan’da meydana gelen hava saldırılarının ardından (AFP)
İdlib kırsalındaki Maaret el-Numan’da meydana gelen hava saldırılarının ardından (AFP)
TT

Suriyeli muhalifler Hama’nın kuzeyindeki rejim kuvvetlerine büyük çaplı saldırı başlattı

İdlib kırsalındaki Maaret el-Numan’da meydana gelen hava saldırılarının ardından (AFP)
İdlib kırsalındaki Maaret el-Numan’da meydana gelen hava saldırılarının ardından (AFP)

Suriye’de muhaliflerin oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC), Hama’nın kuzeyindeki Kefr Nebude kasabasının muhalifler tarafından kurtarılmasının ardından, rejim kuvvetlerinin Batı Hama kırsalındaki mevzilerine büyük çaplı bir saldırı başlattıklarını duyurdu.
UKC, Kefr Nebude kasabası içerisindeki rejim kuvvetlerinin Grad ve Katyuşa roketleri ile hedef alındığı saldırılara katılırken, Kefr Nebude’nin batısında rejime ait bir üs Kornet tipi füze ile imha edildi.
Öte yandan, Rusya Savunma Bakanlığı, Hmeymim Hava Üssü'ne 17 roket fırlatıldığını, hiçbirinin isabet etmediğini açıkladı.
Rus haber ajansı Sputnik’in aktardığına göre, Bakanlık, “Teröristler, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nden Hmeymim Üssü’ne çok namlulu roketatar sistemleriyle 17 roket fırlattı. Bunlardan 8'i üsse ulaşmadı. 9'u ise hava savunma birlikleri tarafından imha edildi" ifadelerini kullandı.
Suheyl Hasan’ın yeni videosu çıktı
Aktivisler, sosyal medya sitelerinde ‘Kaplan’ lakaplı Albay Suheyl Hasan’ın, Hama’nın kuzeyindeki savaştan bahsettiği anları gözler önüne seren yeni bir video paylaştı.
Suheyl’in söz konusu videoda unsurlarına hitaben, “Birçok savaşa girip, sert düşmanlarla mücadele ettiniz. Zafer bizim olacak” dediği görüldü.
Muhalifler Kefr Nebude’deki rejime karşı saldırı başlattı
Suriye rejim kuvvetleri, yakın zamanda İdlib’e bitişik Kuzey Hama kırsalını geri almak için büyük çaplı bir askeri operasyon başlatmış, el- Cenabire köyü, Osman Tepesi'ni, Kefr Nebude ilçesi ve Taş Tepesi gibi bazı belde ve stratejik tepeleri ele geçirmeyi başarmıştı.
Kasiyun haber ajansına göre, muhalifler rejimin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içinde ele geçirdiği bölgeleri geri almak için Kefr Nebude’ye saldırı başlattı. 10 saat süren çatışmaların ardından, muhalifler kasabayı tamamen ele geçirdi. 60’dan fazla rejim unsuru öldürülürken, Kefr Nebude Operasyon Odası Komutanı Albay Abdülkerim Süleyman yanındaki iki unsur ile birlikte yakalandı.
Askeri operasyon sürecek
HeyetuTahriru’ş Şam’a (HTŞ) bağlı İBA haber ajansı ise, Hama kırsalında rejimin son zamanlarda ilerlediği tüm alanlar geri alınana dek devrimci grupların geri kalanıyla askeri operasyonun süreceğini duyurdu.
Maaret el-Numan’da 12 sivil hayatını kaybetti
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre, İdlib kırsalındaki Maaret el-Numan’da bir halk pazarını hedef alan hava saldırılarında 12 sivil hayatını kaybetti, 18 kişi de yaralandı.
SOHR, hava saldırısının Suriye veya Rus hava kuvvetleri tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine değinmedi.
HTŞ ve rejim arasındaki çatışmada 52 ölü
Yine SOHR’un aktardığına göre, HTŞ, Salı günü Hama’nın kuzeyinde bulunan rejim kuvvetlerine karşı bir saldırı başlattı.
Çatışmalar Çarşamba gününe kadar devam ederken, 24 saat içinde 23’ü rejim güçleri, 29’u HTŞ unsuru olmak üzere 52 kişi öldürüldü.
“İdlib’deki askeri gözlem noktalarından vazgeçmeyeceğiz”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye rejiminin son zamanlarda bir kereden fazla hedef almasına rağmen, İdlib’deki askeri gözlem noktalarından vazgeçilmeyeceğini dile getirdi.
Akar, Milli Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen iftarda bir araya gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Savunma Bakanı Akar,İdlib’teki çatışmaların Türkiye'nin bölgedeki gözlem noktalarına kadar yaklaştığı kaydetmesi üzerine, ‘gözlem noktalarımızdan çekilmek, oraları boşaltmak gibi bir durumumuz olabilir mi?’ şeklinde gelen bir soruya, "Kesinlikle böyle bir şey yok. Hiçbir yerde yok. Türk Silahlı Kuvvetleri nerede olursa olsun bulunduğu yerden geriye bir tek adım dahi atmayacak" diyerek yanıt verdi.
4 milyon insanın yaşadığı bölgede istikrarı ve ateşkesi sağlamak için yoğun çaba gösterdiklerini ifade eden Akar, "Rejim güneyden başlayan dört yerden üçüne varil bombaları, uçaklardan atılan bombalarla hakim oldu. Benzer şekilde İdlib'de de bir şeyler yapmaya kalktılar. 243 bin diye başladı 350 bine varacak şekilde güneyden kuzeye doğru nüfus yer değiştirdi.  BM'de buna duyarlılık gösterdi. Hemen açıklamalarda bulundular, ateşkesin sağlanması ve idamesini istediler. Eğer bu devam etseydi oradan çıkacak 3,5- 4 milyon yeni trajedinin başlangıcı olacaktı" diye konuştu.
Akar, "Bu durumun sürdürülmesi için evvelsi gün Sayın Şoygu (Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu) ile bir daha telefonda görüştük. Rusya ile konuşmalarımızı, görüşmelerimizi sürdürmek suretiyle bu mutabakat muhtıralarında belirtildiği şeklinde bu sürecin devam etmesine gayret gösteriyoruz" dedi.
“Rejim İdlib'i almaya kendine hak görüyor”
Suriye rejimin bölgedeki alan hakimiyetini genişletmek için ciddi çaba sarf ettiğini dile getiren Akar, "İdlib'i almaya kendine hak görüyor. Biz de 'Bu sizin toprağınız olabilir fakat buradaki insanlar sizin zulmünüzden kaçan insanlar' diyoruz. Dolayısıyla anayasa yapılıncaya, seçimler yapılıncaya, hükümet kurulduktan sonra diğer devletlerle birlikte biz de yapılması gereken neyse onu yapacağız diyoruz" yorumunda bulundu.
Akar’ın bu açıklamaları ile eş zamanlı olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait zırhlı personel taşıyıcı komando ve mühimmat yüklü araçlardan oluşan 5 ayrı askeri konvoy, Kefr Lusin bölgesinden İdlib’e girdi. Bu, 4 Mayıs'tan bu yana bölgeye yapılan üçüncü askeri takviye oldu.
Kaynaklar, TSK’ya ait askeri takviyelerin İdlib’deki gözlem noktalarına, özellikle de, rejim tarafından birden fazla hedef alınan Şahşabo dağı bölgesindeki Şeyr Mağar noktasına girdiğini öne sürdü.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.