Büşra Esed’in kızının Londra’daki mal varlığına el konuldu

Beşer Esed’in annesi Enise (ortada)
Beşer Esed’in annesi Enise (ortada)
TT

Büşra Esed’in kızının Londra’daki mal varlığına el konuldu

Beşer Esed’in annesi Enise (ortada)
Beşer Esed’in annesi Enise (ortada)

İngiliz Ulusal Suçlarla Mücadele Kurumu (NCA), Londra’da eğitim gören Büşra Esed’in kızının mal varlığına el konulduğunu açıkladı.
Kurumun soruşturmasının ardından Westminster Mahkemesi, Beşar Esed’in kız kardeşi Büşra Esed’in kızı Enise Şevket’in 21 Mayıs’ta 24 milyon 668 bin 24 sterlin değerindeki mal varlığına el konulmasına hükmettiğini açıkladı.
Hafız Esed’in eşinin ismini alan Enise, 2012 yılında Şam’da düzenlenen bir saldırıda hayatını kaybeden Büşra ve General Asıf Şevket’in kızıdır.
Dün yapılan basın açıklamasında, 2017 ve 2018 yıllarında İngiltere’deki Barclays Bank şubelerindeki Enise Şevket hesaplarına 56 kez para yatırıldığı ve Enise Şevket’in belirli bir gelir kaynağı bulunmamasına rağmen gönderilen paranın 150 bin sterlini bulduğu belirtildi.
NCA, bu durumun kara para aklama şüphesine yol açtığını açıkladı. Bu durum, iktidardaki Suriye rejiminin fonlarının kullanılabilirliğini kısıtlayan Avrupa Birliği’nin (AB) mali yaptırımlarına aykırılık içermekte.
Enise’nin annesi Büşra, uluslararası yaptırımlar listesindeki isimler arasında yer alıyor. Enise’nin babası Asıf Şevket 2011- 2012 yılları arasında Suriye Savunma Bakanı Yardımcılığı yaptı ve uluslararası yaptırımlara maruz kaldı.
NCA’dan Rob MacArthur, yaptığı açıklamada, “Araştırmalarımız, yasadışı finansmanın karmaşıklığı hakkında fikir veriyor. İngiltere bankalarındaki teminatsız mevduat, uluslararası yaptırımlara tabi kişiler tarafından biriktirilen servetten elde edilebilir” dedi.
Kurum’daki yetkililerden Rachel Herbert, “Bu durum, yasadışı fonları geri kazanmada, proaktif olarak varlık reddetme araçlarını kullanmanın değerini göstermektedir. Banka hesaplarına el konulması, NCA tarafından kullanılan önlemlerden biridir. Miktar çok büyük olmayabilir ancak yaptırımların ihlali, İngiltere’deki finansal sistemin bütünlüğünü baltalamaktadır” diye konuştu.
Kurumun soruşturmasında, Enise’nin Londra’da yıllık kirası 60 bin sterlin olan bir daire oturduğu belirlendi.
Kurumun; Barclays Bank’a Enise’nin Suriye'deki rejimle aile bağları olduğunu bildirmesinin ardından Enise Şevket’in hesapları banka tarafından dondurulmuştu.
Enise’nin avukatı Zübeyr Ahmet, kurumun mal varlıklarına el koyma talebine itiraz edildiğini açıkladı.



Netanyahu: Hamas'ı yok etmek rehineleri kurtarmaktan daha önemli

Dün Gazze Şehri'nde yıkılan bir evin girişindeki Filistinli çocuklar (AFP)
Dün Gazze Şehri'nde yıkılan bir evin girişindeki Filistinli çocuklar (AFP)
TT

Netanyahu: Hamas'ı yok etmek rehineleri kurtarmaktan daha önemli

Dün Gazze Şehri'nde yıkılan bir evin girişindeki Filistinli çocuklar (AFP)
Dün Gazze Şehri'nde yıkılan bir evin girişindeki Filistinli çocuklar (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'a karşı zafer kazanmanın, Gazze'deki İsrailli rehinelerin geri getirilmesinden "daha önemli bir hedef" olduğunu söyledi.

Netanyahu, kaçırılan askerlerin serbest bırakılmasının "çok önemli bir hedef olduğunu, ancak daha yüksek bir hedefin olduğunu" belirtti. Alman Haber Ajansı'nın, Times of Israel'in de aralarında bulunduğu İsrail medya kuruluşlarına dayandırdığı habere göre Netanyahu, "Nihai hedefimiz düşmanlarımızı yenmektir ve bunu başaracağız" ifadelerini kullandı.

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de daha önce İsrail Radyosu Celile'ye verdiği röportajda, Gazze'deki rehineleri geri getirmenin hükümetin "en önemli hedefi" olmadığını söylemişti.

Rehinelerin yakınları da uzun zamandır Netanyahu'yu, Hamas'ı yok etme amaçlı askeri operasyonla rehinelerin hayatlarını tehlikeye atmakla suçluyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısında kaçırılan 251 kişiden 58'i hâlâ Gazze'de rehin tutuluyor. İsrail ordusunun ölü ilan ettiği 34 kişi de bu kişiler arasında yer alıyor.

Öte yandan BM Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne uygulanan "acımasız ablukanın" kaldırılması çağrısında bulunarak, insani yardımların ve sivillerin hayatlarının pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini vurguladı.

Fletcher, açıklamasında, İsrail'in iki aydır yardım girişine koyduğu yasağı "acımasız bir toplu cezalandırma" olarak nitelendirdi.