​Huawei’yi ‘boğan’ savaşın ‘lojistik, üretim ve sipariş’ eksenleri

Huawei’yi ‘boğan’ savaşın ‘lojistik, üretim ve sipariş’ eksenleri ve Çinli şirketin kararlı duruşu (Reuters)
Huawei’yi ‘boğan’ savaşın ‘lojistik, üretim ve sipariş’ eksenleri ve Çinli şirketin kararlı duruşu (Reuters)
TT

​Huawei’yi ‘boğan’ savaşın ‘lojistik, üretim ve sipariş’ eksenleri

Huawei’yi ‘boğan’ savaşın ‘lojistik, üretim ve sipariş’ eksenleri ve Çinli şirketin kararlı duruşu (Reuters)
Huawei’yi ‘boğan’ savaşın ‘lojistik, üretim ve sipariş’ eksenleri ve Çinli şirketin kararlı duruşu (Reuters)

Lojistik kaynaklarının azalması, çalışma eklemlerinin felç olması ve üretimin düşmesi... Bu üç ana eksen, ABD’nin ÇİN devi Huawei’ye karşı başlattığı savaşın ölümcül darbeleri... Bu savaş, bir yandan gayri resmi bir şekilde dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında yaşanıyor gibi görünürken diğer yandan hali hazırda dünyayı kontrolü altına alan geleceğin teknoloji savaşını gözler önüne seriyor.
Çok sayıda uluslararası büyük şirketin cep telefonları ve iletişim ağları için gerekli çipler ve yarı iletkenlerin tedarikiyle ilgili olarak Çin devi Huawei ile işbirliğini askıya aldıklarını açıklamasından ve Google’ın Çinli şirketin ürettiği akıllı telefonların çalışma eklemlerini felç eden bir hamleyle Huawei’yi Andorid programından çıkarma kararından günler sonra uluslararası dev telekomünikasyon şirketleri dün, Huawei'ye verilen telefon siparişlerinin ve 5G ağlarının kurulmasıyla ilgili işbirliğinin askıya alındığını açıklayarak şirketin ürünlerini doğrudan boykot etmeye başladı.
İngiltere Merkezli telekomünikasyon şirketi Vodafone dün, Çin devinin ürünleriyle ilgili güvenlik standartlarına ilişkin tartışmaların yaşandığı bir dönemde beşinci nesil (5G) Huawei telefonlarının ön siparişlerini askıya alacağını açıkladı.
Şirketin sözcüsü yaptığı açıklamada, “İngiltere'deki Huawei Mate 20x siparişlerini geçici olarak durdurduk. Bu, Huawei’nin yeni 5G cihazlarıyla ilgili belirsizliğe ilişkin alınmış geçici bir önlemdir” ifadeleri kullandı.
İlgili bağlamda, büyük bir Japon telefon şirketi, ABD yönetiminin Amerikan şirketlerine çalışma yasağı koyduğu Huawei’ye ait ürünlerin satışını durdurmayı planlıyor. Japonya'nın en büyük telekomünikasyon şirketi olan “NTT DoCoMo”, Huawei’nin yeni ürünlerine yönelik siparişlerini durdurmayı düşündüklerini belirtti.
NTT DoCoMo şirketinin rakibi “KDDI Cop.” ise yeni “P30” model Huawei telefonun tanıtımını erteleyeceğini açıkladı. Dev telekomünikasyon devi Softbank'ın iştiraki olan Wye Mobile da benzer bir adım attı.
Bloomberg’in yayınladığı haberde, bu adımların, ABD merkezli “Apple”ı geçerek dünyanın satış rakamları açısından en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi haline gelen ve Güney Kore merkezli Samsung’u geçme yolunda ilerleyen Huawei’nin karşılaştığı zorluklara işaret edildi.
Huawei’siz 5G mümkün mü?
Huawei'nin 5G operatörü olarak, küresel üstünlüğüne karşı İngiltere'nin en büyük mobil operatörü olan EE dün yaptığı açıklamada, İngiltere'de Huawei teknolojisi olmadan 5G ağını uygulamaya koyulacağını duyurdu. EE, bunu yapan ilk operatör olacak. EE daha önce 5G destekli “Huawei Mate 20 X 5G” modelini İngiltere’ye getireceğini duyurmuştu. Ancak bu durum Çin’in İngiltere’deki telekomünikasyon sektörüne katılımıyla ilgili siyasi tartışmaları da beraberinde getirmişti.
Financial Times gazetesinin aktardığı açıklamalarında EE CEO’su Marc Allera, şirketin, Huawei'nin 5G destekli telefonlarının lansmanını “askıya aldığını” ve uzun vadeli sözleşmeler yapmak için gereken “hizmet garantisi” kapsamında bulunmadığını söyledi. Allera açıklamasında, “Google’ın Huawei ile bağları koparma kararından sonra, telefonların Android platformu olmadan çalışmaya devam edebilme olasılığına ilişkin tartışmalar nedeniyle söz konusu modelin lansmanını askıya almak zorunda kaldık” ifadelerini kullandı.
British Telecom Group (BT) iştiraki olan EE tarafından dün yapılan açıklamada, yeni yüksek hızlı mobil ağının 30 Mayıs'ta Birleşik Kırallık'ın Londra, Cardiff, Belfast, Edinburgh, Birmingham ve Manchester gibi toplam 6 şehrinde kullanılmaya başlanacağı ve 5G ağının 2019 sonunda bin 500 noktaya ulaştırılmasının planlandığı belirtildi. Allera, 5G ağının başlatılmasının “İngiltere'yi dijital cephede tutmaya” yardımcı olacağına işaret etti.
Öte yandan Huawei'nin kurucusu Ren Zhengfei, Washington’ın kendilerini fazla “hafife aldığını” belirterek ABD'nin şirkete yönelik attığı adımlara karşı uyardı.
Çin basınına konuşan Ren Zhengfei, şirketin ABD’nin uygulamalarından etkilenmeyeceğini belirterek 5G teknolojisi açısından Huawei’nin en yakın rakiplerine iki ya da üç yıllık fark attığını söyledi.
Çözüm ortaklarıyla iletişim
Bununla birlikte Huawei'ye bir darbe de ARM'den geldi. BBC’nin ARM şirketinin iç kaynaklarına dayandırdığı haberine göre İngiltere merkezli çip tasarımcısı ABD’nin yaptırımları çerçevesinde Huawei ile olan işleri askıya aldı. BBC haberine göre şirket, çalışanlarına Huawei ve bağlı kuruluşları ile “tüm aktif sözleşmeleri, desteği ve bekleyen sözleşmeleri” durdurma talimatı verdi. Japonya merkezli Softbank’ın satın aldığı ARM’nin tasarladığı çipler, ABD menşeli teknolojiyle üretiliyor. Ancak Huawei tarafından dün yapılan açıklamada çözüm ortağı olan ARM ile işbirliğinin askıya alınması sorununun çözülebileceğine inanılıyor. Huawei sözcüsü yaptığı açıklamada, “Ortaklarımızla olan yakın ilişkilerimize değer veriyoruz. Ancak bununla birlikte siyasi olarak alınmış kararlar sonucunda karşılaştıkları baskıları anlıyoruz. Bu talihsiz durumun çözülebileceğine inanıyoruz. Önceliğimiz, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimiz için dünya standartlarında teknoloji ve ürünler üretmeye devam etmeyi sürdürmek” ifadelerini kullandı.
Google’ın elinden kurtulmak
İkinci eksen çerçevesinde ise dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi için büyük önem arz eden işletim sistemi geliyor. Huawei’den yetkili bir isim şirketin en geç ilkbaharda kendi işletim sistemini kullanıcılarına sunacağını belirtti.
Android İşletim Sistemi’nin sağlayıcısı Google, ABD’nin Çinli şirkete uyguladığı kısıtlamalar sonucunda Huawei’nin Android lisansının iptal edileceğini duyurdu.
Huawei CEO'su Yu Chengdong, Salı akşamı, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler, televizyonlar ve arabalarda kullanılmak üzere geliştirmeye başladıkları işletim sisteminin yakında hazır olacağını söyledi. Yu, Çin merkezli “Phoenix ifeng Tech” adlı internet sitesinde yer alan bir makalede, Huawei'nin kendi işletim sistemini ilkbahar veya yaz mevsiminde duyuracağını söyledi. Yu, Mart ayında Alman Deutsche Welle (DW) gazetesine verdiği demeçte, Huawei'nin ABD teknoloji şirketlerinin kendisiyle çalışmasının engellenmesine karşın kendi işletim sistemini geliştirdiğini belirtmişti. Yu, “alternatif bir plan olarak”  temel bir işletim sistemi üzerinde çalıştıklarını, ancak Huawei’nin Google ve Microsoft’un sistemlerini kullanmayı tercih ettiğini kaydetmişti.
ABD Ticaret Bakanlığı, son haftalarda Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşının artmasıyla birlikte ABD’li şirketlerin onay almadan Huawei ile çalışmasını yasakladı. Ancak Bakanlık daha sonra kara listeye soktuğu Huawei'ye uygulanan ticari kısıtlamaların bir kısmını 90 günlüğüne askıya aldığını açıkladı.
Huawei, 2012'den bu yana 7 yıldır geliştirilmekte olduğu düşünülen “Project Z” adlı kendi işletim sistemini kullanmaya başlayacak. Kaynaklar, yeni işletim sisteminin, şirketin sorununu ne kadar çözeceğinin henüz belli olmadığını, ancak bununla birlikte Android sisteminin desteklediği geniş uygulama yelpazesine ulaşması için yeni sistemin güçlü bir giriş yapabilmesi adına tanıtımının yaza kalabileceğini söylüyorlar.
İki ucu keskin bıçak
Washington, Çinli şirketi, Pekin’in diğer ülkelerde casusluk yapmasına yardım etmekle suçluyor. Ancak şuana kadar söz konusu suçlamayı destekleyen herhangi bir kanıt sunamayan Washington, Avrupa ülkelerine Huawei’nin 5G destekli cep telefonlarının kullanımının bu ülkelerin ulusal güvenliği için tehlike arz ettiğini öne sürerek Huawei ürünlerinin kullanımını yasaklamaları için baskı yapıyor.
Ancak savaşın harareti ve Huawei’nin karşısında çok sayıda cephenin olmasına rağmen ABD merkezli “Tech Radar” internet sitesi, Başkan Trump’ın Huawei Technologies Şirketi’ni yasaklama kararının iki ucu keskin bir bıçak olduğunu ve bu durumun küresel ekonomilerde teknoloji endüstrisini etkileyeceğini düşünüyor.
Site, haberinde şirketin 5G çözümlerinin rakipleri karşısında düşük maliyetli ve rekabetçi bir hizmet sunması sebebiyle ABD’nin - büyük olasılıkla - Avrupa ülkelerini Çinli şirketi yasaklamaya zorlayamayacağını söyledi.
Site ayrıca ABD yönetiminin aldığı kararın - kesinlikle -ABD'deki çip üreticilerinin satışlarına ve Çin'deki satıcıların satış hacimlerine yansıyacağını belirtti. Ardından şunu ekledi;
“Washington, küresel olarak bazı ülkelerin kararlarını etkileyecek yeterli nüfuza sahip. Bu nedenle söz konusu nüfuz, Trump yönetimi tarafından Çinli şirkete uygulanan kuşatmanın genişletilmesinde kullanılabilir.”



Çin'in yapay zeka atılımı: "Düşünebilen model, OpenAI'yı geride bıraktı"

ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)
ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)
TT

Çin'in yapay zeka atılımı: "Düşünebilen model, OpenAI'yı geride bıraktı"

ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)
ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)

Çin merkezli teknoloji şirketi DeepSeek, yeni yapay zeka modelini açık kaynaklı olarak yayımladı. Şirket yeni araçlarının, OpenAI'ın benzer modellerini geride bıraktığını öne sürüyor.

DeepSeek, Kasım 2024'te önizleme versiyonunu kullanıma sunduğu R1 serisini, açık bir MIT lisansı altında 20 Ocak Pazartesi günü piyasaya sürdü. 

MIT lisansı sayesinde yapay zeka modelinin kodu incelenebiliyor, değiştirilebiliyor ve ticari olarak kullanılabiliyor. 

R1, OpenAI'ın geçen yıl çıkan o1 serisi gibi "düşünebilen" veya "mantık yürüten" yapay zeka sınıfında yer alıyor. 

ChatGPT gibi geniş dil modellerinden farklı çalışan bu araçlar, verdikleri yanıtların doğruluğunu kontrol ediyor ve bu nedenle cevap vermeleri biraz daha zaman alıyor. Ancak hata yapma ihtimalini azaltan "düşünce zinciri" sistemi, özellikle bilimsel çalışmalarda ciddi fayda sağlıyor. 

DeepSeek, R1'in matematik, kelime problemleri ve programlama gibi testlerde OpenAI'ın o1'inden daha iyi performans gösterdiğini bildiriyor. Şirketin verilerine göre R1'in geride kaldığı testlerde bile iki model arasında çok az fark var.

Diğer yandan Ars Technica, yapay zeka testlerinin gerçek performansı her zaman yeterince iyi yansıtmadığını ve bu sonuçların henüz bağımsız bir şekilde doğrulanmadığını ifade ediyor.

R1 ailesinin en gelişmiş versiyonu 671 milyar parametre içeriyor. Parametreler temelde modelin problem çözme becerilerinin ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. 

Şirket, R1'in 1,5 milyarla 70 milyar parametre arasında değişen "damıtılmış" versiyonlarını da yayımladı. Bunların en küçüğü dizüstü bilgisayarda çalışabilirken, en gelişmiş versiyonu daha güçlü bir donanım gerektiriyor. 

TechCrunch'a göre DeepSeek'in yeni yapay zeka ailesi, performansının yanı sıra o1'den yüzde 90 civarında daha ucuza satılmasıyla da öne çıkıyor. Ayrıca açık kaynaklı modeller genellikle o1 gibi muadillerinin gerisinde kaldığı için R1, teknoloji meraklılarının dikkatini çekti. 

George Mason Üniversitesi'nde yapay zeka alanında çalışan Dean Ball, X'teki gönderisinde şöyle yazdı:

DeepSeek'in damıtılmış modellerinin etkileyici performansı, çok yetenekli muhakeme cihazlarının yaygın bir şekilde çoğalmaya devam edeceği ve yukarıdan aşağıya herhangi bir kontrol rejiminin gözünden uzakta, yerel donanımlarda çalıştırılabileceği anlamına geliyor.

Yeni yapay zeka modelinin, Çin merkezli diğer araçlar gibi karşılaştığı bir sorun var. Asya ülkesindeki yasalara göre "temel sosyalist değerleri içermesi" gereken araçlar, Tayvan'ın özerkliği gibi belirli konular hakkında yanıt vermiyor. Ancak model bulutta değil, Çin dışında yerel olarak çalıştırıldığında böyle bir sınırlama yaşanmıyor. 

ABD ve Çin arasındaki yapay zeka yarışı

DeepSeek'in son serisi, ABD'nin yapay zeka teknolojilerini Çin'e satışına daha fazla kısıtlama getirmeyi düşündüğü bir dönemde çıktı. 

Çin'deki şirketlerin gelişmiş yapay zeka çipleri satın alması daha önce engellenmişti. Ancak görevden ayrılan Joe Biden yönetiminin teklif ettiği yeni düzenlemeler yürürlüğe girerse kısıtlamaların kapsamı genişleyecek. Uzmanlar bu değişikliğin, Çin'in özellikle Ortadoğu'daki ülkeler aracılığıyla ABD çiplerine erişmesini engellemeyi amaçladığını söylüyor. 20 Ocak'ta göreve başlayan Donald Trump, bu teklifle ilgili henüz yorum yapmadı.

Ancak son gelişmelere bakılırsa ABD'nin kısıtlamaları Çin merkezli teknolojilerin önüne geçemiyor. 

TechCrunch, DeepSeek'in yanı sıra Çin merkezli Alibaba ve Kimi'nin de o1'i geride bıraktığı öne sürülen yapay zeka modelleri geliştirdiğini aktarıyor. 

Ayrıca DeepSeek, Aralık 2024'te DeepSeek-V3 adlı başka bir yapay zeka modelini piyasaya sürmüştü. ChatGPT'ye rakip olan araç, GPT-4o ve Anthropic'in Claude Sonnet 3.5'ini yakalamış, Meta ve Alibaba teknolojilerini geride bırakmıştı. 

Şirket, V3'ü sadece iki ayda 5,5 milyon dolara geliştirdiğini öne sürüyor. Uzmanlar bu miktarın, Silikon Vadisi'nde üretilen araçlara harcananın çok altında kaldığını ifade ediyor.

New York Times'a göre ABD'nin kısıtlamalarının, Çinli bilim insanlarını daha yaratıcı yöntemler bulmaya itmesiyle gelişmiş teknolojiler ortaya çıkıyor olabilir. 

ChatGPT'nin eğitim verilerini işlemek için 10 bin Nvidia GPU'ya ihtiyaç duyduğu tahmin edilirken, DeepSeek mühendisleri V3'ün sadece 2 bin çiple eğitildiğini söylüyor.

OpenAI'ın stratejik ortaklarından Microsoft'un CEO'su Satya Nadella, bu hafta İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda "Çin'deki gelişmeleri çok ama çok ciddiye almalıyız" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, TechCrunch, Ars Technica, Live Science, New York Times, CNN