Afganistan’da bomba yüklü bir araç yakalandıktan sonra infilak etti

Afgan vatandaşlar, 22 Mayıs 2019 tarihinde Gazne’de bir intihar saldırısının ardından bir hastanede tedavi görüyor (AFP)
Afgan vatandaşlar, 22 Mayıs 2019 tarihinde Gazne’de bir intihar saldırısının ardından bir hastanede tedavi görüyor (AFP)
TT

Afganistan’da bomba yüklü bir araç yakalandıktan sonra infilak etti

Afgan vatandaşlar, 22 Mayıs 2019 tarihinde Gazne’de bir intihar saldırısının ardından bir hastanede tedavi görüyor (AFP)
Afgan vatandaşlar, 22 Mayıs 2019 tarihinde Gazne’de bir intihar saldırısının ardından bir hastanede tedavi görüyor (AFP)

Afganistanlı yetkililer, geçtiğimiz çarşamba günü ülkenin doğusundaki Gazne’de güvenlik güçlerinin, Taliban unsurlarına ait patlayıcı madde yüklü bir araca roket güdümlü el bombası atmasının ardından 4 kişinin öldüğünü ve 15 kişinin de yaralandığını açıkladı. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre İçişleri Bakanlığı sözcüsü Nusret Rahimi, aracın Taliban unsurlarının çaldığı ABD yapımı Humvee tipi askeri bir araç olduğunu belirtti. Sözcü; “Güvenlik güçlerinin bulunduğu kontrol noktasında durmadı. Güvenlik güçleri, başlangıçta lastiklerine ateş açtı, ardından bir el bombasıyla araç infilak etti. Patlayıcı madde taşıyordu” dedi.
Gazne valisinin sözcüsü Arif Nuri de aracın şehre girmek istediğini ve bu gerçekleşmeden patlatıldığını söyledi. Gazne Hastanesi’nde Doktor Baz Muhammed Hama ise AFP’ye yaptığı açıklamada, ikisi polis memuru 4 kişinin cansız bedenlerinin hastaneye getirildiğini, 2’si ağır 15 kişinin de yaralandığını ifade etti. Gazne’deki polis şefi yardımcısı Ramazan Ali, yaralılar arasında beş sivilin olduğunu açıkladı.
Öte yandan Taliban’ın sözcüsü Zebihullah Mücahid, sosyal paylaşım organları aracılığıyla yaptığı açıklamada, harekete mensup savaşçıların askeri bir üs yakınlarında üzerlerindeki bombayı patlattıklarını açıkladı. Yerel yetkililer, arabanın içerisinde 4 kişinin olduğunu ifade etti.
Katar görüşmeleri sonuçsuz kaldı
Diğer taraftan ABD ve Taliban temsilcileri arasında Katar’da yapılan son müzakere turu, yaklaşık 2 hafta önce sona ermişti. Müzakere, barış anlaşması yolunda herhangi bir ilerleme kaydetmedi.
Aynı şekilde Nusret Rahimi, geçen çarşamba günü yaptığı yazılı açıklamada, DEAŞ’a mensup 7 unsurun, ülkenin doğusundaki Kunar vilayetinde Afgan özel güçleri tarafından öldürüldüğünü açıkladı.
İngiltere’de yayın yapan The Guardian gazetesi de 23 Mayıs’ta üst düzey bir Afgan yetkilinin Taliban tarafından kaçırılıp işkence gördükten sonra serbest bırakılan yetkiliye İngiltere tarafından sığınma hakkı verildiğini duyurdu.
Afganistan’daki üst düzey bir sağlık yetkilisi olan ve ülkede önemli projelerin geliştirilmesine katkısı dolayısıyla uluslararası açıdan da tanınan 42 yaşındaki Dr. Muhammed Hakmal, Taliban tarafından kaçırıldıktan sonra ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Afganistan parlamentosu, geçen pazartesi günü 2019 Ulusal Halk Sağlığı Ödülü’nü ikinci defa Hakmal’a verme kararı aldı. Muhammed Hakmal, yaptığı açıklamada “Kabil güvenli değil. İngiltere’den geri dönen siyasi sığınmacılar da dahil, Taliban’ın hedef aldığı binlerce insan var. Hükümetim beni koruyamadı” ifadelerini kullandı. Dr. Hakmal, halk sağlığı yönetimi konusunda 15 yıllık deneyime sahip. Bu süre zarfında da biri Londra Üniversitesi’nden olmak üzere üç yüksek lisans gerçekleştirdi. Ayrıca Dünya Sağlık Ekonomisi Birliği ve Amerikan Halk Sağlığı Birliği de dahil olmak üzere prestijli uluslararası tıp enstitülerinde araştırma yaptı.Afganistan’da, uzak bölgelerde evrensel tıbbi bakım sağlamayı amaçlayan “Bir Dolar Projesi”ni başlattı. Dünyanın en yoksul sağlık merkezlerine sahip iki bölgede 18 ay boyunca 2 bin 500 annenin hayatını kurtardı.



Amerika, Avrupa'da insan haklarının "gerilemesinden" üzüntü duyuyor

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)
TT

Amerika, Avrupa'da insan haklarının "gerilemesinden" üzüntü duyuyor

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bazı Avrupa ülkelerinde kötüleşen insan hakları durumuna ilişkin raporu (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın dün yayınladığı yıllık rapora göre Washington, özellikle ifade özgürlüğü konusunda olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde insan hakları durumunun "kötüleşmesinden" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni dış politika önceliklerini ortaya koyması beklenen dünya insan hakları raporunda, Almanya, İngiltere ve Fransa'da “insan haklarının geçen yıl kötüleştiğini” ifade etti.

Raporda Fransa ile ilgili olarak “ifade özgürlüğüne yönelik ciddi kısıtlamalar olduğuna dair güvenilir bilgiler” yer aldı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre raporda antisemitik eylemlerin artması da kınandı.

Washington, Birleşik Krallık'ta çocukları daha iyi korumayı amaçlayan yeni bir internet güvenliği yasası hakkında endişelerini dile getirdi.

Geçen hafta, ismini açıklamak istemeyen üst düzey bir ABD'li yetkili, ABD hükümetinin “siyasi veya dini belirli seslerin sansürlenmesi veya marjinalleştirilmesi olarak gördüğümüz konular hakkında ortaklarımız ve müttefiklerimizle açık müzakereler yapmayı” planladığını doğruladı.

Dünyadaki insan hakları durumunu ortaya koyan bu yıllık rapor, birçok hükümetin tepkisini çekiyor.

Kongre'nin talebi üzerine hazırlanan rapor, birçok uzman tarafından referans olarak kabul ediliyor.

Demokrat Başkan Joe Biden'ın önceki yönetimi döneminde hazırlanan raporun bir kısmı, Dışişleri Bakanlığı tarafından Trump yönetiminin önceliklerini içerecek şekilde değiştirildi ve yeniden yapılandırıldı. Bu öncelikler arasında, çeşitlilik programlarını veya kürtajı destekleyen politikalara karşı çıkmak yer alıyor.

Raporda, “Bu yılki raporlar, sahada ve ortaklar tarafından daha yararlı ve erişilebilir olması ve temel yasal yetkiye daha iyi yanıt vermesi ve yönetim kararlarıyla uyumlu olması için basitleştirildi” denildi.

Demokrat muhalefet milletvekilleri ve sivil toplum örgütleri, raporun Trump'ın politikalarıyla uyumlu olduğu ve dünya çapındaki insan hakları ihlallerinin gerçek resmini yansıtmadığı konusunda endişelerini dile getirdiler.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Trump yönetiminin yakın müttefiki El Salvador konusunda "ciddi insan hakları ihlallerine işaret eden güvenilir bir bilgiye sahip olmadığını" iddia ediyor. Bu ülke, halkı terörize eden çetelere karşı yürüttüğü amansız mücadele ve terörle mücadele merkezi nedeniyle, özellikle sivil toplum kuruluşları tarafından eleştiriliyor.

Buna karşılık, ABD hükümeti, ilişkilerinin son derece gergin olduğu iki ülke olan Güney Afrika ve Brezilya'yı eleştirdi.

Washington, "Güney Afrika'daki insan hakları durumunun son bir yılda önemli ölçüde kötüleştiğini" belirterek, Pretorya'nın "ülkedeki etnik azınlıkların haklarını ihlal ederek, mülklere el koyma konusunda endişe verici bir adım attığını" değerlendirdi.

Brezilya'ya gelince, ABD Dışişleri Bakanlığı, “mahkemelerin ifade özgürlüğünü ve demokratik diyaloğu, demokrasiye zararlı gördüğü, elektronik içeriğe erişimi kısıtlayarak aşırı ve orantısız aldığı önlemleri” kınadı.

ABD Hazine Bakanlığı'nın, mevcut Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva'ya karşı darbe girişiminde bulunmaktan yargılanan eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'ya karşı "sansür ve zulmün mimarı" olarak bilinen Brezilya Yüksek Mahkemesi Yargıcı Alexandre de Moraes'e yaptırım uygulaması dikkat çekici.

Şubat ayında, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı'nın açılışında Avrupa'da “ifade özgürlüğünün gerilediğini” belirtti. De Vance, "Avrupa ile ilgili olarak beni en çok endişelendiren tehdit Rusya, Çin veya başka bir dış güç değil, iç tehdit. Avrupa bazı temel değerlerinden uzaklaşıyor” ifadelerini kullandı.

J.D. Vance, “İngiltere ve Avrupa'nın çeşitli yerlerinde ifade özgürlüğünün gerilediğinden korkuyorum" şeklinde konuştu.