Hindistan Başbakanı Modi seçimlerde tarihi bir zafer kazandı

Modi, yasama seçimlerinde yüz milyonlarca oy elde ederek tarihi bir zafer kazandı (AFP)
Modi, yasama seçimlerinde yüz milyonlarca oy elde ederek tarihi bir zafer kazandı (AFP)
TT

Hindistan Başbakanı Modi seçimlerde tarihi bir zafer kazandı

Modi, yasama seçimlerinde yüz milyonlarca oy elde ederek tarihi bir zafer kazandı (AFP)
Modi, yasama seçimlerinde yüz milyonlarca oy elde ederek tarihi bir zafer kazandı (AFP)

Hindistan’daki Seçim Komisyonu tarafından yayınlanan resmi verilere göre, birkaç aşamada yapılan uzun seçim sürecinde yüz milyonlarca oyun sayılmasının ardından Başbakan Narendra Modi liderliğindeki Hindistan Halk Partisi (BJP- Bharatiya Janata) tarihi bir zafer kazandı. Sonuçlar, partinin 2014 seçimlerinde elde ettiği sonuçların üstünde, Lok Sabha’daki (Halk Meclisi) 542 sandalyenin yaklaşık 300’ünü kazandığını ortaya koydu. Bu çerçevede muhalif Ulusal Kongre Partisi (INC) de hayal kırıklığı yaşadı. Zira BJP’nin elde ettiği sandalye sayısı, Temsilciler Meclisi’nde gerekli çoğunluğu sağlamak üzere gerekli 272 sandalyenin üzerinde. Söz konusu durum, 1984 yılından bu yana bir partiye ilk defa tek başına çoğunluğu verirken, Başbakan Modi de Twitter üzerinde yaptığı açıklamada “Birlikte büyüyor, birlikte gelişiyoruz. Birlikte daha güçlü ve kapsayıcı bir ulus kuracağız. Hindistan bir kez daha kazandı” ifadelerine yer verdi.
Dünyanın en büyük demokrasi uygulaması olan seçimlerde, 605 milyon vatandaş oy kullandı, bu ise seçimlere katılım oranın yüzde 67 olduğunu gösterdi. Aynı şekilde yedi aşamada gerçekleşen seçimlerde 542 sandalye için 8 binden fazla aday yarıştı. Seçimler 11 Nisan’da başlayıp, 19 Mayıs’ta sona erdi.
68 yaşındaki Modi’nin eleştirmenleri, BJP’yi Hindistan’da özellikle de 170 milyon Müslümanlar olmak üzere dini azınlıklara karşı ayrımcılık yapmakla suçladı.
Öyle ki Modi’nin iktidarlık döneminde sığır eti yiyip büyükbaş hayvan ticareti yapmaları dolayısıyla Müslümanların ve dışlanmış Dalit azınlığı mensuplarının öldürülmesi artış gösterdi. İslami isimlere sahip çok sayıda şehre yine isimler verildi. Bazı okul kitapları, Hindistan’daki İslami katkıların önemini azaltmak için değiştirildi. Aynı şekilde Modi’nin müttefiki olan BJP Başkanı Amit Shah da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Bu sonuç; propaganda, yalanlar, kişisel saldırılar ve temelsiz muhalif politikalara karşı Hindistan’ın üstünlüğünü gösteriyor” ifadelerini yer verdi.
BJP’de üst düzey bir yetkili olan Dışişleri Bakanı Sushma Swaraj ise iktidar partinin büyük bir zafer kazandığını vurguladı. Modi’nin partisinin açık galibiyeti, ülkedeki egemenliğini göstermek isteyen Hindu grupların da cesaretlenmesine ve Müslüman azınlığın endişelenmesine neden olacak.
Bu çerçevede ülkenin kuzeyindeki Azamgarh şehrinde kimya alanında emekli ve Müslüman bir öğretmen olan Hasan Halid Azmi, geçen günlerde AFP’ye yaptığı açıklamada, “Eğer Modi iktidara gelirse bizim durumumuz zora girecek” dedi.
Ayrıca Modi, beş yıllık görev süresi boyunca işsizliği ve kırsal sorunları ortadan kaldırmaya yönelik reformlar gerçekleştirmeye çalışacak.
Yeni Delhi’deki parti genel merkezinde moral yüksekti. Televizyon kanalları, BJP’nin zaferini ilan ettiğinde çalışanların sevinç çığlıkları duyuldu. BJP sözcüsü Narasimha Rao, “Narendra Modi’nin olumlu politikaları için geniş bir yetki ve Hindistan için büyük bir zafer kazanıldığını” ifade etti. Ancak diğer taraftan INC’ye de gergin bir atmosfer hakim olurken, parti sözcüsü Selman Soz, “Bu durum, kesinlikle lehimize değil. Sonuçların tamamlanmasını beklemeliyiz. Ancak mevcut aşamada durumumuz iyi görünmüyor” dedi. 48 yaşındaki Rahul Gandhi ise özellikle Fransa savunma anlaşması, çiftliklerin durumu ve zayıf ekonominin arka planındaki yolsuzluk iddiaları sebebiyle Modi’ye saldırdı.
Öte yandan iki nükleer silah olan Hindistan ve Pakistan arasındaki yenilenmiş çatışma bağlamında İslamabad, Narendra Modi’nin yeni zaferi sonrasında Yeni Delhi ile barış görüşmelerine başlamaya istekli olduğu mesajını verdi. Ancak Hindistan’a uyarı da yapan Pakistan, Şahin 2 füzesini fırlatma tatbikatı gerçekleştireceğini açıkladı. Yüzeyden yüzeye balistik bir füze olan Şahin 2’nin, 1500 mile (yaklaşık 2 bin 414 km) kadar geleneksel ve nükleer silah taşıyabileceği ifade edildi.
Pakistan ordusu, 23 Mayıs’ta yayınladığı bir bildiride, “Şahin 2, bölgedeki istikrarın korunmasında Pakistan’ın stratejik ihtiyaçlarını tam olarak karşılayan oldukça yetenekli bir füzedir” açıklaması yaptı.
Hindistan ordusu ise olaya ilişkin doğrudan açıklamada bulunmadı. Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, geçen çarşamba günü Şangay İşbirliği Teşkilatı üye devletlerinin Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenledikleri toplantı sırasında Hint mevkidaşı ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantının ardından Kureyşi, “Ciddi bir konuşma yapmadık. İyi komşuluk temelinde yaşamak ve görüşmelerde göze çarpan askıdaki sorunları çözmek istiyoruz” dedi. Açıklama, Şubat ayında tartışmalı Keşmir meselesi dolayısıyla savaşa girmek üzere olan iki ülke arasındaki gerginliğin ardından yapıldı. Taraflar, Keşmir’in 1947 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana kendi egemenliğinde olduğunu iddia ediyor.
Pakistan Başbakanı İmran Han, Keşmir sorununu çözmek için Hindistan ile defalarca görüşmelerde bulundu. Yetkililer, seçimlerin tamamlanması sonrasında sürecin başlamasını umduklarını söylemişti. İmran Han da geçen ay, BJP’nin seçimleri kazanması halinde Hindistan ile daha fazla barış görüşmesi gerçekleşeceğine dair inancını dile getirmişti.
Modi: Çay sattım, ama halkımı satmadım
Narendra Modi, sokaklarda çay satan fakir bir çocuktan, Hindistan’ın ülkedeki en popüler ve eleştirilen liderine dönüşme yolunda zekası, basireti, bilgeliği ve yaşam tarzı ile tanınıyor. Modi, siyasi kariyerine başlamadan önce henüz bir çocukken bir tren istasyonunda babasının çay satmasına yardım ediyordu. Yüksek siyasi anlayışı ve kişiliği sayesinde 1,3 milyar insana ev sahipliği yapan Güney Asya’nın köklü ülkesi olan Hindistan’a kendisini dayatmayı başardı. 68 yaşındaki Modi, mütevazi geçmişini açığa vurmaktan çekinmiyor ve kendisini, Hindistan’ın ulusal güvenliğini ve Hindu değerlerini koruyan sağlam bir kişilik olarak tanıtıyor.
Ancak ekonomik reformları, bazı şüphelerle karşı karşıya. Şirketler, 2016 yılında yüksek değerli menkul kıymetlerin ani iptali konusunda şikayet etmeye devam ediyor.
Fakat Modi’nin, Hindistan’ın ulusal gündeminin motoru olduğu konusunda çok az bir şüphe mevcut. Zira Narendra Modi o kadar popüler ki, Twiter’da da 46 milyondan fazla takipçiye sahip.



Amerikan bakım evlerinde bin 500 çocuk cinsel suçların kurbanı oldu

New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)
New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)
TT

Amerikan bakım evlerinde bin 500 çocuk cinsel suçların kurbanı oldu

New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)
New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)

New York Times gazetesi, ABD'nin New Hampshire eyaletindeki çocuk bakım evlerinde cinsel istismara uğrayan yaklaşık 1500 kurbanın, onlarca yıl süren ihlallerden dolayı maddi tazminat almakta zorluk yaşadığını ortaya çıkardı. Bunu, davaların açılmasını önlemek için uzun süren müzakereler izledi ve eyalet, her kurbana 540 bin dolar tazminat ödenmesi için milyonlarca dolarlık bir uzlaşma bedeli ödemeyi taahhüt etti.

Ancak mali zorluklarla karşı karşıya olan eyalet milletvekilleri, haziran ayında fonun bağımsızlığını kısıtlamak ve eyalete tazminatları reddetme yetkisi vermek amacıyla fon kanunlarında değişiklikler kabul etti. Bu değişiklikler, eyalet bütçesinde uzlaşma fonuna herhangi bir ödenek ayrılmaması ile es anlı olarak geldi. Mağdurlar bu önlemlere toplu dava açarak yanıt verdi ve 20 Ağustos'ta duruşma yapılması planlanıyor.

Cinsel suçlar ve tecrit

Toplu davaya katılan kurbanlardan biri olan Corinne Moon, yıllarca devlet memurları tarafından cinsel istismara uğradı ve eyaletin tazminat ödemekten vazgeçmesinden duyduğu öfkeyi şöyle dile getirdi: "Bu durum, suçlunun sanık sandalyesinde oturup ‘Bu hoşuma gitmedi, değiştirelim’ demek gibi bir şey. Bu nasıl adalet olabilir? Neden devletin bize yeniden zarar vermesine izin veriliyor?"

Bakım evine yerleştirildiğinde 14 yaşında olan Moon, hükümet görevlileri tarafından defalarca tecavüze uğradığını ve gece yarısı adamların odasına girip kendisine saldırmasından korktuğunu söyledi. Erken bir aşamada dava açtığını ve yetkilileri değişime zorlamak için kamuoyuna açıklama yaptığını, ancak artık bu sayfayı kapatmak istediğini belirten Moon, davasını hızlı bir şekilde çözmek için uzlaşma fonuna katılmayı seçti.

New Hampshire'daki üç çocuk gözaltı merkezinde mağdurlara uygulanan ihlaller arasında ağır dayak, boğma, cinsel suçlar, çıplak arama ve haftalarca süren hücre hapsi yer alıyor. Kurbanların çoğu yoksul ailelerden geliyordu ve çoğu zaman ya babaları yoktu ya da kötü davranıyordu. Kurbanların suçları, uyuşturucu kullanmak, okulu asmak ve hırsızlık gibi çocukluk suçlarıydı. Raporda, en yaşlı kurbanın 78 yaşında olduğu ve 1968'de maruz kaldıklarını anlattığı belirtildi. En genç kurban ise 19 yaşındaydı.

Bu tesislerdeki yetersiz eğitimi ortaya koyan 1978 tarihli bir hükümet raporuna ve Başsavcının 1980 yılında davalara yol açabilecek sorunlar konusunda yaptığı uyarıya rağmen, mağdurların öne çıkıp dava açmaya başlamasının ardından devlet 2020 yılına kadar tam bir soruşturma başlatmadı.

Yasal değişiklikler

Gazete, Kaliforniya ve Maryland gibi diğer eyaletlerin de aynı krizle karşı karşıya olduğunu ve cinsel saldırı davalarının çözüm maliyetlerinin milyarlarca dolara ulaştığı belirtiliyor. Mali zorlukların ortasında, yasa koyucular mağdurlara yönelik yükümlülükleri, vatandaşlar için temel hizmetler ve vergi indirimleri gibi kamu harcama öncelikleriyle dengelemeye çalışıyor.

Maryland eyaletinde, yeni bir yasa tazminat tavanını yarıdan fazla düşürdü, ancak eyalet, olaylarla ilgili binlerce talepten kaynaklanan 3 milyar doları aşan potansiyel yükümlülüklerle karşı karşıya.

Washington eyaletinde ise mahkemelerin sorumluluk alanını genişletmesi ve bazı davaların zamanaşımı süresini uzatmasıyla maliyetler arttı. 2022 yılından bu yana Çocuk, Gençlik ve Aile İdaresi'ne karşı açılan davalarla ilgili yıllık ödemeler iki katına çıktı ve milletvekilleri bu yıl bu amaçla ayrılan bütçeyi harcamaları karşılamak için tüketti.

Kaliforniya'da, 2019 yılında çocuk istismarı davalarında kurumlara karşı dava açmayı kolaylaştıran bir yasa çıkarıldıktan sonra, belediyelere ve eğitim idarelerine karşı talepler iki katına çıktı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre geçtiğimiz nisan ayında Los Angeles, 1950'lerin sonlarına ait 6 bin 800'den fazla davayı çözmek için 4 milyar dolar ödemeyi kabul etti. Ödemeler 2051 yılına kadar yıllık taksitler halinde yapılacak. Yerel yetkililer, bu mali yükün bütçeleri kısmaya ve personel çıkarmaya zorlayabileceği konusunda uyarıda bulunarak, gelecekteki tazminatları sınırlamak için yasal çözümler önerdi.

Bu bağlamda, 2019 yasasının hazırlanmasına katılan eski Milletvekili Lorena González, yasanın yetkilileri istismar şikayetlerini daha ciddiye almaya teşvik edeceğini umduğunu, bunun da gerçekleştiğini, ancak “büyük finansal kaynaklara sahip uzman avukatların şehirlerin kasalarını boşaltmak ve milyarlarca dolarlık kamu kaynaklarını elde etmek için harekete geçeceğini” beklemediğini söyledi. González, şu andaki zorluğun dengeyi sağlamak olduğunu belirterek, “Tazminatlar o kadar yüksek olursa, örneğin çocuk koruma hizmetlerinden ve sosyal hizmet uzmanlarından vazgeçmek zorunda kalırsak, bugünün çocuklarına haksızlık etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.